GÜNDEM - 21 Mart 2018 Çarşamba 17:13

Erol Bedir: 'Kontratlara yeni düzenleme ve sınırlama getirilmeli'

A
A
A
Erol Bedir: 'Kontratlara yeni düzenleme ve sınırlama getirilmeli'

Kulüpler Birliği Başkan Vekili ve Kayserispor Kulübü Başkanı Erol Bedir, "Süresi paydaşlarla belirlenecek bir takvim dahilinde kontratlara yeni düzenleme ve sınırlama getirilmeli, Süper Lig ve diğer kulüplerimizin borç batağından kurtulması için bir milat oluşturup, verilebilecek desteklerle birlikte yerli oyuncu ve altyapı konusu ön plana çıkarılmalıdır" dedi.

Geçtiğimiz günlerde bazı yayın organlarında A Milli Futbol Takımı'nı çalıştıran Mircea Lucescu'ya 4 milyon Euro yıllık maaş ödendiğini, halen FIFA dünya sıralamasında 38. durumda olan bir milli takımın teknik direktörüne bu paranın ödenmemesi gerektiğini yönünde çıkan haberler hakkında Kulüpler Birliği Başkan Vekili ve Kayserispor Kulübü Başkanı Erol Bedir, kulübün internet sitesinden açıklamalarda bulundu.
Söz konusu haberlerin röportajın bir bölümünden eksik olarak alındığı söyleyen Erol Bedir, "Uzun yıllardır, Türk futbolunun içinde yönetici, başkan ve son dönemde de Kulüpler Birliği Başkan Vekili olarak hizmet veren bir Türk vatandaşı olarak, gördüğüm eksiklikleri anlatmak varsa çözüm yollarını açıklamak durumundayım. Bu cümleden olarak, son Milli Takım Teknik Direktörümüze özel olmamakla birlikte bundan önceki hocalarımıza da kamuoyuna yansıdığı kadarıyla 3-4 milyon Euro maaşlar, bir o kadar sözleşme fesih tazminat davaları, 2016 Avrupa elemelerinde söz verilen ve büyük tartışmalara yol açan rakiplerimize göre anormal şekilde yüksek primlerden bahsedilmektedir. Futbolumuzun zirvesinde cereyan eden, dalga dalga kulüplerimizi de etkileyen ve yıllardır süren bu dengesizliklerden halen başkanlığını yaptığım Kayserisporumuzun da nasibini aldığı maalesef bir gerçektir. Kişilerin, oyuncu veya hocalarımızın kendi değer ve ücretleri konusunda benim veya hiç kimsenin söz söyleme hakkı olamaz. Arz-talep meselesidir. Ancak nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti memurlarının maaşları en üst düzey bürokrat olan Başbakanlık müsteşarının maaşına göre ayarlanıyor ve hatta milletvekili ücretleri de böyle bir scalaya tabi ise, FIFA sıralamasında 38. olan Türk Milli Takımımızın teknik direktörü ve diğer çalışanların ücretleri de, kişiyle değil makamların dünyadaki yeriyle orantılı belirlenmeli ve o sınırlar içinde ücreti kabul edecek hocalarla anlaşılmalıdır. 2-3-4 milyon Euro kazanabilecek hoca, oyuncu veya diğer görevlilerimiz de herhalde başka ülkelerde mutlaka kendi değerleri doğrultusunda iş bulacaklardır. Tabi ki Barcelona, Real Madrid veya avrupa-dünya şampiyonu milli takım hoca veya futbolcularının kazançları bizimkilerin çok üzerinde olacaktır. O klasmandaki oyuncu ve hocalarımız da dünya piyasasında daha yüksek ücretlerle tercih edileceklerdir. Konu sadece milli takımla ilgili olmayıp, kulüp teknik direktör ve oyuncularımızın da durumu aynıdır. Hollanda'da 200 bin Euro maaşlı ve yüzde 54'lük kısmını vergiye ödedikten sonra kendilerine yaklaşık 100 bin Euro kalan üstelik Türk vatandaşı oyuncular; Türkiye'ye gelmeleri istendiğinde 600-700 bin Euro garanti ücret talep etmekte, vergisini de kulüplerimizin ödemesini talep etmektedirler. Yabancı menşeli oyuncular ise daha da uç istekleri de bulunmaktadır. Bu durumlar bütün kulüplerimizin dert yandığı ancak rekabet, taraftar baskısı, Süper Lig'de kalma, Avrupa kupalarına katılma ve şampiyon olma hedefleri yüzünden bir türlü çözüm bulunamayan konulardır. Bu problemlere çözüm bulunamamaktadır ancak daha büyük bir tehlike vardır ve onu önlemek ise neredeyse imkansızdır" diye konuştu.

