EKONOMİ - 28 Aralık 2021 Salı 16:35

Fatih Birol: '2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı'

A
A
A
Fatih Birol: '2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı'

Türkiye’de ve dünyada elektrikli araçların geleceğinin ele alındığı ‘Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü’ konferansı Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde düzenlendi.

Elektrikli araçlar son dönemde dünya ve Türkiye’nin gündeminde oldukça fazla yer alıyor. Türkiye’de bu gelişen teknolojide söz sahibi olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Elektrikli araçların dünyada ve Türkiye’deki durumu ile ilgili bilgi vermek amacıyla Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde ‘Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü’ konferansı düzenlendi. Konferansta dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye’de e-mobilite ekosisteminin gelişimi, elektrikli araçların Türkiye’nin enerji dengelerine ve çevre performansına katkısı gibi konular ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Uluslararası Enerji Ajansı (İEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, ‘’Dünyada iklim değişikliğine neden olan gazların yüzde 80’i tek başına enerji sektöründen kaynaklanıyor. İklim sorununu çözmenin ana yolu enerji sektörünü temiz bir hale getirmekten geçiyor. Dünya ekonomisinin yüzde 90’ı ülkelerin iklimle ilgili yaptığı taahhütler ile kapsanmış vaziyette. Birçok ülke emisyonlarını belirli tarihlerde emisyonlarını sıfıra getirmek için taahhütte bulundular. Yenilenebilir enerji kaynakları alanlarında adımlar atılıyor’’ dedi.

"2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı"
Elektrikli araçlar ile ilgili bilgiler de paylaşan Birol, ‘’2018-2019 yılında dünyada satılan her yüz arabanın sadece 2 tanesi elektrikliydi. 2021 itibariyle bu rakamın yüzde 10’a yaklaştığını görüyoruz. Bu büyüme önemli bir gelişme. Çin bu konuda çok önemli gelişme gösteriyor. Elektrikli araçların desteklenme nedeninin çeşitli sebepleri var; elektrikli araçlar çevre dostu olması nedeniyle talep gösteriliyor, bununun yanında Petrole olan bağımlılığı azaltmak için elektrikli araçlara yönelim oluyor. Ekonomik rekabet açısından da elektrikli araçlara yönelim var, ülkeler bu teknolojilerde söz sahibi olmak istiyor’’ diye konuştu.

"2030 yılından sonra içten yanmalı otomobillerin payının yüzde 50’nin altına düşmesi öngörülüyor"
TOGG CEO’su Gürcan Karakaş "Yeni bir teknolojinin ortaya çıkma aşamasında devletlerin bunu görüp desteklemesiyle birkaç adım ileriden başlama fırsatı oluyor. Elektrikli araçlar teknolojisine de en erken Çin başladı. Ülkemizde de devletimizin desteğiyle bizde elektrifikasyon geçiş yaptık. Sektörün cirosu ve karlılığı büyümeye devam ediyor. Karlılığın büyümesinde ciddi değişimler söz konusu. 2035’te yeni nesil araçlar toplam karlılığın yüzde 40’ını alabilir. 2030 yılından sonra içten yanmalı otomobillerin payının yüzde 50’nin altına düşmesi öngörülüyor. Otomobilden fazlasını yapmak için çalışıyoruz. Tasarladığımız aracı hem bataryanın etrafında hem de akıllı bir cihaz olarak tasarlamamız gerekiyor" sözlerini ifade etti.

"Otomotiv sanayisi sektörünün ihracattaki payı 26 milyar dolar"
Otomotiv sektörünün Türkiye için öneminden bahseden Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün ise ‘’Otomotiv sektörü artı değerler oluşturuyor, sektör milli gelirin yüzde 5’inden fazlasını üretiyor. Otomotiv sanayisi sektörünün ihracattaki payı 26 milyar dolar. Toplam ihracatın yüzde 15’ine denk geliyor. Pandeminin getirdiği olumsuz etkiler sonucu 32-33 milyar dolarlık hedefimizde bir miktar düşüş oldu. Otomotiv sanayi sektörü 6.8 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Sektör 53 bin kişilik doğrudan istihdam sağlıyor, paydaşları da katarsak bu rakam 500 bini aşıyor’’ şeklinde konuştu.

Konferansta IICEC tarafından Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleştirilen “Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü” raporunun lansman sunumunu, IICEC Direktörü Bora Şekip Güray yaptı.

"Elektriğin petrolü ikamesiyle petrol faturasında 2,5 milyar dolar azaltım sağlanabiliyor"
Lansman raporunu açıklayan Güray, "2030 yılında elektrikli araçların yeni satışlarda üçte birin üzerinde paya ve toplam elektrikli araç parkının 2 milyona ulaştığı Yüksek Büyüme Senaryosunda, elektriğin petrolü ikamesiyle petrol faturasında 2,5 milyar dolar azaltım sağlanabiliyor. Petrol tüketiminde temiz elektrik ile sağlanan azaltım, Türkiye’nin büyük oranda ithalatçı olduğu petrol arzında fiyat dalgalanmalarından kaynaklı riskleri azaltırken enerji güvenliğini güçlendirme hedeflerini de destekliyor. Türkiye emisyon envanterinde elektrik sektöründen sonra ikinci sırada gelen karayolu ulaşımının emisyonları Yüksek Büyüme Senaryosunda 2030 yılından önce düşmeye başlayarak, net-sıfır emisyona sahip bir enerji geleceği vizyonunu ve temiz enerji dönüşümü perspektifini destekliyor" bilgilerini paylaştı.

E-mobilite ekosisteminin paydaşları için önerileri de paylaşan Güray, "2053 net-sıfır hedefi ve temiz enerji dönüşümü ekseninde, somut, gerçekçi ve ulaşılabilir politika hedeflerinin belirlenmesi, yönlendirici ve destekleyici mekanizmaların uygulanması, bu dönüşümün sürdürülebilirliğinin, yeşil enerji kaynaklarının gelişimi yoluyla güvence altına alınması, çevreyi ve teknolojiyi eksenine alan, bütüncül bir E-mobilite ekosisteminin, kamu, özel sektör, akademi iş birlikleri ve eşgüdüm içerisinde, azami toplumsal fayda ekseninde geliştirilmesi, dijitalleşme, akıllı sistemler, enerji depolama gibi yüksek değer önermesi sunan teknolojilerde Ar-Ge ve yerli üretime hız verilmesi, Bireysel ve kurumsal girişimcilik ekosisteminin ve insan kaynakları potansiyelinin, bölgesel ve küresel aktör olarak konumlanmayı destekleyecek şekilde güçlendirilmesi" olarak sıraladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.