GÜNDEM - 30 Ocak 2017 Pazartesi 12:33

Ekmek üreticileri Halk Ekmek Fabrikası’na talip

A
A
A
Ekmek üreticileri Halk Ekmek Fabrikası’na talip

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Fuat Akbaş, hem girdi maliyetlerinin yüksekliği hem de haksız rekabet nedeniyle sektörün sıkıntılı günler yaşadığını belirtti. Büyükşehir Belediyesi’nin Halk Ekmek Fabrikası’nın da zarar ettiğini öne süren Akbaş, fabrikayı kara geçirecek şekilde işletmeye talip olduklarını bildirdi.

MTSO Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Akbaş, yazılı bir açıklama yaparak, sektörün yaşadığı sıkıntıları anlattı. Sektörün zor günlerden geçtiğini ifade eden Akbaş, sorunların çözümü için güç birliğine gidilmesi gerektiğine dikkat çekerek, sektöre birlik çağrısı yaptı. Sektörde yaşanan en büyük sorunun maliyet artışları olduğunu dile getiren Akbaş, temel girdi kalemleri olan unun fiyatlarının geçen yıldan bu yana yüzde 30’un üzerinde arttığına işaret etti. Ayrıca işçilik maliyetlerinin her geçen gün yükseldiğini kaydeden Akbaş, “Maya, yakıt gibi kalemlere baktığımızda yüzde 25 zam yapıldı. Bu kadar artış olmasına rağmen biz ekmeğe zam yapamıyoruz ve sektör temsilcilerimiz büyük zorluklar yaşıyor” dedi.

“Ruhsatsız pide fırınları haksız rekabete neden oluyor”
Artan fiyatlarla mücadele edebilmek adına sektör temsilcilerinin ürün çeşitlemesine gittiğini bildiren Akbaş, bunun da yeterli sonuç getirmediğini, kepekli, tam buğday, çavdar, yulaflı ekmeklerin tüketimi son zamanlarda artsa da ana tüketim maddesi olan somun ekmek satışı ile rekabetin mümkün olmadığını vurguladı. Sektörde harsız rekabet oranlarında da artış yaşanmaya başladığını belirten Akbaş, “Özellikle son dönemlerde kentimizde pide satışlarında ciddi artışlar yaşanıyor. Hemen her köşe başında ruhsatsız pide fırınları açılmaya başladı. Bu durum sektöre ciddi zararlar veriyor. Denetimler artırılarak bu sorunumuz çözümlenmeli. Son zamanlarda artan maliyetler üretici üzerinde büyük bir yük oluştururken bir de haksız rekabet ile mücadele etmek, durumu daha da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

“Güç birliği ile kompleks mekanlar açarak Mersin markası oluşturabiliriz”
Sıkıntıların çözümü için güç birliği önerisinde bulunan Akbaş, özellikle büyük alışveriş merkezlerinin kendi unlu mamullerini üretmelerinin sektörde endişeye neden olduğunu aktardı. Mersin’de her mahallede 5-6 tane pide fırını açılmasının yanı sıra artık halkın alışveriş alışkanlıklarının da değişmeye başladığını dile getiren Akbaş, şöyle devam etti: “Günümüzde alışverişin büyük bölümü AVM’lerden yapılıyor. Özellikle AVM’ler içinde yer alan büyük marketler kendi unlu mamullerini, ekmeklerini de üretiyor. Bu durum fırıncılık sektörünü sekteye uğratıyor ve sektörün geleceğine dair endişe uyandırıyor. Komite olarak bu sorunun çözümünü güç birliğine gitmekte görüyoruz. Belki tek bir fırın sahibi kompleks bir yer açamaz ama güçlerimizi birleştirip kentte her türlü unlu mamul çeşidinin, tatlı çeşitlerinin bir arada satıldığı, insanların alışveriş yapmanın yanı sıra oturup dinlenebildikleri, çocuklarının oyun oynayabildiği geniş, nezih mekanlar açabiliriz. Güçlerimizi birleştirirsek Simit Sarayı benzeri, farklı bir konsept ile Mersin markası oluşturabiliriz. Önümüzdeki süreçte çalışmalarımızı bu doğrultuda yoğunlaştıracağız. Bugün güç birliğine giden firmaları devlet de destekliyor ve KOSGEB başta olmak üzere birçok kurum çeşitli destekler veriyor. Bu birlikteliği sağlayarak hem yaşanan sıkıntılı ortam içinden çıkabileceğimize hem de diğer sektörlere örnek teşkil edebileceğimize inanıyorum.”