"Süper Lig kulüplerinin 9-10 katrilyon TL borcu var" 

Süper Lig kulüplerinin toplam 9-10 katrilyon TL borcu olduğunu hatırlatan Başkan Bedir, "Bu borcun yüzde 85'i şampiyonluk yaşamış kulüplerimize aittir. Yani sportif başarıyla da borcun artması önlenememektedir. Bu sistemde ülkemizin sponsorluk, kombine, loca ve ürün gelirleri bakımından en çok kazanç elde edip ,Türkiye Süper Lig şampiyonluğu yaşayıp, Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan da çıkıp, çok ciddi girdi sağlayan kulüplerimizin bile borçları her geçen gün ödenemez boyutlara çıkmakta. Kulüplerimiz sadece günü kurtarmaya çalışmaktadır. Bu sıkıntılı durumların bertaraf edilmesi için her kulüp kendisi gayret etmekte, Kulüpler Birliği yoğun mesai harcamakta, başta spor bakanımız olmak üzere herkes bu konuya kafa yormaktadır. Ancak alınacak tedbirlerin yeterli veya aynı zamanda caydırıcı olması gereklidir. Türk milli takımdan başlamak üzere bütün kulüplerimizin 'birbirleriyle kıyaslamasıyla değil' Avrupa ülkelerindeki emsalleriyle eşleştirerek hoca, futbolcu vs tamamı için 'ücrette üst limit' konması elzemdir. Gerek milli takımımız gerekse kulüplerimiz uluslararası sıralamasında yükseldikçe bu limitler de değişebilir. Bazı ülkelerde olduğu gibi teknik heyet ve futbolcu ücretleri belirlenen üst limitler dahilinde yapılır. Fazla isteyen oyuncu ve buna razı yönetici varsa da kalan kısmı yöneticiler kendi kaynaklarından karşılarlar. Kontratlara dahil edilmez. Dolayısıyla belirlenen limit üstü ödemelerden kulüp tüzel kişiliği sorumlu olamaz. Ve yine diğer harcamalar içinde belirlenecek borçlanma oranları üzerindeki aşırı harcamalar da kulüp yöneticilerinden tahsil edilir. Sınırlama olmaksızın her kulübün kendi insiyatifiyle yukarıda izah edilen sarmaldan kurtulması imkansızdır. Her türlü sıkıntıyla mücadele eden, içeride-dışarıda 1 günü bile rahat geçmeyen Türkiyemizin Çin gibi, Katar gibi ülkelerden sonra 'futbol cenneti' olarak görülmesi anlaşılır değildir. Halen ülkemizde hocalık ve oyunculuk yapan yerli ya da yabancı oyuncularımızın aldıkları ücretler konusunda yapılacak bir işlem yoktur. Kontratları bitinceye kadar hali-hazırdaki ücretler geçerlidir ve futbol ailesinin hakları zamanında ödenmelidir. Ancak, süresi paydaşlarla belirlenecek bir takvim dahilinde kontratlara yeni düzenleme ve sınırlama getirilmeli, Süper Lig ve diğer kulüplerimizin borç batağından kurtulması için bir milat oluşturup verilebilecek desteklerle birlikte yerli oyuncu ve altyapı konusu ön plana çıkarılmalıdır. Bu şekilde özelikle cumhurbaşkanımızın dile getirdiği yabancı oyuncu sayısı da kendiliğinden düzene oturacaktır" şeklinde konuştu.

