POLİTİKA - 22 Aralık 2015 Salı 12:15

'Emperyalizmin uşakları, iblisin truva atları'

A
A
A
'Emperyalizmin uşakları, iblisin truva atları'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İslam coğrafyasında yaşanan gelişmelerle ilgili, "Mürşit kisveli müşrikler, Müslüman görünümlü müfritler, İslam’ı can evinden vurmaktadır. Bunlar emperyalizmin uşağı, iblisin truva atıdır" dedi.

MHP Grup Toplantısında partililere seslenen Bahçeli, "Uzun, yorucu ve bir o kadar karmaşık bir yılın bitimine çok az bir süre kala sizlerle bir kez daha mutlu olmanın kıvancını yaşıyorum" diye konuştu. Keçiören’de 253 iş yerinin kullanılamaz hale geldiği Osmanlı Halk Pazarına yönelik konuşan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"İlk tespit ve açıklamalar yangının elektrik kontağından çıktığına işaret etmektedir. Her ne olursa olsun yangından zarar gören esnafın zarar ve ziyanını karşılamak hükümetin öncelikli görevidir. Bu kış kıyamette ekmeğini kazanmanın, çorbasını kaynatmanın telaşında olan kardeşlerimiz yüzüstü bırakılmamalı, kaderine terk edilmemelidir. Parti olarak Keçiören Osmanlı Pazarı esnafının taleplerini yakından takip edeceğimizi, onların dertlerine ortak olacağımızı ifade ediyor, tüm esnaf kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum."

"BU MÜBAREK GÜNDE ALLAH’TAN NİYAZIM BİZİ HELALİN YOLUNDAN AYIRMAMASI"

Konuşmasında, Mevlid Kandili mesajını da ileten Bahçeli, "Bu gece alemlere rahmet elçisi olarak inmiş Efendimiz Resulullahın dünyaya teşrifini hasret, hürmet ve hayranlıkla yad edeceğiz. Sizlerin, milletimizin ve tüm İslam dünyasının Mevlid Kandilini tebrik ediyorum. Ne mutlu bizlere ki adalet, ahlak, merhamet ve şefkat zirvesi, iman, inanç, insaf, izzet kutlu aziz Peygamberimizin izinden yürüyoruz. Bu mübarek günde Allah’tan niyazım, bizi helalin yolundan ayırmamasıdır" dedi. Bahçeli, helale yüz çevirmenin, "haramla sözleşmek ve nikahlanmak" anlamına geldiğini belirterek, "Bir toplumu içten içe çürüten en ağır sorun rüşvetle birlikte haramın açıktan savunulmasıdır ve dinimiz bunu net olarak yasaklamıştır. Rüşvet ve yolsuzluk kamu düzenini sarsan bir suçtur. Rüşvet veren devlete taarruza geçmiştir ve bu yüzden suçludur. Rüşvet sosyal düzenin bozulduğu dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Rüşvet insanlığın reddettiği, inancımızın ve kültürümüzün telin ettiği bir sapma halidir. Ecdadımız rüşvet alana ’mürteşi’, rüşvet verene ’raşi’ diyor ve bu ikiliyi mahkum ediyordu" diye konuştu.

Barbar kavimlerin bile rüşvetle mücadele ettiğini anlatan Bahçeli, Peçevi tarihini kaynak gösterdi. Bahçeli, şunları söyledi:

"Rüşvet devletin selametine karşı işlenmiş ağır bir cürümdür. Devlet otoritesinin zayıflamasıyla rüşvet arasında doğru bir bağlantı vardır. Darbe diyerek savuşturulan ve kapatılan 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmasını bir de bu göz ve bilgi dağarcığıyla değerlendirmek lazımdır."

"GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK RÜŞVETÇİ, HORTUMCU, HARAMZADELER ADALET ÖNÜNE ÇIKACAK"

Bahçeli, konuşmasında yapılan yolsuzluklara değinerek "17-25 Aralık milli vicdanda kapanmamış bir yaradır. ’Yedirmeyiz’ diyenler ne var ne yok yemiştir. ’Birlikte yürüdük’ diyenler yürütmede, götürmede ustalaşmışlardır" ifadesini kullandı.

