KÜLTÜR SANAT - 27 Şubat 2018 Salı 13:03

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

A
A
A
En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

Sinemaseverler tarafından en çok izlenilen 10 Türk filmini sizler için derledik. Son dönemde bu listeye giren en dikkat çekici film 5 milyon seyirciyi geçerek Oscar adayı da olmayı başaran 'Ayla' filmi oldu. Yine 2018 başlında vizyona giren Cem Yılmaz'ın iddialı filmi 'Arif v 216' da ilk 10'a girmeyi başaran filmler arasında. İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi...

En çok izlenilen 10 Türk filmini sizler için derledik. En çok izlenen İlk on film lisetesine Şahan Gökbakar damgasını vurmuş durumda. Gökbakar’ın, Recep İvedik serisi dört filmi ile listede yer alırken Son dönemde bu listeye giren en dikkat çekici film 5 milyon seyirciyi geçerek Oscar adayı da olmayı başaran 'Ayla' filmi oldu. Ünlü komedyen Cem Yılmaz da bu listeye 'Arif v 216' ile girmeyi başaranlar arasında. İşte boxoffice verilerine göre tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi...

1. Recep İvedik 5 - 7.437.050

Şahan Gökbakar'ın yazıp başrolünde yer aldığı serinin beşinci halkası Recep İvedik 5, 25 hafta vizyonda kalırken 7.437.050 tüm zamanların seyirci rekorunu kırmayı başardı. Film ayrıca 85.986.157,33 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

Recep İvedik mahalle sakinlerinden İsmet'in ailesine taziye ziyaretinde bulunduğu sırada eşinin düştüğü zor duruma üzülerek ona yardım etmek ister. Şoför İsmet'in son görevini yerine getirmek üzere Nurullah'ı da yanına alarak yola çıkarlar. Bu yolcuğun kısa süreceğini hayal eden Recep genç sporculardan oluşan Milli Takımı yurt dışındaki bir spor organizasyonuna götürdüğünü fark ettiğinde artık geri dönüşü olmayan bir macera başlamıştır.

Spor organizasyonuna katılacak ekibin başına gelen talihsiz olay sonucu işler karışırken Recep takımın kontrolünü eline alır. Kazanmaktan başka bir çaresi olmadığına inanan Recep; olayları kendi yöntemleriyle çözmek ister.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

2. Recep İvedik 4 - 7.369.098

İkinci sırada da yine bir Recep İvedik filmi ile karşılaşıyoruz. Serinin dördüncü filmi 7.369.098 seyirci ile lisetede ikinci sırada yer aldı. Film ayrıca 72.103.216,88 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

Recep İvedik, her gün top oynadığı arsanın bir inşaat firması tarafından alındığını ve oraya bina yapılacağını öğrendiğinde küplere biner.

Recep, inşaat firmasından arsayı geri almak için para arayışlarına girmişken çareyi televizyonda reklamını gördüğü 500 bin lira ödüllü Issız Ada yarışmasına katılmaya karar verir. Artık tek amacı vardır, yarışmayı kazanıp arsayı inşaat firmasından almak.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

3- Düğün Dernek - 6.980.070

Listenin üçüncü sırasında Ahmet Kural ve Murat Cemcir ikilisin 'Düğün Dernek' filmi var. İkilinin komedi filmi 6.980.070 kişiyi sinemalara çekmeye başardı. Film ayrıca 68.917.965,00 TL hasılat yaptı.

Konusu

Sivaslı Tarık ve Letonyalı Nugesha'nın aynı ülkede çalışabilmek için acilen evlenmeleri gerekir. Ancak damadın babası İsmail için, dört dörtlük bir düğün yapmak şarttır. Sivas'da düğün gelenekleri ağır, İsmail'de imkan dardır, ama ne gam! Can yoldaşları ile tüm Sivas seferber edilecektir.

Fikret ve Çetin gelinlik ve düğün salonu peşine düşerken, Saffet'in payına da düğünün sanatçısını bulmak düşer. Bir tüp kamyonu, bir deve ve tek oğlunun mürvetini görmekten başka herşeye gözünü kapatabilen bir kayınvalide! Üzerine Letonya'dan yola çıkan bir grup "kız tarafı"! Çekilen silahlar ve atılan dayaklar filmin kahkaha dozunu hiç düşürmüyor. Nefes kesen maceranın mizah sosu hiç eksilmiyor! 'Bu düğün ya gerçekleşecek, ya gerçekleşecek! Vazgeçmek yok!' 

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

4. Fetih 1453 - 6.572.618

Listenin dördüncü sırasında yine adında çok söz ettiren 'Fetih 1453' filmi var. Fatih Sultan Mehmet'in hayatı ve İstanbul'un fethini konu alan film sinemalarda 6.572.618 kişi tarafından izlendi. Film ayrıca 55.744.698,72 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

Babası II. Murat'ın ölümü üzerine ikinci kez tahta çıkan II. Mehmet'in şimdi kafasında gerçekleştirmesi gereken ilk öncelik Bizans İmparatorluğu'nun son toprağı olan Konstantinapolis'i Osmanlı Devleti'ne katmaktır. Bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa genç padişah hiçbirinden feragat etmeyecektir...

Osmanlı Devleti'ne çağ atlatarak imparatorluğa taşıyan Fatih Sultan Mehmet'in 1451 yılında henüz İstanbul'u alma planları yaptığı dönemden başlayan film, şimdiye kadar çekilmiş en büyük tarihi-kahramanlık projesi olma iddiasında. 3 boyutlu animasyonların da yer aldığı filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini Faruk Aksoy üstlenirken, senaryoyu kaleme alan Atilla Engin ve İrfan Saruhan'a Prof.Dr. Feridun Emecen, Doç.Dr. Hülya Tezcan, Doç.Dr. Gülgün Köroğlu, sanat tarihçisi Massimo Farinelli'den oluşan geniş bir danışmanlar kadrosu da eşlik ediyor. 

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

5. Düğün Dernek 2: Sünnet - 6.073.364

Beşinci sırada yine Ahmet Kural ve Murat Cemcir ikilisi var. Düğün Dernek serisinin ikinci filmi 6.073.364 tarafından izlenirken 69.422.924,27 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

İlk filmde oğlunu evlendiren İsmail, ikinci filmde torununu sünnet ettirme telaşına giriyor. Eski takım bir araya geliyor, başını olmadık belalara sokuyor, sünnet düğünü şehir çapında bir hadise halini alıyor.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

6. Ayla - 5.534.817

Listenin 6 sırasında son dönemine en çok konuşulan filmi 'Ayla' var. Türkiye'nin Oscar için aday gösterdiği film 5.534.817 kişi tarafından izlendi. Film ayrıca 65.660.975,00 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

Türkiye'nin Oscar için aday gösterdiği film olan Ayla, Kore Savaşı sırasında kimsesiz bir şekilde bulduğu beş yaşındaki bir kızın yaklaşık bir buçuk yıl boyunca bakımını üstlenen Astsubay Süleyman Dilbirliği ile Ayla adını verdiği kız çocuğunun hikâyesini anlatıyor.

950 yılında Kuzey Kore, Güney Kore' ye saldırdığında Birleşmiş Milletler' in yaptığı yardım çağrısı sonucu Türkiye, Kore'ye bir tugay gönderir. Her şey gönderilen tugayın içindeki askerlerden birisi olan Süleyman Astsubay'ın savaş meydanında annesi babası öldürülmüş küçük bir kız bulmasıyla başlar. Süleyman Astsubay bulduğu 5 yaşındaki küçük kıza ay gibi yüzü olduğu için Ayla ismini verir. 15 ay boyunca Ayla'nın bakımını üstlenen Süleyman Astsubay'ın artık Türkiye' ye dönmesi gerekmektedir. Ayla'yı bırakıp gitmek istemeyen Süleyman, Ayla'yı Türkiye'ye götürmek için birçok yolu dener ancak bir türlü Kore yasalarını aşıp Ayla'yı Türkiye'ye dönerken yanına alamaz. Savaş günlerini geride bıraktıktan 60 yıl sonra Ayla ve Süleyman tekrar bir araya gelirler.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

7. Aile Arasında - 5.214.124

Gülse Birsel'in yazdığı Aile Arasında listeye yedinci sıradan girmeyi başardı. Eşi tarafından terk edilen Fikret'in bir kız isteme için baba rolüne girmesi sonucu gelişen olayları konu edinen filmi 5.214.124 kişi izledi. Film ayrıca 63.938.936,15 TL hasılat yapmayı başardı.