“Halk Ekmek Fabrikası’nın işletmesi özel sektöre verilebilir”
Öte yandan, güçlerin birleştirilmesiyle mevcut imkanların da daha iyi değerlendirilebileceğinin altını çizen Akbaş, bu çerçevede Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası’na talip olduklarını belirtti. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Halk Ekmek Fabrikası’nda 80 kişilik bir ekibin günlük 17 bin civarında ekmek ürettiğini ifade eden Akbaş, şunları kaydetti: “Bu hesapla bir ekmeğin maliyetinin 1,60 TL’ye mal edildiğini, ancak 60 kuruşa satıldığını görüyoruz. Yani bu işletmenin maalesef şu anda zarar ettiğini düşünüyoruz. Oysa bu işletmede maliyetin çıkarılabilmesi için günlük 100 bin ekmek üretilmesi, kara geçilebilmesi için de yaklaşık 200 bin ekmek üretilmesi gerekiyor. Komite olarak önerimiz, bu fabrikanın işletmesinin özel sektöre verilmesi. İmzalanacak bir protokol ile çok sayıda fırın işletmesi bir araya gelip burada üretim yaparak günlük 200 bin adetin üzerinde ekmek üretimi sağlayabileceği gibi belediyenin ihtiyaç duyacağı günlük yaklaşık 20 bin adetlik ekmeği de istenilen fiyatlarla belediye satış noktalarına ulaştırabilir. Bu durumda hem halk uygun fiyatlarla ekmek tüketmeye devam edecek hem üretici kazanacak hem de belediye amacına ulaşacaktır. Aksi halde bu şekilde zarar edilmeye devam edilirse projenin uzun sürmesi mümkün gözükmüyor.”

“Buğday üretimi desteklenmeli”
Temel besin maddesi olan ekmeğin üretim maliyetlerinin azaltılması yönünde de çalışma yürütülmesi gerektiğini kaydeden Akbaş, un maliyetlerinin azaltılması ve ithal buğdayın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Çiftçinin para kazanamaması nedeniyle buğday ekiminden uzaklaştığına işaret eden Akbaş, “Çiftçinin desteklenmesi şart. Ana tüketim maddelerinde dışa bağımlı olmamalıyız. Buğday ithal edilince un sanayicisi, maliyetindeki artışı doğrudan fiyatlarına yansıtıyor. Yerli üretim desteklenirse bu sorunun önüne geçilecektir” dedi.

Mersin’de su fiyatlarının da pahalı olduğunu öne süren Akbaş, elektrikte olduğu gibi su aboneliklerinde de yeni indirimli bir tarife uygulanmasını beklediklerini bildirdi.

