EKONOMİ - 22 Ocak 2023 Pazar 13:18

Ekonomiye değer katanlar ödüllerini aldı

A
A
A
Ekonomiye değer katanlar ödüllerini aldı

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen 48. Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen 48. Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, ihracat, sektör liderleri, gelir vergisi ve kurumlar vergisi kategorilerinde 39 ödül sahiplerini buldu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın 134 yıllık köklü geçmişiyle şehrin hafızası konumunda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk sanayisinin lokomotif şehri Bursa’nın marka değerini artıracak, ekonomik potansiyelini harekete geçirecek her türlü projeyi destekledik. Bursa’ya ve Bursalı kardeşlerimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
BTSO tarafından geleneksel olarak düzenlenen Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Bu yıl 48'incisi organize edilen Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreninde ihracat, sektör liderleri, gelir vergisi ve kurumlar vergisi kategorilerinde Bursa ve Türkiye ekonomisine değer katan şahıs ve firmalar ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, kent protokolü ve BTSO yönetim kurulu, meclis ve komite üyeleri ile iş dünyası temsilcileri katıldı.

30 milyarlık özel sektör yatırımı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının temsilcileriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, program vesilesiyle bir araya gelinmesini sağlayan BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve yönetim kuruluna teşekkür etti. 4 farklı kategoride ödüllerini takdim ettikleri şirketlerin her birini kutlayarak, ülkeye, millete ve ekonomiye yaptıkları katkılar için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmî açılışlarını yaptıkları, güncel rakamla toplam 12 milyar lira kamu ile 30 milyar lira özel sektör yatırımlarının şehre hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserleri şehre kazandıran bakanlıkları, özel sektörü, belediyeleri ve tüm kurumları tebrik etti.

“Türk sanayisinin lokomotif kenti Bursa”

Son olarak Türkiye’nin otomobili TOGG’un üretim tesisini Bursa’nın ve Türkiye’nin hizmetine sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk sanayisinin lokomotif şehri Bursa’nın marka değerini artıracak, ekonomik potansiyelini harekete geçirecek her türlü projeyi destekledik. Rabbim sağlık ve ömür, milletimiz de yetki verdikçe Bursa’ya ve Bursalı kardeşlerimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

“Bursa’nın marka değerini artıracak her türlü projeyi destekledik”

Bursa’nın kadim tarihiyle, kültürüyle, göz kamaştıran mimari eserleriyle, tabi güzellikleriyle Türkiye’nin sembol şehirlerinin başında geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya hizmet etmeyi, millete şükran borcunu ödemenin yanında ecdadın emanetine sahip çıkma misyonunun da bir gereği olarak gördüklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya da sık sık geldiklerini, vatandaşlarla hasbihal ettiklerini, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek taleplerini dinlediklerini, varsa sıkıntılarını çözüme kavuşturduklarını anlattı. Projeleri yerinde takip ederek, süratle neticelendirilmelerini sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimiz, kadınlarımız, çiftçilerimiz, işçilerimiz ve toplumumuzun diğer kesimleriyle yaptığımız buluşmalarla milletimizle olan gönül bağımızı daha da güçlendiriyoruz. Bu amaçla sadece son bir yıl içerisinde Bursa’yı 3 kez ziyaret ettik. Bursa’ya her gelişimizde şehrimiz ve ülkemiz için tarihî önemde birçok yatırımı hizmete açtık” diye konuştu.

