SPOR - 02 Haziran 2018 Cumartesi 18:13

Fenerbahçe başkanlık seçimini kim kazandı? Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu?

A
A
A
Fenerbahçe başkanlık seçimini kim kazandı? Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu?

Fenerbahçe'de tarihi seçim günü geldi çattı! Ülker Stadı'nda bugün başlayan Fenerbahçe Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı başladı sona erdi. Fenerbahçe'nin yeni başkanın kim olduğunu bu haberimizden öğrenebilirsiniz...

Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu? Fenerbahçe kongre,FB Başkanlık seçimi gibi konular oldukça büyük merak konusuydu. Taraftarlar yeni başkanın Aziz Yıldırım mı? yoksa Ali Koç'mu olduğunu merak ediyordu. Seçim sonuçlarını bu haberimiz üzerinden öğrenebilirsiniz..

FENERBAHÇE BAŞKANLIK SEÇİMLERİ SONUÇLARINI ÖĞRENEBİLMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Fenerbahçe başkanlık seçimini kim kazandı? Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu?

 

Ali Şen: "Aziz Yıldırım'a teşekkür etmek gerekiyor"

Fenerbahçe'nin efsane başkanlarından Ali Şen, Aziz Yıldırım'a yaptıkları için herkesin teşekkür etmesi gerektiğini belirterek, "Aziz Yıldırım'ın da gönlünden Ali Koç'un geçtiğini düşünüyorum" dedi. 
Fenerbahçe Eski Başkanı Ali Şen, Seçimli Olağan Genel Kurul'da kürsüye çıkarak yaptığı açıklamada, Fenerbahçe başkanlığının ardından her zaman kalp ilişkisinin devam ettiğini söyleyerek, "Allah’ın verdiği son güne kadar da bu ilişki bitmeyecek. Vefa Küçük'ün Divan Başkanı olmasından dolayı çok memnunum. Soyadı Küçük ama kendisi çok büyük bir Fenerbahçeli’dir. Burası daha önce çayırdı. 100 sene geçti. 1908 yılında çayır olan burası şu anda nerelere geldi. Öyle bir kongre yapıyoruz ki, New York Times bunun haberini yapıyor. Bu stadı yapanlardan Allah razı olsun" dedi. 

Genel kurul üyelerini kırdı geçirdi 

Geriye bakıldığında yanlış ve hataların yapılabildiğini söyleyen Şen, "Kalp kırmalar oluyor. Aziz Yıldırım da benim çok kalbimi kırmıştır ama o hakkı kendisine veriyorum. Kulüplerde görevler gelip geçicidir" dedi. Stadın doğusunun neresi olduğunu soran Ali Şen, başkanlık döneminde birlikte çalıştığı Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük'ün, "Başkanım siz neresi diyorsanız doğu orasıdır" lafının ardından, "Gazeteciler ben başkan olduğum dönemde Vefa Küçük'e gidip, 'Vefa Bey, Ali Şen diktatör galiba. Sizin fikirlerinizi soruyor mu' diye sorular soruyor. Vefa da cevap veriyor, "Bizim hepimizin fikirlerini alır ama sonrasında kendi bildiğini yapar" Görüyorum ki Aziz Yıldırım da aynısını yapıyor" ifadelerini kulandı. Ali Şen'in sözleri sonrasında genel kurul üyeleri uzun süre güldü. 

Aziz Yıldırım: "Başkanım ben buradayım" 

1947 yılında kulübe para lazım olduğunu ve bir bankadan 100 bin TL borç alındığını söyleyen Ali Şen, "O bankanın sahibi, bugün başkan adayı olan Ali Koç. 70 sene önceden bugünün başkan adayını öngörmüş bankacılar. Aziz Yıldırım’ın yaptığı hizmetleri her zaman takdirle karşıladım. Benim bir rüyam vardı. Türkiye’deki büyük ailelerinin çocuklarının kulüplerde görev almalarıydı bu rüyam. Ali Koç’un başkan adayı olması sadece Fenerbahçe için değil, Türk sporu için de büyük şans. Aziz Yıldırım’a 2006 yılından dolayı teşekkür ediyorum. 2006 yılında Ali Koç’u yönetim kuruluna aldı ve bugünleri yaşamamızı sağlayan temelleri Aziz Yıldırım attı. Gelen kişinin daha iyi hizmetler yapmasından gurur duyacağına eminim. Aziz Yıldırım’ın kalbinde de Ali Koç’un olduğunu biliyorum. Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçeliler asla unutmayacak" dedi. 
Ali Şen konuşmasının ardından Aziz Yıldırım'ın yanına giderek kendisini öptü. Bunun ardından Yıldırım kürsüye gelerek, "Değerli Fenerbahçeliler. Başkan beni öpüyor ama ben buradayım, bir yere gitmiyorum. Rahat olsun" açıklamasını yaptı. Ali Şen, alkışlar ve tezahüratlarla kürsüden indi.

