DÜNYA - 30 Kasım 2025 Pazar 18:21 | Son Güncelleme : 30 Kasım 2025 Pazar 18:25

Dışişleri Bakanı Fidan: "Ukrayna’da barış çabalarının içerisindeyiz"

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, Ukrayna ve Rusya barışının bölge için önem taşıdığını belirterek, "Avrupalıların, Ukraynalıların, Rusların, Amerikalıların attığı bütün adımları, çabaları destekliyoruz. Bu çabaların içerisindeyiz. İnşallah bir an önce Rusya-Ukrayna barışının da hayata geçtiğini görürüz" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Tahran’da İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Fidan, göreve geldikten sonra dördüncü kez gerçekleştirdiği İran ziyaretinde, mevkidaşı Arakçi ile verimli görüşmeler yaptıklarını belirterek, iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Fidan, önceki resmi görevleri sırasında da İran’a sık sık geldiğini hatırlatarak, Arakçi ile uluslararası platformlarda düzenli olarak bir araya geldiklerini ve tüm önemli gelişmeleri telefon diplomasisiyle de yakın iş birliği içinde değerlendirdiklerini söyledi. Türkiye-İran ilişkilerindeki yapıcı iş birliği için Arakçi’ye teşekkür eden Fidan, görüşmelerin son derece verimli geçtiğini ifade etti.

Ticaret ve enerji başlıkları masada

Ziyaret kapsamında iki ülke arasında ticaret ve enerji başta olmak üzere refahı ve ekonomiyi doğrudan etkileyen birçok başlığın ele alındığını aktaran Fidan, sınır kapılarının daha etkin kullanılmasının ticaretin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. İki ülkenin ulaştırma, bağlantısallık ve lojistik alanlarında mevcut potansiyelin gerisinde kaldığını belirten Fidan, "Bu konuda atmamız gereken önemli adımlar var" değerlendirmesinde bulundu.

"Sınır kapılarını artırmalı ve daha etkin hale getirmeliyiz"

Fidan, İran ile Türkiye arasındaki ticaret ve insan hareketliliğinin daha verimli yönetilebilmesi için sınır kapılarının güçlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Sınır kapılarının sayısını artırmamız ve sınır kapılarını daha etkin hale getirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

İki ülkenin büyük nüfusa ve güçlü ekonomilere sahip olduğunu belirten Hakan Fidan, Türkiye ve İran toplumlarının birbirine çok yakın olduğuna dikkat çekti. Tarafların yoğun etkileşim içinde bulunduğunu ve her yıl milyonlarca kişinin iki ülke arasında seyahat ettiğini hatırlatan Fidan, bu yoğunluğu daha sistemli bir yapıya kavuşturmak için somut projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

"Van Başkonsolosluğunu dört gözle bekliyoruz"

Arakçi’nin İran’ın Van Başkonsolosluğunun yakında açılacağına ilişkin açıklamasına da değinen Fidan, "Van’daki başkonsolosluk açılımını dört gözle bekliyoruz. İnşallah sayın meslektaşıma da söz verdim, kendisi gelirse ben de oraya gideceğim, beraber açacağız" dedi.

Düzensiz göçle mücadelede ortak çalışma vurgusu

Fidan, düzensiz göçle mücadelede yakın coğrafyadan kaynaklanan sorunlar bulunduğunu belirterek, bu konuda İran ile iş birliği yapılması gerektiğini söyledi. Bakan Fidan, "Özellikle Afganistan kaynaklı düzensiz göçle nasıl beraber mücadele edebiliriz, oradaki Afgan hükümetiyle beraber nasıl çalışabiliriz, bu konu üzerinde de durduk" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın Tahran ziyareti için hazırlık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tahran’a gerçekleştireceği ziyarette Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin (YDİK) 9’uncu toplantısının İran’da yapılacağını ifade eden Fidan, kendi ziyaretinin de Erdoğan’ın temasları için ön hazırlık niteliği taşıdığını belirtti. İki ülke arasındaki teknik, ekonomik ve ticari konuların ele alınmasının önemine dikkat çeken Fidan, bu başlıkların görüşmelerin önemli unsurları arasında yer aldığını kaydetti.

Bölgesel konularda geniş değerlendirme

Fidan, Arakçi ile gerçekleştirdiği görüşmede, Türkiye ile İran’ın bölgenin iki güçlü ülkesi olduğuna dikkat çekerek, bölgesel konuların kapsamlı şekilde ele alındığını söyledi. Görüşmelerde Filistin ve Gazze başta olmak üzere Suriye, Lübnan, İsrail’in yayılmacı politikaları, nükleer müzakereler ile Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlik gibi konuları değerlendirdiklerini belirten Fidan, İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının bir numaralı güvenlik tehdidi olduğu konusunda Ankara ve Tahran’ın görüş birliği içinde olduğunu ifade etti.

Gazze ve bölge için uluslararası toplum çağrısı

Gazze’de büyük çabalarla oluşturulan ateşkesin sürdürülmesinin temel hedefleri olduğunu aktaran Fidan, Batı Şeria ve Kudüs’te devam eden saldırıların da son bulması gerektiğini vurgulayarak bu süreçte uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini dile getirdi. Fidan ayrıca, Suriye ve Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmasına yol açan İsrail’in yayılmacı adımlarının "bir an önce durması" için de uluslararası toplumun gerekli adımları atması gerektiğini kaydetti.

"Türkiye, İran’ın nükleer müzakerelerinde Tahran’ın yanındadır"

Hakan Fidan, Türkiye’nin İran’ın nükleer müzakerelerinde her zaman Tahran’ın yanında olduğunu belirterek, "Amacımız, İran’ın uluslararası hukuk çerçevesinde sorunun çözümüyle birlikte yaptırımlardan kurtulması ve bölgesel entegrasyonun ekonomik ve diğer alanlarda hızla ilerlemesidir" ifadelerini kullandı. İran’ın uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı yaptırımların haksız olduğunu her fırsatta dile getirdiklerini vurgulayan Fidan, sürecin ilerlemesi için Türkiye’nin üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Rusya-Ukrayna barışı için Türkiye’nin çabası

Fidan, Ukrayna ve Rusya barışının bölge için önem taşıdığını, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere tüm kurumlarıyla yoğun çaba gösterdiğini söyledi. Fidan, "Avrupalıların, Ukraynalıların, Rusların, Amerikalıların attığı bütün adımları, çabaları destekliyoruz. Bu çabaların içerisindeyiz. İnşallah bir an önce Rusya Ukrayna barışının da hayata geçtiğini görürüz" şeklinde konuştu.

İş birliği mesajı

Toplantı sonunda Arakçi’ye teşekkür eden Fidan, İran’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, Tahran’daki üst düzey temasları kapsamında iki ülke arasındaki iş birliğinin mümkün olan en ileri seviyeye taşınması için çalışacaklarını kaydetti.

Aynur Sena Çabuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.