“Türkiye tarihi bir asra hapsedilemeyecek kadar köklü maziye sahiptir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıl dönümünü idrak edeceklerini ifade ederek, “Hangi kuruma bakarsak bakalım benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Ancak ‘Kökü mazide olan ati’ ifadesinin ete kemiğe büründüğü yer hiç şüphesiz Bursa’mızdır. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız da 134 yıllık köklü geçmişiyle şehrin hafızası konumunda. Oda’mız 1,5 asra yaklaşan bu tarihî süreç içerisinde milletin yaşadığı tüm sıkıntılara, zorluklara, ekonomik ve siyasi çalkantılara bizzat şahitlik etti. Bursa iş dünyası olarak, size ve milletimize ağır bedeller ödeten tüm bu krizlerle beraber son 20 yılda yakalanan ekonomik ivmeyi ve topyekûn kalkınma hamlesini de bizzat gördünüz, yaşadınız. Güçlü bir siyasi irade yönetiminde, Türkiye’nin nelere kadir olduğunu, Türk ekonomisinin neleri başarabileceğini yakından tecrübe ettiniz. Bu tecrübelerin ışığında artık şu gerçeği hepimiz idrak edebiliyoruz; siyasi istikrarın tesisi, ekonomik büyüme açısından vazgeçilmezdir. Belirsizliğin hâkim olduğu bir iklimde ne ekonomi ne de demokrasi gelişir” ifadelerini kullandı.

“Başarı hikayeleri yazdık”

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, göreve geldikleri 2013 yılından bu yana ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ vizyonuyla kentin ve ülkenin daha güçlü yarınlara ulaşması için tek vücut olarak başarı hikayeleri yazdıklarını söyledi. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde pandeminin ve uluslararası krizlerin olumsuz etkilerini en yoğun şekilde hissedildiği 2021 yılında, dünya ortalamasından neredeyse iki kat fazla büyümeyi başardığını kaydeden Burkay, “2022 yılında yüzde 6,2 gibi yüksek bir performansı yakaladık. İhracatta 254 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştık. Küresel ticaretten aldığımız pay ilk kez yüzde 1’in üzerine çıktı. Gerek iş dünyamıza sunmuş olduğunuz destekler, gerekse de diş politikada attığınız stratejik adımlar, ülkemize büyük kazanımlar sağladı. Bugün potansiyelinin farkına varan, daha da önemlisi bu bilinçle her alanda büyük atılım içinde olan iddialı bir Türkiye var. Ülkemizin her bir ferdi için büyük kazanım olan bu yüksek özgüven, krizlerle boğuşan değil, krizleri yöneten ve fırsatlara yönelen bir yaklaşımı da beraberinde getirmiştir. Devletimizin iş dünyamız ile iş birliği içerisinde sürdürdüğü ekonomi politikaları ve girişimcilerimizin gayreti ile yüksek enflasyonun kırıldığı ve cari açığın sorun olmaktan çıktığı bir Türkiye, hepimizin ortak idealidir” dedi.

“Bursa’yı yeni nesil endüstri alanlarıyla geliştirebiliriz”

Başkan Burkay, Türkiye'nin ve Bursa'nın ideallerine doğru ilerlerken konjonktürel sebeplerden kaynaklanan hız kaybı dönemlerine rağmen bu toprakların geleceğine olan inancın asla sarsılmayacağını kaydetti. “Yenilikçi üretim, nitelikli istihdam ve katma değerli ihracat her zaman temel önceliğimiz olmaya devam edecektir.” diyen Başkan Burkay, “Bursa’nın tarihi ve kültürel mirası ile doğal zenginliklerini değere dönüştürmeye devam edecek ve geleceğe taşıyacak olan yerel kabiliyetlerimizdir. Bursa’mız, sanayi üretiminde orta yüksek ve ileri teknoloji payını yüzde 56’ya yükseltmiş, ihracatının kilogram değerini 4,5 dolara çıkarmayı başarmış bir kenttir. Ancak son 4 yıldır 16 milyar dolar düzeyindeki ihracat rakamına takılı kalarak, orta ihracat sendromuna yakalanan Bursa’yı mekânsal planlamaya dayalı, TEKNOSAB ve KOBİ OSB gibi yeni nesil endüstri sahalarıyla geliştirebiliriz” ifadelerini kullandı.