Ali Koç: “Çok üzüldük ve arzulamadığımız söylemler oldu”

Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç, Genel Kurul Üyeleri’nin huzuruna çıktı. Seçim sürecinde çok üzüldüklerini ve arzulamadıkları söylemler olduğunu söyleyen Koç, “Değerlerimizi yok saymanın bize kazancı olmaz. Seçimi kazanmak için her yola başvurdunuz ve mubah dediniz” ifadelerini kullandı. 

Fenerbahçe başkanlık seçimini kim kazandı? Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu?

Fenerbahçe’de yarın yapılacak olan oylama öncesinde Başkan Adayı Ali Koç, Genel Kurul Üyeleri’nin karşısına çıktı. Seçimin hayırlara vesile olmasını dileyen Koç, “31 Mayıs’ta şehit düşen 3 kahraman askerimizi saygıyla anıyorum. Mekanları cennet olsun. Allah yakınlarına sabırlar versin. Başkanım, Fenerbahçe tarihine yazılacak çok ama çok önemli işlere imza attınız. Sadece Fenerbahçe için değil Türk sporu için de önemli hizmetleriniz oldu. Tesisleşme, stat, salon, amatör şubelere yatırım, hayatınızı Fenerbahçe’ye vakfetme Tüm bunlar için ben de her Fenerbahçeli gibi size ve yönetimlerinize minnettarım. 3 Temmuz’da ödediğiniz ve camia olarak ödediğimiz bedel, bu süreçte dimdik duruşunuz, kaçtı denildiğinizde Türkiye’ye dönmeniz ve size kaçtı diyenlerin kaçması, bizlere verdiğiniz cesaret, sadece Fenerbahçe’ye değil, tüm Türkiye’ye örnek olmuştur. Bunun için de size minnettarız. Her zaman yanınızda olduk, olmaya da devam edeceğiz. Fenerbahçe camiası FETÖ saldırı karşısında dimdik durmuştur ve durmaya da devam ediyor. Ne şikesi, memleket elden gidiyor sözünü o dönemde biz anladık ancak ülkemizin anlaması biraz zaman aldı. Bu da korkunç bedellere sebep oldu. Liderliğiniz olmasa bu tablo Fenerbahçe için daha vahim olabilirdi. Allah korusun, bundan sonraki süreçte arzulamadığımız bir sonuç çıkması durumunda, başta ben olmak üzere bu camia aynı refleksi yine sergileyecektir” diye konuştu. 

“Kimin doğru söylediğini, genel kurulun vicdanına bırakıyorum” 

Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe ve Türk sporuna çok büyük katkıları olduğunu söyleyen Ali Koç, “Özellikle de 3 Temmuz’daki dik duruşunuz için daima müteşekkir olacaktır. O dönem de bizler de size ve kulübe sahip çıkabilmek için elimizden geleni yaptık, takdir sizindir. Seçim takviminde bu noktaya gelene kadar pek çok şey yaşadık. Çoğumuz üzüldük, arzulamadığımız söylemler ve konular oldu. 2 taraf da pek çok söylem ve ifade kullandı, bilhassa mayıs ayının son 2 haftasında. Benimle ilgili itham ve iddialarda bulunuldu. Yaşanan bazı hadiselerde gerçekleri çok farklı bir şekilde, siyah ve beyaz kadar farklı biçimde ifade ettik. Gerekli yanıtları verdiğim bu hususlarla ilgili her zaman karşı karşıya televizyona çıkıp konuşalım istedim. Araya fitne girmesin, başkaları girmesin diye böyle bir çağrıda bulundum ama siz yanaşmadınız. Bu konularla ilgili kongre üyelerimizi daha fazla meşgul etmeyeceğim. Zira sizler de en az benim kadar bu durumdan rahatsız olmuşsunuzdur. Bu noktalara geleceğimizi hiçbir zaman tahmin etmiyordum. Ancak doğruları kimin söylediği konusunu genel kurul üyelerinin takdir ve vicdanına bırakıyorum. Ancak şunu biliyorum ki birimiz doğruları söylemiyor. Bugün camianın neden bir değişime ihtiyacı olduğunu anlatacağım” dedi. 

