DÜNYA - 12 Eylül 2025 Cuma 00:00 | Son Güncelleme : 12 Eylül 2025 Cuma 00:08

Dışişleri Bakanı Fidan: ''Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı"

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, "İsrail’in yayılmacı politikasının Katar’a kadar uzanması Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalıdır" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İtalya’nın başkenti Roma’da, İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldi. Bakanlar, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Tajani ile ikili ve bölgesel konulardaki iş birliğini geliştirmek amacıyla görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Fidan, "İtalya ile olan stratejik ortaklığımızı daha da derinleştirmek konusunda kararlıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız ve İtalya Başbakanı Sayın Meloni bu konudaki iradelerini biliyorsunuz en güçlü şekilde defalarca ortaya koymuşlardır. Bizler de çeşitli projeler üzerinde çalışarak ülkelerimizin refahı ve güvenliğine katkıda bulunmak için somut adımlar atmaktayız" dedi.

"Amacımız ticaret hacmini 40 milyar dolara çıkarmak"

Türkiye ve İtalya’nın aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelere fayda sağlayacak çalışmalar da yürüttüklerini belirten Fidan, "İtalya ile ikili ilişkilerimizde ticaret, enerji, savunma, göç ve organize suçlarla mücadele gibi alanlar ön plana çıkmakta. Ticaret hacmimiz 32 milyar doları aştı. Amacımız inşallah bunu 40 milyar dolara çıkarmak. Savunma sanayi alanındaki iş birliğimizden de büyük memnuniyet duyuyoruz. Son dönemde Baykar firmasının İtalya'nın köklü havacılık şirketi Piaggio Aerospace'i bünyesine katması, ayrıca İtalyan savunma sanayi şirketi Leonardo ile ortaklık kurması bölgemiz için örnek teşkil etmektedir. Keza, Eurofighter temini konusunda kat edilen ilerleme ülkelerimiz açısından son derece önemlidir" dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan: ''Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı

"Türkiye olarak düzensiz göçle kararlı bir şekilde mücadele etmekteyiz"

Akdeniz’in Avrupa’nın enerji güvenliği ve bağlantısallığı açısından anahtar bir konumda olduğunu vurgulayan Fidan, "Bu alanlardaki iş birliğimizin geliştirilmesi hem ikili hem de bölgesel düzeyde büyük fayda sağlayacaktır. Diğer taraftan deniz yetki alanlarımızda öngörülen faaliyetlerin egemen haklara saygılı biçimde, uluslararası deniz hukukuna uygun şekilde ve etkin eşgüdüm içinde yürütülmesi gerekmektedir. İtalya'nın bu hususa gösterdiği hassasiyetten büyük memnuniyet duyuyoruz. Bugün ayrıca Akdeniz'deki düzensiz göç hareketliliğini de değerlendirdik. Türkiye olarak düzensiz göçle kararlı bir şekilde mücadele etmekteyiz. Gayretlerimiz sonucunda özellikle Doğu Akdeniz göç güzergahındaki baskı oldukça azalmış durumda. Bu konuda da İtalya ile ortak çalışmalarımıza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"AB’ye tam üyelik, stratejik bir hedef olmaya devam ediyor"

AB’ye tam üyeliğin Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini ifade eden Fidan, "Bu süreçte AB'den beklentimiz dar siyasi hesaplarla ön yargılı bir tutum takınmaması ve Türkiye'ye AB üyelik sürecini canlandıracak adımlar içeren bir vizyon geliştirmesidir. İtalya'nın ülkemizin AB üyeliğine verdiği destek stratejik ve uzun vadeli bir bakış açısının tezahürüdür. Bu anlayışın tüm AB üyeleri tarafından benimsenmesini bekliyoruz" dedi.

 

Fidan, "İtalya ile Avrupa savunmasının güçlendirilmesi konusunda da ortak bir vizyona sahibiz. Sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisinin ancak NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye'nin tam katılımıyla mümkün olabileceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.

