GÜNDEM - 17 Şubat 2017 Cuma 14:56

Engelli vatandaşlar YSK’dan taleplerini açıkladı

A
A
A
Engelli vatandaşlar YSK’dan taleplerini açıkladı

Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, sandıklara erişimi konusunda sorunları olduğunu ifade etti.

Engelliler Konfederasyonu ve engelli vatandaşlardan oluşan bir grup, 16 Nisan’da yapılması planlanan anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumda gizli ve güvenli oy hakkı, sandıklara erişebilirlik gibi sorunlara ilişkin olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) binası önünde basın açıklaması yaptı.

Grup adına konuşan Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, engelli vatandaşların sandıklara erişimi gibi sorunların olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli yurttaş yaşadığına ve bu 10 milyon yurttaşın 7 buçuk milyonunun oy kullanma hakkına sahip olduğunun altını çizen İçli, “Türkiye’deki seçmen sayısına orantıladığımız zaman yaklaşık büyün seçmenlerin yüzde 12’si engeli seçmen. Bu yüzde 12’nin iradesinin bozulmadan, sakatlanmadan sandığa yansıması son derece önemli. Eğer bu irade sakatlanarak sandığa yansıyorsa bu seçimlere gölge düştüğü anlamına gelmekte, seçim sonuçlarını şaibeli hale getirmektedir. Türkiye’de ne yazık ki hem seçim alanlarına erişim bakımından hem bağımsız ve gizli oy kullanma hakkının sağlanması bakımından son derece elverişsiz ve kötü bir durumdayız” diye konuştu.

“ENGELLİ SEÇMENİN OY KULLANMA HAKKI TEHLİKEYE DÜŞÜRÜLMÜŞ OLUYOR"

Seçim alanlarının oy kullanacak engelli bireyler için elverişsiz olduğuna değinen Turhan İçli, şunları söyledi:

“Birleşmiş Milletlerin (BM) 298 sayılı Yasa’nın 74’üncü maddesi gizli serbest oy kullanılması için gereken önlemlerden söz ederken, engellilerin gizli ve serbest oy kullanma hakkını kullanması için gereken önlemlerin alınacağını belirtmektedir. Ama bu önlemler alınabilmekte midir ona bir bakmamız gerekiyor. Birincisi erişilebilirlik açısından bakarsak olaya, Türkiye’de 55 bin seçim alanı var. 55 bin sandık alanının Yüksek Seçim Kurulunun verdiği bilgiye göre 46 bini incelenmiş; bu incelenen sandık alanlarının, binaların engellilerin erişimine uygun olmadığı tespit edilmiş. Bu YSK’nın bize verdiği bilgi. 19 bin seçim alanı, yani okul engellilerin erişimine uygun olmadığına göre, 9 bini de incelenmediğine göre 28 bin seçim alanı ya elverişsiz ya da elverişli olup olmadığı bilinmiyor demektir. Bu toplam seçim alanlarının yarısı, hatta fazlası sırf bu nedenle pek çok engelli seçmenin oy kullanma hakkı tehlikeye düşürülmüş oluyor.”

“EN BÜYÜK ENGEL MEVCUT MEVZUAT"

Yüz binlerce görme engellinin oylarını başkaları aracılıyla kullanmakta olduğunu belirten İçli, pek çok engelli vatandaş için gizli ve bağımsız oy hakkının uygulanmadığını, bunun da önündeki en büyük engelin mevcut mevzuat olduğunu ifade etti. İçli, açıklamasında şunları kaydetti:

“Mevcut mevzuat engellilerin sadece refakatçisi ile oy kullanabileceğini düzenliyor. Oysa gizli oy hakkını güvence altına alabilecek değişik yöntemler var. Bunlardan biri şablon olabilir, biri elektronik cihazlarla güvenli bir şekilde gizli oy kullanabilir. Evde oy hakkını kullanma; sandığın engelli seçmenin ayağına gitmesi bir başka seçenek. Mektupla uzaktan kullanılması yine bir başka seçenektir. Aslında bunlardan birini tercih etmek değildir. Sorun bunların hepsinin mümkün olabileceğini mevzuata yerleştirmek ve YSK’nın da hepsine uygun önlemler almasıdır. Bunların hepsinin engelli seçmene seçenek olarak sunulması gerekiyor.”

“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DERHAL BU ÖNLEMLERİ ALMALIDIR"

Milli Eğitim Bakanlığına da çağrıda bulunan İçli, Bakanlığın okulları engellilerin erişimine uygun hale getirmeleri yönünde gerekli adımları atmaların talep etti. İçli, “Bu sadece önümüzdeki 16 Nisan’da yapılacak referandum için ve sonrasındaki seçimler için değil, aynı zamanda eğitim hakkının kullanılması için de gerekli bir şeydir. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne göre bütün mekanların erişime uygun hale getirilmesi gerekiyor. Diğer mevzuatlarımız da bunu destekliyor ve şu anda 28 bin sandık alanının, binasının, okulunun erişime uygun olmaması, Milli Eğitim Bakanlığının bu yasaları çiğnediği anlamına geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı derhal bu önlemleri hızlıca almalıdır. Uzun vade de uygun hale getirmelidir“ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.