KÜLTÜR SANAT - 24 Mart 2017 Cuma 09:35

Farklıyız ama biz de varız!

A
A
A
Farklıyız ama biz de varız!

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nde, İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı’nın (İZEV) dünya resim sanatının en önemli eserleriyle down sendromluları bir araya getirdiği “Sanat ve Biz” sergisine ev sahipliği yaptı.

Aralarında Leonardo da Vinci, Caravaggio, Rembrandt gibi sanatçıların eserlerinin bulunduğu 12 eser, 12 down sendromlu gencin fotoğrafıyla birleştirilerek yeniden yorumlandı. Zihinsel engelli insanların hayatın her alanında yer alabilmeleri için çalışan İZEV’in, farklı şehirlerde galeri, havaalanı ve üniversitelerde yeni yüzleriyle sergilediği tablolar, down sendromluların hayatın her alanında olduğu gibi sanatta da var olduklarını ortaya koymayı ve 10 milyon kişide farkındalık uyandırmayı hedefliyor.

“Sanat ve Biz Projesi çok kıymetli”

“Sanat ve Biz” sergisinin açılışını down sendromlu gençlerle birlikte gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, projenin farkındalık sağlaması açısından çok kıymetli olduğunu dile getirdi. Down sendromlu ve diğer farklı bireyleri tek başlarına toplumda görebilmek için onların mutlaka desteklenmeleri gerektiğini ifade eden Duman, bu destek ve ortaya koyulan sosyal imkânlar sayesinde gençlerin daha öz güvenli olacaklarının altını çizdi.

Yeni nesil bir farkındalık projesi

“Sanat ve Biz” projesinin fikir sahibi İZEV gönüllüsü Hakan Kural, ülkemizde çok ses getiren projenin detaylarını paylaştı. Projenin, engelli bireyler için daha önce yapılan projelerden farklı bir tarafı olduğunu söyleyen Kural, bu farkı detaylandırdı. Kural, “Projemiz farklı çünkü burada ön planda olan bağış yemeklerine katılan insanlar ya da toplanan bağışlar değil. Burada görünürde olan down sendromlu gençler. Gençlerin yüzlerini dünyaca ünlü tablolara yerleştirerek onların da bir sanat eserinin ana ögesi olabileceklerini ortaya koyduk. Bu yüzden projeyi yeni nesil bir farkındalık projesi olarak lanse ettik. Böylece, hayatın içinde var olan değerleri çocuklarla özdeşleştirdiğimiz, onların ana öge olduğu bir proje çıktı ortaya. Amacımız ulusal ve uluslararası görünürlük çalışmalarına katkı sunmak.” dedi.

Projenin, down sendromlu gençler üzerindeki etkilerine de değinen Kural, gençlerin sergiyi anlatıcı konumunda olmaları ve sergi görsellerinden oluşan defterleri imzalamalarıyla öz güvenlerinin arttırdığını, sergi sayesinde, bugüne kadar down sendromlu çocuklarını hayata katmayan ailelerin projede yer alabilmek için İZEV’e başvurduklarını aktardı.

Down sendromlular engelli değil, “farklı”

İZEV’in çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Genel Koordinatör Merve Kılıç, ülkemizde zihinsel engellilerle ilgili ilk çalışmaları yapan kurumun İZEV olduğuna söyleyerek vakfın, zihinsel engellilere eğitim verilmesi için İstanbul Şişli’de açtığı Saadet İlköğretim Okulu ile eğitim alanında da önemli bir adım attığını vurguladı. Vakfın, zihinsel engelli gençlerin sosyalleşmeleri, meslek edinmeleri için çalıştığını belirten Kılıç, “Amacımız onların engelli veya sakat değil farklı bireyler olduklarını insanlara anlatmak. Kamu spotları, sosyal projeler insanlara bu gençlerin bir yere kadar neler yapabileceği konusunda fikir verdi ama biz onların çok daha iyisini yapabileceğine, hepimiz gibi birer profesyonel olabileceklerine inanıyoruz ve bunun için onları destekliyoruz.” diye konuştu.

Rembrandt’e Yeni Bir Yüz: Tan Aytıs

Rembrandt’in ve Dürer’in portreleri ile Rubens’in Dört Filozof eserinde yüzüyle yer alan Tan Aytıs, projenin devamı hakkında bilgi verdi. “Hayat ve Biz” ana temasıyla hazırlanan projenin ilk ayağının “Sanat ve Biz” olduğunu daha sonra “Hayvanlar ve Biz” ile “Tarih ve Biz” projelerini gerçekleştireceklerini belirtti. Aytıs, down sendromlulara yönelik farkındalığın artması için herkesi tabloları görmeye davet etti.

Serginin hazırlık aşaması

Dünyanın en önemli ressamlarının elinden çıkan 12 tabloya down sendromlu gençlerin yüzleri photoshop ile yerleştirildi. Önce orijinal esere en uygun yüz seçildi, ardından moda fotoğrafçısı Alper Aksoy gençlerin fotoğraflarını çekti. Son aşamada ise çekilen fotoğraflar eserle birleştirildi. Orijinallerini aratmayan yeni eserler şimdiye dek 10 farklı mekânda sergilendi. Sergi görsellerinden hazırlanan defter ve yastıkların satışından elde edilen gelirle gençlerin eğitimine katkı sunuluyor.

Proje, diğer ayaklarının da hayata geçirilmesiyle 10 milyon kişide farkındalık uyandırmayı ve engellilere yönelik ön yargıları kırmayı amaçlıyor. Down sendromluları fark eden, onların farklılıklarıyla hayatın her alanında var olmalarını destekleyen 10 milyon kişi…

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.