Bahçeli, konuşmasında kibirli olmayı eleştirerek, "Kibirli ve küstah bir dille rüşveti günah işleme özgürlüğü sayanlar ahlak ve adaleti kilitlemişlerdir. Hâlâ rüşvetle çarkları dönen vakıflar söz ve güç sahibidir, hâlâ ayakkabı kutularından çıkan deste deste banknotlar hafızalardadır. Yatak odalarındaki haram madenleri, bakan ve başbakan çocuklarının çevirdiği dolaplar, dört yüzsüz bakanın hırsızlıkları dillerdedir. Hala Erdoğan’ın zeki oğluyla para eritme üzerine yaptığı konuşması akıllardan çıkmamıştır. Gün gelecek devran dönecek, rüşvetçi, hortumcu, haramzade, millete küfreden, yüzdelerle ihale alan kim varsa doğruca adaletin önüne çıkacaktır. Bu ya olacak, ya olacaktır. Başka bir seçenek kesinlikle yoktur" diye konuştu.

"ÖLEN MÜSLÜMAN ÖLDÜREN YİNE MÜSLÜMAN"

Peygamber Efendimizin mirasının günümüzde karalandığını, kanlı ve karanlık çekişmelere gerekçe yapıldığını savunan Bahçeli, "Bu en başta İslamiyet’in özüne ve ruhuna büyük bir saygısızlıktır. Dini kılıf yapan azılı teröristler, Peygamberimizin hatıra ve emanetlerine acımasızca, ahlaksızca kastetmektedir. İslam alemi, Müslüman coğrafyası öyle bir buhrana sürüklenmiştir ki katliamlar seriye bağlanmış, ardı arkası kesilmeyen cinayetler volkan gibi patlamıştır. Şu kadar ki ölen Müslüman öldüren yine Müslüman’dır" ifadelerini kullandı. Bahçeli, Orta Doğu’daki gelişmelere değinerek sözlerine şöyle devam etti:

"Medeniyet beşiği Orta Doğu’nun haline bakınız. İslam ülkelerinin perişanlıklarına, halkından, ahlak ve maneviyattan kopuk yönetimlerin kokuşmuşluğuna özellikle dikkat ediniz. Aslında bu sorunların hepsinin ortak paydasında Hazreti Peygamberin hayatına, tebliğine ve mesajlarına duyarsızlık, ilgisizlik ve münafıkça yaklaşım bulunmaktadır. İslam’a en büyük kötülük yine İslam adına, şiddeti ve nefreti bir siyaset ve çıkar aracı olarak kullanan günahkarlardan gelmektedir. Yüce dinimiz ne diyor, ne buyuruyorsa tam tersi yapılmaktadır. Kur’an’ın ’Bir cana kıyan tüm insanlığın canına kıymış gibidir’ bağlayıcı hükmü hiç kimsenin gündeminde yoktur. İçimizde, dışımızda bu kadar felaket yaşanırken lafa gelince alimliğiyle övünen zevat, sıra sorumluluk almaya gelince ortadan kaybolmaktadır. Allah dostları suskundur. Ortak akıl paslanmış, ortak vicdan kurumuştur."

"ÇAĞIN MANEVİ REHBERLERİNDEN HERHANGİ BİR TESİRLİ İTİRAZ YOK"

Bahçeli, İslamiyetin kalbi hançerlenip tüm uzuvları hakarete uğrarken çağın manevi rehberlerinden herhangi bir etki ve tesirli bir itiraz işitilmediğini söyledi. Bahçeli, bu çarpıklığın en az İslamiyeti içine alan kaos kadar hazin ve düşündürücü olduğunu belirterek, "Diline bakarsak alim, kalbine bakarsak kapalı ve mühürlü olduğu ortaya çıkacak birçok sözde alim sürekli ivme kazanan zulmün düzeninden rahatsız değildir. Çünkü bunların samimiyet kapısı sürgülüdür. Çünkü bunların içi hoca, dışı bacadır. Müslümanların itikat, fıkıh ve hatta siyaset konusunda farklı mezheplere ayrılmış olması örtülemez, telafi edilemez düşmanlıklar doğurmaktadır. İslam dünyası eşitsizliğin, vicdansızlığın, ölçüsüzlüğün kurbanıdır. Her gün beş vakit okunan ezanların hatırına, her gün ’Allah’ diye semaya kalkan eller, her gün yürekten ’amin’, gönülden ’şükür’ diyen tertemiz vicdanlar adına var olan kin ve kirliliğe ne zaman dur diyeceğiz. Bu sorunun cevabını mutlaka düşünmek mecburiyetindeyiz. Yoksa dehşet girdabı her geçen gün genişleyecektir. İslamiyet’in terörle anılması, terörle özdeş gösterilmesi, konusunda sinsi ve çok yönlü propaganda çalışması yürüten çevrelere müsaade edemeyiz" dedi.

"BUNLAR EMPERYALİZMİN UŞAĞI, İBLİSİN TRUVA ATIDIR"

Devlet Bahçeli, elinde silah, dilinde küfür, belinde bomba ile önüne gelene ateş saçan, hedef gözetmeksizin gözüne kestirdiğini yok eden, doğrayan ve parçalayan canilerin İslam dairesinde görülemeyeceğini ve görülmesine de sessiz kalınamayacağını vurguladı.

Küresel güçlerin maşası olan IŞİD, El Nusra, Boko Haram, Eş Şebab, El Kaide ve benzeri cinayet örgütlerinin İslam’la uzaktan yakından bir ilişkisi olamayacağını anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Masum canlara kıyanlar Müslüman değil kafir işbirlikçisidir. Mürşit kisveli müşrikler, Müslüman görünümlü müfritler, İslam’ı can evinden vurmaktadır. Bunlar emperyalizmin uşağı, iblisin truva atıdır. Ne yazık ki İslam alemi tümden karıştırılıp istikrarsızlığa gömülürken bu çeteler yüksek fiyatlardan kiralanmakta, her pis işte kullanılmaktadır. Batı, doğudaki bilhassa İslam alemini çerçevesine alan stratejik hedef ve hesaplarını ele geçirmek maksadıyla devşirdiği militan kadrosuna tetikçilik yaptırmaktadır. İslam coğrafyası terörle yıldırılmak, terörle teslim alınmak istenmektedir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Yılbaşında beslenme tavsiyeleri: Ağır yemeklere dikkat Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kaplan, yılbaşı akşamı sofrada dikkat edilmesi gerekenler hakkında verdiği bilgilerde, "Yılbaşı akşamlarında genellikle sofralar çok çeşitli olduğundan dolayı hastalar ağır yemekler tüketmekte ve sindirim sorunları ortaya çıkmaktadır" dedi. Yılbaşı akşamı bol baharatlı ve yağlı besinlerden kaçınılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Kaplan, "Yılbaşı akşamlarında genellikle sofralar çok çeşitli olduğundan dolayı hastalar ağır yemekler tüketmekte ve sindirim sorunları ortaya çıkmaktadır. Reflü, hazımsızlık ve özellikle mayonez, kremalı yiyecekler tüketilmesine bağlı olaraktan besin zehirlenmeleri hastalarda görülebilmektedir. Bu tür sıkıntıları yaşamamak için hastalarda bazı basit önlemlerin alınmasını tavsiye etmekteyiz. Özellikle yılbaşı sofrasına çok aç oturulmamasını, mümkünse yemekten önce çorba gibi besinlerin tüketilmesini öneriyorum. Yılbaşında ana yemek olarak kırmızı, beyaz et, hindi etinin de tüketilmesini söylüyoruz" ifadelerini kullandı. "Yılbaşının ertesi sabahı hafif kahvaltılar yapılmalı" Yılbaşı akşamı içecek tüketimine de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kaplan, yemekten sonra hafif kuru yemişler tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Kaplan, "Yemekten sonra çok ağır tatlılar yerine, meyve tatlıları, hafif kuru yemişlerin tercih edilmesini tavsiye ediyoruz. Ağır yemeklere bağlı acılı, bol baharatlı ve yağlı yemeklere bağlı hastalarda reflü şikâyetleri çok sık görülmektedir. Yılbaşının ertesi sabahı yormayacak, hafif kahvaltılar yapılmasını tavsiye etmekteyiz. Yemek sonrasında hazımsızlık sorunları çeken kişilerde nane, rezene gibi bitkisel çaylarında tüketilmesini tavsiye etmekteyiz. Yılbaşı akşamları içecek tüketimi biraz daha fazla oluyor. Yılbaşı akşamları içeceklerin olabildiğince az tüketilmesi sindirim sisteminiz açısından daha sağlıklı olacaktır. Reflü şikayet çok olan kişilerde antiasit ilaçlar ve şuruplar kullanmasını tavsiye ediyoruz" şeklinde konuştu.
Edirne Hızlı tren projesi Edirne etabının yüzde 98’i tamamlandı Edirne Valisi Yunus Sezer, devam eden hızlı tren projesinde Edirne etabının yüzde 98 oranında tamamlandığını ve test sürüşleri ile sinyalizasyon çalışmalarının başladığını söyledi. Vali Sezer, düzenlediği basın toplantısında hızlı tren projesinde Edirne etabının yüzde 98 oranında tamamlandığını ve test sürüşleri ile sinyalizasyon çalışmalarının başladığını belirterek, "Edirne’de hızlı tren çalışmalarında artık son aşamadayız. İnşallah en kısa sürede tamamlanmış olacak" ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz hafta Kapıkule sahasında incelemelerde bulunduğunu belirten Sezer, bölgede çok geniş bir alan üzerinde çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, "Burası aslında Kalkınma Yolu dediğimiz projenin devamı niteliğinde. Hem konvansiyonel trenler hem de hızlı trenler aynı hatta hizmet verecek" dedi. Kapıkule’de gar binaları ve idari yapıların yenilendiğini aktaran Vali Sezer, demir yolu hattının da ciddi şekilde genişletildiğini vurguladı. Yaklaşık 24 kilometrelik yeni demir yolu hattının yapıldığını hatırlatan Sezer, bölgede büyük bir lojistik aktarım merkezi, gümrükleme alanları ve birçok farklı birimin bir arada yer alacağını kaydetti. Vali Sezer, yapılan binaların ise son derece modern bir mimariye sahip olacağını belirtti. Edirne merkezdeki eski gar binasının yıkıldığını ve yerine yeni bir gar binasının inşa edileceğini de açıklayan Vali Sezer, yeni gar binasının, Mimar Kemalettin’in Karaağaç’taki tarihi gar binasından esinlenilerek projelendirildiğini ifade etti. Sezer, "Çok şık, tarihi izler taşıyan ve Edirne’ye yakışan bir proje hazırlandı. Hem model olacak hem de tarihi dokusuyla dikkat çekecek bir yapı olacak" diye konuştu.
Antalya Yılbaşı akşamında yemek yerken pişman etmeyecek 10 altın kural Yılbaşı günü sağlıklı beslenmek için önerilerde bulunan Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, "Tek bir gece tüm yıllık çabayı bozmaz ama aşırıya kaçmak da gereksiz şişkinlik, hazımsızlık ve sabah yorgunluğuna yol açar" dedi. Yılbaşı denince akla hindi, mezeler, kuruyemiş ve bolca tatlı ve içecek geldiğini belirten Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, geleneksel lezzetler bir yana, çoğu kişinin ocak ayının ilk günlerinde ‘fazla kaçırdım’ pişmanlığıyla tartıya çıkmaktan korktuğunu söyledi. Dyt. Berna Ertuğ, "Yılbaşı gecesinin ‘kaçamak günü’ olmadığını, sadece bir akşam yemeği olduğunu unutmamak gerekiyor. Tek bir gece tüm yıllık çabayı bozmaz ama aşırıya kaçmak da gereksiz şişkinlik, hazımsızlık ve sabah yorgunluğuna yol açar. Oysa küçük dokunuşlarla hem sofranızın zenginliğini koruyabilir hem de yeni yıla daha sağlıklı bir başlangıç yapabilirsiniz" şeklinde konuştu. "31 Aralık sabahını aç geçirmeyin" Yılbaşı gecesi kendinizi tamamen yasaklarla sıkmanın ya da tamamen serbest bırakmanın da doğru olmadığını belirten Dyt. Berna Ertuğ, "Önemli olan yılbaşı sofrasında da dengeli olmaktır. 