KÜLTÜR SANAT - 04 Temmuz 2020 Cumartesi 11:56

Dünyanın 8. harikası Arapapıştı Kanyonu turizmin yeni gözdesi oldu

A
A
A
Dünyanın 8. harikası Arapapıştı Kanyonu turizmin yeni gözdesi oldu

Aydın, Denizli ve Muğla illerinin sınırlarında yer alan, iç tekne turizminin yeni merkezleri arasına giren ve doğa severlerin büyük beğeni duyduğu Arapapıştı Kanyonu turizminde yeni gözdesi oldu.

Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde bulunan Kemer Barajı’nı besleyen Akçay Nehri’nin oluşturduğu Arapapıştı Kanyonu, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından 2017 yılında turizme kazandırılmasının ardından il ekonomisine de canlılık kattı. Eşsiz manzarası ile bir doğa harikası olma özelliği taşıyan kanyonda düzenlenen tekne turları her geçen gün artarak devam ediyor. 26 kilometre uzunluğunda olan, 50 metre su derinliği bulunan kanyonun yüksekliği ise 380 metreye ulaşıyor.

Kanyon, 2017 yılında Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından turizme açılmasının ardından dünya genelinde tanınmaya başladı. Arapapıştı Kanyonu son zamanlarda kamuoyu tarafından bir dünya harikası olarak lanse ediliyor. Bölge, sit alanı ilan edildiği için koruma altında bulunuyor. Henüz yeni yeni keşfedilen bu bölgeye Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yatırımlar da artarak devam ediyor. Barajın su toplamaya başlaması ile sular altında kalan baraja ismini veren tarihi Kemer Köyü’nün yeni yerleşkesinde kurulan Kemer Köy Pazarı ile birlikte açılan kafe, restoran ve işletmeler, gelen misafirler için hizmet veriyor. Dünyadaki birçok lagün ve kanyonlara da benzetilen Arapapıştı Kanyonu’nun diğer bir adı ise İnceğiz Kanyonu. Arapapıştı Kanyonu, İzmir’den 180 kilometre, Denizli’den 154 kilometre ve Muğla’dan ise 73 kilometre mesafede yer alıyor. Bu kanyonda yaklaşık 2 saat 15 dakika süren tekne turları yapılıyor. Yetişkin tekne turları kişi başı ücreti 50 TL ve öğrenciler için kişi başı tekne turu ücreti 40 TL olarak belirlenmiş.

Dünyanın 8. harikası Arapapıştı Kanyonu turizmin yeni gözdesi oldu

"Kanyon, 2 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip"
Bozdoğan ilçesinde bulunan Akçay’ın taşkın sularını önlemek ve elektrik üretmek amacıyla 1958 yılında hizmete açılan Kemer Barajı Havzasında kalan kanyon, 2 bin 500 yıllık bir geçmişe de sahip. Dönemin insanları tarafından gizlenmek ve korunmak için kullanılan Akçay Vadisindeki iki göl arasında bulunan kanyon, suyunun güzelliği, eşsiz doğası, ender bulunan balıkçıl, kartal, yaban keçisi, domuz gibi vahşi yaşam canlıları, kaya mezarları, gizli manastır gibi kültürel ve tarihi dokusu ile turizmin yeni gözdesi oldu. Kanyonda tekne turlarına çıkan yerli ve yabancı turistler, Denizli ve Muğla sınırlarından da geçerek çevresindeki kartpostallık manzaralara tanıklık ediyor. Kıvrıla kıvrıla giden teknenin her dönüşünde kanyon bambaşka bir manzara sunuyor. Güneş ve bulutların suya bıraktığı yansımalar ise fotoğraf tutkunlarının vazgeçemediği görüntülerden. Kanyonun her iki yanında sarp yamaçlarda tutunan ve yeşilin her tonunu taşıyan çam ağaçları ile kaplı doğal bitki örtüsünün kanyonu dolduran tatlı sulardaki yeşilin tonları ile buluşması ise ayrı bir görsel şölen olarak turistlerin karşısına çıkıyor. Tekne turunu tercih etmeyen ziyaretçiler ise patika yollardan doğa yürüyüşü yaparak tırmandıkları tepelerden kanyonu fotoğraflıyor. Antik dönemden kalan kaya mezarları ve tapınak kalıntıları arasında gezinen misafirler, geçmişe yolculuk ediyor. Kanyonun dışında bulunan Roma dönemine ait şehir kalıntıları, Karia döneminden Xyatis Antik kentine ait olduğu bilinen kalıntılar ve Körteke Kalesi gezi esnasında görülüyor. Geziye katılanlar kanyonda nesli tükenmek olan gri balıkçılların üreme yerlerini de keşfedebiliyor. ayrıca misafirler, dünyanın 8. harikası olarak görülen Arapapıştı Kanyonu seyir terasından da panoramik manzaralar ve gün batımını görüntüleme şansını yakalayabiliyor.

"Çok güzel bir yer"
Tekne turuna katılanlardan Azize Günay, “Dünyanın 8. harikası olan Bozdoğan’daki Arapapıştı kanyonuna geldim. Çok güzel bir yer. Gelinip görülmesi gereken bir yer. Yeşillikleri, suyu, doğası, temiz havası ile çok mutlu olduğum bir yer. Tarihi eserleri ile değişik bir yer” dedi.

"Arapapıştı Kanyonu"
Arapapıştı Kanyonu’nun isminin nereden geldiğine dair çeşitli rivayetler var. Bir rivayete göre Bizanslıların, Araplarla yaptıkları savaşta Bizans Hükümdarının düşman ordularına karşı koyuşu Arapları çok şaşırtmış. Bu yüzden argoda kullanılan apıştı kelimesinden dolayı Arapapıştı Kanyonu adı verilmiş. Bir başka rivayete göre ise Araplar, bu kanyonun doğal güzellikleri karşısında çok şaşırdığı için bu adı almış. Diğer bir rivayet ise bu kanyonun üst kısmında bir ova yer alıyor. Bu civarda yaşayan fakir bir Arap erkek çocuğu, işçilerle birlikte ovada çalışıyor. İşçilere nehirden su taşıyan Arap oğlan, kanyona geliyor. Ayağının bir tanesinin kanyonun karşısındaki dağa, diğer ayağını ise bulunduğu kısma koyarak eğiliyor ve nehirden toprak kabına su dolduruyor. Apışma pozisyonunda su alan Arap çocuk yüzünden bu bölgeye Arapapıştı Kanyonu adı veriliyor.

Ali Soydemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.