“TEKNOSAB’daki yenilenebilir enerji kaynakları Bursa’ya güç katacak”

Başkan Burkay, 25 milyar dolarlık yatırım planı doğrultusunda ülkeye kazandırılan TEKNOSAB’ın yüksek teknoloji odaklı üretimi, güçlü altyapısı, ulaşım bağlantıları ve yenilenebilir enerji kayrakları ile Türkiye’ne öncü ve yeni ekonomi modelinin anahtarı olan dev bir proje olduğunu söyledi. Türkiye’de bir ilke imza atarak 4 yıl gibi kısa sürede kuruluş alt yapısının tamamlandığı bölgede açılışı gerçekleşen 6 fabrikanın üretime başladığını ifade eden Burkay, “Yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde faydalanacağımız TEKNOSAB’da fabrikalarımızın çatılarındaki güneş panelleri ile elektrik enerjisi de üretiyoruz. Tüm organize sanayi bölgelerimizin ortağı olduğu enerji şirketimize YEKA arazilerinin tahsis edilmesi durumunda Bursa sanayisinin ihtiyaç duyduğu enerjinin önemli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilecek yatırım gücüne de sahibiz” açıklamalarında bulundu.

“Yeni yatırım alanlarıyla daha rekabetçi Bursa”

Başkan İbrahim Burkay, Bursa’nın 10 bin 800 kilometrekarelik yüzölçümü içinde binde 8’lik payına rağmen, kent ekonomisine yüzde 46 gibi yüksek seviyede katma değer sağlayan sanayinin ölçek ekonomisine uygun, kapasite artışına imkân sağlayacak yeni yatırım alanlarıyla desteklenmesi, Türkiye Yüzyılının çok daha parlak bir geleceğe taşıyacağını vurguladı. Başkan Burkay, “Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde ve kent dinamiklerimizin destekleriyle oluşturulacak yeni yatırım alanlarını hayata geçirdiğimiz takdirde 4 yılda bugünkünün 4 katı yatırımı kentimize kazandırmayı Bursa iş dünyası olarak taahhüt ediyoruz. İçinde bulunduğumuz zorlayıcı tüm koşullara karşın firmalarımızın yatırım talepleri, Bursa’mızı daha rekabetçi ve daha üretken bir yapıya kavuşturmak adına motivasyonumuzu her geçen gün artırmaktadır. Devletimiz tarafından hayata geçirilen köprü, otoyol ve hızlı tren gibi dev ulaşım projeleri ile lojistik anlamda önemli bir kesişme noktasında bulunan Bursa’mıza lojistik merkezler kazandırmayı, ayrıca organize ticaret bölgeleri oluşturmayı da amaçlamaktayız” dedi.

“Tarihimizin her döneminde karşımıza çıkan zorluklardan güçlenerek çıkmasını bildik, mücadeleden yorulmadık” diyen Başkan Burkay, tarihten gelen güçle üretimden, yatırımdan, istihdamdan ve ihracattan asla vazgeçmeyeceklerini söyledi. Başkan Burkay, “Kendine inanan ve ülkesine güvenen, Bursa iş dünyası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ve milletimiz için değer üretmekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. Törende konuşmaların ardından Bursa ipeğiyle dokunmuş Türkiye Yüzyılı tablosu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye edildi.

4 kategoride 39 ödül sahiplerini buldu

Bu yıl 48'incisi düzenlenen Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreninde ihracat kategorisinde Oyak Renault, gelir vergisinde Şükrü Karagül, kurumlar vergisi kategorisi ve sektör lideri olarak Özdilek Alışveriş Merkezleri ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alındı.
Gecede ihracat kategorisinde ödül alan firmalar Oyak Renault, Tofaş, Bosch, Aunde Teknik, Borçelik, Döktaş Dökümcülük, Karsan, Sönmez Çimento ve Durmazlar Makine, kurumlar ve gelir vergisinde ödül alanlar Bursagaz, Contitech Lastik, Göliplik Şeremet, Polyteks, Pro Yem, Rollmech Automotive, Rudolf Duraner, Atila Efe, Hikmet Oral, Mehmet Celal Gökçen, Sabahattin Gazioğlu ve Şükrü Karagül oldu.
Sektör liderleri kategorisinde ise, Beyçelik Gestamp, Burkay Kimya, Bursa Çimento, Burulaş, Çilek Mobilya, Ekonomik Yetkili Müessese, Eskapet Ambalaj, Gemport Gemlik, Karataş Sac, Korteks Mensucat, Nurel Medikal, Serra Sünger, Sultan Yetkili Müessese, Sütaş, Türk Prysmian, Özdilek Alışveriş Merkezleri, Yazaki Systems ve Yeşim Satış Mağazaları ödüle layık görüldü.

