POLİTİKA - 14 Ekim 2016 Cuma 22:52

Erdoğan: 'Musul’a yakın bir noktadayız'

A
A
A
Erdoğan: 'Musul’a yakın bir noktadayız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk askerinin Başika’dan çıkmasını isteyen Irak merkezi hükümetine tepki göstererek, “Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti istediğin zaman gelen, istediğin zaman çık dediğinde çıkan bir ülke değildir” dedi.

Bir dizi açılış ve temel atma töreni için Konya’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile akşam yemeğinde buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 14 yılda ekonomiden siyasete, demokrasiden dış politikaya, ticaretten alt yapı yatırımlarına kadar her alanda büyük bir başarı hikayesi yazdığını söyledi. Türkiye’nin bu başarı hikayesinin geleceğe de ışık tuttuğunu kaydeden Erdoğan, “Biz Türkiye’nin bu önemli konumunu dünyanın farklı köşelerindeki kardeşlerimizin gönderdikleri mesajlarda da görüyoruz. Yaptığımız ziyaretlerde bizzat şahit oluyoruz. Ülkemizden yayılan umut ışığının birilerini ciddi manada rahatsız ettiğini de biliyoruz. İşte son Cerablus olayında Musullu kardeşlerimiz ziyaretlerinde bize aynen şunu söylediler, ‘Biz şurada birkaç ay öncesine kadar umutsuzduk. Ama Cerablus’tan sonra bizim umudumuz arttı’ demeye başladılar. Şimdi biz artık umudumuz Türkiye’nin Irak’ta atacağı adımlara bağladık diyorlar. Çünkü ciddi manada bir tehdidi altındalar. Burada şimdi tehdit olarak birinci derecede DEAŞ var” dedi.

"Koalisyon güçleri ve Türkiye kimseden yardım istemeden bu işi bitirir"

Şu an Başika’daki Türk askeri varlığının Irak merkezi hükümetini rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ahmet Bey başbakanken bunlarla şuan ki Irak’ın başbakanı ile aynı masaya oturup oradan mesajları vermişlerdi. Beni de Cumhurbaşkanı olarak makamımda ziyaret ettiğinde bizzat oraya davet etmek suretiyle terör örgütü DEAŞ’la mücadele noktasında bizden yardım isteyen kimdi, bunlardı. Şimdi buradan çıkmalı diyor. Kusura bakma Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti istediğin zaman gelen, istediğin zaman çık dediğinde çıkan bir ülke değildir. Şuanda burada mazlumlar var. 400 bin Türkmenler, yarısı Şia yarısı Sünni. Görüntüde Müslüman ama mezhep farklılığı bunları da birbirine düşürmüş. Fakat Musul’a geliyorsun. Musul’da 2 milyon Müslüman var. Bunlar tabii ki DEAŞ’ın buradaki aktif yapısı nedeniyle endişedeler. Aslında bunların sayısı fazla değil. Yani bunu şuanda koalisyon güçleri ve Türkiye kimseden yardım istemeden bu işi bitirir. Ve DEAŞ pılısını pırtısını toplar nereye giderse gider. Yeter ki bu kararı biz koalisyon güçleriyle verelim. Şimdi bakın son zamanda bir şey söylemeye başladılar, ne diyorlar Türkiye’yi biz koalisyon güçleri içerisinde görmek istemiyoruz. Niye, mesele şu; masada Türkiye’yi görmek istemiyorlar sıkıntılar bu. Şimdi Türkiye masaya oturursa o zaman tabii ki orada devren değişecek. Geçmişte de durum böyle oldu. Meşhur 1 Mart tezkeresi olayında da bana göre o zaman Türkiye’nin yanlışı odur, çıkmamalı ve biz orada kesinlikle olmalıydık. Eğer biz o gün orada olmuş olsaydık. Bugün Irak’ın kaderi Allah’ın izniyle böyle olmazdı. Biz tabii istenmediğimiz yerde olmayız dedik çekildik. Ondan sonrada istedikleri gibi at oynattılar ve orayı istedikleri gibi parsellemeye başladılar. Şimdi gelinen nokta önemli. Biz Başika’da şu anda 700’ e yakın askerle araç gereç varız. Musul’a yakın bir noktadayız. Buradaki gelişmeler şuanda bizim de kontrolümüz altında. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız ve yapacağız.”

“Ülkeme darbe yapan nasıl mağdur oluyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün inlerine yeni girilmeye başlandığını, terör örgütü PKK’da bile bu kadar in görülmediğini ifade etti. Darbecilerin mağdur gibi gösterilmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, yurt dışına kaçanlarla ilgili yeni bir hazırlığın içinde bulunduklarını açıkladı. Erdoğan şöyle konuştu:

“Şimdi bir şey tutturdular, mağdur mağdur mağdur. Çok mağdur olan var diyorlar. Eğer mağdur diyorsanız, mağdur benim 241 şehidimin yakınlarıdır.2 bin 194 gazimizin yakınlarıdır, asıl mağdur onlar. Ülkeme darbe yapan nasıl mağdur oluyor. Ülkemi yıkmaya çalışan, bu kadar şehidimiz bu kadar gazimiz olmasına neden olanlar nasıl oluyor da bunlar mağdur oluyor. Bakın nerelerden ne tür kasalar, gizli evraklar çıkıyor. Daha neler çıkacak durun bakalım. İnlerine yeni yeni giriyoruz, başka inler çıkıyor. PKK’da bile bu kadar in görmemiştik. Bunlar şehrin merkezindeki inler öbürü dağlardaki inler. Onun için üzerine üzerine gideceğiz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Ve temenni ederim ki, bunlara ev sahipliği yapanlarda bunlardan bir dert görsün. Bunları yurt dışında saklayanlar var ya, bunlara ev sahipliği yapanlar var ya, biz şuanda yeni bir hazırlığın da içindeyiz. Birçoklarını buraya görevli olanlardan gidenlerden vesaire geri çağırıyoruz. Belli süre vereceğiz, geldiler geldiler, gelmediklerinde gereğini yapacağız. Çünkü bu vatanın evladı olan buraya gelir, bildiği doğruları ilgili mercilere anlatır, anlatmıyorsa bedelini öder. Hiç olmazsa biz de bu bizim vatandaşımızdır demeyiz. Yakalandığı yerde de gereğini yaparız.”

“Yenikapı ruhunu tanımıyorum demek bir şey kazandırmaz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’da düzenlenen tarihi mitingi hazmedemeyenler çıktığını anlatarak, “Bu ülkede öncelikle öz eleştiri vermesi gerekenler devletin kapılarını millete kapatan, devletle vatandaşı karşı karşıya getirenlerdir. Yıllarca kendini yegane sahibi olarak gören bu kişilere düşen görev evvela FETÖ’ye alan açan geçmişleriyle hesaplaşmaktır. Şayet 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar yaşanmasaydı bu ülkede FETÖ var olabilir miydi? Siyasetin alanı müdahalelerle kısıtlanmasaydı FETÖ bu kadar büyüyebilir miydi? 17-25 Aralık’tan beri FETÖ’ye karşı verdiğimiz mücadelede yalnız bırakılmasaydık 15 Temmuz ihaneti yaşanır mıydı? İşte 7 Ağustos dedik, davet ettik çağırdık. Bir Yenikapı’dan bir yeni ruh oluşsun dedik ama bir de baktık ki, hazmedemeyenler de çıktı. Hatta gelmek istemeyip de aracılar vasıtasıyla gelmesi temin edilenler daha sonra ben böyle bir Yenikapı ruhunu tanımıyorum demeye başladılar. Tanısan ne olur tanımasan ne olur aslolan milletin tanımasıdır. Oraya gelen 5 milyon bunu tanımış oraya gelmiş. Birde ekranları başından en az 5 milyon onu izlemiş, 10 milyon. Bir de bunun yansıması var dünyaya. Bütün bunlar bu kadar açık net ortadayken ben böyle Yenikapı ruhunu tanımıyorum demek bir şey kazandırmaz. Yapmanız gereken nedir, o gün oradan tecelli eden ruha ayak uydurmaktır. Eğer ayak uydurmazsan sen kaybedersin, o alana gelenler değil” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Balaban: "Kur’an kursları devam edecek, bale kursları da açacağız" Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, geçmiş dönemde başlatılan etkinlik ve kursların kaldığı yerden devam edeceğini belirterek, "Kur’an kursları, hattatlık kursları devam edecek. Biz onların yenisini açacağız. Bale kursu da açacağız. Bale de bizim dünya görüşümüzü yansıtan bir sanat. Biz her türlü dünya görüşüne saygılıyız. Ama bale de bizim sanatımız olacak" dedi. Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, makamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Balaban, halk buluşmalarını haftada tek güne indireceklerini belirterek, “Arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Bir karar vereceğiz. 8 Mayıs 2024 Çarşamba gününden itibaren halkımızla buluşmayı tek güne indiriyoruz. Her çarşamba saat dokuzla 09.00-12.00 - 14.00 - 18.00 arası halkımızla makamımızda onların da makamı olan bu makamda bir araya geleceğiz. Onların her türlü sorununu tek tek dinleyeceğiz. Çözüm üretmeye devam edeceğiz. Onun dışında diğer günler gerek belediye içinde gerek belediye dışında sahada olacağım ve sabahtan akşama kadar tüm ekibimizle birlikte mesai ve zaman mefhumu bilmeden çalışmalarımız devam edecek. Yunusemre Belediyesi olarak her cumartesi gönüllülerimizle, belediye işçilerimizle, park bahçe işçilerimizle, o güzel insanlarla temizlik kampanyası başlatıyoruz. Bu temizlik kampanyasında gönüllülerimizle olacak. Belediye Başkanı Semih Balaban da özel kalem müdürü de olacak ve bir dakikalık resim vermek için değil, orada en az bir buçuk iki saat o güzel insanlarla bu şehrin temizliği kampanyasına belediye başkanı ve ekibi de katılacak. Öncelikle temizlikten başlayacağız. Bu şehri hep birlikte pırıl pırıl yapacağız” dedi. “Liyakat sahibi arkadaşlara sahip çıkmayacaksam belediye başkanlığını da yapmamın anlamı yok” Sosyal medya üzerinden 7 kişilik MAYEB yönetiminin 15’e, 7 kişilik YUNTAŞ yönetimini de 17’ye çıkarılması yönündeki eleştirilere açıklık getiren Başkan Balaban, “Bizler tasarruf tedbirlerini hayatın her alanında uyguluyoruz. Evet biz gerçekten personel alırken de işçi arkadaşlarımızı alırken de bu tedbirlere riayet ediyoruz. Bir eleştiri var sosyal medyada. İşte yönetim kurulu üyeliğini yediden 7’den 15’e çıkardı diye. Evet, ne yaptıysak savunduk, ne savunduysak yaptık. Yönetim kurulu üyeliğini MAYEB’te 7’den 15’e, YUNTAŞ’ta da 7’den 17’ye çıkarttık. Ben belediye başkanı olarak ekibim olmadan kadrom olmadan hiçbir şeyi başaramam. Ve bugüne kadar Yunusemre Belediyesi’nde rekor çalışan var. Bin 397 kişi. Tam 324 tane memur. Bu Türkiye rekorudur yani. Bir üstadımız var. Sayıştay baş denetçisi. Çok iyi dostumuz. Onunla her konuda danışma olarak hizmet alıyoruz. Bize fahri danışmanlık yapıyor. Dedi ki ‘başkanım sana bir yol göstereyim, personel alımında da yarı yarıya tasarruf yap. Yönetim kurulu yetkin var. 51 kişi de, 71 kişi de 31 kişi de 15 kişi de yapabilirsin. Alacağın, çalıştıracağın arkadaşları, yönetim kuruluna, onlara ödeyeceğiz tek şey huzur hakkı olur’ Huzur hakkının yönetim kurulu üyesi olarak 27 bin TL brüttür. Neti 21 bin TL yapmaktadır. Ve o arkadaşlarımız şimdi tek tek değerlendireceğim. Hepsi de çalışıyor. Örnek veriyorum Adnan Bozkurt. Özel harekatta görev yapmış, bu vatan için bedeller ödemiş. Şimdi bizim yanımızda güvenlik görevlisi olarak 7/24 çalışıyor. Ben onu isteseydim müdür vekili yapardım 657’li. 45 bin TL maaş alırdı. 21 bin TL de onun sigorta maliyeti olurdu. 65 bin TL belediyeye mal olurdu. Bize maliyeti sadece 21 TL. Ben burada kendi kadromu kurmayacaksam ben burada 30 yıldır benimle yol yürüyen arkadaşlara liyakat sahibi arkadaşlara sahip çıkmayacaksam bu belediye başkanlığını da yapmamın hiçbir anlamı yok. Ben başarıyı Semih Balaban olarak yakalamayacağım. Kadroyla yakalayacağım. Ekiple yakalayacağım. Sizlerle yakalayacağım. Veremeyeceğimiz bir hesap yok. İşte son tablo da bin 400 kişilik bir belediye. Buradan gerekli olmayan arkadaşlarla da yine korkmadan söylüyorum, şeffaf bir şekilde söylüyorum. Tabii ki yollarımızı ayıracağız ve tabii ki biz yüzde 10 kadromuzu kuracağız. Yüzde 10 bu kadroyu kurmadığımız zaman biz bu belediyeyi istediğimiz şekilde yönetemeyiz” ifadelerini kullandı. 2 kişilik görevlerde 6 kişilik kadrolar tespit ettiklerini ve bunlarla ilgili çalışma başlattıklarını belirten Başkan Balaban, “Bir kadınlar lokalinde tek tek tespit ettik. 5 kişi çalışıyor, 6 kişi çalışıyor. Şimdi orada ondan sonra hiçbir şekilde iş yapmadan veya 2 saat birim zaman ayırarak çalışan arkadaşlarımız var. Bakacağız. Onlarla da yollarımızı ayırabiliriz. Çünkü bu da çalışmamaktır yani. 2 kişinin yapacağı işe 6 tane insan koyarsanız bu da çalışmamaktadır. Bunu da her zaman söyledim. Ve bu konuda da çalışmalarımız sürüyor. İnce eleyip sık dokuyoruz. İşte bizim çalışan bir kardeşimiz, özel kalemde çalışıyor. Türbanlı AK Parti üyesinin ondan sonra başkan yardımcısının kızı hiç dokunulmadı. Bizim öyle bir ön yargımız yok. İşini gayet iyi yapıyor ve saygıda kusur etmiyoruz yani. Ve bizle birlikte çalışmaya devam edecek” diye konuştu. “Etkinlikler kaldığı yerden devam edecek” Yunusmere Belediyesi olarak geçmiş dönemlerde başlatılan etkinliklere yenilerinin de eklenerek kaldığı yerden devam edileceğine değinen Başkan Balaban, “Diğer etkinliklere kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ama güreş içinde sponsor arıyoruz. Sanırım güreşi de sponsorla halledeceğiz. Şunun da altını çizeyim. Kent orkestrası oluşturuyoruz. Kent orkestrasında yetenekli Roman kardeşlerimiz de olacak. Mustafa Kılıç gibi üstatlar da olacak. Ekin Kuyumcu gibi genç yıldızlar da olacak. Oya İzci gibi Türk Sanat Müziğinin duayeni kardeşlerimizle olacak. Belediyenin görevlisi olacaklar ve kent orkestrasıyla biz köylere açılacağız. Kurslar devam edecek. Kur’an kursları devam edecek. Diğer hattatlık kursları devam edecek. Biz onlara yenisini açacağız. Bale kursu açacağız. Bale de bizim dünya görüşümüzü yansıtan bir her türlü dünya görüşüne saygılıyız. Ama bale de bizim sanatımız olacak yani. Veya resim kursu açacağız. Heykel kursu açacağız. Süreç içinde hemen yarın öbür gün değil. O nedenle biz de bunları yapacağız. Ama Kur’an kursudur, hattatlık kursudur, başka kurslardır onlara da dokunmayacağız yani” dedi.
Manisa Alaşehir İYİ Parti İlçe Başkanı ve yönetiminden 8 kişi görevlerinden ve partiden istifa etti Alaşehir İYİ Parti İlçe Başkanı Volkan Bozdağ başta olmak üzere toplan ilçe yönetiminde 8 kişi İYİ Parti yönetimi ve partisinden istifa ederek, CHP’ye katıldı. Alaşehir CHP Lokalinde düzenlen törene Alaşehir CHP İlçe başkanı Mustafa Öztürk, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Alaşehir Belediye başkanı Ahmet Öküzcüoğlu katıldılar. İYİ Parti ilçe başkanı Volkan Bozdağ ile birlikte yönetim kurulu üyeleri Kamil Yılmaz, Ömer Senir, Adem Sönmez, Müşerref Saruhan, Suat Saruhan, Emine Bozdağ ve Hasibe Bozdağ partilerinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ederek, CHP’ye katıldı. Ayrıca Toygar Mahallesi Muhtarı Yusuf Aşkın, Emekli öğretmen Cahit Karaman da partiye üye oldu. Üyelerin rozetlerin CHP İlçe Başkanı Mustafa Öztürk, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu taktı. Katılım töreninde konuşan Alaşehir CHP İlçe başkanı Mustafa Öztürk, İYİ Parti’den istifa ederek, partisine katılanların isimlerini birer birer sayarak teşekkür etti. İYİ Parti’den ayrılan ilçe başkanı ve ekibi adına konuşan Volkan Bozdağ, "İYİ Parti’ye gönül vermiş ne kadar İYİ Partili arkadaşlarım eğer ki siyaset insan kazanma sanatıysa, ben zaten kazandım. Benim için her zaman varsınız var olacaksınız, İYİ Parti kuruluş, fabrika ayarlarından çıkmış, hiçbir zaman çamur at izi kalsın görüşünde olmadım, olmayacağım. Sadece yeni genel başkana başarılar dilerim. Rayından çıkmış tren vagonları gibi ekonomisinden, işçisinden, emekçisinden, sermayesinden dağılmış bir ülke halindeyiz. Bu ülkemiz için, genel başkanımız Özgür Özel’e destek için bizde varız." dedi.
Kırşehir Şehit Dündar için mevlit okutuldu Kırşehir Şehit Aileleri ve Sosyal Dayanışma Derneği tarafından şehit Muharrem Efendi Dündar için mevlit okutuldu. Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan, huzur ve güven içerisinde yaşama imkanına sahip olunan ülkemizde şehitlerin fedakarlıklarının hiç bir zaman unutulmaması gerektiğini söyledi. Kılıçaslan açıklamasında; "Ecdadımızın, bu vatan topraklarını, bizlere nasıl ve ne şekilde emanet ettiğinin bilinci içerisindeyiz. Toprağı sıksan şühedanın fışkıracağını biliyoruz ve bunun için bu topraklara, toprak diye basıp geçmiyoruz. Bizler evlatlarının al bayrağa sarılı tabutları başında dahi ’Vatan sağ olsun’ diyen şehit aileleriyiz" dedi. ’Vatan varsa şehit vardır’ diyen Kılıçaslan açıklamasında; "Bu vatan için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin bize emaneti kıymetli aileleridir. Onları yalnız hissettirmemek için her zaman bir evlat bir kardeş gibi kol kanat geriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz sosyal ve kültürel etkinliklerle ailelerimizi yalnız bırakmıyoruz. Birlik ve beraberliğimizin sürdürülmesi, şehitlerimizin unutulmaması için şehit ailelerimizle dernek binamızda buluşarak şehitlerimize mevlit programı düzenliyoruz. Kırşehirli 195 şehidimizi ve bu toprakları bizlere vatan kılan milletin bağrına gömülen tüm şehitlerimizi hayırlarla yad ediyoruz, kahramanlarımıza dua ediyoruz. Jandarma Uzman çavuş Muharrem Efendi Dündar’ın şehadetinin 2. yıl dönümü nedeniyle dernek binamızda ailelerimizle bir araya gelerek mevlit programı düzenliyoruz. Şehitlerimize dualar ederek yad ediyoruz" dedi. Programa Kırşehir Valisi Hüdayar Mete Buhara ve şehit aileleri katıldı.