EKONOMİ - 14 Ağustos 2020 Cuma 10:46

Domates fiyatları tarlada 35 kuruşa düştü, çiftçi iflas noktasına geldi

A
A
A
Domates fiyatları tarlada 35 kuruşa düştü, çiftçi iflas noktasına geldi

Türkiye’nin domates ihtiyacının yüzde 40’ının karşılandığı Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde çiftçiler iflasın eşiğine geldi.

Türkiye’deki salça fabrikaların yüzde 70’inin bulunduğu iki ilçede fabrikaların tek taraflı fiyat belirleme politikaları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pandemi sürecinde “Ekilmedik yer kalmasın” çağrısı üzerine domates ekimlerini yoğunlaştıran çiftçiler domates fiyatlarının 35 kuruşa kadar düşmesi, düşürülmesi nedeniyle maliyetlerinin altında satış gerçekleştiriyor. Çiftçiler şimdi kendilerini koruyacak yasanın bir anca önce hayata geçmesini bekliyor. Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, “Önümüzdeki yıl domates ektirmemek için elimden geleni yapacağım” diye konuştu.

Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, domates fiyatların dip seviyelere düşmesi ve salça fabrikaların fırsatçılık yaptığının altını çizdiği açıklamalarında yetkililere seslendi. Aydemir yaptığı açıklamada, “Karacabey ve Mustafakemalpaşa Türkiye’nin domates ihtiyacının yüzde 40’ını karşılarken, Türkiye’deki toplam salça fabrikalarının yüzde 70’i bu bölgede bulunuyor. Bu yıl çiftçilerimiz mısırdan çok domates ekti. Ekimler başladı ama iklim şartlarından ve yağışlardan dolayı hastalıklar baş gösterdi. Domateslerin bir kısmı hastalıklardan dolayı yandı. Yüzde 40 verim kaybı yaşandı. Hastalıklardan dolayı çiftçilerin ilaçlama maliyetleri iki katına çıktı. Salça fabrikalarında ürünlerdeki hastalıklardan ve yanmalardan dolayı korku başladı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısından sonra ürün çok olduğu için; sanayiciler fiyatları düşürdü. Bir kilo domatesin ortalama maliyeti 60 kuruşa kadar çıktığı bu dönemde sanayiciler 35-40 kuruşa domates almayı amaçladılar. Bu yıla kadar salça fabrikalarının yanındaydık fakat pandemi nedeniyle zor günler geçirdiğimiz bu günlerde çiftçileri zarara uğratacak kadar düşük fiyatta alım yapan fabrikalara artık fırsat vermeyeceğiz. Onların fırsatçılığına göz yumarsak çiftçimizin seneye tarım yapacak sermayesi elinde olmayacak ve bu kriz tüm Türkiye’yi, tarım sektörünü ciddi anlamda etkileyecek. Bu süreç bu şekilde devam eder çiftçi sahipsiz bırakılırsa, çiftçiler iflas edecek ve domates üretimi duracak.” dedi.

“Çiftçiler boş senetlere imza attırılıyor"

Çok çarpıcı açıklamalarda bulunan ve salça fabrikalarının çiftçileri iflasın eşiğine getiren adımlarından bahseden Aydemir, “Hastalıklardan ve yanmalardan dolayı domateslerde erken oluşmalar başladı. Bunlarla beraber İzmir ve Manisa bölgelerinin hasat zamanıyla aynı zamana denk geldi. Köylülerimiz erken oluşmalardan dolayı ürünlerini topladı. Ürün çokluğundan dolayı Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerindeki salça fabrikaları özellikle de piyasayı belirleyen fabrikalar, domates fiyatlarını düşürerek çiftçilerimizi çok zor durumda bıraktılar. Bölgedeki domateslerin yüzde 50’sinin fabrikalarla anlaşmalı olarak taahhütlü olduğunu aktaran Aydemir, “Geri kalan yüzde 50’lilik kısım ise serbest piyasada satışa sunuluyor. Taahhüt gereği domatesi kilogram fiyatı 50-55 kuruş. Fabrikalar, çiftçilerimize boş senetlere yani tek taraflı sözleşmelere imza attırdıkları için çiftçilerimiz taahhüt yapmaktan çekiniyorlar. Bizler sözleşmeli tarımdan yanayız. Şu anda serbest ekilişten dolayı serbest domates fiyatları 36 kuruşa kadar düştü. Piyasada 35-40 kuruşa domates olunca fabrikalarda bizden alımlarını düşürdüler. Fire oranlarını artırdılar. Çok büyük oyunlar oynanıyor. Devletimizden beklentimiz bu oyunlara son verilip, çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde kanunların çıkarılıp bir an önce hayata geçirilmesidir.” dedi.

“Salça fabrikaları çiftçilerin kanını emiyor"

Salça fabrikalarının birçoğunun yurtdışına ihracat yaptığını ve dolar kurundan dolayı kar oranlarının büyük ölçüde arttığını anlatan Aydemir, “İç piyasa da şuan da gıda toptancılarında salça sıkıntısı var. Piyasayı belirleyen fabrikalar kendi aralarında anlaşarak özellikle taahhütlü ürünlerde fire oranlarını artırarak ürün alımını daha ucuza getirmeye çalışıyorlar. Ayrıca fiyat politikalarıyla da çiftçilerin kanını emiyorlar. Çiftçilerin battıklarını, bittiklerini, bildikleri halde bunu yapıyorlar. En azından sözleşme fiyatlarının altına fiyat belirlemeseler çiftçiler daha az zarar edecek. Domatesin satış fiyatı en az 60 kuruş olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Çiftçiler kendilerini koruyacak yasayı bekliyor

Çiftçilerin haklarını koruyacak yasanın uzun zamandır bekletildiğini aktaran Aydemir, “Uzun zamandır bu yasanın çıkması için bekliyoruz. Yasa çıktığında fabrikalar, ürünleri alacağı tarihleri ve fiyatları karşılıklı anlaşarak belirleyecek ve çiftçilerin artık boş sözleşmelere imza atmasının önüne geçilecek. Fire konusunda da büyük sıkıntılar yaşanıyor, fireyi kendilerine avantaj olarak kullanan fabrikaların bu duruma son vermesi için gerekli denetimlerin yapılmasını sağlayacak yasal zemin oluşturulacak. Pandemiden dolayı birçok ülke gerek sanayide gerekse tarım konusunda zor günler yaşarken Türk çiftçileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine seferberlik ruhu ile elindeki imkanları zorlayarak tarım konusunda atağa kalktı. Bizim tek istediğimiz, devletimizin çağrısına bu zor zamanda destek veren çiftçilerin devletimizin destek olarak elinden tutmasıdır.” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Uzmanlardan 46 yaşını doldurmuş kadınlara uyarı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ezgi Aydın, kadınlarda 46-55 yaş arasında görülen menapozun bir hastalık değil, kadın yaşamının bir evresi olduğunu belirterek bu dönemde kadınların beslenmelerine daha fazla özen göstermesini tavsiye etti. Menapoz sonrası sağlığın korunmasında ve kaliteli bir hayat sürdürülmesinde doğal ve dengeli beslenmenin önemli rol oynadığını kaydeden Kadın hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ezgi Aydın, "Menapoz, kadınlarda doğurganlık yeteneğinin kaybolduğu 48 ile 55 yaş arasını kapsayan bir dönemdir. Halk arasında her ne kadar bu durum yanlış bir algı ile hastalık olarak görülse de bu durum hastalık değil kadın yaşamının bir evresidir. Ancak menapozda organizmada yaşanan değişiklikler sağlık sorunlarını tetikleyebilmektedir. Özellikle östrojen hormonunun azalmasına bağlı oluşabilecek şişmanlık, kemik dokusunda zayıflama, kalp ve damar hastalıkları gibi sağlık sorunlarına dikkat edilmelidir. Menapoz sonrası sağlığın korunmasında ve kaliteli bir hayat sürdürülmesinde beslenme önemli bir rol oynamaktadır. Bu dönemde kadınlarda oluşma riski yüksek olan şişmanlık, kalp damar hastalıkları ve osteoporoz gibi hastalıkların gelişimini önlemek için doğru, dengeli ve doğal beslenmenin önemi büyüktür. Bu nedenle menapoz döneminde kadınların et, yumurta ve kurubaklagil grubu, süt grubu, sebze ve meyve grubu, ekmek ve tahıl grubu yiyecekleri gereksinimine uygun tüketmesi gerekir" diyerek özellikle menapozdan sonra kadınların aşırı yağ ve tuz tüketimini azaltmasını tavsiye etti. Kadınların genellikle 48-52 yaşları arasında menapoza girdiklerini kaydeden Aydın, "Adet kanamalarının 40 yaşından önce kalıcı olarak kesilmesine ‘erken menapoz’ adı verilir. Menapoz döneminin ilk bulgularının adet kanamalarının düzensizleşmesidir. Kadınların menapoza girme yaşı, genetik yapının yanında beslenme, sigara, alkol kullanımı, vb. çevresel faktörlerin de etkisiyle değişebilir. Menapozal geçiş döneminde adet kanamalarında değişiklikler, ateş basması gibi fiziksel ve psikolojik değişiklikler görülebilir. Menapoza geçiş tamamlandıktan sonra adet dönemi biter. Menapoz dönemin en çok şikayet edilen ve en sık görülen bulgusu ateş basmalarıdır. Her ne kadar sık bir yakınma olsa da bu durum sağlık için bir tehlike oluşturmamaktadır, aksine fizyolojik değişikliklerin güvenli bir göstergesidir" diyerek sağlıklı bir menapoz dönemi için kadınların belirli bir süre mutlaka hekim kontrolünde beslenmesini ve hayatın her evresinde egzersize önem verilmesini tavsiye etti.
Bursa Osmangazi’de pırasa hasadıyla doğallık sofralara taşınıyor Osmangazi Belediyesi, toprağa emekle dokunarak ilaçsız ve tamamen doğal olarak ürettiği mahsullerini halk ile buluşturuyor. Tarıma verilen büyük önem dahilinde yarınlar, toprağa ekilerek inşa ediliyor. Tarımsal kalkınmalara ilişkin gerçekleştirdiği projeler ile topraktan aldığı umudu yarınlara aktaran Osmangazi Belediyesi, tamamen organik olarak üretilen mahsulleri vatandaşın sofrasına sunuyor. Osmangazi Belediyesi iştiraki olan Gazi Tarım A.Ş. tarafından, çimleme sürecinden itibaren hasada uzanan yolculuğunda mahsuller, her bir aşamasında doğallığı ve tazeliği korunarak Osmangazi Kent Lokantaları aracılığıyla vatandaşlara ulaştırılıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde pırasanın hasadı gerçekleştirilirken, özenle hazırlanan ürünler Osmangazi Kent Lokantalarının menülerinde kendilerine yer buldu. Yetkililer, halkın ilaçsız bir şekilde mahsullere ulaşması adına gayret gösterdiklerini ifade ederken, vatandaşlar da tamamen organik olan sebzeleri tüketmekten memnuniyet duyduklarını belirtti. Pırasanın dışında maydonoz, biber, domates ve daha pek çok mahsulün de onlarca çeşidinin üretimi ve hasadını gerçekleştirilirken, Mart ve Nisan aylarında ise tohumların, Mayıs ayında ise fidelerin vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtılması planlanıyor. Tüm aşamalar önemle takip ediliyor Mahsullerin tohumdan hasat zamanına olan sürecini titizlikle takip ettiklerini belirten Gazi Tarım A.Ş. Ekim-Biçim Ekip Sorumlusu Ertuğrul Gönülsüz, "Mart aylarında seramızda çimlemeyi yapıyoruz. Daha sonrasında her ürünümüzü tabelasıyla beraber, cinslerini karıştırmadan Gazi Bostanı’na getiriyoruz. Genç stajyerlerimizle beraber fidelerimizi tek tek ekip, takibini sağlıyoruz. Yetiştirdikten sonra hasadımızı gerçekleştiriyoruz. Böylelikle aynı zamanda kent lokantalarımıza da ürün temin ediyoruz." diye konuştu. Vatandaşlara hizmet noktasında da tohum-takas şenliklerinin müjdesini veren Ertuğrul Gönülsüz, şöyle devam etti: "Bu yıl 34 çeşit biber ektik, bunların 5’i acı, 29’u tatlı olmak üzere. 30 çeşit domates, 8 çeşit patlıcan da ektik. Elimizden geldiği kadar, tohumların çoğalmasını sağladık. Bunları da Mart ve Nisan aylarında tohum-takas şenliklerimizde vatandaşlarımızla buluşturacağız. Osmangazi Gazi Tarım A.Ş. olarak, halka ücretsiz dağıtımlarını gerçekleştireceğiz. Mayıs ayında da kısmet olursa fide dağıtımını yapacağız. Elimizden geldiğinden fazlasını yaparak halkımıza hitap etmeye çalışıyoruz." Gazi bostanı’ndan gelen taze ve doğallık Hasadı gerçekleştirilen pırasanın, yemek yapılarak vatandaşa sunulacağını kaydeden Ertuğrul Gönülsüz, "Kent lokantalarımızdaki menümüzde pırasa yemeği var. Bu yüzden önceden pırasaları hazırladık, ilaçsız olarak yetiştirilen pırasalarımız kent lokantalarımıza giderek halk ile buluşacak. Ay sonuna doğru ıspanaklarımız toplanacak. Hep beraber onları da kent lokantalarımıza göndereceğiz. Bu döngü, böyle devam edecek. Elimizden geldiği sürece halkımızı ilaçsız bir şekilde Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Gazi Tarım A.Ş. olarak mahsullerle desteklemeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "Başkanımız Erkan Aydın tarıma çok ayrı önem veriyor" Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın tarıma büyük önem verdiğinin altını çizen Ertuğrul Gönülsüz, Başkan Aydın’ın her zaman destek sunduğuna değinerek şunları söyledi: "Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın sağ olsun buraya da geldi, ne istersek bugüne kadar hepsi yerine getirildi, bize tam destek veriyor. Tarıma, toprağa ve tohum çeşitlerine çok ayrı önem verdiğini gördük. 30 çeşit domates ektiğimizi gördüğünde ne kadar çok diye bahsetti, çok memnun kaldı. Burada yetiştirdiğimiz çeşitlerin çoğunu ilk defa gördüğünü belirtti. Başkanımızdan çok memnunuz. Aynı şekilde devam ediyoruz." Vatandaşlar memnun Gazi Bostanı Çeşit Denemeleri ve Yerel Tohum Merkezi’nde eğitmenler eşliğinde mahsullerin tüm aşamalarını deneyimleyen Hamidiye Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri de, çalışmalardan ötürü büyük kazanım elde ettiklerini söyledi. Teorideki eğitimlerini, Gazi Bostanı’nda pratik ile pekiştiren öğrenciler, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın da kendileriyle çok ilgilendiğini ifade ederek, Başkan Aydın’a ve Osmangazi Belediyesi’ne bu imkanın sunulmasından ötürü teşekkür etti. Osmangazi Kent Lokantası’na gelen vatandaşlar da, mahsulün doğal ve taze olmasından ötürü duydukları memnuniyeti paylaştı. Hijyene önem verilmesi ve ürünlerin doğallığından ötürü sağlıklı gıdalar tüketebildiklerini kaydeden vatandaşlar, pırasa yemeğinin doğal lezzetiyle bezeli yemeği çok beğendiklerini dile getirdi. Ayrıca Osmangazi ilçesi sakinleri, ilaçsız ve doğal ürünleri halkla uygun fiyatlarla buluşturan Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi Başkanı Erkan Aydın’a, projelerinden ötürü teşekkürlerini sundu.
Osmaniye Başkan Çenet: "Osmaniye’nin neye ihtiyacı varsa daha fazlasına sözümüz var" Osmaniye Belediyesi, yürüttüğü yatırım projelerinin yanı sıra şehir genelinde sürdürdüğü yol yapım çalışmalarına da hız kesmeden devam ediyor. Altyapısı tamamlanan bölgelerde üst yapısını da yaparak trafiğe açtığı yollara bir yenisini daha ekledi. Belediye hizmetleri kapsamında şehir trafiğinin yükünü büyük ölçüde alan Kemal Satır (Salı Yolu) Caddesi’nin kuzey çevre yolu ve hızlı tren hattı arasında kalan bölümü düzenlenen programla hizmete açıldı. Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, "Osmaniye’nin neye ihtiyacı varsa daha fazlasına sözümüz var. Büyüyen şehrimiz her gün daha da güzelleşiyor. Şehir trafiğinin yükünü omuzlayan Kemal Satır Caddemizin ilk etabını tamamladık. Çınar ağaçlarıyla, kaldırımlarıyla, refüj çalışmaları, trafik levhaları, yol çizgileri ve Karatepe kilimi gibi yüksek kalitede serdiğimiz sıcak asfaltıyla caddemiz Osmaniye’mize çok yakıştı. Bitti mi? Tabi ki hayır. Durmuyoruz, durmayacağız. Kentimizin tüm yollarını ilmek ilmek dokuyana kadar koşar adım devam edeceğiz. Osmaniye’miz de daha yapacak çok işimiz var. Yolun açık olsun Osmaniye’m" dedi. Kemal Satır Caddesi’ndeki sıcak asfalt çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte düzenlenen açılış programına siyasi parti temsilcileri, mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldı.