POLİTİKA - 21 Kasım 2016 Pazartesi 10:37

Erdoğan’dan AB’ye: 'Hazmedemiyoruz'

A
A
A
Erdoğan’dan AB’ye: 'Hazmedemiyoruz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO toplantısında parlamenterlere terör uyarısında bulunarak, "PKK’nın AB üyesi ülkelerde çok rahat dolaşması, buralarda terörist başının posterleri ile aynı şekilde parlamento binasının koridorlarında afişleri ile cirit atmalarını biz terör mağduru bir ülke olarak hazmedemiyoruz. Gerekli tedbir alınmazsa bu bumerang gibi dönüp onların da vuracaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Parlamenterler Asamblesi 62. Genel Kurulu’na katıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünyanın yeni küresel tehditlerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, “Terör ve iklim değişikliği bunların başında geliyor. Yabancı düşmanlığı, hatta İslam düşmanlığı belirli ülkelerin sınırlarını aşan bir niteliğe bürünmüş durumda. Günümüz dünyasında hiçbirimiz ‘bir yangın çıktığından nasıl olsa ateşi bana gelmez’ diyemeyiz. Er ya da geç bu yangın bize de ulaşacaktır. Tehditlerin küreselleştiği, güç dengelerinin değiştiği böyle bir dönemde mevcut kurumların da kendilerini gözden geçirmesi şarttır. Bu tehditleri bertaraf edilmesi için meselelerin daha kapsayıcı platformlarda ele alınması gerekiyor. NATO Parlamenterler Asamblesi parlamenter diplomasinin kurumsallaşmasının bir yapısı olarak faaliyet gösteriyor. NATOPA ülkelerinin parlamenterleri arasında sürdürülen istişareler, devletler arası ilişkilere de ayrı bir dinamizm kazandırıyor. Toplantılarımız ittifak politikalarının başarıya ulaştırılmasında önemli bir rol oynuyor. Günümüzde diyalog ve işbirliğini geliştirmeye daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Bu salonda sadece NATO üyesi 28 ülkenin değil, Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Uzakdoğu’dan gözlemci ülkelerin temsilcileri de bulunuyor. Bu geniş katılım ortak çıkar alanlarımıza ilişkin müşterek bakışımızın en açık ifadesidir. Aynı zamanda bu manzara NATO’nun soğuk savaş sonrası geçirdiği dönüşümü de yansıtıyor. Şahit olduğumuz bu fotoğrafı birlik ve beraberlik içinde hareket edebilme kabiliyetimizin bir provası olarak görüyorum. NATO üyesi ve gözlemci ülkeler olarak içinde bulunduğumuz bu zor süreci, hakkı , hukuku, adaleti güçlendirerek geride bırakabilirsek kendimize ve tüm dünyaya katkıda bulunmuş oluruz. Aksi durumda ortaya çıkacka dengesizliğin tüm dünya için felaketin habercisi olacağı açıktır” ifadelerini kullandı.

NATO’nun sadece ortak tehditlere karşı kurulmuş bir savunma örgütü olmadığını vurgulayan Erdoğan, örgütün demokratik değerleri geliştirme idealine bağlı devletleri bir araya getirmiş bir güvenlik platformu olduğunu kaydetti.

“15 Temmuz’da terörün yeni bir yüzüne, terörle mücadelenin de farklı bir yöntemine şahit olduk”
Salonu dolduran parlamenterlere 15 Temmuz gecesini hatırlatan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi Türkiye’de tarihte eşine ender rastlanacak bir demokrasi mücadelesi yaşanmıştır. O gece Türkiye ve bizimle birlikte tüm dünya terörün yeni bir yüzüne, terörle mücadelenin de farklı bir yöntemine şahit oldu. Türk milleti hangi kesimden olursa olsun 15 Temmuz gecesi istiklali için sokaklara dökülerek darbecilerin karşısına dikildi. TBMM bombalama hainliğin gösteren teröristlere en güçlü cevabı aziz milletimin seçilmiş temsilcileri verdi. Bütün milletvekillerimiz tarihi bir dayanışma örneği sergileyerek üzerlerine bomba atılırken parlamentoyu terk etmedi. Medyamız zor şartlarda sürüdüğü yayının kesmeyerek birlik ve beraberlik çağrımızın halka ulaşmasını sağladı. Türk demokrasisi rüştünü 15 temmuz gecesi ispatladı. Bugün şahsım, bakan arkadaşlarım sizinle birlikteysek milletimizin o gece gösterdiği mücadele sayesindedir. Devletin ve toplumu FETÖ terör örgütünden arındırılması, o gece demokrasi yanında duran aziz milletimize karşı en büyük vazifemizdir. Bu nedenle 15 Temmuz’dan bu yana eli kanlı FETÖ terör örgütü ile kararlı şekilde mücadele ediyoruz. Anayasaya uygun olarak ilan ettiğimiz olağanüstü hal çerçevesinde darbe girişiminin izlerini silmek için gereken her önlemi alıyoruz. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü korunması için başlatılan bu süreç, anayasayı sınırları içinde sürdürülüyor” diye konuştu.

“PKK’ın AB parlamento binasının koridorlarında cirit atmalarını hazmedemiyoruz”
Terör örgütlerinden kaynaklanan tehdidin tüm dünyaya yönelik olduğunun altını çizen Erdoğan, “Mücadelenin de ortak verilmesi gerekiyor. Türkiye’ye sağlayacağınız destek ortak güvenliğimize kasteden terör örgütü ile mücadelemize güç katacaktır. FETÖ ile ilgili yapılanmalara karşı mücadelemizde sizlerin desteğine güveniyoruz. DEAŞ ve PKK başta olmak üzere insanlığın müşterek değerlerine karşı birlikte hareket eden tüm terör örgütleri karşı mücadelemizde destek bekliyoruz. Terör örgütü mensuplarını ülkenizde rahatça hareket etmeleri, propaganda yapmaları, militan devşirmelerine, tehditle haraç toplamalarına engel olmanızı istiyoruz. AB’nin terör örgütü olarak ilan ettiği PKK’nın AB üyesi ülkelerde çok rahat dolaşması, buralarda terörist başının posterleri ile aynı şekilde parlamento binasının koridorlarında afişleri ile cirit atmalarını biz terör mağduru bir ülke olarak hazmedemiyoruz. Bu konu ile ilgili tüm dostlarımızın gerekli tedbiri alması gerekli. Gerekli tedbir alınmazsa bu bumerang gibi dönüp onların da vuracaktır. Fransa ve Belçika’da olan olayları biliyorsunuz. Tüm bunlar belli yerlerdeki duyarsızlığın geri dönüşümüdür” şeklinde konuştu.

"Kimsenin toprağında, egemenlik hakkında gözümüz yok"
Türkiye'nin terörizme karşı yürüttüğü mücadelede daha güçlü bir desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi;
“Terör örgütüleri karşısında iklilcikli tutum içinde olan ülkelerin tamamın da, bu tavırlarının bedelini eninde sonunda kendi topraklarında ödeyeceklerdir. Tarihin her döneminde terörle mücadele etmek zorunda kalan Türkiye’nin ikazlarına kulak verilmesini özellikle tavsiye ediyorum. Dönemsel çıkarlar uğura terör örgütleri kol kanat gerek ülkeleri, Türkiye’nin bu samimi çağrısına kulan vermeye davet ediyorum. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin egemenlik hakkıyla bir sorumuz da yok. Biz sadece terör örgütlerini bizzat kaynağında imha etmeye çalışıyoruz. Türkiye terör örgütleri ile dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibidir. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, bu set yıkılırsa, teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki gelin bu seti zayıflatmak yerine güçlendirin. Terörizm ile mücadele Türkiye’ye verilen her destek o ülkenin kendi geleceğini güvence altına almasına katı sağlayacaktır. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Yozgat’ta evi depremde ağır hasar gören aileler çadırdan konteynerlere yerleşiyor AFAD İl Müdürü Rifat Genç, Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 18 Nisan’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından Yozgat’ın Kadışehri ilçesine bağlı köylerde evleri ağır hasar gören ailelerin konteynerlere yerleştirilmeye başlandığını söyledi. Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 18 Nisan’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin yaraları devletin tüm imkanları kullanılarak silinmeye çalışılıyor. Yozgat’ın Kadışehri ilçesine bağlı Aşağıkızılöz, Yukarıkızılöz, Ovacık, Gümüşsu, Yelten ve Elmalıçiftliği köyleri de depremden etkilendi. Deprem sonrası 99 binada ağır hasar, 486 binada da az hasar oluştu. Depremin ardından bölgede göreve başlayan AFAD ekipleri vatandaşların barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla ilk etapta 320 çadırın kurulumunu yaptı. Ağır hasarlı binaların yıkımının yapıldığı bölgede AFAD ekipleri, evi ağır hasar gören vatandaşlar için 21 metrekarelik, 2 odalı, tuvalet, banyo, mutfağı ve ısıtıcısıyla bir ailenin yaşaması için hazırlanmış konteynerlerin kurulumuna başladı. Bugüne kadar 16 konteynerin kurulumunun yapıldığı bölgede 24 konteynerin daha kurulumunun yapılacağı duyuruldu. Evi ağır hasar gören depremzedeler, çadırlardan konteynerlere yerleştirilmeye başlandı. “Devletimiz ilk andan itibaren seferber oldu” 18 Nisan’da saat 18.11’de Tokat Sulusaray merkezli ve Yozgat’ın Kadışehri ilçesinde meydana gelen depremde devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini hatırlatan AFAD İl Müdürü Rifat Genç, “Deprem sonrası devlet olarak bütün imkanlarımızla kamu kurum ve kuruluşlarıyla, STK’larla birlikte bölgeye intikal ettik. Bölgede hızlı bir şekilde afetten etkilenen vatandaşlarımız için 320 AFAD çadırı kurduk. O gece ekiplerimizle birlikte sahadaydık. İkramlarda bulunduk, sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirdik ve hızlı bir şekilde konutlarda hasar tespit çalışmalarına başladık. Bu çalışmalarımızda 486 bina az hasarlı, 99 binamız da ise ağır hasar tespit edildi. Bu binalardan 50 tanesi konut olarak kayıtlara geçti. Tabi ki hasar tespit çalışmalarımız şu an da devam ediyor.” dedi. “16 aile konteynerlere yerleşti” Kadışehri ilçesine bağlı köylerde konteyner kurulumunun devam ettiğini ve şu ana kadar 16 ailenin konteynerlere yerleştiğini de söyleyen Genç, “Bizler ağır hasarlı olarak ilan edilen ve evlerinde ikamet edemeyen vatandaşlarımız için ilk olarak çadır vermiştik. Şimdi de daha konforlu bir yaşama geçebilmeleri için onlara konteyner temin ediyoruz. Konteynerlerin elektrik ve su bağlantılarını yapıyoruz. Konteynerler de yaşam daha kaliteli sıcak suları olacak, ısıtıcıları, banyo ve tuvalet imkanları olacak. Bu sayede geçici barınma sürecini de vatandaşlarımız daha rahat atlatmış olacaklar. Şu an için sürecimiz 28 konteyner ama hasar tespit çalışmalarımız devam ettiği için bu sayının 40’a ulaşacağını düşünüyoruz. Şu an da 16 konteyneri bölgede kurduk ve ailelerimiz yerleşmeye başladı. Konteynerlerin kurulumuna devam ediyoruz” şeklinde konuştu. “Konteynerlere yerleşmeye başladık” Kadışehri ilçesine bağlı Ovacık köyünde konteynere yerleşen Hacer Şahin ise, “Evlerimiz hasarlı şu an giremiyoruz, devletimizden rabbim razı olsun. Bize konteyner getirdi, biz de yerleştik şu an da oturuyoruz. Yaşamımızı burada sürdürüyoruz” ifadelerine yer verdi. “Evimiz ağır hasar gördü, oturamıyoruz” Evlerinin depremde ağır hasar gördüğünü ve oturulamaz hale geldiğini belirten Mehmet Şahin de “Evimiz epeyce depremde hasar gördü. Şu an konteynerde yaşıyoruz, AFAD ekiplerimiz bize çok yardımcı oldu. Evimiz kullanılamaz hale geldi. Evimizde oturamıyoruz, raporumuzu da aldık. Önce çadırda yaşıyorduk şimdi de konteynere geçtik” diye konuştu. “Konteyner geldi, rahatladık” Eşyalarını çadırdan konteynere taşıyan Pakize Gültekin ise, “Depremde evimiz ağır hasar gördüğü için biz de çadırda yaşıyorduk, soğuk havada, yağmurda zor oluyordu. Şimdi konteyner geldi ve rahatladık. Eşyalarımızı konteynere taşıyoruz, yerleşmeye çalışıyoruz. Rabbim devletimizden razı olsun. Bizi yalnız bırakmadı. Konteyner daha sıcak, elektriği, suyu var. Çadırdan çok daha iyi.” dedi.
Muğla Köyceğiz’de Müftülük personeline ilk yardım eğitimi verildi Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde ilk yardım eğitimi alan Kur’an kursu öğreticileri, sertifikalarını aldılar. Köyceğiz İlçe Müftülüğü ile Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’nün işbirliğiyle Kur’an kursu öğreticilerine yönelik ilk yardım kursu düzenledi. İlçe Müftülüğü’nde görevli Kur’an kursu öğreticilerinin katıldığı Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikalı temel ilk yardım eğitimi, günde 8 saat olmak üzere toplamda 16 saat ve 2 gün şeklinde gerçekleştirildi. Genel ilk yardım bilgileri, hasta veya yaralının ve olay yerinin değerlendirilmesi, kanamalarda ilk yardım, yaralanmalarda ilk yardım, kırık, çıkık ve burkulmalarda ilk yardım, hasta veya yaralı taşıma teknikleri gibi konularda İlçe Müftülüğü toplantı salonunda yapılan ilk yardım eğitimi Muğla İl Sağlık Müdürlüğü ATT görevlileri tarafından verildi. Eğitimlerin sonunda yazılı ve uygulamalı sınavlar yapılırken, sınavlarda başarılı olan katılımcılar ile daire personeli ve din görevlilerine Sağlık Bakanlığı onaylı ilk yardım kartı ve sertifikası verildi. Sertifika törenine katılan İlçe Müftüsü Ahmet Karagöz, Kur’an Kursu Öğreticilerine ve din görevlilerine başarılar dileyerek ilk yardım kursunun düzenlenmesinde emeği geçen İlçe ve İl Sağlık Müdürlüğüne ve iki gün boyunca eğitim veren İl Sağlık Müdürlüğü görevlilerine teşekkür edip kurs veren sağlık çalışanlarına Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından oluşan kitap seti hediye etti.