Süleyman Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmal sonucu ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7’nci duruşması görüldü. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu ileri sürülen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan iddianame ana dava ile birleştirilmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşma, yoklamaların alınmasının ardından sanıkların savunmaları ile başladı. Davada sanık sayısı 61 oldu Duruşmada, dava dosyasına eklenen evraklar okunduğu sırada, dosyadan ayrılan iki davanın ana dava ile birleştirildiği ve sanık sayısının böylece 61’e yükseldiği öğrenildi. Savunma yapan tutuklu sanık Şeyhmus Çelik, "Opara bebek, Fırat Sarı tarafından Birinci Hastanesi’ne gönderildi ve Hakan Doğukan Taşçı tarafından teslim alındı. Fırat Sarı tutuklanmadan önce saçsız bir insanken, soruşturma sonrası peruk takmıştır. Opara bebek Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk edildi. Ben hastanede olmadığım gün Opara bebek ex oldu. Bunu diğer sanıklarda belirtmiştir. Hakan Doğukan Taşçı ve diğer sanıklar arasında geçen konuşmamada bebeğin ben hastanede yokken öldüğü bellidir. Ben bebekleri öldürmedim bu bellidir. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Tutuklu sanık Rıza Keykubad’ın eşi tutuksuz sanık Hilda Keykubad da savunmasında, "Ben mesleğimin gerekliliğini en iyi şekilde yaptım. Evimi, eşimi, çocuğumu ihmal ettim ama hastalarımı ihmal etmedim. Hayatım boyunca, polis, adliye görmedim. Onurumla yaptığım mesleğimi ihmalden yargılanıyorum. Burada olmaktan utanıyorum, hicap duyuyorum, utanıyorum. Ben imzaladığım her evrakı ölen bebeklerin defin işlemleri tamamlansın diye, tedaviye gelen bebekler de iyileşsin diye imzaladım. Kaya bebek geldiğinde ben hastanede çalışmıyordum. Bebek Kaya hayatını kaybettikten sonra çalışmaya başladım. Bebek Kaya’nın ölüm belgesini doktorlar imzalamadı. Ben de bebek ortada kalmasın, evrakları eksik olmasın diye defin işlemleri için kendim imzaladım evrakları ve aileye teslim ettim. Bu aile şehir dışından gelmişti’’ diye konuştu. Mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.
İstanbul Sergen Yalçın’dan 5 değişiklik Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Fenerbahçe’ye konuk oldukları Türkiye Kupası C Grubu maçına Süper Lig’de son oynadıkları Çaykur Rizespor mücadelesinin 11’inden 5 değişiklik yaparak çıktı. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Beşiktaş, Fenerbahçe’ye konuk oldu. Siyah-beyazlıların teknik direktörü Sergen Yalçın, Süper Lig’in 17. haftasında Dolmabahçe’de 1-0 kazandıkları Çaykur Rizespor karşılaşmasının 11’inden 5 değişiklik yaparak Kadıköy’de sahaya çıktı. Tecrübeli teknik adam, savunmada Taylan Bulut, Gabriel Paulista ve Rıdvan Yılmaz’ın yerine Gökhan Sazdağı, Emirhan Topçu ve David Jurasek’e şans verirken, Kartal Kayra Yılmaz ve Demir Ege Tıknaz’ın yerine ise Salih Uçan ile Devrim Şahin forma giydi. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe maçı 11’i şu şekilde: "Ersin Destanoğlu - Gökhan Sazdağı, Tiago Djalo, Emirhan Topçu, David Jurasek - Salih Uçan, Orkun Kökçü, Milot Rashica, Vaclav Cerny, Devrim Şahin - Tammy Abraham." 