"Önümüzdeki 10 yılda kulüpler ve milli takım daha başarılı olacaktır"

Önümüzdeki günlerde çıkacak olan Sporda Şiddet Yasası ile birlikte 5-10 yılda hem kulüplerin hem de milli takımın daha başarılı olacağını, sanal ücretlerin Türk ekonomisine zarar vermeyeceğini ümit ettiklerini sözlerine ekleyen Bedir, "İzah etmeye çalıştığım konulardan futbolumuzun içindekilerle birlikte, 80 milyon vatandaşımızın da rahatsız olduğunu tahmin edebiliyorum. Ümit ediyorum ki; önümüzdeki gün-aylarda çıkacak Sporda Şiddet Yasası, kulüplerle ilgili yasa ve Süper Lig Birliği Yasası ile birlikte, spor bakanımızın önderliğinde TFF, Kulüpler Birliği ve kulüplerimiz bu konularda acı reçeteyi tespit edip uygulayacak ve önümüzdeki 5-10 yılda hem kulüplerimiz hem de milli takımımız daha başarılı olacak, şişirme ve sanal ücretler Türk ekonomisine zarar vermeyecektir" ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dursun Özbek’ten Ali Koç’a: "Cesaretin varsa gel, buradayım" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un stat çalışanını darp ettiğini belirterek, "İnsanlara ağza alınmayacak küfürler etmiş. Darp etmiş, video kayıtları var. Darp ettiği kim, burada sahadaki görevli çalışan arkadaş. Şu kadar cesaretin varsa gel, buradayım" dedi. Trendyol Süper Lig’in 37. haftasında Galatasaray sahasında karşı karşıya geldiği Fenerbahçe’ye 1-0 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, RAMS Park’a geldikten sonra yaşanan olaylarla ilgili Galatasaray Başkanı Dursun Özbek basın mensuplarına sert açıklamalarda bulundu. Olayları duyunca stada geri geldiğini söyleyen Başkan Özbek, "Bir maç oynandı, bitti. Her iki takımın taraftarı da stattan ayrıldı. Ben de ayrıldım. Sonra olayları duyunca geri geldim. Ali Koç’un yaptıkları 40-50 kişi ile buraya gelip, burada çalışanları darp etmesi, ağza alınmayacak küfürlerle şey yapması kabul edilebilir değil. Sözde polis koruması altındayız. Maç başladığından, maç bitene kadar bu seyirci dağılana kadar polis koruması altındayız. Bir defa Ali Koç bu cesareti nerden buluyor. Lig başladığından beri, ’Hakemleri tartaklayın, hakemlere tokat atın, İzmir’de hakemlerin peşine düşün’ diyen bu zat maç bittikten, insanlar dağılmış, burada sadece iki görevli kalmış. Maç da yok, belli güruh ile gelip insanları tartaklamak haddini nereden, kimden alıyorsun, kim destekliyor seni? Buradan devlete, İçişleri Bakanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne sesleniyorum, polisler nerede? Polis nezaretinde içeriye girip, bizim adamlarımızı tutmak suretiyle, Ali Bey’in sahaya çıkmasının maksadı ne? Bu provokasyon niye? Neticede bir maç oynadık. Bizim için şampiyonluk maçı. Hiç merak etmesin ama Ali Bey bak, ben haberi aldım geldim. Bu vandalizmin Türkiye futbolu açısında kabul edilebilir tarafı yok. Ben geldim, eğer yüreğin yetiyorsa gel burada seni bekliyorum. Devletin artık bunun hesabını sorması lazım. Polisin, Adalet Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı’nın bu işe müdahale etmesi lazım. Bu şımarıklık, bu hukuk tanımaz, insanlara ağza alınmaya küfürler etmiş. Darp etmiş, video kayıtları var. Darp ettiği kim, burada sahadaki görevli çalışan arkadaş. Şu kadar cesaretin varsa gel, buradayım. Şu kadar delikanlılığın varsa gel, buradayım” diye konuştu.
