SPOR - 20 Şubat 2019 Çarşamba 21:52

Fatih Terim: Oyunun kilidini bizim ne yapacağımız çözecek

A
A
A
Fatih Terim: Oyunun kilidini bizim ne yapacağımız çözecek

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Benfica maçı öncesi, "Oyunun kilidini bizim ne yapacağımız çözecek. Çünkü 2-1 gibi bir avantajla Benfica sahaya çıkacak. 1-0 da yetmiyor bize. 2-0 veya 2 fark lazım" dedi.

UEFA Avrupa Ligi Son 32 Turu rövanş maçında Galatasaray, deplasmanda Benfica ile karşılaşacak.Mücadele öncesi Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve futbolcusu Marcao, karşılaşmanın oynanacağı Işık Stadyumu'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Terim, ilk olarak İstanbul'da 2-1 mağlup oldukları maçı değerlendirerek, "Rakiple sahanın her yerinde, her durumda iyi mücadele edebilmek, her türlü cevabı verebilmek. Bunun cevabı oynamak. Çünkü dezavantajlı bir skorla çıkıyoruz. Özellikle topun bizde kaldığı, oyunun kontrolünün genel olarak bizde kaldığı bir maç oynadık. Topu geri kazanma süremiz çok ciddi bir değer. 7 saniye gibi bir süre. Ancak Benfica takımı müthiş savunma ve mücadele yönünü dengede tutan bir takım. Oyunu çok iyi kontrol ettik ilk maçta. Geliştirmiş oldukları geçiş hücumları ile kalemizde tehlike oluşturmaya çalıştı. Fiziksel olarak bizden daha fazla mesafe kat etmişler. Çok organize atakla gelmediler kalemize. İkili mücadelelerde bizden fazla ayakta kaldılar, bizden fazla kazandılar. Bu bilinç içerisinde yapılacak tek şey, sahanın içerisinde her şeye cevap vermek. O gün bir maç daha var diyebilirsiniz ama bugün diyemezsiniz. Yapılan algıya da çok fazla itibar etmemek lazım, 5 oyuncu oynamadı, 6 oyuncu gelmiyor gibi. Gedson Fernandes, Cervi, Salvio... Bunların hepsi daha düne kadar bu takımın çok değerli oyuncuları. Hatta bazılarını önümüzdeki günlerde değişik yerlerde görebiliriz. Benfica takımı her şeyiyle çok iyi bir takım. Ama şartlar ne olursa olsun, Galatasaray kazanmak için elinden geleni yapar" diye konuştu.

"Benfica yetenekli bir takım" 

Rakiplerini yetenekli ve genç bir takım olduğunu ifade eden Terim, "Benfica'da birçok önemli oyuncu var, bir tane değil. Yaş ortalaması genç bir takım, yetenekli bir takım. Şampiyonlar Ligi'nden de talihsiz elendiğini söyleyebiliriz. Grimaldo, Felix, birçok oyuncusu iyi oyuncu. Belki 3 ay önce Seferovic ile ilgili aynı şeyleri söylemezdik ama şu anda takımın en önemli oyuncularından birisi. Şu oyuncu, herkesten önde diyebileceğin bir takım değil, zaten bu yüzden iyi bir takım" sözlerini sarf etti.

"Kaybedersek tebrik eder, kazanırsak yolumuza devam ederiz" 

Benfica'nın hangi 11'le çıkacağını merak etmediğini vurgulayan tecrübeli teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Burada önemli olan bizim takımımızın ne yapacağı. Biz zaten Benfica'yı İstanbul'da da, Lizbon'da da oynadığı tüm maçlarda analiz ederek oyuncularımıza anlattık. Meslektaşım hangi 11'le çıkar, kimi değiştirir bilmiyorum ama Benfica'da hangi oyuncu değişirse değişsin, derin bir kadrosu var. Çok bir şey fark etmez. Oyunun kilidini bizim ne yapacağımız çözecek çünkü 2-1 gibi bir avantajla Benfica sahaya çıkacak. 1-0 da yetmiyor bize. 2-0 veya 2 fark lazım. Çok kolay değil. Bu algı hep yapılıyor. Zaten ligi de kupayı da UEFA'yı da hepimiz çeşitli değişikliklerle oynuyoruz. Kadrosu daha derin olan, daha avantajlı oluyor. Benfica kendi stadında 65 bin kişi önünde tur için avantajlı görünüyor ama bizim de kaybedecek çok fazla bir şeyimiz yok. Kaybedersek tebrik ederiz, kazanırsak yolumuza devam ederiz."

Marcao: "Onları durdurmalıyız" 

Galatasaray'ın Brezilyalı stoperi Marcao ise çok güçlü bir takıma karşı oynayacaklarını belirterek, "Onları durdurmalıyız. Onlar topu ayağında tutuyorlar. Gol atmalıyız. Benfica çok maç oynuyor son dönemde. Onların oyun stili değişmiyor. Oyun tarzları hep aynı. Dediğim oyunculara karşı maç oynamak çok başka ama Galatasaray bu maç için hazır. Eminim ki bu turu geçeceğiz. Nerede duracağımızı bilmemiz gerekiyor. Çok yakın olmamız gerekiyor birbirimize, bu çok önemli. Bizim için önemli olan güçlü olmamız. Onların oyun oynamasına izin vermememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Aslan son çalışmasını yaptı 

Galatasaray, Benfica maçının hazırlıklarını bu akşam Işık Stadyumun'nda antrenmanla tamamladı. Teknik Direktör Fatih Terim yönetiminde yapılan idmana oyuncular ısınma hareketleriyle başladı. Ardından 5'e 2 pas çalışması yapan sarı-kırmızılılar, antrenmanın ana bölümünde ise taktik çalışması gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.