SAĞLIK - 02 Nisan 2020 Perşembe 13:10

Diz ekleminden gelen sese dikkat

A
A
A
Diz ekleminden gelen sese dikkat

Dizlerin vücudun yükünü en fazla taşıyan eklemler olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, ‘’Bu nedenle diz problemleri kişilerin yaşamlarını olumsuz şekilde etkileyebilir. Dizden gelen ses de kireçlenme (osteooartrit) habercisi olabilir’’ dedi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, vücuttaki eklemlerin en çok yük taşıyanı diz eklemi olduğunu ifade ederek, "Bu sebeple diz kıkırdaklarına ve özellikle diz kapağı kıkırdaklarına aşırı yük binmektedir. Merdiven inip çıkma, çömelme gibi hareketler esnasında bu yük kişinin ağırlığına göre birkaç yüz kiloya kadar çıkabilir. Vücudun en kalın kıkırdak tabakası diz kapağının arka kısmındadır. Dizde kıkırdak bozulması ve kireçlenme belli bir yaş sonrası kendiliğinden başlayabileceği gibi, travma, menisküs yaralanmaları veya romatizmal hastalıklar dizde kireçlenmeye sebep olabilir. Ekrem kireçlenmesi genellikle ağrıyla başlayıp, sonrasında hareket kısıtlılığı, fonksiyon kaybı ve kıkırdak kaybına neden olmaktadır. Bir süre sonra da dizde şişlik şekil bozukluğu ortaya çıkar’’ diye konuştu.

Kıkırdaklar arasındaki sürtünmenin çok az olması sayesinde diz eklemi bu yükleri ağrısız şekilde taşıyabileceğini dşle getiren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır daha sonra şunları söyledi;

"Kişinin diz kapağının arkasını döşeyen kıkırdağın yıpranmasının ve aşınmış olmasının ilk belirtisi dizden ses gelmesidir. Çıtırdama şeklinde meydana gelen bu sesler çömelirken, çömelip kalkarken ortaya çıkmaktadır. Bu sesin en büyük sebebi diz kapağı kıkırdağının yüzeyinin bozulması ve hareket halinde bu bozuk yüzeyin karşı kemik yüzeye sürtmesindendir. Bu duruma da “Kondromalazi Patella” denir. Ancak bazen dizden gelen kütleme şeklinde duyulan ses de meniskus yırtığı nedeniyle de oluşabilir.

Dizden ses gelmesi genellikle ileri ve orta yaş gruplarında meydana gelir. Ama genç kişilerde de oluşabilir. 35-40 yaşlarında dizlerden ses geliyorsa bu erken kireçlenmenin belirtisi olabilir.Sesle birlikte ağrı meydana geliyorsa ve bu ağrı özellikle oturup kalkmada, diz kırarak yapılan hareketlerden sonra duyuluyorsa mutlaka bir Fizik Tedavi Uzmanına başvurulmalıdır. Ağrı olmasa bile dizden ses gelmesi inceleme gerektirir. Seçilecek en doğru yöntem kıkırdak dokuyu ayrıca menisküsleri çok iyi görebilmesi nedeniyle (MR) çekilmesidir. MR ile diz kemiklerinin kıkırdakları ayrıntılı bir şekilde gösterilebilmektedir.’’

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır, Diz kireçlenmesi tedavisi konusunda ise şunları anlattı;

"Hastanın ağrısını ortadan kaldıran ve hayat kalitesini düzelten en zarasız tedavi en doğru tedavidir. Dizde kireçlenmesi olan hastaların ideal kilolarına inmesi dize binen yükleri azalttığından hem hastalığın ilerlemesini azaltır hem de uygulanan tedavi yöntemlerinin etkinliğini ve süresini arttırır Kilo vermek hem kıkırdak hasarı oluşmasına engel olacak hem de menisküsleri koruyacaktır. Bir diz hastasnın \%10 kilo vermesi diz eklem kireçlenmesinin ilerlemesini durduracaktır. Bu çok önemlidir. Ne kadar çok kilo verilirse bu etki o kadar artacaktır.

Egzersiz ve su içi yürüyüş önemlidir. Ağrının olması durumunda, yürüyüşe daha fazla devam edilmemeli ve diz zorlanmamalıdır.

Dizde şişme ve ısı artışı yoksa dizde kireçlenmesi olan hastalar kaplıcalardan ve sıcak uygulamalardan kısmi yarar görebilirler. Ağrının azaltılması ve kıkırdak onarıcı etkilerinden dolayı glukozamin ve kondroitin ve hyaluronik asit preparatları tedavide kullanılabilir. Yine eklem içi sıvı enjeksiyonları -hyoluronik asit- tedavi seçenekleri arasındadır. Hyoluronik asit eklemi oluşturan kemiklerin yumuşak bir biçimde diğeri üzerinden kaymasını ve eklem yük aktarımı sırasında şok absorbsiyonu sağlar.

Eklem içi ve dışı ozon, PRP , CGF-CD34, kök hücre tedavisi ve proloterapi tedavileri tedavi seçenekleri arasında ön planda yer almalıdır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon kireçlenmelerin başlangıç ve orta evrelerinde çok etkili olabilir. Ancak ilerleyen aşamalarda fizik tedavinin etkisi azalır. Diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen ileri evre diz kireçlenmeleri diz protezi ile tedavi edilebilir.’’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzmanından bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri Jinekolog Kağan Açıkgözoğlu doğurganlığı etkileyen faktörlere dikkat çekerken, hamile kalmada sperm ve yumurta kalitesinin, sperm ve yumurta kalitesinde de beslenmenin önemli rolü olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akıçgözoğlu, “Kadınlar hayatı boyunca oluşacak tüm yumurta sayısı genetik olarak belirlenmiş olarak dünyaya gelirler. Sonradan bu sayıyı artıracak önlemler alamazlar. Ancak yumurtalarının kalitesini iyileştirmek ve bunu yaparak doğal olarak gebe kalmayı kolaylaştırmak için atabilecekleri adımlar var” diyerek önerilerde bulundu. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Açıkgözoğlu, kadın ve erkekte üreme sağlığı konusunda önerilerinin de yer aldığı bilgiler verdi. Açıkgözoğlu, doğurganlığı olumsuz etkileyen faktörleri; sigara kullanımı, kontrolsüz kilo alımı, ileri yaş, kafein, çevresel zararlı maddeler, stres, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar olarak sıraladı. Bunların dışında beslenmede yapılan yanlışların da sperm ve yumurta kalitesini azalttığını kaydeden Açıkgözoğlu, “Gebelik planlayan çiftler, üreme hücrelerinin sağlığını koruyabilmek için sadece karbonhidrat içeren gıdalardan, trans yağlardan, salam, sosis, jambon gibi işlenmiş et ürünlerinden, aşırı tuzlu veya şekerli gıdalardan uzak durmalı” diye konuştu. “35-50 dakika arası kardiyo egzersizleri yapmalarını tavsiye ediyorum” Jinekolog Açıkgözoğlu, bebek sahibi olmak isteyen çiftlere daha az kırmızı et, daha fazla deniz ürünü ve taze meyve sebze tüketme önerisinde bulundu. Açıkgözoğlu, çiftlerin öğünlerine böğürtlen, çilek, nar, karadut, zerdeçal, keklik otu, zencefil ve kimyon gibi antioksidan zengini ürünlerini eklemelerinin de yararlı olacağını söyledi. Çiftlere her gün olmasa da haftada en az 4 gün düzenli egzersiz yapmayı tavsiye eden Açıkgözoğlu, “Yumurta ve sperm kalitesi açısından egzersiz çok önemli. Anne ve baba adaylarının kendilerini zorlamadan 35-50 dakika arası kardiyo egzersizleri yapmalarını tavsiye ediyorum” dedi. Kadınlar için öneriler Yumurta rezervi ve kalitesinin genetik faktörlerden etkilendiği için bazı durumlarda tamamen kontrol dışı olabileceğini kaydeden Uzm. Dr. Açıkgözoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve profesyonel yönlendirme ve tedavi ile bu konuda olumlu adımlar atılabilir. Benim önerim; antioksidanlar vücudu serbest radikallerden korur ve yumurta kalitesini artırabilir, C vitamini, E vitamini, beta-karoten gibi antioksidanları içeren yiyecekler tüketin. Nar, avokado, muz, brüksel lahanası, brokoli, havuç, karides gibi kabuklu deniz ürünleri, somon, badem, kuzu ciğeri, incir yumurta kalitesini artıran yiyeceklerdir. Uykusuzluk ve sürekli stres, hormon seviyelerini etkiler ve yumurta kalitesini düşürebilir. Yeterince dinlenmek, stresi azaltmak önemlidir. Özellikle folik asit, D vitamini ve omega-3 yağ asitleri, Çinko, Selenyum, CoQ10 gibi fertilite destekleyici takviyeler yumurta sağlığını destekleyebilir, güvenle kullanabilirsiniz. Yumurtalık Uyarım Tedavisi’nden destek alabilirsiniz, bu tedavi yumurta üretimini artırmak için kullandığımız bir yöntem. Yumurtalık uyarım tedavisinde hormonal bazı ilaçları kullanarak yumurtalıkların daha fazla yumurta üretmesini teşvik edebiliyoruz. IVF (Tüp Bebek) veya diğer üreme prosedürleri için yumurta toplama işlemi öncesinde sıklıkla kullanılmaktadır. Hamilelik istiyorsanız 12 aylık denemeden sonra (veya 6 ay – 35 yaşın üzerindeyseniz) hala hamile kalamıyorsanız, olası sebeplerin belirlenmesi ve tedavi seçeneklerinin uygulanması için bir kadın doğum uzmanından destek almanız gerekir.” Erkekler için öneriler Açıkgözoğlu, baba olmak isteyen erkeklere de sperm kalitesini artıracak 10 besin önerisinde bulundu. Bunları; yaban mersini, yağsız dana eti, kabak çekirdeği, keçiboynuzu, somon, bitter çikolata, istiridye, yumurta, fındık, domates olarak sıraladı. Her bireyin farklı olduğunu ve bireyin özelinde tedavi seçeneklerinin de farklı olacağını ifade eden Açıkgözoğlu, “Rutin kontrolleri aksatmamak ve herhangi bir tedaviye başlamadan önce uzman bir doktora danışmak oldukça önemli” bilgilerini verdi.
Kütahya Kütahya’da 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışlar yasak Kütahya’da Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonunca orman yangınlarını önleme çerçevesinde 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışların yasaklanması kararı alındı. Vali Musa Işın’ın başkanlığında toplanan Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonunda Kütahya’daki 2024 yılı yangın önleme çalışmaları ve yangınlara karşı alınacak tedbirler karara bağlandı. Toplantıda, orman yangınlarını önleme kapsamında 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışların yasaklanması kararı alındı. “Anız ve Bitki Örtüsü Yakmak Yasak” Toplantıda alınan kararlara göre, anız yakanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20. maddesi gereği idari para cezası kesilecek, ormana 4 kilometre mesafede yakılan anızlar için 6831 sayılı kanunun 76. Maddesi 4. fıkrasına gereği yasal işlem yapılacak. 2872 sayılı Çevre Kanunun 20. inci maddesinin (l) bendine aykırı olarak anız yakanlara her dekar için 386,79 TL idari para cezası verilecek. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat arttırılacak. “Gönüllü Eğitimleri” Orman teşkilatınca lüzumlu görülen ilçelerde, yangın söndürme çalışmalarına katkıda bulunabilecek gönüllüler ve Sivil Toplum Örgütlerine, başvurmaları halinde gönüllü eğitimleri Orman İdaresince gerekli eğitimler verilecek ve yangın söndürme esnasında, yangın söndürme malzemesi desteği sağlanacak. Geçen yıl iki büyük yangınla karşılaşıldığını ve bu yangınlarda kahramanca mücadele eden Orman İşletme Şefi Murat Yıldırım’ın şehit olduğunu, dozer operatörü Hasan Hüseyin Türker’in ise gazi olduğunu hatırlatan Vali Işın, "Şehidimize tekrar Allah’tan rahmet, gazimize sağlık ve esenlikler diliyorum, Allah sağlığına kavuştursun” dedi. “580 teknik personel, 108 adet araç ve iş makinesiyle mücadele edeceğiz” Vali Musa Işın, 2024 yılında 580 teknik personel ve yangın işçisi, 108 adet araç ve iş makinesiyle yangınlarla mücadele edileceğini ve 33 adet orman gözetleme kulesinde kameralı gözetleme sistemi mevcut olduğunu belirtti. “TB2 İHA ve KORU431 helikopteri konuşlandırılacak” Vali Işın, yangın söndürme helikopteri Koru 431 ve İnsansız Hava Aracı (TB2 İHA)’nın da yangınlarla mücadelede önemli rol oynayacağını söyledi. Zafer Havalimanı’nda konuşlandırılacak TB2 İHA’nın 10.00-20.00 saatleri arasında uçuş ve gözetleme yapacağını belirten Işın, İnsansız Hava Aracı (TB2 İHA)’nın havada kalış süresinin 27 saat olduğunu kaydetti. Orman Bölge Müdürü Erdal Dingil “ 2024 yılının yangınsız bir sezon olması diledi.”