Konusu

21 yıllık eşinin aniden terk ettiği Fikret (Engin Günaydın) ve 21 yıllık müzisyen sevgilisi tarafından bırakılan müzikhol vokalisti Solmaz (Demet Evgar) komik bir tesadüfle tanışması ve dost olmasının ardından, Solmaz'ın kızı Zeynep (Su Kutlu) bu sırada ailesiyle ilgili yalanlar söylediği Adanalı sevgilisinden evlenme teklifi alır. Solmaz, Fikret'ten, kızının saygın, efendi, emniyet müdürü babası rolünü oynamasını ister. Aile arasında bir kız isteme, bir de düğün olacak, ve bu iş bitecektir. Ancak damadın geleneksel ailesi detaylı evlilik seremonileri planlamaktadır. Asla yalan söyleyemeyen, nevrotik, tedirgin Fikret, sert, silah taşıyan, kebapçı zinciri sahibi bir Adanalı aileye karşı hayatının rolünü oynamak zorundadır.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

8. Arif v 216 - 4.931.639

Cem Yılmaz'ın G.O.R.A filmiyle hayatımıza soktuğu Arif ve Robot 216 karakterlerini yeni macerası olan 'Arif v 216' filmi listeye sekizinci sıradan girdi. Arif v 216 4.931.639 kişi tarafından izlenirken 62.666.073,42 TL de hasılat yaptı.

Konusu

Gora gezegeninde yaşadığı macera ile binlerce ışık yılı ileride birçok dost edinen Arif dünyaya dönüp, yaşamını sessiz sedasız sürdürmektedir. Bir gün beklenmeyen misafiri robot 216, Arif'e yeni bir maceranın kapısını aralar. Çok uzaklardan gelen insansı robot 216, gerçek bir insan gibi yaşamak, gerçek bir insan gibi aşık olmak, gerçek bir insan gibi gülmek ve ağlamak istemektedir. Arif için bütün bunlar kolaydır ama, 216 yapay zekalı eski model bir robottan fazlası değildir. Dünya'da gerçek insan gibi yaşaması mümkün müdür? Arif, karar vermek zorundadır; yüzlerce ışık yılı öteden gelen arkadaşının arzularını yerine getirmek için yeni bir maceraya mı atılmalı, yoksa 216'yı geri mi götürmeli...

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

9. Recep İvedik 2 - 4.333.144

Şahan Gökbakar'ın Recep İvedik serisinin ikinci filmi 4.333.144 kişiyi sinemalara çekti ve film 33.493.326,50 TL hasılat yaptı.

Konusu

Recep'in tek akrabası, kendisi gibi kıllı ve oldukça yaşlı babaannesidir. Babaanne, Recep'in yaşadığı serkeş, aylak hayatı bırakıp adam olmasını ister. Recep İvedik 2, babaannesinin istekleri doğrultusunda Recep'in adam olma gayretini anlatıyor.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

10. Recep İvedik - 4.301.693

Şahan Gökbakar'ın rekorlar kıracak serisinin ilk filmi listede 10. sırada. Recep İvedik serisinin ilk filmi 4.301.693 kişi tarafından izlenirken, 30.172.530,00 TL hasılat yapmayı da başardı

Konusu

Şahan Gökbakar'ın Güngörenli bir lumpen proleteryayı başarıyla canlandırdığı bu komedi filmi, Türk sinemasında daha önce pek eşi benzeri görülmemiş düzeyde kaba saba espriler kullandığı gerekçesiyle bir kısım sinema insanları tarafından yoğun eleştiri bombardımanına tutulmuştur. Filmde adamın biri yolda cüzdanını düşürür, başka bir adam tam cüzdanı kapıp kaçacakken Recep İvedik onunla mücadeleye girer. Sonunda, sahibine teslim etmek üzere, evsiz adamın elinden cüzdanı almayı başaran Recep İvedik kafasını çevirdiği anda cüzdan sahibinin çoktan gittiğini farkeder. Akşam evinde televizyon seyreden Recep İvedik, cüzdanın Antalyalı çok önemli bir iş adamına ait olduğunu öğrenince arabasına atlar ve güneye doğru yola koyulur. Yol boyunca birbirinden komik sürprizlerle karşılaşan Recep İvedik en sonunda Antalya'ya varmayı başarır ve cüzdanı turizmci Muhsin Bey'e teslim eder. Tam otelden ayrılacakken çocukluk aşkı Sibel'in bir tur otobüsünden indiğini farkeder. Artık Recep İvedik'in tek bir amacı vardır; kendisini tanımayan, hatta hatırlamayan Sibel'e kendini beğendirmek.

En çok izlenen 10 Türk filmi! İşte tüm zamanların en iyi 10 Türk filmi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uzmanından uyarı: "H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duran Tok, "H3N2 dahil influenza virüsleri, solunum yollarının koruyucu mekanizmalarını bozarak hastalığın ağır ve uzun sürmesine neden olabiliyor. H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" dedi. H3N2 virüsünün, influenza A grubuna ait bir grip virüsü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Duran Tok, Türkiye’de her yıl ekim ve kasım aylarında başlayıp, nisan mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonunun yaşandığını ifade etti. Öksürük ve hapşırık gibi solunum yolu semptomları ile kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, yalnızca H3N2’nin değil; domuz gribi, diğer influenza türleri ve farklı solunum yolu virüslerinde de artışa neden olduğunu belirten Tok, H3N2 virüsünün geçmiş yıllara göre daha yaygın görüldüğünü belirterek, özellikle risk gruplarının dikkatli olması gerektiğini vurguladı. "Havaların soğumasıyla birlikte mevsim geçişlerinde grip vakalarında ciddi artışlar görülüyor" H3N2 virüsünün, influenza A grubuna ait bir grip virüsü olduğunu dile getiren Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tok, "Ülkemizde her yıl ekim-kasım aylarında başlayıp nisan-mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonu yaşanıyor. Havaların soğumasıyla birlikte mevsim geçişlerinde grip vakalarında ciddi artışlar görülüyor. Öksürük ve hapşırık gibi solunum yolu semptomları ile kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, yalnızca H3N2 değil; domuz gribi, diğer influenza türleri ve farklı solunum yolu virüslerinde de artışa neden oluyor. Ancak mutasyona uğramış H3N2’nin bu yıl geçmiş yıllara göre daha baskın olduğu biliniyor" ifadelerini kullandı. Yeni H3N2 varyantının bulaş hızının daha yüksek olabileceğine dair öngörüler bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Tok, "Ancak daha ağır bir hastalık tablosuna yol açtığına dair net bir veri bulunmuyor. 5 yaş altı çocuklar ve 50 yaş üzerindeki bireylerde hastalık daha ağır seyredebilir. Ayrıca kronik akciğer, karaciğer ve kalp hastalığı olanlar, diyabet ve kanser hastaları, gebeler, küçük çocuklar ve aşırı kilolu bireyler yüksek risk grubunda yer alıyor" ifadelerine yer verdi. "Bazı kişilerde ateş olmadan da seyredebilir" H3N2 belirtilerinin genellikle ani başladığını belirten ve ateşin bu belirtiler arasında olmama ihtimalinin de var olduğunun altını çizen Dr. Tok, "Ateş, baş ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, terleme, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları ile burun tıkanıklığı ya da akıntısı görülebiliyor. Ancak bazı kişilerde ateş olmadan da seyredebilir. Çocuklarda ise bulantı, kusma ve ishal tabloya eşlik edebilir. H3N2 dahil influenza virüsleri, solunum yollarının koruyucu mekanizmalarını bozarak hastalığın ağır ve uzun sürmesine neden olabiliyor. Bu durum, yeni enfeksiyonların tabloya eklenmesine zemin hazırlıyor. H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" cümlelerine yer verdi. "Kapı kolları ve lavabo başlıkları sık sık dezenfekte edilmeli" Gripten korunmanın kişisel ve toplumsal önlemlerle mümkün olduğunu ifade eden Dr. Tok, şu önerilerde bulundu: "El hijyenine dikkat edilmeli, eller sık sık ve özenle yıkanmalı, aralık-mart ayları arasında kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Mecbur kalındığında maske ve mesafe kurallarına dikkat edilmelidir. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalı, toplu yaşam alanlarında kapı kolları ve lavabo başlıkları sık sık dezenfekte edilmelidir. Mevsimsel grip aşısı her yıl güncellendiği için, özellikle risk grupları ekim-kasım aylarında aşılarını yaptırmalı. Düzenli uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, vitamin eksikliklerinin (özellikle D vitamini) giderilmesi ve moral-motivasyonun korunması bağışıklık sistemi için büyük önem taşıyor."
