GÜNDEM - 30 Temmuz 2016 Cumartesi 14:16

Eray Güçlüer’den Silahlı Kuvvetler’deki FETÖ yapılanması hakkında iddialar

A
A
A
Eray Güçlüer’den Silahlı Kuvvetler’deki FETÖ yapılanması hakkında iddialar

ASAM Terör Uzmanı ve Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Üyesi Eray Güçlüer, silahlı kuvvetler içerisindeki FETÖ çetelerinin büyük ölçüde temizlendiğini, ancak halen ikinci ve üçüncü kademelerde uyuyan hücrelerin olduğuna dikkat çekti.

Eray Güçlüer, 15 Temmuz gecesi dış destekli iç çeteler tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan kanlı darbe girişiminin Silahlı Kuvvetler’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığındaki siyasi idarenin ve halkın desteğiyle bertaraf edildiğini, ancak yapılanmanın çeşitli kademelerde devam ettiğine vurgu yaptı.
Halen Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde ikinci ve üçüncü kademelerde uyuyan bu hücrelerin iki gruba ayrıldığını söyleyen Eray Güçlüer, açıklamalarına şöyle devam etti: “Henüz daha farkedilmeyenler var. Örneğin; Genelkurmay'da davalara konu olan materyallerin incelenmesi için bilirkişiler görevlendirilir. Bu kişilerin görevleri materyallerin gerçek ve doğru olup olmadıklarını incelemek ve sonuca varmaktır. Ancak İzmir Askeri Casusluk Davasında davaya konu olan dijital materyalleri incelemek için görevlendirilen bilirkişilerin sundukları raporlarda materyallerin incelemesi bile yapılmadan bunların doğru ve gerçek oldukları kabul edilmiş, buna ilave olarak Türk Ceza Kanununda kendilerinin belirledikleri suçlara uygun kanun maddeleri dahi belirtilerek sanıkların cezaların bu bilirkişilerin hiç vazifeleri olmadığı halde belirtildiği görülmektedir. İşte bu raporları yazan insanlardan bazılarının ve gerçekten haklarında şaibe olan başka personellerin gerçekleşen son atamalarla birlikte özellikle Batıda kritik yerlere atandığını görüyoruz. Bu konuda ikinci kademeyi oluşturan henüz daha tespit edilememiş kişilere yönelik de istihbarat ve operasyonel faaliyetler yürütülmelidir. Son ve üçüncü halkada ise bu Fethullahçı yapı maalesef dış destekli bir iç çetenin faaliyetidir. Zaten dış destek olmasa idi bütün bunlar olamazdı. Öyle uzun vadeli planlamalar yapılmıştır ki bütün ihtimaller değerlendirilerek başarısız olma halinde 40-50 yıl sonraya yönelik altyapıyı sağlama almak yani mevzi tutmak adına önlemler alınmıştır. Bunları hiç kimse bilmiyor. Bu şekilde bir yapılanmaları ve uyuyan hücreleri var. Bunlar da yoğun ve doğru istihbarat analizleri yapılarak o kripto şahısların yakalanmasıyla son bulabilir.”

“Şuan ortada hem mevcut durum için hem de geleceğe yönelik bir takım ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Öncelikle devletin bu konuyla ilgili tedbir alması gereken, mücadele etmesi gereken kurumlarında çok ciddi soru işaretleri var. Fakat durum öyle bir yana evriliyor ki bu anlamda halkımızın dikkatini çekmek istiyorum” diyen Güçlüer, “Şuan Fethullahçı uyuyan hücrelerin yanı sıra, özellikle ticari sektördeki kişilerin mevcut ortamı fırsat bilerek kendisine rakip gördüğü, namuslu, şerefli, dürüst insanları adeta bir etki ajanlığı yaparak FETO’cu tanımıyla yaftalamaları söz konusu. Bu, toplumsal rahatsızlığa sebep oluyor. Aynı şekilde çeşitli basın yayın organlarında binlerce kişinin alınacağı şeklinde, toplumda büyük korkular oluşturacak algı yönetimi oluşturan haberler ve röportajlar yayınlanıyor. Bunlar, bir anlamda şuanda yaşanan travmanın toplumsal bir soruna dönüşme ihtimalini güçlendiriyor. Bu hain darbe girişimi şuan yapıldığı şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukuki kuralları çerçevesinde meşru olarak sonuçlandırılmalıdır. Bu şekilde de zaten gayret gösteriliyor. Bir taraftan da kurumlar yenilenmeye çalışılıyor. Ancak bunu yaparken bu tür fırsatçılara yani namuslu, şerefli, dürüst insanlara yönelik özellikle uyuyan hücrelere ve şahsi çıkarlarını gerçekleştirmek için bir takım lekeleme yapmaya çalışan insanlara karşı da güvenlik kuvvetlerinin dikkatli olması ve bu bağlamda tedbir alması lazım” ifadelerini kullandı.

Dün açıklanan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarını da değerlendiren Güçlüer, “Siyasi irade, yeniden yapılandırma faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi açısından mevcut ekibi yerinde bıraktı. Bir de bunun hem iç hem de dış bağlamda Türkiye’ye yönelik küresel tehditlerin etkisini bertaraf edebilme adına bu mevcut ekibin tecrübesinden yararlanmak istediği görülüyor. Fakat neticede bir yıpranmışlık söz konusu. Hem psikolojik olarak hem de sosyal psikoloji bağlamında yani kurumların ve kurumların başındakilerin halk nazarındaki durumları açısından ciddi bir travma yaşandığı ortada. Operasyonel ağırlıklı bu sürecin biran önce tamamlanmasını ümit ediyoruz” diye konuştu. 

Betül Karabacak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Somali Cumhurbaşkanı Mahmud: "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez" Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Toplantı sonrasında Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Somali’nin zor zamanlarında yanında olduğu ve liderliği için teşekkür eden Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Özellikle Somali’nin toprak bütünlüğü ve egemenlikle ilgili tehditle karşılaştığı bu dönemde biz, Türkiye’nin, Türk milletinin desteğini hissettik. Somali olarak biz de kendi kuvvetli hükümetimizi kurmak toprak bütünlüğümüzü eğemenliğimiz korumak için çalışıyoruz. Türkiye çok uzun yıllar önce Somali arasında arabuluculuk çalışmaları yapmıştır. O zamandan beri bu sorunun barışçıl dostane bir şekilde çözülebilmesi içinde çalışmalar yürütmüştür. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Türkiye’nin Somali’nin yanında olduğunu bir kere daha tekrarlamıştır. Türkiye, Somali’yi desteklemek üzere Somali’nin yanında olacaktır. Türkiye’nin desteği, Somali’nin ilerlemesinde son derece önemli. Barış, istikrar ve iyileşme için Türkiye’nin işbirliği bizimle çok önemli" dedi. "Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyor" Türkiye ve Somali’nin yaptığı çalışmalarla dikkat çektiğini belirten Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir. Birleşmiş Milletler kurucu anlaşmasını ihlal eder niteliktedir. Yine Afrika Birliği’ni bir araya getirmiş olan anlaşmaların da diplomasinin de her türlü ilkesini ihlal eder niteliktedir. Toprak bütünlüğü, egemenlik ve bunlara müdahale etmemek bütün uluslararası sistemlerin altındaki temel değerlerdir. Somalili gruplar içerisinde de bazı gerginlikler var. Bu ayrımcılığı aşırı uç gurupları destekleyerek daha da derinleştirmek uluslararası ve dışarıdan müdahalelerle bunu derinleştirmek kimseye faydalı olmaz. Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyorlar. Güvenlik alanındaki çalışmalar buna bir örnek. Yine insani yardım çalışmaları da Somali’nin geçmiş olduğu en zor dönemde Türkiye’nin uzatmış olduğu yardım eli de çok önemli" şeklinde konuştu. Mahmud, "Bugün ortak olarak dedik ki Somali’nin petrol ve gaz kaynaklarının tetkik edilmesinde beraber çalışmalar yapıldığını ve anlamlı başarılar elde edildiğini duyurduk. Bu alanda uzun zamandır çalışma yapıyoruz. Türkiye’ye çok müteşekkiriz bu alanda öncülük ettiği için ve Somali’nin yanında durduğu için. Teknik ve bilimsel değerlendirmeler yapıldı ve bunun sonucunda olumlu sonuçlar elde edildi. Bu uzun süreli bir iş birliği ve yatırım. Bundan sonraki fazda yine sondaj çalışmaları devam edecek bu da çok büyük bir çalışma. Ağır bir görev. Fakat çok kısa süre içerisinde sondaj çalışmaları da başlayacak. 2026’ya çok iyi bir başlangıç yapacağız" diye konuştu. "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır" Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının önemli olduğunu vurgulayan Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır. Somalili insanın hayatını da iyileştirecektir. Somali insanı bu sayede daha yüksek bir refah seviyesine ulaşacaktır. Bunların yönetimi de hesap verebilirlik, eşitlik ve nesiller arası sorumluluk ile sürdürülmelidir. Biz bugün bu ilkelerin, bu sürecin temellerini atıyoruz. Biz, Somali-Türkiye işbirliğinin daha da kuvvetlenmesi yönünde kararlılığımızı bir kere daha tekrarlamak istiyoruz. Allah’ın izniyle bu çabaların somut sonuçlarını artık görmeye ve ülkemize bahşedilen bu zenginlikten fayda sağlamaya biz de başlıyoruz. Bu son derece önemli ve tarihi bir başarı bizim için. Ülkemizin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmaya çalışanlara karşı kararlılıkla mücadelemizi sürdürürken bu zorlukların bizi doğal kaynaklarımızın sorumlu ve sürdürülebilir biçimde geliştirilmesi yönündeki hedefimizden alıkoymasına asla izin vermedik. Ve bu süreçte de Sayın Erdoğan’dan ve Türkiye’den her zaman destek gördük. Amacımız, halkımız için daha iyi ve daha müreffeh bir geleceği güvence altına almaktır" dedi.
Hakkari Hakkari’de eğitime 1 gün ara verildi Hakkari’de beklenen yoğun kar yağışı nedeniyle yarın il genelinde eğitime 1 gün ara verildi. Hakkari Valiliği tarafından yapılan açıklamada, "Hakkari’de devam eden olumsuz hava şartları (aşırı soğuk, don, buzlanma) ve yarın saat 11.00’den itibaren başlayacak yoğun kar yağışının oluşturabileceği olumsuzluklar değerlendirilerek, oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi ve vatandaşlarımız ile öğrencilerimizin can güvenliğinin sağlanması amacıyla aşağıdaki tedbirlerin alınması uygun görülmüştür. Yoğun kar yağışı ve buzlanma riski nedeniyle; Hakkari il genelindeki tüm resmî ve özel eğitim kurumlarında (okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, yaygın eğitim kurumları, rehabilitasyon merkezleri, özel kreşler ve gündüz bakım evleri dahil olmak üzere) 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 1 gün süreyle eğitime ara verilmiştir. Ayrıca, Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM) randevusu bulunan öğrenciler ile engelli bireylerin ulaşım sürecinde karşılaşabilecekleri riskler göz önünde bulundurularak, can güvenliklerinin sağlanması amacıyla RAM’larda da aynı tarihte hizmete ara verilmesi uygun görülmüştür. Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan hamile personel, engelli personel, diyaliz hastaları, kalp, böbrek yetmezliği, kanser gibi kronik rahatsızlığı bulunan kamu görevlileri, 0–12 yaş arası çocuğu bulunan kamu çalışanı çiftlerden anne veya babadan biri 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 1 gün süreyle idari izinli sayılacaktır" denildi. Açıklamada ayrıca, "Sağlık hizmetlerinde görev yapan personel ile sahada acil durum sorumluluğu bulunan (jandarma, emniyet, AFAD vb.) kurumlarda görevli personelin idari izin durumları, kamu hizmetlerini aksatmayacak şekilde ilgili kurum amirleri tarafından planlanacaktır" ifadelerine yer verildi.
Düzce Başkan Özlü "2026 icra yılı olacak" Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, yeni yıl için paylaştığı mesajında 2026 yılında yepyeni hedefler ile icra çalışmalarını artıracaklarına dikkat çekti. Başkan Faruk Özlü, 2026 yılına saatler kala yeni yıl için mesajını paylaştı. Düzcelilere ve belediye personeline bir mektup yazarak seslenen Başkan Özlü, 2026 yılında yepyeni hedefler ile icra çalışmalarını artıracaklarına dikkat çekti. 2026 yılı için temennilerini dile getirdiği mektubunda Özlü, hem Düzcelilere hem de Düzce Belediyesi personeline teşekkür ederek "2025 yılını geride bırakırken; birlik, dayanışma ve azimle dolu bir yılı daha tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Şehrimize hizmet etme sorumluluğunu taşıyan bizler için bu yıl; sosyal belediyecilikten kültür ve eğitime, altyapıdan çevreye, gençlerimize ve ailelerimize sunduğumuz destek programlarından şehrimizin geleceğine yön veren yatırımlara kadar pek çok alanda önemli adımlar attığımız bir süreç oldu. Düzce’miz, sahip olduğu güçlü potansiyeli, çalışkan insanı ve dayanıklı toplumsal yapısıyla her geçen gün daha da gelişen bir şehir olma yolunda kararlı ilerleyişini sürdürüyor. Biz de, sizlerin desteği sayesinde katılımcı, yenilikçi ve çözüm odaklı yönetim anlayışımızla şehrimizin ihtiyaçlarını gözeten, yarınlarını planlayan ve her bir vatandaşımızın yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan projeleri hayata geçirmeye devam ettik. Yeni yıl, yeni hedefler demektir. 2026 yılına girerken; Düzce’mizi daha güçlü, daha huzurlu ve daha müreffeh bir geleceğe taşımak için çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi özellikle ifade etmek isterim. Bu doğrultuda; gençlerimizin eğitim yolculuğunu destekleyen girişimlerimizi, aile odaklı sosyal programlarımızı, şehrimizin estetiğini ve çevre standartlarını yükselten yatırımlarımızı geliştirerek daha da ileriye taşıyacağız. Bu vesileyle; yıl boyunca özveriyle görev yapan tüm belediye personelimize, şehrimize katkı sunan kurumlarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen siz değerli hemşehrilerime teşekkür ediyorum. 2026 yılının; ülkemize ve Düzce’mize barış, sağlık, mutluluk ve bereket getirmesini diliyor; her bir hanede huzurun daim olduğu, kardeşlik bağlarının güçlendiği, şehrimizin başarılarla anıldığı bir yıl olmasını temenni ediyorum. Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum" ifadelerine yer verdi.