Sektörde yaşanan değişimin, fırınların yavaş yavaş kapanmasını beraberinde getireceğine dikkat çeken Akbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Önümüzdeki süreçte satışların daha çok AVM’ler içine ya da kompleks büyük tesislere kayacağına, bakkallar gibi bir süre sonra fırınların da işlevini yitireceğine inanıyorum. Tedbirimizi şimdiden almamız şart. Üstelik alttan yetişen fırıncı da çok fazla değil. MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı olarak dönem dönem fırıncılık ve pastacılık eğitimleri vermemize rağmen istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Bu nedenle güç birliğine gitmek kaçınılmaz gözüküyor.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da 4. Aşama Raylı Sistem ihalesi yapıldı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in seçim vaatleri arasında yer alan ve Antalya’yı ilk kez metro ile tanıştıracak olan 4. Aşama Konyaaltı-Varsak Raylı Sistem Hattı’nın ihalesi yapıldı. Yaklaşık maliyeti 12 milyar 449 milyon 604 bin lira olarak açıklanan projeye 5 firma teklif sundu. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleştirilen e-ihaleye 5 firma katıldı. Bir firmanın dosyası yetersiz olduğu için dört firmanın teklifi geçerli sayıldı. 4. Aşama Raylı Sistem Hattı İhalesi, ihale komisyonunun teklif dosyalarını detaylı incelemesi ve değerlendirmesinden sonra sonuçlanacak. Antalya’da daha konforlu ve hızlı toplu taşıma hizmeti sunacak projeyle Antalya trafiğinde önemli bir rahatlama sağlayacak. Antalya metro ile tanışacak 4. Aşama Raylı Sistem Hattı’nın ilk etabı, Konyaaltı ilçesinde Akdeniz Bulvarı’ndan (Serbest bölge) başlayacak. Akdeniz Bulvarı üzerinden Atatürk Bulvarı’nı takip edecek 4. Aşama Raylı Sistem Hattı, Antalyaspor Kavşağı’ndan sonra yerin 30 metre altına girecek. Yer altından Meltem’e dönerek, Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi ve Defterdarlık önüne ulaşacak. Yine yer altından Güllük-100. Yıl’ı keserek Muratpaşa Cami’ne uzanan hat, Antalya Büyükşehir Belediyesi önünden geçtikten sonra Kızılırmak Caddesi üzerinde yerin üstüne çıkarak Kepez Belediyesi önünden Sakarya Bulvarı Kavşağı’nda 3. Aşama Raylı Sistem Hattı’na bağlanacak. 4. Aşama Raylı Sistem Hattı projesiyle Antalya ilk kez metro ile tanışacak. 6 battı çıktı, 16 durak ve 14 üstg eçit yapılacak Antalya 4. Aşama Raylı Sistem Hattı ilk etabı ihalesi ile 17 adet tramvay aracı, vagon temini de yapılacak. Proje kapsamında 6 battı çıktı kavşak, 11 hemzemin ve 5 yeraltı durağı olmak üzere 16 durak, 14 yaya üstgeçidi yer alacak. Projede Antalyaspor ile Falez Kavşağı arasındaki taşıt yolu yer altına alınarak uygulanacak 100. Yıl Yaşam Alanı projesiyle, yeni bir yeşil alan ve kültür-sanat merkezi kazandırılması planlanıyor.
Edirne Enerji santralindeki çökmede milyonluk zarar oluşmuştu: 50 milyon TL’ye yeniden ihale edildi Edirne Meriç Nehri üzerinde yapılan "Arşimet Burgu Türbinli Hidroelektrik Santrali"nde yaşanan beton çökmeden dolayı oluşan büyük kamu zararının ardından açıklama yapan Edirne Valisi Yunus Sezer, 50 milyon lira civarında projenin yeniden ihale edildiğini belirtti. Edirne’de Meriç Nehri üzerine elektrik üretimi için kurulan "Arşimet Burgu Türbinli Hidroelektrik Santrali"nde yanlış mühendislik yapımı sonucu meydana gelen beton ayak kısmı ve table çökmesinde milyonlarca liralık zarar oluşmuştu. 2021 yılında inşasına başlanan ve Edirne’de şehir merkezinden geçen Meriç Nehri üzerinde elektrik üretmek için yapılan enerji santralinde yaşanan çökmeden dolayı milyon liralık beton, demir, lastik savak ve aylarca yapılan işçilik masrafları da çöp olmuştu. İddiaya göre, 625 beton mikserinin doldurduğu ve yaklaşık 70 bin 500 metreküp olan beton inşaat zemini çöktü. 