Antalya ’Üvey oğlum’ demedi, engelli Tunahan’ın eğitimi için hamallık yaparak evine raylı sistem kurdu Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan doğuştan bedensel ve zihinsel engelli 18 yaşındaki Tunahan Kaplan’ın hayatı, üvey babası Bilal Aktoy’un yaptırdığı raylı asansör sistemiyle bir nebze de olsa kolaylaştı. Hayatını büyük ölçüde yatağa bağlı olarak sürdüren Tunahan, artık okula ve dışarıya daha rahat çıkarılabiliyor. Gündüzleri hamallık akşamları ise üvey oğlunun bakımı üstelen Üvey baba, hayata tutunabilmek için yoğun mesai harcıyor. Alanya’da yaşayan Tunahan Kaplan, doğuştan bedensel ve zihinsel engelli olarak yaşamını sürdürüyor. 18 yaşındaki Tunahan, günlük yaşamının tamamını yatağında geçirirken, haftanın iki günü özel bir okula giderek eğitim alıyor. Tunahan’ın babasının vefat etmesinin ardından annesi Fatma Aktoy (50), Bilal Aktoy (55) ile hayatını birleştirdi. Bu evlilikten sonra Tunahan’ın bakım ve yaşam mücadelesi aile için daha da büyük bir sorumluluk haline geldi. Tunahan’ın evden çıkarılması, özellikle de okula götürülmesi aile için uzun süredir ciddi bir zorluk oluşturuyordu. Yatağa bağımlı olan Tunahan, zaman zaman annesi, zaman zaman da üvey babası Bilal Aktoy tarafından kaldırılarak tekerlekli sandalyeye alınıyor, ancak merdivenler ve fiziksel engeller nedeniyle dışarı çıkmak neredeyse imkânsız hale geliyordu. 40 bin TL’ye raylı asansör Tunahanın yaşamına duyarsız ve kayıtsız kalmayan üvey baba Bilal Aktoy, tüm maddi imkânlarını zorlayarak evlerine raylı asansör sistemi yaptırdı. Yaklaşık 40 bin TL’ye mal olan sistem sayesinde Tunahan’ın evden çıkarılması ve okula ulaştırılması artık çok daha kolay hale geldi. Raylı asansör, Tunahan’ın tekerlekli sandalyesiyle güvenli şekilde taşınmasını sağlarken, aileye de büyük bir rahatlama sağladı. Geçimini Alanya Sebze ve Meyve Hali’nde hamallık yaparak sağlayan Bilal Aktoy, ağır şartlarda çalışmasına rağmen Tunahan için elinden geleni yapmaya devam ediyor. Asgari ücret ile çalışan Aktoy, kazandığı parayla hem evin geçimini sağlıyor hem de Tunahan’ın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Hayatını yatağa mahkûm şekilde sürdüren Tunahan Kaplan için raylı asansör, sadece bir teknik sistem değil, aynı zamanda okula gidebilmenin, temiz hava alabilmenin ve sosyal hayattan tamamen kopmamanın da kapısını aralıyor. Öte yandan gecenin karanlığında evinin geçimi için halin yolunu tutan üvey baba zorlu hayat şartlarına rağmen hem evine hem ise üvey oğlunun bakımını üstlenmek adına yoğun mesai harcıyor. Çevre köylerden gelen sebze ve meyveleri hale indiriyor, ardından ise boş kasaları yerlerini istifliyor. İşin ağırlığına aldırış etmeyen Bilal Aktoy akşam ise evinin yolunu tutuyor. Yapılan raylı asansör ile Tunahan’ın hayatının daha kolaylaştığını söyleyen anne Fatma Aktoy ‘’Tunahan’ı engelli okula getirip götürüyoruz. Asansör ile indirip çıkarıyoruz. Altını ve yemeğini kendim yapıyorum. Asansör’ü yapmayı eşimim aklına geldi. Tunahan için asansör yaptıralım dedi eşim. Yukarı çıkması daha kolay olur dedi. Beton zemin yaptırılsa zor olacağını düşünerek raylı asansör yaptırdık. 