Ankara Başörtülü hakimi reddeden uyuşturucu sanığı avukatına suç duyurusu Mahkeme başkanı kendisini başörtülü olmasından dolayı reddeden uyuşturucu sanığı avukatı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara Barosuna suç duyurusunda bulundu. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki uyuşturucu duruşmasında mahkeme başkanının ‘başörtülü’ olmasından ötürü reddi hakim talebinde bulunan sanık avukatı Alperen Demirdiş hakkında, mahkeme başkanı, ’Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’, ’Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamak’ ve ’Haksız gerekçe ile hakimleri reddetme ve bu sebeple davanın bilerek ve isteyerek gereksiz yere uzamasına neden olması ile görevi kötüye kullanma’ suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara Barosuna ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. “Başörtüsünün yasaklılığına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır” Konuya ilişkin Başsavcılığa sunulan dilekçede, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hatırlatılarak, “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir’ ve ’kimse dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz’. Yürürlükte olan kanunlarda ve Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde kamu kurumlarında ve bir kamu kurumu olan adliyelerde başörtüsünün yasaklılığına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır” denildi. "Başörtüsü takan kadınlara karşı gerçekleştirilen bu hareketi kabul etmek mümkün değildir" Avukat Demirdiş’in reddi hakim talebinin, din ve vicdan hürriyetine aykırı bir durum olduğu belirtilen dilekçede, "Avukat Alperen Demirdiş’in pek çok kişinin önünde inancının gereği ve bir yansıması olarak başörtüsü takan tüm kadınlara karşı gerçekleştirdiği bu hareketi kabul etmek ve sindirmek mümkün değildir. Bu davranışa göz yummanın veya görmezden gelmenin benzer davranışlarla karşılaşılmasının önünü açması muhtemeldir" ifadeleri yer aldı. "Avukata disiplin işlemlerinin yapılması talep edildi" Öte yandan, Ankara Barosu Başkanlığı’na sunulan dilekçedeyse, "Avukat Alperen Demirdiş hakkında bu davranışı ve avukatlık mesleğine yakışmayan duruşmadaki hal ve tavırları sebebiyle disiplin işlemlerinin yapılması hususunda gereğinin takdir ve ifası Baro Başkanlığı’nızdan rica olunur" ifadeleri yer aldı. Olayın geçmişi Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen uyuşturucu duruşmasında sanık avukatı Alperen Demirdiş, mahkeme başkanı ve üye hakimin başörtülü olması sebebiyle reddi hakim talebinde bulunmuştu. Mahkeme başkanıysa reddi hakim talebi doğrultusunda savunma almayarak yargılamayı durdurmuştu. Olayın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuya ilişkin açıklama yaparak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukat Demirdiş hakkında soruşturma başlatıldığını ifade etmişti.
Bursa 19 Mayıs coşkusu caddelere sığmadı Osmangazi Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlediği 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de yürüyüşte yer alarak Bursalıların 19 Mayıs coşkusuna ortak oldu. Osmangazi Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunu, 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü ile zirveye taşıdı. 19 Mayıs coşkusunu, 7’den 70’e tüm Osmangazililere yaşatmak adına düzenlenen 1. Osmangazi Gençlik Yürüyüşü saat 19.19’da Fomara Meydanı’ndan başladı. Bando eşliğinde yürüyen vatandaşlar, metrelerce uzunluğunda Türk bayrağı taşıdı. Yürüyüşe katılan binlerce Bursalı, ellerinde fenerler ve bayraklar, ağızlarında marş ve şarkılar ile Fevzi Çakmak Caddesi üzerinden Osmangazi Meydanı’na kadar yürüdü. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunun Bursa caddelerine taştığı yürüyüşe, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, meclis üyeleri ve on binlerce vatandaş katıldı. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de kortejde yer alarak, Bursalı gençlerin bayram coşkusuna eşlik etti. "Bu ülke bize durup dururken gelmedi” Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin 105 yıl önce 19 Mayıs tarihinde atıldığının altını çizerek, "105 yıl önce Galata Limanı’ndan demir alan Bandırma Vapuru, içerisinde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile birlikte 19 Mayıs tarihinde Samsun’a yanaştı. Bu topraklar bize durup dururken gelmedi, onlar o gün Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmasalardı, bugün hiçbirimiz burada olmazdık. Bugün bu etkinlikleri düzenleyebiliyorsak, camilerimizde ezanlar okunuyorsa, ibadetlerimizi yapabiliyorsak, onların sayesindedir. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu toprakları bizlere vatan olarak sunan tüm kahramanları şükranla, minnetle ve rahmetle yad ediyoruz. 