GENEL - 09 Haziran 2010 Çarşamba 14:16

Erzurum’da toplu mezar kazısı yapılacak

A
A
A
Erzurum’da toplu mezar kazısı yapılacak

Atatürk Üniversitesi Türk - Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, 16 Şubat 1916 tarihinde Ermeni çetelerinin saldırısına uğrayan Erzurum'a bağlı Tepeköy'deki toplu mezarların 15 Haziran'da açılacağını bildirdi.

AYHAN TÜRKEZ
ERZURUM 

Erzurum'a 8 kilometre uzaklıktaki Tepeköy Mahallesi'nde tanık beyanları doğrultusunda gerçekleştirilecek olan kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı'yla ortaklaşa yapılacak. Ermeni çetecilerinin 1'inci Dünya Savaşı sırasında 520 bin Müslüman Türk'ü katlettiğini öne süren Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Tepeköy'de yapılacak olan kazı çalışmasının katliam gerçeğini bir kez daha gözler önüne sereceğini vurguladı. 

"RUS YARBAYIN HATIRATINDA VAR" 

16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum ve çevresinin Rus işgali altına girdiğini anımsatan Doç. Dr. Kürkçüoğlu, Tepeköy'ün de Çarlık Rus Orduları tarafından işgal edildiğini anlattı. Doç. Dr. Kürkçüoğlu, "Rusya'da 1917 yılında Bolşevik İhtilali'nin patlak vermesi üzerine Rusların Erzurum ve çevresinden çekilmesiyle Taşnak Ermeni çeteleri bu tarihi köyde tam bir Müslüman - Türk katliamı gerçekleştirmişlerdir. Rus yarbayı Tverdohlebof'un hatıratında ve katliamının tanığı Hürrem Safa ve Firak Şahin'in hatıratlarında bunları görmek mümkündür. 1918 yılının Şubat ve Mart ayının başlarında Taşnak Ermeni çeteleri, Durak Bingöl'ün evinin kuzeyinde bulunan ve otluk olarak kullanılan binada kadınları, İbrahim Safa'nın evinin arkasında da erkekleri katletmişlerdir. Erzurum Kale 2'inci Topçu Alay Komutanı Rus Yarbay Tverdohlebof, Tepeköy'deki katliamdan şöyle bahsetmektedir: 

'Ermeni Generali Antranik'in Erzurum'da komutan olarak göreve başladığı 2 Mart 1918 günü komuta ettiğim bölge içinde yer alan Tepeköy'de bütün ahalinin kadın, erkek, çocuk ve yaşlı ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledildiğini o bölgedeki subayımın vasıtasıyla haber aldım."

"HEDEF ASIL KATLİAMA UĞRAYANLARIN MÜSLÜMAN - TÜRK AHALİSİ OLDUĞUNU ORTAYA KOYMAKTIR"

15 Haziran'da saat 07.00'de gerçekleştirilecek olan kazı çalışması için çok sayıda yabancı bilim adamı ve gazetecinin de Erzurum'a davet edildiğini bildiren Kürkçüoğlu, kazının tamamen bilimsel bir çalışma olduğunu dile getirdi. İlk olarak köy ahalisinden Durak Bingöl'ün evinin kuzeyinde bulunan ve otluk olarak kullanılan alanın kazılacağını söyleyen Doç. Dr. Kürkçüoğlu, daha sonra İbrahim Safa'ya ait evin çevresinde kazı yapılacağını bildirdi. Kürkçüoğlu, "Tepeköy kazısı ile elde edilmesi düşünülen nihai hedef başta Erzurum olmak üzere Doğu Anadolu'da asıl katliama uğrayanların bölgenin gerçek sahipleri olan Müslüman - Türk ahalisinin olduğu gerçeğini bilimsel verilerle ortaya koymaktır" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.