GENEL - 03 Şubat 2015 Salı 04:21

Eski Başkan Esat Altungün’den açıklama

A
A
A
Eski Başkan Esat Altungün’den açıklama

Eski Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, son yerel ve bölgesel gazeteler ve internet sitelerinden bazı kesimler tarafından üretilen haberlerin gerçekleri yansıtmadığını belirtti.

Kuşadası Belediye eski Başkanı M. Esat Altungün’ün yazılı olarak yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

“30 Mart yerel seçimlerinin ardından geçen dönemki CHP’li belediye ile hesaplaşmayı kendilerine hedef seçen bazı kişilerin, seçimlerin hemen ardından başlattıkları karalama kampanyasının, son günlerde yeniden ısıtılarak, aynı çirkinlikle ve seviyesizlikle sürdürülmesi nedeniyle değerli hemşerilerimi ve kamuoyunu bir kez daha bilgilendirme gereği oluşmuştur. Ağustos ayının son haftasında Kuşadası Belediyesi’nin resmi görevlileri kanalıyla sosyal medya ve yerel basına servis edilen Başkanlık dönemimle ilgili iş, işlem ve alımların, gayri hukuki bir niyet ve şekille yapıldığı yolundaki çirkin, haksız, gerçekdışı iddialar ve sözde belgeler tamamen uydurma, yalan ve hayal ürünüdür. Tarafımızdan Ağustos ayında mahkemeye taşınan ve suç duyurusunda bulunulan bu karalama kampanyasının aylar sonra AKP ilçe yönetimi ve AKP’li yandaş yerel ve bölgesel yayın organları tarafından sanki yeniymiş gibi ısıtılarak, siyasi çıkar sağlamaya çalışması ve yeni bir iftira kampanyası başlatılması da oldukça manidardır. Ayrıca, bu mesnetsiz iddiaların maalesef CHP’li Kuşadası Belediyesinin bazı görevlileri ve yöneticileri tarafından AKP Kuşadası ilçe yönetimi ve yandaşları ile paylaşılması Kuşadası siyasetinin geldiği seviyesiz ve çirkin ilişkileri de gözler önüne sermeye yetmektedir. Çarpıtılarak, uydurma belgelerle AKP yanlısı gazetelerde iftira dolu haberler yayınlanmakta, bu gazeteler Kuşadası sokaklarında AKP ile yakın ilişkisi olanlar tarafından dağıtılmakta, sonrasında ayakkabı kutusu mucitlerinin Kuşadası’ndaki resmi temsilcileri tarafından sözde basın açıklamaları yapılmakta, bir anlamda Kuşadası Belediyesi’nin bazı resmi görevlileri ile AKP’liler arasındaki çarpık ilişkiler tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır. Kuşadası’nda Partimizin 30 Mart 2014 yerel seçimlerindeki adaylık sürecine hangi şartlarla geldiği ve O süreçte 35 yıldır mensubu bulunmaktan gurur duyduğum Partimizin seçimlere birlik ve beraberlik içerisinde girmesi amacıyla yaptığım toplantı ve birleştirici açıklamalarım hemşerilerimiz ve kamuoyunun hatırındadır. Gelinen süreçte, Türkiye'de adaletin ayaklar altına alındığı bir dönemde yılda ortalama 70, toplamda 300’ün üzerinde müfettişin gelip en ince ayrıntısına kadar incelediği ve denetlediği dönemimiz belediyesinin normal ve hukuki yollardan yapılmış iş, işlem ve faturalarını sanki içinde bir hukuksuzluk varmış gibi çarpıtarak yayınlanmaya çalışılması, servis edilmesi hiçbir ahlak ve vicdanla bağdaşmamaktadır. Belediye arşivlerinden alınan herhangi bir faturayı kullanarak, servis yaparak, kesip biçip sosyal medyada paylaşarak, dedikodu üreterek dönemimizle ilgili olumsuz algı yaratmaya çalışan hem CHP’li Kuşadası Belediyesi’nin resmi görevlileri hem de bunları incelemeden tamamen yalanlarla dolu açıklama yapan AKP ilçe yönetimiyle ilgili gerekli tüm hukuki girişimler yapılmıştır. Çok değerli hemşerilerimizin ve Kuşadası halkının bilmesini isterim ki, daha önce sosyal medya ve yerel basın üzerinden son olarak da AKP yanlısı yerel ve bölgesel gazeteler üzerinden yapılan açıklamalar ve haberler son derece çirkin, yakışıksızdır. Bu gerçekle alakası olmayan, hakarete varan iddialarla dönemimiz üzerinde şaibe yaratıp, kendi başarısızlıklarını örtbas etmek adına girişilen bu karalama kampanyasını siyaset, ahlak ve mantık açısından doğru bulmuyoruz. Net bir şekilde belirtmek isterim ki içine çekilmeye çalışıldığımız bu 'kayıkçı kavgasının' bir tarafı olmayacağız. Çünkü yaratılmaya çalışılan ve bizi de bir tarafı olarak görmek istedikleri kayıkçı kavgasının Kuşadası halkına, esnafına, turizmcisine, sakinlerine ve Kuşadası’nın geleceğine bir katkı sağlamadığı gibi, temsil ettiğim partim CHP’ye de büyük zarar verdiğini daha önceki açıklamalarımda ifade etmiştim. Gelinen noktada, CHP’li Kuşadası Belediyesi’ndeki bazı resmi görevlilerinin AKP ilçe yöneticilerine haksız şekilde malzeme taşımasının yarattığı durum, bu düşüncelerimiz de ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koymuştur. Bir kez daha belirtmek istiyorum; 5 yıllık görev süremizle ilgili verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur ve alnımız açıktır. Bunun aksini düşünen tüm yetkili ve ilgililerin iddiaları incelettirilmeleri ve hukuksuz bir durum olduğuna inanıyorlar ise Cumhuriyet Savcılığına başvurarak gereğini yapmaları ve ivedilikle bu karalama kampanyasına ve kayıkçı kavgasına son vermeleri gerektiğini de vurgulamama rağmen, amaçları sadece karalama olanlar, bu kez yanlarına AKP ilçe yönetimini de alarak, bu çirkin iftiralarını sürdürmeye devam etmektedir. Daha önce yaptığım açıklamada partimin iç huzur ve disiplinin sağlanması ve daha fazla yıpratılmaması amacıyla Sayın CHP ilçe Başkanımı, Sayın il başkanımı ve Sayın milletvekillerimizi göreve davet etmiştim. Şimdi buna AKP ilçe yönetimi de davet ediyorum. Ayakkabı kutularını görmezden gelenleri ve 17 Aralık ve 25 Aralık skandallarını bir çırpıda unutanları Kuşadası’ndaki uydurma ve hayal ürünü dedikodulara itibar etmelerini hayretle karşılıyorum. Çünkü, Sorumlu bir yönetici veya siyasetçi mahalle dedikodusu üretmez. Kuşadası halkı ve Kuşadası şehri kayıkçı kavgaları ve gereksiz polemikler değil, hizmet ve yatırım beklemektedir. Ana görevi halka hizmet etmek olan iktidarların kolkola bir şekilde Kuşadası’na hizmet etmek yerine, yarın önlerindeki en büyük siyasi rakibi nasıl sindirmeye çalışırız, nasıl çamur atıp, karalarız bunun hesabına düşmüşlerdir. Bir an önce bu enkaz edebiyatı ve karalama kampanyalarının son vererek, ilgililerin enerjilerini asli görevleri olan Kuşadası halkına hizmet yönünde harcamaları Tüm Kuşadalılar gibi benim de bir hemşehri olarak en büyük umudum ve beklentimdir“

ZAFER HACISALİHOĞLU 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.