“Siz de Fenerbahçe’den büyük değilsiniz” 

Bugüne kadar 49 etkinlikte boy gösterdiğini söyleyen Ali Koç, “Buralarda dilimiz döndüğü kadar özlediğimiz Fenerbahçe’yi, eski günlerimize nasıl döneceğimizi, Fenerbahçe’nin hak ettiği zirveye nasıl yerleşeceğimizi anlatmaya çalıştım. Mali konularda sürdürülemez bir durumda olduğumuzu, bu şekilde devam edemeyeceğimizi söyledik. Futbol yatırımlarıyla ilgili nasıl yeni bir felsefe getireceğimizi, en büyük transferimizin felsefe olacağını söyledik. Olimpik branşları nasıl ileriye götüreceğimizi anlatmaya çalıştık. Camiamıza bakış açımızı anlatırken de, Fenerbahçe’nin kenetlendiği zaman neler başarabileceğini anlattık. Bugün size bambaşka pencereden değişim ve dönüşüme ihtiyacımız olduğunu anlatacağım. Öncelikli eleştirilerimi finansal sıkıntılar ya da sportif konularla ilgili değil, bunlardan daha vahim olan başka bir yaramız üzerinden anlatmaya çalışacağım. Fenerbahçe’nin bütünlüğünü, yarınlarını tehdit eden yaralardan bahsedeceğim. İlk kez bu konulara değineceğim. Bu ağır yaralara baktığımız zaman taraftarlarımızın neden tepkili olduğunu, tribünlerin neden dolu olmadığını, sokaktaki Fenerbahçeli’nin neden küstüğünü, kombineyi bıraktığını, hatta bazılarının maç dahi seyredemez duruma geldiğini daha iyi anlayacağınızı umuyorum. Başkanım, pek çok kez kimse Fenerbahçe’den büyük değildir dediniz ve sanırım şunu unuttunuz, siz de Fenerbahçe’den büyük değilsiniz. Siz bunu unuttunuz. Bugün geldiğimiz noktada kendinizi koskoca Fenerbahçe’nin önüne geçirdiniz. Burada size unuttuğunuz bir konudan söz edeceğim. Her başarının, her hikayenin, her dayanışmanın ana faktörü olan insandan söz edeceğim. Fenerbahçe tarihi bir bütündür. İlk başkanı Ziya Songülen’den, ilk efsane santrforumuz Zeki Rıza Sporel’e, Hooijdonk’tan Alex’e, Zico’dan Aykut Kocaman’a tüm bu isimler Fenerbahçe’nin ayrılmaz parçalarıdır” açıklamasını yaptı. 

“İşinize gelmeyeni yok saydınız” 

Harcanan paralara rağmen istenilen başarıların gelmediğini söyleyen Ali Koç, “İnsan faktöründe yaptığınız sayısız hatayı görünce, harcanan 100 milyonlarca Euro’ya rağmen neden istenilen başarıların gelmediğini, neden evdeki hesapların çarşıda heba edildiğini daha iyi anlayacağınızı sanıyorum. Siz kendi doğrularınız, yorumlarınız ve ilişki ile kararlarınıza göre, Fenerbahçe tarihinin işinize gelmeyen kısımlarını yok saydınız. Her başarıda ‘ben’ diye söz ettiniz, başarısızlığı ise başkalarına fatura ettiniz. Bu sene kaçan şampiyonlukta da kendiniz hariç, ben dahil herkesi sorumlu tuttunuz. Hem bugün hem de genelde içinde bulunduğumuz durum hakkında neden özeleştiri yapmadığınızı, neden pişman olmadığınızı bugün daha iyi anlıyorum. Bugün mecburen yayıncı kuruluşu, eski maçlarımızı iç geçirerek izliyoruz. Kendi televizyonumuzda efsanelerimizi göremiyoruz. Başkanımız böyle yaparak kendi geçmişinizi sildiğinizi fark etmiyor musunuz? Alex konusuna girmek istiyorum. Alex hiçbir zaman seçim malzemesi yapılmamalıdır. Başkanımıza katılıyorum. Alex’in gitme zamanı da gelmişti. Buna da katılıyorum. Ya hoca ya da Alex gidecekti. Buna rağmen kendisiyle veda ediş şeklimizi hiçbir zaman içime sindiremedim. Alex’e belgesel izni verilmemesi, belgesel ekibinin stada sokulmaması nasıl bir zihniyetin ürünüdür. Kim ne yaparsa yapsın Alex’i bu taraftarın gönlünden kimse silemez. Aynen Lefter gibi, Can gibi, Cemil abi gibi. Bunları yok saymak mümkün değildir. Yok saymanın da hiçbir faydası yoktur, zararı vardır. Başkanım, siz her yıl kendinize göre haklı nedenlerle futbolcuları, hocaları yollarken, silerken, bizler de başarılı olan isimlerde yıkım yaşıyoruz. Hatırlayın sizi Fenerbahçeli yapan değerleri. Değerlerimizle, yıldızlarımızla veda etme şeklimizle ya da veda edememe şeklimizle çocuklarımızı kırdık ve çocuklarımızı kaybettik. Onların idollerine kötü muamele yaptıktan sonra onları kazanmak çok zor. Ben de içinde bulundum 6 sene. Bu hataların bazılarının belki ben de parçasıydım” ifadelerini kullandı. 