3 oyuncunun ilk Fenerbahçe derbisi Siyah-beyazlı takımda 3 futbolcu ise ilk kez Fenerbahçe derbisi heyecanı yaşadı. Kartal’da; Tiago Djalo, David Jurasek ve Devrim Şahin ilk defa sarı-lacivertlilere karşı top koşturdu. Yedek kulübesinde bulunan Demir Ege Tıknaz, Kartal Kayra Yılmaz ve Taylan Bulut da ilerleyen dakikalarda görev alması durumunda sarı-lacivertli takıma karşı siftah yapacak. Rafa Silva kadroda yok Beşiktaş’ta Rafa Silva, Fenerbahçe karşılaşmasının geniş kadrosunda yer almadı. Rafa, tam 5 hafta aranın ardından ligdeki Çaykur Rizespor mücadelesinde kadroya girmesine rağmen formayı sırtına geçirememişti. Teknik Direktör Sergen Yalçın, fiziksel olarak hazır durumda bulunmadığını belirttiği Portekizli oyuncuya Fenerbahçe mücadelesinde şans tanımadı.
Trabzon Şenol Güneş: "Yurt dışından iki teklif vardı, kabul etmedim" Trabzonspor’un eski futbolcusu ve teknik direktörlerinden Şenol Güneş, Trabzon’da bir lisede düzenlenen söyleşiye katıldı. Söyleşi öncesinde horon ekibinin gösterisiyle karşılanan Güneş, daha sonra hayatına dair anılarını paylaşırken, öğretmen kimliği ve spor adamı tecrübesiyle katılımcılara önemli mesajlar verdi. Türk futboluna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şenol Güneş, Türk teknik direktörler arasında 1056 maçla en fazla karşılaşmaya çıkan isim olmasına da değinerek, rakamların çok üzerinde durmadığını söyledi. Yaklaşık 38 yıldır antrenörlük yaptığını hatırlatan Güneş, futbolculuk dönemiyle birlikte bu sürenin daha da arttığını ifade etti. Çocukluk döneminde futbola bakışın ve imkanların çok sınırlı olduğunu dile getiren Güneş, "Eğitimde, tesiste, malzemede ciddi eksiklikler vardı. Futbola bakış da olumsuzdu. Bu ortamda hem eğitimimi alarak hem de işimi iyi yapmaya çalıştım. Bunun karşılığını bugün Türkiye’nin her yerinde, hatta dünyada görüyorum. En büyük sermayem itibarım" dedi. Futbolun zamanla magazinleştiğine dikkat çeken Güneş, "Zaman zaman verdiğimiz mesajların yerini magazin aldı. Gündem futbolun dışına kaydı. Futbolun ekonomik tarafı kullanılırken, buna bağlı olarak kirlenme tarafına fazla kaçıldı. Üretmeden kolay kazanmak isteyenlerin arttığı bir dönem yaşıyoruz. Antrenörler, oyuncular ve hakemler olarak futbola sahip çıkamadık. Yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç var. Türk futbolu ortak değerimizdir, erozyona uğrarsa herkes zarar görür" diye konuştu. "Trabzonspor’un önü açık" Trabzonspor’un mevcut durumunu da değerlendiren Şenol Güneş, bordo-mavili kulübün bir marka olduğunu vurguladı. Geçmişten ders alınması gerektiğini belirten Güneş, mazeretlerle yol alınamayacağını söyledi. ’Biraz iyi gidince çok iyiyiz, kötü gidince de bizden bir şey olmaz diyoruz’ sözlerinin doğru olmadığını ifade eden Güneş, Trabzonspor’un ekonomik, idari, sosyal ve teknik gerçeklerinin olduğunu dile getirdi. Uluslararası düzeyde rekabet edebilecek oyuncuların kazanılması gerektiğini ifade eden Güneş, "Kişiler üzerinden değil, doğru planlama üzerinden gitmeliyiz. Geçmişi kötülemeden, ders alarak geleceği planlamak gerekiyor. Hiçbir oyuncuyu büyütmeden ya da küçültmeden takım için değerlendirmeliyiz. Fatih Hoca’nın bunu iyi yapacağına inanıyorum. Trabzonspor’un önünün açık olduğunu düşünüyorum" dedi. "İki teklif vardı, kabul etmedim" Kendisine gelen transfer teklifleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Güneş, yurtdışından