40 bin tl’ye kendimiz asansör yaptırdık. Bu şekilde daha kolay oldu. Servis geldikten sonra yukarıda bulunan cihazla yukarı çıkarıp okula götürüyorlar’’ dedi. Tunahan’ın bakımının zor olduğunu belirten üvey baba Bilal Aktoy ‘’Asansör sistemi kurdurduk. 40 bin TL masraf ettik. Raylı sistemden eşim düştükten sonra kolu kırıldı. Tunahan’ın bakımını ben üstendim. Eşimin kolu düzelene kadar hergün işyerinden geldim altları değiştirdim. Zorlukla karşılaşıyoruz. Okul yönetimi Tunahan’ı asansöre alıktan sonra okul dönüşü tekrardan asansör ile indirip yatağına bırakıyor. Tunahan’ın bakımı zor’’ şeklinde konuştu. Ayrıca haldeki işin zorluğundan da bahseden Aktoy ’’ Yıllardır çalışıyorum. Evimin geçimini sağlıyorum. Ağır işlerde çalışıyorum. Buradan gittikten sonrada üvey oğluma bakıyorum. Tunahan’ı kaldırıp yatağa koymak biraz zor oluyor. Buradaki işler de ağır ama katlanıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Burdur Bakan İbrahim Yumaklı: "Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" Tarım ve Orman Bakan İbrahim Yumaklı, Burdur Gölü Eylem Planına yönelik yaptığı açıklamada, "Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız. Bu yatırımla yıllık 50 milyon metreküp suyu göl havzamıza kazandırmayı hedefliyoruz. Eylem uygulamaları yaygınlaştıkça, su kazanımımızın da artmasını bekliyoruz" dedi. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Burdur’a geldi. Burdur Gölü Kuş Gözlem İstasyonu’nda, Burdur Gölü Eylem Planını açıklayan Bakan Yumaklı, "Ülkemiz küresel iklim değişikliğinin etkilerini derinden hissediyor. Son 25 yıldır sıcaklıklar, ortalamanın üzerinde seyrediyor. 2024 yılı sıcaklığı uzun yıllar ortalamasının 1,7 derece üzerine çıkarak 15,6 derece ile son 54 yılın en sıcak yılı oldu. 2025 yılı Temmuz ayı son 55 yılın en sıcak Temmuz ayı olarak kayıtlara geçti. 2025 su yılı yağışları, uzun yıllar ortalamasının yüzde 27 altında ve son 52 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Artan sıcaklıklar ve azalan yağış ile birlikte ülkemizde şiddetli kuraklıklar yaşanıyor. Neticesinde de su kaynaklarımız azalıyor. Bunların başında da göllerimiz geliyor. Su konusundaki bütün kurumların katılımıyla teşekkül eden Ulusal Su Kurulu’nda, bu göllerimizle ilgili bazı kararlar aldık. Bu kararlar doğrultusunda; Bakanlık olarak Eğirdir, Beyşehir, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca göllerimiz için eylem planlarımızı hazırladık" şeklinde konuştu. "Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" İlk olarak İlk Eğirdir Gölü Eylem Planını açıkladıklarını ifade eden Bakan Yumaklı, "Göllerimiz için yürüttüğümüz bu çalışmaları belediyelerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, ilgili kurumlarımızın katkılarıyla güçlendirdik. Eylem Planlarımızı, yerinde incelemeler ve bilimsel veriler ışığı altında oluşturduk. Burdur Gölü, hem uluslararası Ramsar Alanı, hem de ulusal ölçekte birinci derece doğal sit alanı olmasıyla, ekolojik açıdan son derece önemli. Nesli tehlike altında olan dik kuyrukların kışlama alanı, endemik tür olan Burdur dişli sazancığının yuvası olan bu göl, biyolojik çeşitlilik açısından da kıymet taşıyor. Ülkemizin yedinci büyük gölü olan Burdur Gölü, kapalı bir havza olması nedeniyle dışa akışı olmayan, buharlaşmanın yoğun olduğu tuzlu-sodalı bir gölümüz. Ancak iklim değişikliği etkileri sebebiyle gölümüz kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya. Burdur Gölü Havzası’nda uzun yıllar yağış ortalaması 484 mm iken, son 10 yılın 8’inde bu değerlerin altında kaldı. Bu yılın ilk 11 ayında ise bu rakam maalesef 304 mm oldu. 1980-2000 yıllarında bu havzada ortalama sıcaklık 12,4 derece iken, bu yıl şu ana kadarki ortalama sıcaklık 14,2 derece oldu. 1970’te 857 metre olan su seviyesi, 21 metre azalarak bugün 836 metreye kadar indi. Yüzölçümü ise yarıdan fazla azalarak, 250 kilometrekareden 115 kilometrekareye düştü. Bu göl, yılda ortalama 179 milyon metreküp su kaybediyor. Bu miktarın yüzde 78’i buharlaşmadan kaynaklanıyor. Yağışlar ve depolamalarla birlikte, göle giren su miktarı ise 112 milyon metreküp. Bu durumda Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" diye konuştu. "Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız" Eylem planın amacını anlatan Bakan Yumaklı, "Eylem Planımızın amacı da; işte bu su açığını kademeli olarak azaltarak, gölümüzü hayatta tutmak ve gelecek nesillere taşımaktır. Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız. Bu yatırımla yıllık 50 milyon metreküp suyu göl havzamıza kazandırmayı hedefliyoruz. Eylem uygulamaları yaygınlaştıkça, su kazanımımızın da artmasını bekliyoruz. 8 ana eylem ve 35 alt tedbirden oluşan planımızı 3 ana başlıkta uygulayacağız. İlk olarak Havzada Ekosistem Temelli Entegre Su Yönetimi başlığı altında şu eylemleri uygulamaya alacağız: Tarımsal Su Kullanım Yönetimi, İlave ve Alternatif Su Kaynaklarına Yönelik Çalışmalar, Su Kullanımlarının Kontrolü, İzleme ve Denetimi, Su Kalitesine Yönelik Çalışmalar. İkinci olarak Suyun Etkin ve Verimli Kullanılması başlığı altında şu konulara odaklanacağız: Sulama Tesislerinin Yenilenmesi, Bazı Proje Yatırımlarının Ertelenmesi, Su Verimliliği Çalışmaları, Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları. Üçüncü başlık olan Doğal Kaynakların Korunmasıyla da; doğa temelli yaklaşımlarla halk sağlığını olumsuz etkileyen tozumanın azaltılması çalışmalarını yapacağız. Bölgede basınçlı sulama yöntemleri yaygın olarak kullanılıyor. Bu anlamda çiftçilerimize teşekkür ediyoruz. Şunu vurgulamak isterim ki, bölgedeki kuraklık şartlarından dolayı, tarla içi modern sulama sistemi kullanımını daha yüksek seviyeye çıkarmalıyız. Bu konu, artık bu iklim şartlarında, sadece bu yöre değil, bütün Türkiye için zaruri hale geldi" ifadelerini kullandı. "Burdur Gölü Eylem Planımızın, ülkemiz için bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum" Hazırlanan eylemlerin sonuçları hakkında da bilgi veren Bakan Yumaklı, "Eylemlerden başka çarpıcı örnek vermek gerekirse; Isparta atık su arıtma tesisi çıkış suyunun ileri arıtılarak gölün beslenmesi ile 8,5 milyon metreküp su kazanımı sağlayacağız. Yine içme-kullanma suyu şebekelerindeki su kayıplarının yüzde 50 oranında düşürülmesiyle de 3,4 milyon metreküp yıllık su kazanacağız. Bugün burada, yalnızca bir gölü değil; ekosistemimizi, geleceğimizi, üretim gücümüzü değerlendiriyoruz. Suyun stratejik önemini, birleştirici gücünü konuşuyoruz. Üreticilerimiz, kurumlarımız, üniversitelerimiz, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımızla, ortaya koyduğumuz bu iradeyi sizlerle paylaşıyoruz. Suyla gelen bereketi, kültürü, tarihi, ekosistemi korumak için birlikte hareket ediyoruz. Gelin, bu doğa harikasını, ortak geleceğimizi hep birlikte koruyalım. Başarı, tüm paydaşların bu sürece katkısıyla mümkün. Sözlerimin sonunda, bize çalışmalarımızda güçlü destek veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum. Eylem planımıza katkı veren bütün kurumlarımıza ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Burdur Gölü Eylem Planımızın, ülkemiz için bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum" dedi.