"Savaşın sona ermesi için her türlü çabayı göstermeye hazırız"

Tajani ile bölgesel ve uluslararası meseleleri de etraflı bir şekilde ele aldıklarını kaydeden Fidan, "Bu çerçevede Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın tesisi yönündeki ortak irademizi ve çabalarımızı değerlendirdik. Türkiye, taraflar arasında doğrudan müzakere sürecine ev sahipliği yaparak somut katkı sağladı. Bundan sonraki dönemde de kolaylaştırıcı rolümüzü sürdürmeye ve savaşın sona ermesi için her türlü çabayı göstermeye hazırız" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Fidan: ''Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı

Libya konusunda ortak tutum

Bakan Fidan, "Bugün Afrika'daki güncel gelişmeleri de değerlendirdik. Afrika'da refah ve istikrarı desteklemek istiyoruz. Bu amaçla kıtadaki ülkelerin öncelik ve beklentileri ışığında ne tür çalışmalar yapabileceğimizi ele aldık. Libya'daki siyasi sürecin devam ettirilmesi ve sahadaki aktörlerin diyaloğa teşvik edilmesi yönündeki ortak tutumumuzu yineledik. Libya'nın birliği, toprak bütünlüğü, egemenliği, istikrarı ve güvenliğinin kalıcı şekilde sürdürülmesi önem arz ediyor. Türkiye ve İtalya olarak bu yöndeki çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.

"Uluslararası toplumu, İsrail karşısında gereken önlemleri almaya davet ediyoruz"

Gazze’deki duruma ve İsrail’in Doha saldırısına da değinen Fidan, "Uluslararası toplumun gündemindeki başlıca mesele, İsrail'in Gazze'de işlemekte olduğu soykırım ve bölgedeki izlediği yayılmacı politikadır. İsrail, Doha'daki saldırıyla bir ülkenin daha egemenliğini ihlal etmiştir. Bu alçak saldırı karşısında Katar'la tam dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Katar, barışçıl bir dış politika izleyen, ara buluculuk faaliyetlerini başarıyla yürüten bir ülkedir. İsrail'in yayılmacı politikasının Katar'a kadar uzanması, Netanyahu'ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalıdır. Uluslararası toplumu, İsrail karşısında gereken önlemleri almaya davet ediyoruz" dedi.
Çok sayıda Batı ülkesinin BM Genel Kurulu sırasında Filistin’i tanıma kararı almalarının memnuniyet verici olduğunu söyleyen Fidan, "Önümüzdeki günlerde BM Genel Kurulu'nun yüksek düzeyli haftasına Sayın Cumhurbaşkanımız iştirak edeceklerdir. New York'ta düzenlenecek faaliyetlerde Filistin halkının acılarının dindirilmesi ve Filistin meselesine kalıcı çözüm bulunması için çaba harcamayı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Basın toplantısında Libya Ulusal Ordusu (LNA) lideri Halife Hafter'in Türkiye’yi ziyaret etme ihtimaline ilişkin bir soru üzerine Fidan, "Biliyorsunuz, Türkiye son yıllarda Batı ile geliştirdiği ilişki seviyesini Doğu ile de yakaladı. Bu çerçevede Temsilciler Meclisi Başkanı Sayın Akile Salih’in Ankara'ya ziyaretleri oldu. Hafter'in çeşitli vesilelerle Türkiye'de misafir olması, görüşmelerde bulunması, ağırlanması söz konusu oldu. Şu anda bizim gündemimizde General Hafter'in Türkiye'ye bir ziyareti yok ama olması da normal bir konu olurdu" dedi.

"İsrail’in bölgedeki yayılmacılığı ve tehdidi giderek büyüyor"

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in İsrail aleyhinde bazı yaptırım teklifleri sunacağını açıklamasının yeterli olup olmadığı ve uluslararası toplumun tepkisini nasıl değerlendirdiği yönünde bir soruya Fidan, bunların ortaya çıkardığı sonuçlar açısından yetersiz olduğunun görüldüğü şeklinde cevap verdi. Fidan, "Bugün itibariyle Gazze'de sistematik açlıkla oluşturulan soykırım devam etmekte. İsrail'in bölgedeki yayılmacılığı ve tehdidi giderek büyümekte. Demek ki uluslararası baskı yeterince değil, caydırıcı bir noktaya gelmemiş. Ama geç de olsa uluslararası kamuoyunda büyük bir uyanma görüyoruz. Uluslararası sistemdeki uyanma ve iç çatışma daha farklı seyrederken uluslararası kamuoyu bu noktada daha hızlı mesafe kat ediyor. İsrail'in yıllar içerisinde uluslararası kamuoyunun gözü önünde oluşturduğu ilizyonun giderek kalkmakta olduğunu görüyoruz. Gerçek yüzünün, gerçek niyetlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. İnsanlığın kutsal kabul ettiği bütün kuralların teker teker nasıl çiğnendiğini, nasıl aşındığını bunu yaparken de hiçbir umursamazlık içerisinde olduğunu bütün dünya görüyor. Dünya, özellikle Batı toplumu kendi değerleri içerisinde bir çatışma içerisinde. İsrail'in işgal ettiği yerle kendi değerleri arasındaki çatışma, daha büyük sonuçları ben getirecektir diye düşünüyorum. Ama sonuçlar açısından baktığımız zaman uluslararası toplumun, uluslararası sistemin daha çok şey yapması gerekiyor. Özellikle Avrupa Birliği'nin, diğer ülkelerin, Birleşmiş Milletler'in daha ileri kararlar alarak İsrail'i durdurması gerekiyor. Yoksa büyük ölçüde aşılmış olan uluslararası sistemin topyekun çöküşüyle karşı karşıya kalabiliriz" dedi.