31 Aralık gününde tüm gün aç kalmak yapılabilecek en büyük hatadır. Bu nedenle güne kahvaltıyla başlanmalı, ara öğünler atlanmamalı, öğle yemeğinde, akşam et yenileceğinden, sebze ağırlıklı beslenilmelidir" diye konuştu. Yılbaşı sofrasının uyulması gereken altın kurallar Yılbaşı sofrasında yapılması gerekenleri sıralayan Dyt. Berna Ertuğ, "Yılbaşı sofrasında en dikkat edilmesi gereken durum, açlık hissinin kontrolüdür. Sadece açlık nedeniyle değil, gecenin coşkusuna kapılarak aşırıya kaçmak yani sınırsız tüketim, yeni yılın ilk gününün sabahına ishal, mide bulantısı, besin zehirlenmesi, şişkinlik, hazımsızlık ve kan şekeri yüksekliği gibi sağlık sorunlarıyla uyanmaya neden olabilir. Tabak kuralını uygulayın: Tabağınızın yarısını sebze/salata, dörtte birini protein (hindi, balık, kırmızı et), dörtte birini karbonhidrat (pilav, börek, makarna) ile doldurun. Böylece otomatik olarak porsiyon kontrolü yapmış olursunuz. Kırmızı eti ızgara veya fırında tercih edin: Kırmızı et tüketilecekse, kızartma etler yerine fırında veya ızgarada pişirilen etler tüketilmelidir Hindinin derisiz yerinden seçin: Hindi derisi lezzetli olsa da doymuş yağ ve kalori bombasıdır. Derisiz göğüs eti hem daha az kalorilidir hem de daha çok protein içerir. Zeytinyağlıları başrole koyun: Yaprak sarma, barbunya pilaki, fava, enginar gibi zeytinyağlılar hem lezzetli hem de lif kaynağıdır. Masada bolca yer verseniz de suçluluk hissetmezsiniz. Ancak her mezeden 1-2 kaşıktan fazla tüketmeyin. Tatlıyı paylaşın: Yılbaşı sofrasında hamurlu tatlılar yerine sütlü ya da meyveli tatlılar bulunmalıdır. Tüm tatlılardan birer küçük dilim alın ya da tatlı tabağını masanın ortasına koyup çatal batırarak paylaşın. Böylece ’koca bir dilim yedim’ yerine ’tadına baktım’ dersiniz. Kuruyemişte ölçü önemli: 1 avuç (yaklaşık 25-30 gram) kuruyemiş 160-200 kaloridir. Bunun için ufak bir kase belirlenmeli ve içine beyaz leblebi, ceviz, fındık, fıstık, badem, kuru kayısı, kuru erik gibi çeşitlerden azar azar konulmalıdır. Alkol tüketimine dikkat edin: Alkol alımından uzak durulmalı ya da limit sınırlandırılmalıdır. Bu yapılamıyorsa alkol bol su veya soda ile sulandırılarak tüketilebilir. Böylece hem daha yavaş içersiniz hem de ertesi sabah baş ağrısı riski azalır. Ara öğün olarak meyve ve yoğurt bulundurun: Gece yarısından sonra acıkanlar için dilimlenmiş elma, armut, mandalina ve bir kase probiyotik yoğurt harika alternatiflerdir. Su içmeyi unutmayın: Her alkollü içecekten sonra 1 bardak su için. Hem alkolün etkisini azaltır hem de ertesi gün daha zinde kalkarsınız. Hareket edin: Gece yarısından sonra ‘İyi seneler’ ziyaretlerine yürüyerek gidin ya da ertesi sabah 30 dakikalık tempolu bir yürüyüş yapın. Hem sindirime yardımcı olur hem de kalorilerin bir kısmını yakarsınız" ifadelerini kullandı. "Yılbaşı gecesi uyumadan önce bol su için" Yeni yılın ilk gününü zinde geçirmek için de öneride bulunan Dyt. Berna Ertuğ, "Yılbaşı gecesi uyumadan önce bol su için. Güne kahvaltı ile başlayın. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenin. Gün içinde sıvı tüketiminizi artırın. Metabolizmanızı hızlandırmak için gün içinde 2 fincan bitki çayı tüketin. Antioksidan tüketimi yorgunluk, halsizlik gibi problemlerin etkisini azalttığından, nar, kivi, greyfurt, portakal mandalina gibi meyvelerden tüketin. Mümkünse egzersiz ve açık havada tempolu yürüyüş yapın. Öğünlerinizi az ve sık planlayın" dedi.