625 beton mikser kamyonlarıyla taşınan çimento, lastik savak tablesinin çökmesi nedeniyle büyük hasar oluşmuştu. Meriç Nehri zeminine Fore Kazık Sistemi ile sıkılaştırma çalışmaları ile hasar onarılmaya çalışılıyor. Lastik savak ayaklarının birinin çökmesinin ardından milyonlarca kamu zararına neden olan proje revize edildi. Edirne Valisi Yunus Sezer, enerji santralinin 50 milyon TL civarında yeniden ihale edildiğini belirterek, 2 ayrı hukuki sürecinde olduğunu ifade etti. “Öncelikle bir tespit yaptırdık” Projenin yeniden revize edildiğini ifade eden Edirne Valisi Yunus Sezer, “Öncelikle bir tespit yaptırdık. Üniversiteden hocalarımız, DSİ’den ilgili mühendisler, İl Özel İdaresi’nden ve DSİ’nin akredite ettiği firmaların olduğu bir ekiple tespit yaptırdık. Tespit yaptırdıktan sonra buradaki eksiklik neden kaynaklanıyor ve ne yapılması gerektiğini bize ilettiler. Burada jet grout denilen bir sistem uygulanmış. Bu sistemin bazı yerlerde sıkıntılı olduğunu, oradaki hasarın bundan kaynaklandığını belirttiler. Bunun üzerine yeniden zemin etütleri yapıldı ve burada proje yeniden revize edildi. Çünkü bir yatırım yapılmış. Bu yatırımın atıl kalması kamunun zararı" dedi. “Hukuki süreçte 2 tane süreç devam ediyor” Kritik bir karar verdiklerini belirten Vali Sezer, “Bu projenin devam edip etmeyeceği, taşkın riskine neden olup olmayacağı ile ilgili bilgi istedik. Edirne’nin de böyle bir endişesi var. Bu ekibin, burasının taşkın riskini artırmayacağı şeklinde bir raporu var. Projenin de şu anda yaptığımız şekilde fore kazıklarla yeniden yapılması yönünde teknik tavsiye yönünde çalışmaya başladık. Sona geldik. En son açık ihalesi yapıldı. 50 milyon TL civarındaydı. Süreç de devam ediyor. Hukuki süreçte 2 tane süreç devam ediyor. Birincisi tespit davası açıldı. Buradaki kusur kime aittir, neden kaynaklanıyor ile ilgili olarak mahkememiz tespiti bitirmiş. Henüz bize gelmedi ama geldikten sonra buradaki yasal işlem başlatılacak. İdari yönden, mahkemenin tespitine göre şahıslardaki sorumluluğun ne olduğuyla ilgili bir idari soruşturma devam ediyor. O tespiti aldıktan sonra ikisini birleştirip hem maddi tazmin yönüyle süreç başlayacak, hem de idari sorumluluk yönüyle bir süreci başlatmış olacağız. O noktada gayet emin bir şekilde, kanunlar neyi emrediyorsa onu yapmamız gerekiyor. Onu da yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Çorum Çorum İl Koordinasyon Kurulu Vali Dağlı başkanlığında yapıldı Çorum İl Koordinasyon Kurulu toplantısı Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı, başkanlığında yapıldı. Toplantıda konuşan Vali Zülkif Dağlı, 2024 yılında kamu kurum ve kuruluşlarına ait toplam 297 adet yatırım projesinin yürütüldüğünü belirterek, bu projelerin toplam tutarının 38 milyar 592 milyon 258 bin, toplam harcamanın ise 17 milyar 569 milyon 666 bin lira olduğunu açıkladı. Çorum’un 2024 yılı ödeneğinin 3 milyar 306 milyon 965 bin belirten Vali Dağlı, “2024 yılı harcama tutarı 494 milyon 937 bin TL. 2024 yılı içerisinde; gelen ödeneğin yüzde 14,97’si harcanmış ve toplam harcama proje tutarlarının yüzde 45,53’üne ulaşmıştır. Yürütülen 297 projeden 14’ü tamamlanmış, 164 proje devam etmekte, 13 proje ise ihale aşamasında, 106 proje ise başlanmamıştır. Yürütülen projelerin sektörel dağılımına bakıldığında; proje sayısı açısından; diğer kamu hizmetleri sosyal 95 projeyle ağırlıkta olduğu görülürken, proje bedeli açısından; ulaştırma-haberleşme sektörü önde yer almaktadır” ifadelerini kullandı. Yatırımların zamanında tamamlanması için gerekli gayretin gösterilmesi çağrısında bulunan Vali Dağlı, oluşabilecek engellerin önceden belirlenerek gerekli önlemlerin alınması, koordinasyonu gerektiren hususlarda bilgi verilerek, kurumlar arası iletişimin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve çözüm odaklı çalışılmasına özen gösterilmesini istedi.