KÜLTÜR SANAT - 27 Şubat 2021 Cumartesi 11:16

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

A
A
A
Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

Başkent’te yaşayan Ebru Sanatçısı Duygu Orak İnce, yaptığı eserlerle yurt içinde ve yurt dışında önemli sanat projelerinde yer aldı. Ebru sanatını geleneksel yöntemlerle icra eden İnce, 7 yıl boyunca Ankara'dan İstanbul'a Neyzen, Ebrucu Sadreddin Özçimi'nin derslerine katılabilmek için sanat yolculuğu yaptı.

 Atölyesinde öğrencilerine mesleğin inceliklerini aktaran genç Ebrucu, bu sanatın Osmanlı ile zirveye ulaştığını söyledi.

Ankara’nın Çankaya ilçesinde Anadolu Meydanı’nda ebru atölyesi bulunan sanatçı Duygu Orak İnce, sanatının inceliklerini, icazet geleneğini anlattı. Neyzen, Ebrucu Sadreddin Özçimi'nin kendisini öğrenci olarak kabul etmesi üzerine profesyonel anlamda ebru çalışmalarına başlayan İnce, 2009 yılında Gülzar-ı Âşıkan'ı atölyesini kurdu.

Atölyesinde eserlerini icra eden ebru sanatçısı İnce, üniversitede okuduğu bölüm ile birlikte bu sanatla tanıştığını ve hocaları vasıtasıyla da hayatını ve sanata bakış açısını değiştiğini söyledi. Türk - İslam sanatı olan ebruya gönül veren sanatçı İnce Hocası Sadreddin Özçimi'nin derslerine katılabilmek için 7 yıl boyunca Ankara’dan İstanbul’a bıkmadan uzanmadan yolculuk yaptı. Azmi sonunda Ebru sanatında önemli bir yol kat eden İnce, başarısını uluslararası sanat projelerine de taşıdı.

 

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

"Her ebru tek ve biriciktir"

Ebru sanatının hüsnü hat ve tezhip gibi kadim sanatlardan olduğunu ifade eden İnce, “Bu sanatlar hem birbirlerinden ayrı müstakil sanatlar hem de birbirleriyle iç içe birbirini bütünleyen sanatlardır. Ebru sanatının tarihi çok eskidir ve tam tarihi bilinmemektedir. Bunun için tarihin de kendisi gibi suya yazılı olduğunu söyleriz. Ebrunun bize Uzak Doğu ya da Asya’dan geldiğine dair bilgiler var ama İstanbul merkezli kemale erdiğini, yükseldiğini ve değer gördüğünü biliyoruz. Bir Osmanlı sanattır ve Osmanlı ile zirvesine ulaşmıştır. Avrupa’ya Türk kağıdı olarak yayılmıştır. Her ebrunun tek ve biricik olması hasebiyle değerli belgeler tahribata ya da değişikliğe uğramaması için ebrulu kağıtlar üzerine yazılmıştır” dedi.

İslam sanatlarında sanatkarın oluşturucusuna olan saygısından ötürü nesnenin birebir aynısının icra edilmesinin doğru olmadığını hatırlatan İnce, “Bizim yaptığımız çiçek bir çiçeğin birebir aynısı değildir, ama bakan ona baktığında evet bu lale diyebiliriz. Doğada duruşu gibi değildir. Gelincik nispet eder yani ona hatırlatır. İslam sanatlarında amaç bezemek güzelleştirmektir. Ebru sanatına bakıyoruz, ebru sanatı karşımıza önce kitap bezeyen ara kağıdı olarak çıkıyor. Kitabın tamamlayıcısı, süsü, daha sonra hüsnü hattın tamamlayıcısı, hattat yazısını yazıyor ve etrafı süsleniyor ya da tezhip kullanılıyor. Ebruya İslami açıdan baktığımızda yüklediğimiz anlam çok önemli. Boyanın, renklerin, fırçanın sizi irşat etmesini beklerseniz yol alamazsınız. Burada siz bunu hakkın bir tecellisi olup, bu en büyük sanatkar Allah sonuçta. Cenab-ı Allah bu sanatı halk etmesinden biz kendi payımıza düşeni arayarak burada İslami yönden kendimizi bezemeye çalışıyoruz. Aslında yapmaya çalıştığımız duvarları süslemek değil, ebruları yapıp asarken kendi yolculuğumuzu güzel ve hakikatli bir şekilde yürümektir” diye konuştu.

 

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

Ebrunun hüsnü hat ve tezhip gibi diğer İslami sanatlar ile bütünleştiği noktalar olduğunu aktaran İnce, "Ebru kendi içinde müstakil bir sanat ama yine İslam sanatlarımızdan hattat ve ebru ile birlikte bir araya geldiğinde çok güzel sanat eserleri ortaya çıkıyor. Hat, tezhip ve ebru biz bugün çalışmalarımızı yaparken kase ebru dediğimiz çok önemli bir tekniği kullanıyoruz. Bunun içinde hat sanatından istifade ediyoruz. Ebru bir hat ile bir tezhip ile bir araya geldiğinde nurun ala nur oluyor” ifadelerini kullandı.

İnce son olarak iyi ebru yapmanın iyi ebrucu olduğunu göstermediğini ve malzemenin, suyun, boyanın dilinden anlaşıldığı takdirde iyi bir ebru sanatçısı olunacağını kaydetti.

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

 

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

 

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

 

Ebru sanatçısının Ankara'dan İstanbul'a 7 yıl süren sanat yolculuğu

Erdinç Türkcan - Hülya Keklik - Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da mandıra çöktü: 750 küçükbaş hayvan göçük altında kaldı Aksaray’da şiddetli yağış nedeniyle mandıra çöktü. 750 küçükbaş hayvanın göçük altında kaldığı mandıra enkazında kurtarma çalışması başlatıldı. Aksaray’da 3 gündür aralıklarla devam eden şiddetli yağış birçok olumsuzlukları da beraberinde getirirken, sel ve su baskınlarının ardından bugün de içerisinde 750 küçükbaş hayvanın bulunduğu bir mandıra çöktü. Aksaray’ın merkeze bağlı Yeşilova beldesinde yaşanan göçük nedeniyle vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezine haber vermesi üzerine olay yerine İl Afet Acil Durum (AFAD), Aksaray Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine intikal eden ekipler iş makinelerinin de desteğiyle kurtarma çalışması başlattı. Mandıra enkazında kurtarma çalışmaları halen devam ederken İl Afet Acil Durum Müdürü Kadir Çelik, “Yeşilova beldemizde aşırı yağışlar sonucu bir ahırın çöktüğü ihbarı üzerine iki ekiple olay yerine geldik. Şu anda telef olan hayvanlar var. Toplam hayvan sayısının 750 olduğu söyleniyor. Kurtarma çalışmaları devam ediyor. Kurtarma operasyonumuz bittikten sonra net sayı belli olacak” dedi. Yeşilova Köseli Mahalle Muhtarı Kemal İlgün ise “Bölgede 3 gündür yağış devam etmekte. Bizim burada mandıramızın çökmesinden dolayı 750’ye yakın küçükbaş hayvanımız göçük altında kaldı. Ağıl altında kalan hayvanlardan ne kadar zayiat verdiğini bilmiyoruz. Zayiat sabah sayımında çıkacak. Allah izin verirse burayı kurtarmaya çalışıyoruz. Yağışlardan dolayı mandıra çöktü” diye konuştu.