POLİTİKA - 14 Ağustos 2016 Pazar 18:57

Erdoğan: Gönül bağım asla bitmeyecek

A
A
A
Erdoğan: Gönül bağım asla bitmeyecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Partim ile bağım kopmuş olsa da partiyi birlikte kurduğum, bugüne kadar birlikte yol yürüdüğüm dava arkadaşlarımla gönül bağım, mücadele arkadaşlığım asla bitmemiştir, bitmeyecektir'' dedi.

AK Parti’nin 15. kuruluş yıldönümü nedeniyle AK Parti Genel Merkezi önünde düzenlenen programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’dan telekonferans sistemi ile katıldı.

“Beraber yürüğümüz, beraber ıslandığımız bu yolda hep birlikte çok şeyler yaşadık”

“Kurulduğu günden beri kaderi ülkenin ve milletin kaderi ile özdeşleşen AK Parti çatısı altında birlikte yol yürüdüğüm kıymetli yol arkadaşlarım; sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum” ifadeleri ile konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurucu genel başkanı olmaktan iftihar ettiğini söylediği AK Parti ile olan hukuki bağını 27 Ağustos 2014 tarihindeki olağanüstü kongrede kopartmak zorunda kaldığını söyledi. Erdoğan “O gün tam 13 yıl sonra partimden ayrılıyor olmamın hüznünü, milletimin tamamıyla kucaklaşıyor olmamın sevincini birlikte yaşamıştım. Partim ile bağım kopmuş olsa da partiyi birlikte kurduğum, bugüne kadar birlikte yol yürüdüğüm dava arkadaşlarımla gönül bağım, mücadele arkadaşlığım asla bitmemiştir, bitmeyecektir. Hatırlayınız, 26 Mart 1999 tarihinde milletimizle birlikte Pınarhisar Cezaevine doğru yola çıkarken ‘beraber yürüdük biz yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor.’ Beraber yürüğümüz, beraber ıslandığımız bu yolda hep birlikte çok şeyler yaşadık. Cezaevinden çıktıktan sonra hiç vakit kaybetmeden milletimize koştuk. Ardından 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletimiz bize ülkeyi yönetme sorumluluğunu verdi. 9 Mart 2003 tarihinde birkaç aylık gecikmeyle de olsa Başbakanlık görevini üstlenerek milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için gece gündüz çalıştık. İçeride ve dışarıda önümüze çıkan, çıkartılan tüm engellerin üstesinden birer birer gelerek ülkemizi her alanda cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanları daha geride bırakan bütün o hizmetlerle, yatırımlarla, eserlerle donattık. Biz milletimize hizmet ettikçe milletimizde bize sahip çıktı. Her seçimde oyumuzu artırdık, her seçim döneminin ardından hizmetlerimizi katladık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri de oldukça sancılı geçti. 2007 yılında bize cumhurbaşkanı seçtirmemek için 367 garabeti dahi oynamadık oyun bırakmadılar. Düğümü milletimiz çözdü” dedi.

“Bu alçaklar o gece 240 evladımızı şehit ederek, 2 bin 195 kardeşimizi yaralayarak milletimize bedel ödetmişlerdir”

Farklı vesayet odakları ile girişilen saldırılardan sonuç alamayanların 2013 yılından itibaren yeni senaryoları devreye soktuklarının altını çizen Erdoğan, “Gezi olayları ile toplumsal kaos denemesi yaptılar, tutmadı. Emniyet ve yargı içinde yuvalanmış bir ihanet çetesi vasıtasıyla 17-25 Aralık darbe girişimini başlattılar. Oradan da netice alamadılar. Cumhurbaşkanının doğrudan milletin oyu ile belirleneceği 2014 seçiminde ülke siyasi tarihimizde örneği olmayan bir şekilde 13 parti bir adayı destekledi. Milletimizin yüzde 52’sinin desteğini alarak ilk turda bu mücadelen de hamdolsun galip çıktık. Bu defa Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki bazı ilçelerimizde bölücü terör örgütü eli ile silahlı bir başkaldırı teşebbüsünde bulundular. Açtıkları çukurlara kendileri gömüldüler. PKK ve DAEŞ’i kullanarak Ankara, İstanbul’da diğer şehirlerimizde canlı bomba saldırıları yaptılar, yine istedikleri neticeyi alamadılar. 15 Temmuz 2016 gecesi ise ülke tarihimizin de kendi geçmişimizin de en alçak, en kanlı, en sinsi tehdidi ile karşı karşıya kaldık. O gece TSK’nın bünyesine sızmış FETÖ mensubu bir grup asker müsveddesi ne yazık ki bu tür terörist, kendi milletine ve devletine karşı darbe girişimi başlattı. Bu hainler milletin imkanları ile alınan, devletin namuslarına emanet ettiği tankları, helikopterleri, uçakları her türlü silahı yine millete karşı kullandılar. Milletimizle birlikte omuz omuza vererek bu ihanet girişimini de akamete uğrattık. 15 Temmuz'da pek çok dava arkadaşımızı şehit verdik, çok sayıda gazimiz var. O gece meydanlarda AK Partilisi ile diğer partilerin mensupları ile tek yürek tek ses olarak istiklaline ve istikbaline sahip çıkma mücadelesi verildi. 7 Ağustos İstanbul Yenikapı'da bir araya gelen siyasi parti genel başkanları ve her kesimden vatandaşımız, ülkemizin önünde yeni bir kapının açılışının müjdecisi olmuştur. Türkiye'nin birliği, beraberliği, kardeşliği konusunda açtığı bu yeni kapıya sonuna kadar sahip çıkacağına inanıyorum. Biz yıllarca gerekirse kendimiz bedel ödeyeceğiz, ama milletimize bedel ödetmeyeceğiz demiştik. Yıllarca bu hassasiyetle hareket ettik, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Maalesef bu alçaklar o gece 240 evladımızı şehit ederek, 2 bin 195 kardeşimizi yaralayarak milletimize bedel ödetmişlerdir. Milletimize bu ihaneti yapanlardan hesap sormak ve FETÖ’nün kökünü kazımak boynumuzun borcudur. Bu vesileyle bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum” diye konuştu.

“Artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız”

AK Parti’nin ve mensuplarının medeniyet davasının bin 400 yıllık kadim bir dava olduğunu söyleyen ve AK Parti ve mensuplarının Anadolu coğrafyasında bin yıldır verilen mücadelenin bugünkü temsilcileri olduğunu ifade eden Erdoğan, “AK Parti'yi var eden ve yaşatan ruh, İstanbul'un fethinden Çanakkale’ye, İstiklal Harbinden 15 Temmuz'a kadar bu milletin iftihar vesilesi tüm dönemlerinin ruhudur. Bu parti sadece komşularımızda değil Balkanlar'dan Orta Asya’ya, Kuzey Afrika'dan Güney Asya’ya kadar dünyanın neresinde bir mazlum varsa hepsinin de akan gözyaşını silen eldir. Bu parti ötekileştirmelerin, dışlanmışların, öz yurdunda parya muamelesi görenlerin ümitle çarpan yüreğidir. Onun için sizlere büyük görevler düşüyor. 15 Temmuz’a kadar AK Parti'ye oy verenlerden aldığınız güçle tüm Türkiye'ye hizmet etmenin çabası içindeydiniz, 15 Temmuzdan sonra ise hangi partiye oy vermiş olursa olsun artık Türk milletinin tamamına karşı kayıtsız şartsız sorumluluğunuz vardır. O gecede hep birlikte şu gerçekleri gördük; bu millet varsa biz varız, bu ülke varsa biz varız, bu devlet varsa biz varız, bu bayrak varsa biz varız, bu ezanlar, bu salalar varsa biz varız. İşte bunun için 15 Temmuz'da hepsine birden saldırdılar. Meclise saldırdılar, çünkü milletin temsil makamıydı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne saldırdılar, çünkü devletin temsil makamıydı. Polise saldırdılar, çünkü bayrağın muhafızıydı. Askerimize saldırdılar, Çünkü onlar vatanın koruyucusuydu. Karşılarına ‘Allahu Ekber’ diyerek çıkan insanlara saldırdılar, çünkü ezanın ve salanın çağrısıyla oraya gelmişlerdi. Tüm bunlara şahit olduktan sonra artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta Cumhurbaşkanı olarak ben davranamam, iktidar partisi olarak, Türkiye’nin son 14 yılının sorumluluğunu üstlenmiş iktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz. Muhalefet partilerinin de aynı anlayışta olduğuna bu süreçte şahit oldum, inanıyorum. Sivil toplum kuruluşlarının, medyanın, meslek örgütlerinin, farklı meşreplerin, ekollerin temsilcisi tüm grupların da aynı anlayışta olduğunu ümit ediyorum. AK Parti'nin 15. kuruluş yıldönümü ülkemiz ve milletimizin böyle tarihi bir dönem noktasında gerçekleşiyor. Türkiye'nin 2002 yılı sonundan bu yana gerçekleştirmiş olduğu ekonomik ve demokratik dönüşümünün mimarı olan AK Parti'den yeni dönemde de aynı öncü misyonunu devam ettirmesini bekliyorum. Bir kez daha kurucu genel başkanı olduğum AK Parti'nin 15. kuruluş yıldönümünü gönülden kutluyorum. Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Binali Yıldırım Bey başta olmak üzere tüm yönetici kadroya ve şuana gelişinde emeği geçen tüm kardeşlerime, köy-mahalle temsilcisinden MKYK’sına partiye emek vermiş olan herkesi tebrik ediyorum. Milletimizin birlik, dirlik ve beraberliğimiz için vereceğiniz mücadelede sizlere başarılar diliyorum. Sizlere sevgilerimi saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Tetik: “Hıdrellez Bayramımız kutlu olsun” Baharın getirdiği bereketin tüm dünyada daim olmasını ve hiçbir ülkenin yoklukla mücadele etmek zorunda kalmamasını dileyen Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Hıdrellez Bayramı dolayısı ile kutlama mesajı yayımladı. Tetik, mesajında dünyanın döngüsü ve devamlılığı için büyük önem arz eden, baharın sembolü, ekinlerin ve çiçeklerin gelişinin müjdeleyicisi Hıdırellez’in ülkede sevinç ve coşkuyla kutlanmakta olduğunu belirtti. Hızır ile İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları inancının da yaşatıldığını hatırlatan Belediye Başkanı Tetik, mesajının devamında “Halk inancına göre, Hızır ile İlyas peygamberler her yıl sadece bir kez Hıdrellezde buluşabiliyorlarmış. Hızır peygamberin karada, darda kalan kişilere yardımda bulunduğuna, onlara kılavuzluk ettiğine, aynı zamanda bolluk ve bereket getirdiğine, İlyas peygamberin de suların koruyucusu olduğuna inanıla gelmiş. Bununla birlikte 5-6 Mayıs tarihi de baharın başlangıcı olarak değerlendirilmiş. Zengin kültürümüzün bir parçası olan bu gün, geçmişle geleceğimiz arasında köprü vazifesi görmüş, kültürümüzü oluşturan örf, adet ve geleneklerimizin nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Bolluk ve bereketin arttığı, bizlere baharı müjdeleyen Hıdırellez Bayramımızı en içten duygular ile kutlarken, tüm dua ve dileklerinizin kabul olmasını dilerim” ifadelerine yer verdi.
Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne gastronomi ödülü Bursa Büyükşehir Belediyesi, şehrin sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak amacıyla yaptığı çalışmalar dolayısıyla Gastro Bursa Dergisi tarafından ödüle layık görüldü. Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olan ve günümüz gastronomi lezzetlerinin önemli duraklarından olan Bursa’nın tescilli lezzetlerini dünyaya duyurmak amacıyla önemli çalışmalara imza atan Bursa Büyükşehir Belediyesi, sektörün bileşenlerine desteklerini de sürdürüyor. Gastro Bursa Dergisi tarafından düzenlenen ‘Dergiye Değer Katanlar’ töreninde, Bursa Büyükşehir Belediyesi de ödüle layık görüldü. Şehir yöneticileri, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gastronomi turizmi bileşenleri ve sosyal medya fenomenlerinin katıldığı geceye, Büyükşehir Belediyesi adına Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız, ödülünü Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Önder Uçar’ın elinden aldı. “Marmara’da ilk sıradayız” Bursa’nın, Türkiye’nin köklü tarihini ve kültürel zenginliğini en iyi şekilde temsil eden şehirlerden biri olduğunu söyleyen Mehmet Yıldız, “Şehrimizin lezzetli yemekleri, tarih boyunca yaşanan göçler ve kültürel etkileşimlerle birleşerek benzersiz bir çeşitliliğe dönüşmüştür. Bursa kebabı, İnegöl köfte, Mustafakemalpaşa tatlısı, pideli köfte, cevizli lokum, tahinli pide, cendere baklavası, Bağdat hurma tatlısı ve kestane şekeri Bursa ile anılan lezzetlerden bazıları. Şehrimizde coğrafi işaretle tescil edilmiş 30 farklı kategoride ürün ve yemek bulunması, Bursa’mızın tarım ve gıda alanındaki zenginliğini ve kalitesini de gözler önüne sermektedir. Bir lokmanın içinde binlerce yılın hikâyesi gizlidir. Sahip olduğumuz coğrafi işaret sayısıyla Marmara Bölgesi’nde ilk sırada yer alıyoruz. Şehrin marka değerini yukarılara taşıyan çalışmalarımızı Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak devam ettireceğiz. Bursa’yı dünyanın önemli gastronomi merkezlerinden birisi hâline getirmek istiyoruz” dedi. Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Araştırmacı-Yazar İhsan Önder Uçar ise, gastronomi turizmiyle ilgili bütün birleşenleri bir araya getirmek ve Bursa’daki gastronomi turizminin sıkıntılarının konuşulması amacıyla dergiyi kaleme aldıklarını ifade etti. Bursa mutfağının çok zengin olduğunu dile getiren Uçar, dergiyle Bursa gastronomisine ve gastronomi turizmine değer katmak istediklerini belirtti.