"Barış ve ateşkes görüşmelerine kaldığı yerden devam edilmeli"

Polonya’daki hava sahası ihlaline ilişkin yorumu sorulan Fidan, "Biliyorsunuz NATO'da daimi temsilciler nezdinde dördüncü maddeyi konu alan bir olağanüstü toplantı yapıldı. Burada daimi temsilcilerimiz, NATO üyesi ülkelerin daimi temsilcileri konuyu enine boyuna görüştüler" dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan: ''Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı

Bu olayın bir tekrarının yaşanmaması temennisinde bulunan Fidan, "Ama şunu da söylemekten geçemeyeceğim. Bu savaşın başından itibaren biz savaşın yayılma riskinin olduğunu bir an önce durması gerektiğini ısrarla ve defaatle vurguladık. Vurgulamakla kalmadık, bunun için çok çeşitli seviyelerde girişimlerde bulunduk. Barış görüşmelerine, ateşkes görüşmelerine, esir takasına ev sahipliği yaptık ve bunu da yapmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken en büyük endişemizi, tıpkı Gazze Savaşı'nın başında ifade ettiğimiz gibi bu savaşın başında da söylemiştik. Türkiye bölgenin yetkin bir ülkesi, sorumluluk sahibi bir ülkesi. Tehlikeleri görebiliyor. Mevcut bir tehlikenin başka hangi türden tehlikeleri getirebileceğine ilişkin kanaatlerimiz var ve maalesef her bir konuda da bu gerçekleşiyor. Üç buçuk yıl önce başlayan bu savaşın en büyük risklerinden birinin yayılma riski olduğunu, bunun bir an önce durması gerektiği konusundan altını çizmiştik. Bugün de aynı yerde duruyoruz. Barış görüşmelerine, ateşkes görüşmelerine kaldığı yerden devam edilmeli. Biz Türkiye ve İtalya olarak bu savaşın bir an önce durması gerektiği konusunda ortak görüşümüz var. Değerli meslektaşımla da bunu görüştük. Bu sadece bölge güvenliğini tehdit etmiyor, küresel güvenliğe de büyük bir tehdit. NATO üyesi ülkeler olarak biz üzerimize düşen görevleri, ödevleri yapmaktayız. Müzakerelerimizi, istişarelerimizi yapıyoruz. Ama diğer taraftan bu savaşın durması için, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın bir an önce durması için daha fazla çaba ortaya konması gerektiği de aşikar. Bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" dedi. Bakan Yumaklı, sosyal medya hesabından IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri başvuruları ile ilgili açıklama yaptı. Yumaklı, LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamının desteklenmeye hak kazandığını duyurdu. Aynı zamanda Yumaklı, yaklaşık 2.2 milyar lira tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneği’nin yüzde 100 hibeyle destekleneceğini açıkladı. "LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar lira tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 Yerel Eylem Grupları Derneği yüzde 100 hibeyle desteklenecek. Böylece kırsal kalkınmada yerel katılımı esas alan LEADER Yaklaşımı Tedbiri’nin uygulandığı günden bu yana 257 Yerel Eylem Grupları Derneğine toplam 2,8 milyar lira hibe desteği sağlanmış oldu. Çiftçilerden STK’lara, kadınlardan gençlere kadar, yerelde birçok aktörün bir araya gelerek oluşturduğu dernek statüsündeki Yerel Eylem Grupları aracılığıyla, bölgenin ihtiyaçlarını esas alan kalkınma stratejileri belirlenecek ve uygulanacak. IPARD II Döneminde olduğu gibi IPARD III Programı döneminde de kırsal alanlarda katılımcı ve sürdürülebilir kalkınmanın önünü açmaya, kırsalı yerinde kalkındırmaya devam edeceğiz. Hayırlı, uğurlu olsun."
