EĞİTİM - 20 Ocak 2016 Çarşamba 15:02

Dr. Armağan: 'Bırakın çocuklar tatilin keyfini çıkarsın'

A
A
A
Dr. Armağan: 'Bırakın çocuklar tatilin keyfini çıkarsın'

Hisar İntercontinental Hospital Çocuk ve Ergen Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Asya Armağan, sömestr tatilinde çocukların, tatilin keyfini çıkarması yönünde ebeveynleri uyardı.

22 Ocak Cuma Günü eğitimde ilk dönemin son zili çalacak ve öğrenciler 15 günlük sömestr tatiline girecek. Hisar İntercontinental Hospital Çocuk ve Ergen Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Asya Armağan, eğitime verilen arada öğrencilerin tatilin keyfini yaşaması konusunda ebeveynleri uyardı. Yarıyıl tatilini çocukların dinlenmesi ve gelecek dönemlere kendisini hazırlanması için bir fırsat olarak tanımlayan Armağan

"Çocukların arkadaşlarıyla oynamaları, sevdikleri etkinliklere yoğunlaşmaları, yeteneklerini geliştirmeleri onları dinlendirdiği gibi aynı zamanda eğlendirir de. Çocukların derslerden tamamen uzaklaşmalarını önlemek için zaman zaman hafif tekrarlar yapılabilir. Tatilde çocukların sürekli ders çalışmaya zorlanması ikinci dönemde ders çalışma isteklerini azaltacağı için, ders çalışmanın çocuğun ihtiyacına göre düzenlenmesi doğru bir yaklaşım olur" dedi.

Armağan, karnenin, çocuğun dönem boyunca okulda yaşadığı öğrenme süreçleri ve sergilediği davranışlarıyla ilgili bir geribildirim oluğunu söyleyerek "Bu haliyle karne, çocuğun kişilik özelliğinin, zihinsel kapasitesinin, yeteneklerinin tek başına göstergesi olamaz. Alınan karne çocuğa ve ailesine, çocuğun yeterli olduğu ya da desteklenmesi gereken alanlar konusunda fikir verir. Ayrıca karne, her öğrencinin biricik olduğu gerçeğinden yola çıkarak alınan karneyi değerlendiren öğretmene daha iyi nasıl eğitim verebileceğini düşünme fırsatı sunar. Bizler karneyi sadece çocuğun başarısı ya da başarısızlığı olarak görmemeliyiz" dedi.

"SERT YAKLAŞIMLARLA TEPKİ VERMEYİN"
Gelebilecek kötü karneyle ailelerin sert yaklaşım göstermesinin yanlış olduğunu savunan Armağan, "Aileler yeni karneyle karşılaştıklarında çocuklarıyla olumlu bir iletişim içinde olmalı, sakin ve yapıcı bir tavırla, çocuklarının da değerlendirmeye katılmasını sağlamalıdırlar. Çocuk başarısız bir karne getirdiyse özellikle suçlayıcı, örseleyici davranmamak, çocukla birlikte gelecek dönemler için alınabilecek önlemler, çözüm yolları araştırılmalıdır. Öncelikle karnedeki olumlu yönler değerlendirilip ardından çocuğun yetersiz olduğu, desteklenmesi gereken alanlar konuşulabilir.

Yapılan hatalar belirlenip bunlara yönelik çözüm yolları geliştirilebilir. Anne ve babalar çocuklarını her durumda koşulsuz olarak sevdiklerini, onları değerli bulduklarını hissettirmelidirler. Böylece çocuklar, aileleriyle yaşadıkları ve paha biçilmez değerde olan sevgi ve güven ilişkisini karne notlarının gölgelemeyeceğinin sezgisini taşırlar" şeklinde konuştu.

Armağan bu süreçte yapılması ve yapılmaması gerekenleri şu şekilde sıralı: "Karne sonuçları nedeniyle çocukları sürekli ders çalışmakla tehdit etmek, önceden planlandığı halde tatile götürmemek, fiziksel ve duygusal şiddet uygulamak gibi yöntemlerle cezalandırmak; çocuğun ders çalışma konusundaki isteğinin azalmasına sebep olabileceği gibi ruhsal açıdan örselenmesine de yol açabilir. Karne söz konusu olduğunda cezalandırmak veya ödüllendirmek yerine çocuklarda sorumluluk bilincinin geliştirilmesi üzerinde durulması yerinde olacaktır. Sorumluluk bilinci gelişen, istediği ve merak ettiği için öğrenen çocuklar için en büyük ödül, başarısı dolayısıyla yaşadığı zevk ve hissettiği doyumdur. Başarıyı kutlamak için mutlaka maddi bir hediyeye gerek yoktur. Çocuk için en güzel hediye, onu dinlemek, anlamak, birlikte keyifli zamanlar geçirmek olabilir".

"ARKADAŞLARINI ÖRNEK GÖSTERMEYİN"
Armağan, çocukların asla kıyaslanmaması gerektiğinin altını çizerek "Çocuklar okul başarısı, karne notları konusunda kardeşleri ve arkadaşları ile asla kıyaslanmamalıdır. Çocuğun başarılı olduğu alanlar kendisine gösterilip, yetersiz olduğu konularda da başarılı olabileceği yönünde cesaretlendirilebilir. Aileler çocuklarının kişisel özelliklerini doğru bir şekilde değerlendirmeliler ve yaşamın birçok alanında olduğu gibi akademik alanda da beklentilerinde gerçekçi olabilmelidirler. Arkadaşlarının ya da başkalarının yanında çocuğu eleştirmek, aşağılamak çocuğun kendisine olan güvenini, benlik saygısını zedeleyebilir" dedi.

Bunların yanı sıra ailelerin yapması gerektiği olumlu davranışlara da değinen Armağan, "Çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bu durumun olası nedenleri araştırılmalıdır. Öncelikle çocuğun kişisel özellikleri değerlendirilmelidir. Çocuğun zihinsel kapasitesi, çocuğun öğrenmesini bozan dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme bozukluğu, depresyon gibi psikiyatrik; görme ve işitme kayıpları gibi bedensel hastalıklar karne notlarının düşük olmasına neden olabilir. Aile içi ilişkilerin niteliği, öğrenme ile ilgili çevresel faktörlerin durumu, anne-babanın sağlıklı model olabilmesi, çocuğa sağlanan ders çalışma ortamı, ailenin disiplini, başarıyı etkileyen faktörlerdendir. Okuldaki eğitim ve öğretim programının çocukların gelişim seviyelerine uygun olup olmaması, öğretmenin özellikleri de çocuğun başarısını etkileyebilir. Çocuğun başarısını engelleyen sorun saptandığında gerekli olan bazı durumlarda çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanından yardım alınabilir, çocuk, aile ve okulla işbirliği içinde bir tedavi planlanabilir" şeklinde konuştu.

"TEHDİT ETMEYİN!"
Çocukları bu süreçte tehdit edilmemesini belirten Armağan, "En çok yapılan hatalar, çocuğu cezalandırmak, tehdit etmek, diğer çocuklarla kıyaslamak, kişiliğine yönelik saldırılardır. Bu davranışlar, çocuğun ailesinden uzaklaşmasına, söylenenleri umursamamasına, uyum sorunlarına yol açabilir. Birçok konuda olduğu gibi, anne baba önce sorumlu bir birey olma konusunda çocuğa örnek olmalıdır. Çocuklar anne babalarının söylediklerini dinleyerek değil, onların davranışlarını gözlemleyerek öğrenirler. Anne baba mümkün olan en erken yaşta, çocuğa yapısı ve becerilerine uygun olabilecek bazı görevler vermeye başlamalıdır" dedi.
Armağan son olarak şu ifadeleri kullandı: "Çocukların okul başarısında, ailelerin, çocuklarının bireysel özelliklerine uygun öğrenim yöntemlerini uygulamaları önemlidir. Aileler, çocuklarının çalışmaktan ve öğrenmekten zevk almalarını sağlayacak bir ortam oluşturabilmeli ve çocuklarının sorumluluk sahibi bireyler olabilmeleri için destek sunabilmelidirler". 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.