19 Mayıs’ı da, Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimize yakışır şekilde kutluyoruz. Hep birlikte onların mirası Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkacağız” dedi. "Milli ve dini bayramlarımızı coşku içerisinde kutlayacağız” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Bursa’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın coşku içerisinde kutlandığını ifade ederek, "105 yıl önce 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma vapuru ile hareket eden ve 19 Mayıs günü Samsun’a ulaşan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş meşalesinin yakıldığı bir süreci başlatmıştır. Başta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu toprakları bize vatan olarak sunan herkese, minnet borçluyuz. 105 yıl önce Anadolu’ya atılan o adım sayesinde Türk halkı bağımsızlığına kavuşmuştur. Bu sebeple, 19 Mayıs, çok önemli. Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bu bayrama sahip çıkmak ve coşku içerisinde kutlamak çok önemli. Bu bayramı gelecek kuşaklara aktarmak bizim boynumuzun borcu. Bundan sonra milli bayramlarımız da, dini bayramlarımız da Bursa da coşku içerisinde kutlanacak” diye konuştu. "Atamızın emanetine sahip çıkıp, ilelebet yaşatacağız” CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, 19 Mayıs’ın sadece bir tarih olmadığına vurgu yaparak, “19 Mayıs emperyalizme karşı bir isyan ve başkaldırıdır. 19 Mayıs, tam bağımsız bir ülke kurmak için mücadele eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, bu hayali gerçekleştirmek için ilk adımı attığı gündür. Birileri İngiliz gemilerine binip kaçarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’dan yola çıkarak Anadolu halkını örgütledi ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini attı. Kurduğu bu ülkeyi de bizlere emanet etti. Bizler de gençlerimizle birlikte bu emanete sahip çıkıp, ilelebet yaşatacağız” dedi. "19 Mayıs, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti demek” Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, "19 Mayıs, bağımsızlık demek, özgürlük demek. Kadınların seçme ve seçilme hakkı demek. 19 Mayıs, demokrasi demek, tüm gençlerimize fırsat eşitliği demek. Bugün, demokrasiden, özgürlüklerden bahsediyorsak, bunu 105 yıl önce 19 Mayıs günü Samsun’a ayak basan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Atatürk, gençlerin kıymetini biliyordu. Gençlerimiz de Atalarının kıymetini çok iyi biliyor. Bugün de Atalarının onlara armağan ettiği bayramı coşku içerisinde kutluyorlar” ifadelerini kullandı. Ünlü şarkıcı Haluk Levent de yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugünü anlamlı kılan, sadece bir bayram olması değil; yarınlara coşku, yarınla umut, yarınlara ümit olması. Her zaman, biz bu ülkeyi daha ne kadar güzel yerlere getirebilirizin cevabını aramalıyız. Tüm gençlerimizin, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.”
Bursa Haluk Levent Gazze’deki soykırıma dikkat çekti Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına katılan ünlü şarkıcı Haluk Levent, Filistin’de yaşanan soykırıma dikkat çekti. Ünlü şarkıcının isteği üzerine on binlerce kişi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında, başta çocuklar olmak üzere tüm hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu. Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinde, Filistin’de İsrail zulmü altındaki çocuk ve gençler unutulmadı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında Osmangazi Meydanı’nda konser verecek olan ünlü şarkıcı Haluk Levent’in öncülüğünde, on binlerce Osmangazili, bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak, Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalmadı. "Gençlerimiz Filistin’deki soykırıma dur diyecektir” Konser öncesinde Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte sahneye çıkan Haluk Levent, yaptığı konuşmada, "Çok hassas günlerden geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında hiç olmasını istemediğimiz olayların yaşandığını görüyoruz. Ben Atatürk gençliğinin, onun gösterdiği yoldan ilerleyen gençlerimizin, dünyadaki zulme dur diyeceğine inananlardanım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin güzel gençleri olarak sizlerin, hiçbir şeyi görmezlikten gelmeden, etrafımızda yaşanan soykırımlara dur diyeceğinizi biliyorum. Bugün, yurt genelinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı çeşitli etkinliklerle coşku içerisinde kutluyoruz. Ancak, hemen yanı başımızda bu coşkuyu yaşayamayan on binlerce aile var. Atatürk gençliği olarak sizlerden bugün bir dakikalığına Filistin’deki soykırıma dikkat çekmek için saygı duruşunda bulunmamızı istiyorum” diye konuştu. Haluk Levent’in isteği üzerine konser alanın dolduran on binlerce kişi, Gazze için saygı duruşunda bulundu. Haluk Levent’in bu duyarlı hareketi Osmangazililer tarafından uzun süre alkışlandı.