İzmir İzmir’den Bükreş’e bilim köprüsü Yaşar Üniversitesi, AB’nin yükselen yıldızı Romanya’nın önde gelen iki üniversitesi ile iş birliği yapacak. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu ve Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan, Bükreş’te önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Bu doğrultuda Bükreş Tarım ve Veterinerlik Üniversitesi’nin yanı sıra Bükreş Politeknik Üniversitesi ile ikili iş birliği protokolleri imzalandı. Ziyaret sırasında ev sahibi üniversitelerin araştırma enstitüleri ve laboratuvarları incelenirken, fakülte dekanlarından bilimsel çalışmalar hakkında bilgiler alındı. Görüşmeler sonucunda imzalanan mutabakata göre; iki ülke üniversiteleri arasında ortak bilimsel araştırmalar yürütülecek, öğretim üyesi ve bilim insanı değişimi yapılacak. Ayrıca ortak eğitim müfredatlarının geliştirilmesi, öğrenci değişim programlarının başlatılması, akademik yayın ve bilgi paylaşımı konularında da anlaşmaya varıldı. Etkin iş birliği İki üniversiteyle ayrı ayrı çok değerli iş birlikleri yaptıklarını açıklayan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, "Akademisyen ve doktora öğrencisi potansiyeli bakımından iş birliği yapabileceğimiz çok nitelikli iki üniversiteyle bir araya geldik. Özellikle öğrenci ve öğretim elemanı değişimi, yaz okulları ve doktora programları kapsamında ortak çalışmalar yürütebileceğimiz görüldü. Ayrıca uluslararası proje fonlarına ortak başvurular yapabilecek, laboratuvar imkanlarından karşılıklı yararlanabileceğiz. Romanya tarafının üniversitemize ilgisi büyük. Bu süreçte bağlantı kurmamızda büyük destek sağlayan Romanya’nın İzmir Başkonsolosu’na teşekkür ediyorum. Diplomatik misyonun da parçası olduğu bu ziyarette, ülkenin araştırma fonlarına yön veren rektörler tarafından çok üst düzeyde ağırlandık’’ dedi. İklim ve sürdürülebilirlik Son yıllarda üniversitenin uluslararası listelerde üst sıralara yükselmesinin, küresel ölçekte güçlü bir referans olduğuna değinen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu ise şunları söyledi: "Uluslararası iş birliklerini çok önemsiyoruz; çünkü bu anlaşmalar hem yayınların kalitesini ve etkisini artırıyor hem de insan kaynağı yetiştirme noktasında güçlü bir iletişim ağı kurmamızı sağlıyor. İlk etapta öğrenci değişimleri başlayacak. Ardından Bükreş’teki iki üniversite heyeti bizi İzmir’de ziyaret edecek. Özellikle iklim değişikliği, sürdürülebilirlik, kuraklık ve döngüsel ekonomi konularında ortak araştırmalar yapmayı planlıyoruz." Vizyoner hamle Bu iş birliklerinin, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nin uluslararasılaşması açısından kritik bir adım olduğunu vurgulayan Dekan Prof. Dr. İsmail Türkan ise şöyle konuştu: "Fakültemizin eğitim dilinin İngilizce olması ve öğrencilerin mezun olmadan iş dünyasıyla tanışmasını sağlayan YU-COOP (Yaşar Üniversitesi Ortak Eğitim Programı) ile fark oluşturuyoruz. Laboratuvar altyapımızın da güçlenmesiyle beraber derin bilimsel çalışmalar yapacağız. Bu birliktelik yapacağımız küresel anlaşmaların uluslararası fonlara erişim açısından bize avantaj sağlayacağını düşünüyoruz. Bu iş birlikleri aynı zamanda öğrencilerimizin vizyonunun gelişmesine de katkı sunacak. Öğrencilerin Bükreş’teki partner üniversitelerin sera, tarla ve bahçe gibi uygulama alanlarını yerinde görmeleri, mesleki ve akademik birikimlerini artıracak. Amacımız, hem eğitim öğretimde hem de araştırmada evrensel düzeyde çalışmalar yapmak."
Eskişehir Yapılan 10 yıllık çalışma sonucunda artık Eskişehir’de biberiye üretilebiliyor Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Duran Katar, "Eskişehir gibi illerin hiçbirisinde biberiye üretilmiyordu. Biz, 10 yıllık çalışmamızın sonucunda soğuk bölgelere de dayanabilen yeni genotipleri seleksiyonla geliştirdik. Artık Eskişehir’in farklı rakımlarına biberiye üretimi yapılabiliyor" dedi. ESOGÜ Ziraat Fakültesi tarafından yaklaşık 10 yıl önce Eskişehir’e 100 çeşit bitki getirilerek bir çalışma yapıldı. Çalışmalar sonucunda 97 bitki çeşidi kaybedilirken, kışı geçirebilen ve soğuğa dayanabilen 3 tür tespit edildi. Bu bitkiler çoğaltılarak üretilirken, normalde Eskişehir’de üretimi pek mümkün olmayan biberiye ile ilgili olumlu gelişmeler kaydedildi. Gelinen aşamada, farklı rakımlarda biberiye yetiştirilebildiği ve ilerleyen zamanlarda üretimin yaygınlaşacağı belirtildi. "Geliştirdiğimiz biberiye bitkileri artık Eskişehir’in farklı rakımlarında yetiştiriliyor" Yapılan çalışmayla ilgili detaylara değinen ESOGÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Duran Katar, "Biberiye bitkisi, antioksidan özelliği en yüksek olan bitki olarak biliniyor. Herbal çay, uçucu yağ, ilaç ve gıda endüstrisinde farklı amaçlarla, farklı şekillerde kullanılan çok önemli bir bitki. Türkiye’de şu anda doğadan toplanarak kültürü yapılıyor. Biberiye sıcak bölgelerin bitkisi olarak biliniyor ve Eskişehir gibi geçit kuşağı ya da Orta Anadolu gibi soğuk bölgelerde çok yetiştirilmiyordu. Ancak biz 10 yıl önce Eskişehir’de yaklaşık 100 bitki getirerek bir çalışmaya başladık. Bu 100 bitkiden seleksiyonla 97 bitkiyi genotip olarak Eskişehir şartlarına dayanamaması sebebiyle kış dönemlerinde kaybettik. Yapılan seleksiyon sonucunda kalan ve 10 yıllık Eskişehir kışını geçirebilen, soğuğuna dayanabilen 3 bitkiyi genetik olarak bu bölgeye dayanıklı olduğunu tespit ettikten sonra çoğalttık. Böylelikle Eskişehir şartlarında biberiye üretimine başlamış olduk. Geliştirdiğimiz biberiye bitkileri artık Eskişehir’in farklı rakımlarında yetiştiriliyor ve üretimi yapılabiliyor. Bu fakültemizin eseri" şeklinde konuştu. "Arıcılıkta bölgemiz için çok önemli katkılar sağlayacak bir bitki" Prof. Dr. Katar, arıcılık yapan vatandaşları ilgilendiren bilgiler de paylaşarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu dönemde bile üzerinde çiçek olan, yıl boyu 2 defa çiçeklenebilen, özellikle polen ve nektar akımı konusunda arıcılığa büyük hizmeti olan bir bitki. Arıcılıkta bölgemiz için, Eskişehir için gelecekte çok önemli katkılar sağlayacak bir bitkimiz. Arıcılık yapan arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum: Taşıma şeklindeki arıcılıkla bu işin verimli bir şekilde sürdürülmesi çok zor. Bu arkadaşlarımızın başta biberiye olmak üzere diğer tıbbi aromatik bitkileri bulundurarak bal verimini ve kalitesini artırabileceklerini bilmelerini istiyorum."
Kütahya "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi gerçekleştirildi Kütahya İl Millî Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi, Beylerbeyi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa, Şehit Selim Cansız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile bünyesinde bulunan İmam Hatip Ortaokulu velileri yoğun ilgi gösterdi. Programda velilere hitap eden İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; millî, manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez bireyler olarak yetiştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dijital çağın beraberinde getirdiği risklere değinen Yılmaz, ekranların ve sosyal medyanın oluşturduğu sahte rol modellere karşı aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların birer emanet olduğunu ifade eden Yılmaz, onların bir fidan gibi özenle yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, zor zamanların birlik ve beraberlik içinde aşılabileceğini dile getirdi. Çocukların "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temel taşı olduğunu söyleyen Yılmaz, bu neslin ülkenin değerlerine, gelenek ve göreneklerine, dinî ve millî hassasiyetlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişeceğini ifade etti. Konuşmasında, "Daha çok çalışmalı, daha çok yorulmalı ve sesimiz daha gür çıkmalı" vurgusu yapan Yılmaz; kar tanelerinin birleşerek çığları, yağmur damlalarının selleri oluşturduğu gibi, birlik olunduğunda güçlü olunacağını söyledi. Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ve sahte kahramanlardan korumanın ancak bu anlayışla mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, çocukları kaybetme gibi bir lükslerinin olmadığını belirtti. Program, velilerin sorularını doğrudan iletebildiği soru-cevap bölümüyle devam etti. Velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve taleplerinin dinlendiği buluşmada, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Samimi bir atmosferde gerçekleştirilen program, aile-okul iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlarken, katılımcı veliler tarafından memnuniyetle karşılandı.