iki takımdan teklif aldığını ancak kabul etmediğini açıkladı. Bu tür konuların magazinleştirildiğini belirten Güneş, "Çalışmayacağım desem yarın çalışırsan derler, çalışacağım desem kulüp bulamadı derler. Dedikodu çok olduğu için susmayı tercih ediyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Başkan Pehlivan: "Menemen, Şehit Kubilay ve silah arkadaşlarını bağrına bastı" Şehit Asteğmen Kubilay ile şehit bekçiler Şevki ve Hasan, şehadetlerinin 95. yıl dönümünde Menemen’de törenle anıldı. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını her zaman saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmıştır. Her 23 Aralık’ta aynı inanç ve kararlılıkla burada olmaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, Menemen dışından gelen bir grubun ilçede başlattığı ayaklanma girişiminde şehit düşen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki, Yıldıztepe’de bulunan Kubilay Anıtı’nda anıldı. Düzenlenen törende Şehit Kubilay ve silah arkadaşları anılırken, Kubilay Anıtı’na çelenk sunuldu ve şehitlikte yatan vatan evlatlarının kabirlerine karanfil bırakılarak dualar okundu. "Şehit Kubilay’ı rahmet ve minnetle anıyoruz" Törene katılan ve 95 yıl önce bayraklaşan şehadetiyle İnkılap Şehidi olarak hafızalara kazınan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın aziz hatırasını her daim yaşattıklarını ifade eden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Her 23 Aralık’ta burada, bu şehitlikte aynı inanç ve aynı kararlılıkla olmaya devam edeceğiz" dedi. "Dinmeyecek acı" Başkan Pehlivan, "İnkılap şehitlerimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki; bu ülke için hiçbir zaman dinmeyecek bir acıdır. İlçemiz Menemen içinse tam anlamıyla derin bir yaradır. Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana, Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmayı görev bilmiştir. Bu topraklarda doğan her Menemenli bilir ki; Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay sadece bir asker değildir. O, bir fikrin, bir inancın, bir Cumhuriyet idealinin temsilcisidir. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimiz, uğruna şehit ve gazi olanların bizlere mukaddes bir emanetidir. Bu nedenle Şehit Kubilay’ı anmak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan bağlılığımızı tazelemektir. Onları hatırlamak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan sarsılmaz bağlılığımızı yeniden ifade etmektir. Şehit Asteğmen Kubilay’ın aziz hatırası bize, karanlığa karşı uyanık olmayı, ayrışmaya karşı birlik olmayı, umutsuzluğa karşı inancı korumayı öğretir. 23 Aralık tarihi, Menemen İnkılap Şehitleri’nin yası, saygıyla anıldığı günün adıdır. Bu ve bunun gibi anmalar, siyasete malzeme yapılamayacak kadar kıymetli ve ağır konulardır. Tıpkı dinimiz, kutsal kitabımız, bayrağımız, vatanımız ve elbette Atamız gibi, siyaset üstüdür. Bu nedenlerle bizler, tıpkı 10 Kasım’da Atatürk’ü andığımız gibi, her 23 Aralık’ta da Şehit Kubilay’ın yasını tutuyor, saygı ve minnetle anıyoruz. Ülkesi ve milleti için karanlığa karşı bedenini siper eden tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve hürmetle anıyorum. Böylesine karakterli, cesur ve vatanına adanmış evlatlar yetiştiren kıymetli ailelerine de şükranlarımı sunuyorum" dedi.