GÜNDEM - 14 Ekim 2018 Pazar 10:50

Ekmekten yara bandı çıktığı iddiası

A
A
A
Ekmekten yara bandı çıktığı iddiası

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde bir fırından satın alınan ekmeğin içinden yara bandı çıktığı iddia edildi.

Edinilen bilgiye göre Çorlu’da Şeyhsinan Mahallesi'nde ikamet eden Alipaşa Küpçü adlı vatandaş, bir fırından aldığı ekmeğin içinden yara bandı çıktığını öne sürdü. Ekmeğin içindeki yara bandını oğlu Cengizhan Küpçü'nün fark ettiğini söyleyen Alipaşa Küpçü, çocuğun gördüğü manzara karşısında midesinin bulandığını tüm gün yemek yiyemediğini ve aç yatmak zorunda kaldığını iddia etti.

"Sürekli ekmek aldığım bir fırından önceki sabah yine ekmek aldım" diyen Alipaşa Küpçü, "Kahvaltıda yemek yerken ekmek çocuğumun elindeydi ekmeği parçaladı. Parçalayınca baba bu ne dedi, bir şey var bunun içinde dedi. Ben de mayadır kütle halinde kalmıştır dedim 'yok farklı bir şey' dedi. Elime aldım baktım yara bandıydı" dedi.

Ekmeğin içindeki yara bandını görünce şaşırdığını da kaydeden Küpçü, "Bu şekilde görünce şaşırdım. Hemen aldım o sinirle ekmek fırınına gittim 'bu nedir, bu kadar da olmaz ekmekten yara bandı çıkması çok saçma bir şey değil mi niye dikkat etmiyorsunuz' dedim. 'Çocuğun eli kesilmiştir, dikkat etmemişlerdir' dedi fırıncı. Aldı elimden ekmeği kasaya attı. Ben de o tepki üzerine sinirlendim aldım ekmeği eve geri geldim" diye konuştu.

Küpçü, "Vatandaşlar dikkat etsin. Denetimlerin daha sık ve özenli yapılmasını istiyorum. Zabıta ya da fırıncılar odası kim denetliyorsa denetlemesi gerekir. Ayda bir de olsa kontrol etmesi gerekir. Ben hiç birine inanmıyorum, kesin bilmiyorum ama hiçbirinin hijyen belgesi yoktur, sağlıkla ilgili bir sürü sorunları vardır. Bunlara dikkat etmeyen insan Allah bilir üretimde daha nelere dikkat etmiyorlardır. Kalifiye eleman çalıştırmıyorlar, sokaktan geçen herkesi fırına alıp işçi yaparsanız olacağı sonuç da budur. Bu da insanların sağlığı ile oynamaktır. Buna dikkat edilmeli" şeklinde konuştu.

Ekmeğin içindeki yara bandını ilk fark eden Cengizhan Küpçü ise, "Ekmeği böldüm, böldüğüm gibi babama seslendim dedim 'baba bu ete benziyor yiyeyim mi?' dedim. Sonra da yara bandı olduğunu fark etti. Ben acayip bir yemek aşığıyım ama bunu gördüğüm an yemekten kalkıp doğruca içeri gittim. Ondan sonra geldim oturdum su içtim mide bulantısından yemek bile yiyemedim o akşam karnım aç yattım" dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.