“İnsan kendisini şampiyon yapan teknik adamı yollar mı?” 

Eski dönemlerde de yönetimlerle futbolcuların birbirlerine ters düştüğünü sözlerine ekleyen Ali Koç, “Lefter yönetimiyle hiç mi ters düşmedi? Abdullah Kiğılı gibi biri, ya da birçok yönetici ya da çalışanlar mı suçluydu? Marşında bile hiçbir kulüpte olmayan dostluk dizeleri varken, biz aramızdaki bağları ne zaman bu kadar kaybettik? Sizce normal mi bu yaşadıklarımız? Şampiyonluğu yakaladığımız her sezonda, özellikle teknik direktörlerin bu başarıdaki paylarını 'Sanki o mu bizi şampiyon yaptı?' diyerek hep küçümsediniz. Sanki kendi şahsi hesaplarınızdan ödeme yapmış gibi 'Bu parayı vermeseydik şampiyon olabilir miydik?' dediniz. İyi bir başkan elde edilen başarılardan sonra emeği geçen herkesi taçlandırır ve gurur duyar, mütevazı bir şekilde hedefe ulaşmanın gururunu yaşar. İnsan kendisini her şampiyon yapan teknik adama, kamuoyunu ikna edemeyen nedenlerden dolayı yol verir mi? Takımını şampiyon yapan hocaya, ertesi sene 2. durumdayken git denilir mi? Kendisini şampiyon yapan başka bir hocaya 'Artık kardeşin yüzünden seninle çalışamayız' denilir mi? Kendisini şampiyon yapan başka bir hoca, özel hayatıyla suçlanıp ses kaydı yayınlanır mı? Size göre herkesin uzaklaştırılması için bir neden var. Fenerbahçe bu nedenlerle hiçbir başarının cezasız kalmadığı kulüp olarak hatırlanmaktadır. Biç camia olarak bunu hak etmiyoruz” dedi. 

“Saygı gösteren ve saygı gören olacağız” 

Başarılarından dolayı bağırlarına basmak istedikleri kahramanlar istediklerini söyleyen Ali Koç, “Bu kampanya sürecinde bilhassa taraftarlarımıza sık sık söylediğim bir söz var. Bu sözü çocuklarıma da neredeyse her gün söylüyorum, kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi, başkasına da yapmayın. Hoşunuza gider, gitmez, lütfen demokratik haklara dikkat ederek sonuna kadar beni dinlemenizi rica ediyorum. Kötülük yarışlarından hiçbir şey kazanmadık bugüne kadar. Biz ısrarla iyilik yaparsak, topluma ve Türkiye’ye Fenerbahçe farkını göstermiş oluruz. Unutmayın ki Allah her zaman doğrunun ve iyinin yanındadır. Rakip yöneticileri deplasmana geldiğinde iyi ağırlayacağız, saygı göstereceğiz. Saygı görmek istiyorsanız, saygı göstermelisiniz. Bir kucaklamanın bir fotoğraf çektirmenin hiçbir maliyeti ve külfeti yok. Ulu önder Atatürk’ün dediği gibi, ahlakta, centilmenlikte, sportmenlikte hareket edeceğiz. Hiçbir rakibimize ikinci sınıf muamele yapmamalıyız. Aramızdaki gerginliklerde kan davası güder gibi kin tutmamalıyız. Türk sporu artık bu nefret diliyle, hep kendi içinde kavga ederek hak ettiği yere gelmiyor. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Sponsorlar 1 markaya üye olmaya korkuyor. Olursa 3 markaya birden oluyor, ya da kaçıyor. Seçildiğimiz takdirde biz bunu Fenerbahçe olarak tek taraflı başaramayız” diye konuştu. 

“Taraftar hancı, geriye kalan yolcudur” 

Statlarda küfre karşı olduklarını ifade eden Ali Koç, “Bunun da ilk savaşını yıllar önce başkanımız verdi. Yönetime yapılan küfürleri baştan aşağıya kınıyorum, bu bize yakışmıyor. Ancak lütfen şunu bilelim ki hiçbir yöneticinin de seyirciye küfür ve hakaret etme hakkı yoktur. Bir kulübü taraftarları taşır ve yüceltir. Bu kulübün de sahibi taraftarıdır. Kongre üyeleri, taraftar oldukları için üye olmuşlardır. Onlar kulübün resmi temsilcileridir. Taraftarlar hancı, geri kalan her şey yolcudur. Taraftarı bu denli dizayn etme çabasının, kontrol etme çabasının tahribatını görüyoruz. Tribünler kapatıldı, kombineler satışa çıkarılmadı. Hala bu durumdayken ve taraftar mühendisliğinin zararlarını yaşarken, önümüzdeki sezon için tribünlerle ben ilgileneceğim, taraftar gelmezse yenilerini getireceğim dediniz. İnanamadım kulaklarıma. