Medicana Bahçelievler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Çapar, diz kireçlenmesi rahatsızlığı olan ve genellikle ameliyat olmak istemeyen hastaların tercih ettiği, yüksek başarı oranına sahip olduğu belirtilen kök hücre tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çapar, “Ameliyatsız bir tedavi yöntemi olarak kök hücre tedavisi, en etkili ve en güncel tedavi yöntemidir. Başarı oranı yüzde 80-85 civarındadır’’ dedi.
“Hasarlı bölge doğal yolla yenileniyor”
Özellikle kemik iliği kanseri, lenfoma tedavisi, anemi tedavisi ve plastik cerrahide gençlik aşısı gibi birçok alanda kullanılan kök hücre hakkında açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Ahmet Çapar, kök hücrenin tanımını şöyle yaptı:
“Kök hücre; vücutta kemik, yumuşak doku, kıkırdak, kas, tendon ve diğer organ hücrelerine dönüşme özelliğine sahip hücre demektir. Kök hücre, hasarlı bölgeye verildiğinde, bu bölgedeki hücrelere dönüşme yeteneğine sahiptir. Uygulama iki farklı şekilde yapılmaktadır. İlk yöntemde hastanın karın bölgesinden 100-150 gram yağ dokusu alınır ve özel bir işlemden geçirilerek kök hücre elde edilir. Bu kök hücre, diz, kalça, ayak bileği, omuz, dirsek, el-bilek gibi herhangi bir eklemdeki kireçlenme ya da tendon, bağ, menisküs, ön çapraz bağ hasarı olan bölgeye enjekte edilir. Hasarlanmış bölgeye verilen kök hücre o bölgedeki hasarlanmış kıkırdak ya da bağ tendon hücrelerine dönüşerek doku yenilenmesi sağlar. Yani kök hücre tedavisi hasarlı bölgedeki dokunun, hasarlanmış hücrenin iyileşmesini onarılmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir’’.
“Ameliyata alternatif yan etkisi olmayan bir yöntem”
Uzm. Dr. Çapar, kök hücre tedavisinin hiçbir yan etkisinin de bulunmadığını belirterek, “Hastanın kendi yağ dokusu ya da kendi kemik iliğindeki kök hücreler kullanıldığı için kök hücre tedavisi, tamamen doğal bir tedavidir hiçbir yan etkisi yoktur. Bu tedavide herhangi bir reaksiyon gelişmez ve herhangi bir alerji riski yoktur. Yapılan tedavi ile hastanın daha kötü olma riski de bulunmamaktadır. Çünkü hastanın kendi hücreleri kullanılır. Yapılan uygulama ile kireçlenme olan bölgedeki hasarlı kıkırdak dokuları ve hücreleri bu tedaviyle yenilenebilir. Doğal bir tedavi yöntemi diyebiliriz. Ameliyat olmak istemeyen ve ameliyat dışında farklı bir tedavi yöntemi arayan hastalar için en güncel ve en başarılı tedavi yöntemidir’’ şeklinde konuştu.
“En güncel tedavi yöntemi olarak başarı oranı oldukça yüksek”
Uzm. Dr. Çapar, sözlerine şöyle devam etti: “Ameliyatsız bir tedavi yöntemi olarak kök hücre tedavisi, en etkili ve en güncel tedavi yöntemidir. Başarı oranı yüzde 80-85 civarındadır. Yani her 10 hastadan 8’i tam fayda görebilirken 2 si kısmi veya az fayda görebilir anlamına gelmektedir. Bu noktada hastanın yaşı, kireçlenmeyle beraber başka bir sorununun olup olmadığı önemlidir. Menüsküs yırtığı, ön çapraz bağ, arka çapraz bağ, iç yan bağ yırtığı, dizde zorlamaya bağlı kemik iliği ödemi, hastanın kilosu, daha önce diz bölgesinde bir ameliyat öyküsü olup olmadığı gibi sorular tedavinin etkinliği üzerinde değişkenlik gösterebilir. Yani tedavinin aslında başarı oranı hastaya ait faktör ve diğer sorunlara bağlı olarak belirlenir’’.
Kök hücre tedavisinde hasta ne kadar sürede iyileşir?
Kök hücre tedavisinde iyileşme sürecine değinen Uzm. Dr. Çapar, “Kök hücre tedavisi iki şekilde uygulanıyor. Birincisi karın bölgesinden alınan yağ dokusunun kök hücreye çevrilmesi ile; ikincisi ise hastanın leğen kemiği içerisine girilerek kemik iliğinden elde edilen kök hücre ile uygulanmaktadır. Bu işlem ameliyathane ortamında yapılır. İşlem yapılırken hastaya sedasyon verilerek kısmi anestezi yapılır. İşlem yaklaşık 30 dakika kadar sürer. İşlem bittikten hemen sonra hasta odaya alınır. Bir-iki saatlik gözlem süresinden sonra ya da ertesi gün hasta taburcu edilir. Hem kemik iliğinden hem de karın yağından alınan kök hücre uygulamasında hasta 4-5 gün sonra günlük yaşam aktivitesine dönebilmektedir. Kök hücrenin alındığı dokunun tamamen iyileşmesi ve kendini toparlaması da yaklaşık 10-14 gün kadar sürmektedir. Diz içerisine verilen kök hücrenin diz içerisindeki iyileştirici etkisi yaklaşık 1-2 ay içerisinde ortaya çıkar, iyileşme süreci, hasta tedaviye yanıt verirse 2 - 3 yıla kadar sürebilmektedir’’ diye konuştu.
Hangi evrede ameliyat olmak gerekir?
Uzm. Dr. Çapar, sözlerini şöyle tamamladı: “Kireçlenmenin evresi de başarı açısından önemlidir. Daha çok ameliyat olmak istemeyen 3’üncü- 4’üncü evre hastaları kök hücre tedavisini tercih etmektedir. Tabii ki 1 ve 2’nci evrelere de kök hücre tedavisi uygulanabilir ve ilk evrelerde etkinliği daha fazladır. 3-4’üncü evredeki hastalarda başarılı sonuçlar yüzde 70-80 düzeylerindedir.”
