POLİTİKA - 17 Nisan 2019 Çarşamba 19:07

Emine Erdoğan’a 'Changemaker' ödülü

A
A
A
Emine Erdoğan’a 'Changemaker' ödülü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan'a, World Humanitarian Forum (Dünya İnsani Forumu) tarafından Changemaker (Farkındalık Oluşturanlar) ödülü verildi.

Erdoğan, "Bu ödülü, ağlayan bir çocuk gördüğünde yüreği kabaran, yabancıya kuşkuyla değil Tanrı misafiri diye bakan cömert Türk halkı adına kabul ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İngiltere'nin başkenti Londra'da Dünya İnsaniyet Forumu Ödül Töreni’nde konuştu. Forumca verilen “Fark Oluşturanlar” ödülünü alan Erdoğan, “Ağlayan bir çocuk gördüğünde yüreği kabaran, yabancıya kuşkuyla değil Tanrı misafiri diye bakan cömert Türk halkı adına kabul ediyorum. Ülkemin adının, dünyanın yaralarının sarılmasında gösterdiği eşitlikçi ve kapsayıcı tutumla anılmasından büyük gurur duyuyorum” dedi. 

Tarihin, savaşlar, afetler, gözyaşı ve kanla dolu olduğunu hatırlatan Erdoğan, “İnsanoğlunun var olduğu günden bu yana, yaşama verilen önem, metrekareye eşit düşmüyor. Dünyanın kimi coğrafyaları, huzura, güvene, istikrara susamışken, diğer yarısında yok olup gidenin insanlık olduğu fark edilmiyor bile. Üzerinde yaşadığımız yerküre ne yazık ki, 21. yüzyılın bütün gelişmişlik ve medeniyet iddialarına rağmen, insani açıdan büyük krizler yaşıyor. İşte böyle bir vasatta fertler ve toplumlar olarak bize düşen, iyiliğin ya da kötülüğün safında olmayı seçmektir” ifadelerini kullandı.

"Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez" 

Türk insanının gökyüzünü, büyük insanlık ailesinin altında yaşadığı tek bir çatı olarak gördüğüne değinen Emine Erdoğan, Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerinin, “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez” öğretisine dikkat çekerek, “Bir çocuğun gülümsemesinin, dünyanın en büyük hazinesi olduğunu düşünüyoruz. Geçmişimizdeki birlikte yaşama kültürünü, bugün de, bize ihtiyacı olanlara el uzatarak sürdürüyoruz” diye konuştu. 

Türkiye’nin, devletin resmi resmi kurumlarının yanısıra, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte dünyanın en cömert ülkesi olarak anıldığını hatırlatan Emine Erdoğan, “Türkiye, gayri safi milli hasılaya oranla, dünyada en çok insani yardım yapan ülke konumundadır. Bu tavır, dünyada barışı ve istikrarı destekleyen proaktif Türk dış politikasının ayrılmaz parçasıdır. Bir mağduriyet gördüğümüzde gözyaşı dökmekten ötesini yapmamız gerektiğini biliyoruz” dedi.

“Türk Kızılay’ı, yılda ortalama 40’ın üzerinde ülkeye insani yardım götürmektedir” 

Kızılay, AFAD, TİKA gibi kurumların, ulaşabildiği her yere umut aşıladığını vurgulayan Emine Erdoğan yapılan yardımlara ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD, 2009’dan beri 54 farklı ülkede, yüksek uluslararası operasyon kabiliyeti ile çalışma yürütüyor. Afetler söz konusu olduğunda ‘orada ben de olabilirdim’ empatisi, AFAD’ın en yüksek moral değeridir. İlk şokun atlatılmasından hayatların yeniden tanzimine kadar afet döngüsünün tüm aşamalarında yer alarak, bugüne kadar 2 milyar dolarlık yardım yapmıştır. Aynı şekilde Türk Kızılay’ı, yılda ortalama 40’ın üzerinde ülkeye insani yardım götürmektedir. Sadece 2018 yılında, 53 ülkede, doğa ve insan kaynaklı afetlerden etkilenen 7 milyon mağdur insana el uzatmıştır.”

"Silahlardan kaçan insanları topraklarımıza koşulsuz kabul ettik" 

Emine Erdoğan, 2011’den beri devam eden Suriye savaşında, yerlerinden edilen insanların en büyük ev sahibinin Türkiye olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Türkiye’de 4 milyona yakın Suriyeli mülteci yaşıyor. Uyguladığımız açık kapı politikasıyla, silahlardan kaçan insanları topraklarımıza koşulsuz kabul ettik. Çünkü komşuluk bunu gerektirirdi. Ve hiçbir Suriyelinin zorla geri gönderilmemesi politikasını benimsedik. Mültecilere sağladığımız yardımlar, ‘kendi tercihlerine göre ve onurlu şekilde’ yapılmaktadır. Mülteci kamplarımız, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumlar tarafından övgüyle anılmaktadır. Buralarda çöp ve lağım kokuları yok, üşüyen çocuklar, çamurlu zeminler ve ıslak çadırlar bulunmamaktadır. Eğitim ve sağlık hizmetleri eksiksiz biçimde yapıldığı gibi, kadınların ve çocukların özel ihtiyaçları gözetilmektedir. Oyun alanlarından spor merkezlerine ve hobi odalarına kadar, her şeyin düşünüldüğü, dünyanın en modern çadır kentleridir. Türkiye, Afganistan’da, Moğolistan’da, Çad’da, Mısır’da, Yemen’de, Haiti’de ve adını tek tek sayamayacağım onlarca ülkede barışın, güvenin ve sevginin izlerini bırakmıştır."

Afrika'ya 7 yılda 2 milyar dolar yardım 

Arakan’da yaşanan insaniyet dramına da hatırlatan Emine Erdoğan, “Şahsen gidip gördüğüm ve manevi dünyamda büyük sarsıntılar oluşturan Arakan’da, Müslümanlara yönelik zulümler de, yakın takibimizde bir konudur. Bölgede 2 bin 70 bambu ev inşaatı yanında, yapımı devam eden 2500 ev projesi, insanlığa armağanımızdır” dedi.
Afrika’nın Türkiye için ayrı bir başlık olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, yoksulluğun giderilmesi, son derece kırılgan olan sosyal yapının kuvvetlendirilmesi için, TİKA aracılığı ile çok yönlü çalışmalar yapıldığını söyledi. Erdoğan, “Mesleki eğitim, idari ve sivil altyapılar, sağlık, tarım ve hayvancılık sektörlerinin geliştirilmesi alanlarında birçok proje yürütülmektedir. Afrika kıtasına, 2010-2017 yılları arasında ülkemizce yapılan yardımların toplam miktarı, 2 milyar doları aşmıştır” dedi.

"Türkiye için insani yardım, insan onurunu korumayı esas alır" 

Türkiye’nin ticari ilişkilerini kazan-kazan ilkesine göre yaparken, tüm insani yardımları karşılıksız yürüttüğünün altını çizen Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye için insani yardım, sadece acil durumlarda gönderilen yardım kolileri demek değildir. Tüm siyasi hesapların ötesinde, küresel adalet düşüncesine olan inançtır. Yardım alan tarafın bağımlılıklarını ortadan kaldıracak, sömürgeci mantıktan uzak, vicdani bir eylemdir. Ve her zaman insan onurunu korumayı esas alır. Güvenli, huzurlu ve müreffeh bir dünyanın inşası, insanlığın sorunlarını ve acılarını paylaşmakla mümkündür. Gökkuşağının yerini barut dumanlarının aldığı bir dünyada, birlikte yapacak çok işimiz olduğunu düşünüyorum. Gökyüzünü savaş uçaklarından arındırıp, çocukların uçurtmalarına açabilirsek, yaşamın hakkını vermiş oluruz.”

Emine Erdoğan, insan olmanın onurunu yaptığı yardım faaliyetleriyle taçlandıran seçkin bir grupla olmaktan kıvanç duyduğunu belirterek, “Türkiye, mazlumların yayında olmaya devam edecektir. Güçlünün haklı sayıldığı değil, haklının güçlü olduğu bir gelecek umuduyla hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu.
Emine Erdoğan’a, Londra ziyaretinde Aile, Çalışma ve Sosyal hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da eşlik etti. Emine Erdoğan, Dünya İnsani Forumu fuar alanında AFAD standında, Kriz ve Afetlerde Çocuk Olmak isimli fotoğraf sergisini de gezdi. Forum alanında Emine Erdoğan’a Erasmus öğrencileri ve Türk vatandaşlar sevgilerini paylaştı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.