ASAYİŞ - 08 Mart 2017 Çarşamba 19:31

Erdoğan’ın eski başyaveri sanık Albay Ali Yazıcı: Ben suçsuzum demiyorum

A
A
A
Erdoğan’ın eski başyaveri sanık Albay Ali Yazıcı: Ben suçsuzum demiyorum

Muğla Marmaris’te Cumhurbaşkanı’na suikast girişiminde, suikast timine Cumhurbaşkanının Marmaris’te kaldığı oteli söylediği iddia edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Başyaveri sanık Albay Ali Yazıcı’nın mahkemede ifadesi alınmaya başlandı.

Muğla 2’nci ağır Ceza Mahkemesinde salonda bulunan sanıkların suçsuz olduğunu söyleyen Yazıcı “Burada bulunan tüm sanıklar benim kendilerine yardım etmediğimi söyledi. Ben suçlu olabilirim. Ben suçsuzum demiyorum. Ama onlar suçsuz” dedi.

"İnternette gördüm"

Yazıcı “Beni bu göreve Cumhurbaşkanımız seçti. 27 Temmuz tarihinden 15 Temmuz tarihine kadar hep Cumhurbaşkanımızın yanındaydım. Sadece özel programlarında yanında yer almazdım. O dönem ben resmi olduğum için yanında olamazdım. Bayram dolayısıyla beni serbest bıraktı. Ben de Tokat’a ailemin yanına gittim. 14 Temmuz tarihinde Ankara’ya geri döndüm. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittim. Orada beni Muhafız Alayı Albayı görünce ‘Senin burada ne işin var’ diye sordu. Ben de ailemin Tokat’ta olduğunu söyledim. O bana Cumhurbaşkanı nerede diye sordu? Ben de kendisine ‘bilmiyorum’ dedim. Bana internetten Cumhurbaşkanının Marmaris’te olduğunu gösterdi. Ben yine ‘bilmiyorum’ dedim. Daha sonra Kara ve Hava Yarbaylarını arayarak “Cumhurbaşkanı Marmaris’teymiş. İnternette gördüm. Bir araştırın bakalım dedim” dedi.

Eski Yaver Yazıcı, “Cumhurbaşkanının Antalya’da programı vardı. Uluslararası bir futbol organizasyonuydu. Ben de oraya gitmek için uçak bileti ayırttım. Daha Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayından ayrılırken yanıma Emin Yarbay diye birisi geldi. Sivil kıyafetliydi. Bana ‘Komutanım ben de Antalya’ya gideceğim. Sizinle gelebilir miyim’ diyerek arabama bindi. Bunu nasıl izah edeceğimi bilmiyorum ama Emin Yarbay’ı ilk defa gördüm. Ben arabayı kullanırken benim cep telefonumu karıştırmaya başladı. Bu arada Mahkeme Başkanı Yazıcı’ya ‘Sizin alt rütbenizde olan birisi nasıl sizin telefonunuzu kurcalar’ diye sordu. Yazıcı, “Bunu izah edemiyorum. Akla mantığa sığmıyor. Bende 4 aydır bunu kendime izah edemiyorum. Size nasıl izah edeyim” dedi.

Antalya’ya gitmek için yola çıktıklarını belirten Yazıcı, “Emin Yarbay bana ‘Özel Kuvvetlerdeyim’ komutanım dedi. Kendisinden kuşkulandım. Arabadan indirmek istedim. Ancak şüphe duydum. Afyonda yemek yedik. Saat 21.30 sıralarında Cumhurbaşkanlığı genel sekreterinden telefon geldi. Albayım hareketlenme var dedi. Bende Cumhurbaşkanımızın telefonu kayıtlı değil. Ben kendisiyle görüşeceğim zaman danışmanını arıyorum. Danışmanını aradım ulaşamadım. Daha sonra özel kalem müdürünü aradım” dedi.

Muğla 2’nci ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada ifade veren sanık Ali Yazıcı, 15 Temmuz gecesini anlatarak, “Saat 21.30 gibi genel sekreterimiz aradı. Ayrıca, Danışmanı Davut Kavranoğlu aradı, neler olduğunu sordular. Bir Watsapp grubumuz vardı. Özel Kalem Müdürümüz Hasan Doğan’ın kurduğu. Oradan da bana sordular. Bir şey var mı diye. Bir süre sonra beni Whatsapp grubundan çıkardılar. Bu arada Özel Kalem Müdürümüz Hasan Doğan ve Cumhurbaşkanımızın doktoru ile görüştüm. Yanımdaki yabancı biriyle Marmaris’e gitmek istemediğim için İzmir’e yöneldik. Ben orduevine gidecektim. Emin bana Çiğli’ye gidelim dedi ve Çiğli’ye gittik birlikte. Bunu da kendime izah edemiyorum. Normalde ben orduevine gitmek istiyordum. Saat gece 02.30 gibi televizyonlar Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a gittiğini söyledi. Ben de çıkıp Ankara’ya gitmek istedim ama nizamiye kapatılmıştı. Misafirhaneye geçtim” dedi.

“İSTANBUL’A GELMEMİ SÖYLEDİLER ANKARA’YA GİTTİM”

“Basın baş danışmanı ile görüştüm Lütfullah Göktaş’la görüştüm. O bana İstanbul’a gelmemi söyledi. Kısıklı’ya gelmemi istedi. Yiğit Nadir Alpaslan aradı. Ankara’ya bekliyoruz dedi. Ankara’ya gittim. O akşam eve gittim. Gece evde kaldım. Gece Külliyeye gitmek istedim. Gidemedim. 17’si sabahı 07.30’unda koruma arkadaşlar gelip beni Külliyeye götürdüler. Gece 01.00’a kadar sorgulandım. Daha sonra spor salonuna götürüldüm. 2-3 saat gözüm bağlı kaldım. Daha sonra adliyeye götürüldüm. Sonra da tutuklanarak Sincan’a götürüldüm. Olayda bir failler var. 12.30’da olan olaylar var. Birde 03.30 ve 03.40’da başlayan darbe var. Ben bu iki olayı neresindeyim? İnanın ben işin içinden çıkamadım. Ben 2 olayın da içinde olmadığımı düşünüyorum” dedi.

Sanık Ali Yazıcı, mahkeme başkanın “o gece Cumhurbaşkanı ile görüştünüz mü” sorusu üzerine, “Son 1 yıl içinde Cumhurbaşkanımızla direkt olarak telefonla görüşmedim. O gece de özel kalem müdürü ve diğer görevlilerden bilgi aldım. Cumhurbaşkanımızın bir emri olup olmadığını sordum” dedi.

“Cumhurbaşkanın yerini herhangi birisi ile paylaştınız mı?” sorusuna sanık şu yanıtı verdi:

“O esnada birlikte olduğum sanıklar Cumhurbaşkanını Marmaris’te biliyorlardı. O gece Cumhurbaşkanımız telefonla bağlanmıştı. Yanımda bulunan Emin Yarbay’a Cumhurbaşkanının yerini söylemedim. Darbe girişimini sordum. O olayın içindeymiş gibi belli bir grubun girişimi yanıtını verdi” dedi.

Sanık Ali Yazıcı’nın ifade alınması devam ediyor.

Bekir Tosun - İbrahim Kılınç 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kadın sağlığında kritik mesaj: Tek belirtiyle kanser kararı verilmez Kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı, tek bir belirtiyle kanser tanısı konulmasının doğru olmadığı, her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Camuzcuoğlu, kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değindi. Camuzcuoğlu, bu hastalıkların her zaman belirgin bir şikayetle başlamayabileceğini belirterek, "Bazı kadınlarda hiçbir belirti olmazken, diğerlerinde çok hafif ve belirsiz şikayetler görülebilir. Bu sebeple kişinin kendi döngüsünü ve vücudunu takip etmesi önemlidir" dedi. "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir" Adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası kanama veya ağrı, pelvik bölgede uzun süreli rahatsızlık, karında şişlik veya baskı hissi, açıklanamayan kilo kaybı, gibi keşifler her zaman kanserle ilişkili olmadığını belirten Prof. Dr. Camuzcuoğlu, "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir. Her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Her kadının risk faktörü ve sağlık geçmişi farklıdır. Bu sebeple değerlendirme süreci kişiye özel yapılmalıdır" diye konuştu.
Konya Karısını 22 bıçak darbesiyle öldüren zanlı, "Kolumda Ebru yazıyor" diye kendini savundu Konya’da özel ders vermeye gittiği sitenin önünde boşanma aşamasındaki öğretmen karısını öldüren zanlı, indirimsiz ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yargılandığı davada son sözü sorulan katil zanlısı, "Bana iftira atıyorlar hatta kolumda ’Ebru’ yazıyor. Başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Kayınvalidem yüzünden yuvamız bozuldu" diye kendini savundu. Olay, 25 Ekim saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abdullah Küçüktaşdemir (47), boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru Küçüktaşdemir’i (45) özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah Küçüktaşdemir, yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 22 bıçak darbesiyle yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri şüpheliyi etkisiz hale getirirken, olayda ağır yaralanan kadın ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Meram Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, ifadesinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya’yı terk et mesajı atmış Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmasını tamamlarken, tutuklu olan zanlı hakkında ’kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede katil zanlısı kocanın eğitim fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmasına rağmen, yıllardır özel dershanede Türkçe öğretmenliği yaptığı belirtildi. Zanlının telefonunda yapılan inceleme sonrası olay günü Ebru Küçüktaşdemir’e, "Cezaevinden başka yer mi var, bugün bu iş bitecek. Bende her şey bitti. Aklın varsa Konya’yı terk et" şeklinde tehdit mesajları attığı ortaya çıkarken, olaydan yaklaşık 6 saat önce "Av bıçağı Konya" gibi aramalar yaptığı da iddianamede yer aldı. "Bana iftira atıyorlar, kolumda ’Ebru’ yazıyor" Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’eşe karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla dava açılan Abdullah Küçüktaşdemir’in yargılanmasında karar duruşması görüldü. Zanlı koca duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme heyetince son olarak söylemek istedikleri sorulan katil zanlısı, "Ben para pul düşkünü değilim, bana iftira atıyorlar. Kolumda ’Ebru’ yazıyor başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Ben eşimi sonsuzluğa göndermedim. Eşimin annesi yüzünden, yuvamız yıkıldı" diye konuştu. Mahkeme heyeti, Abdullah Küçüktaşdemir’e ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi.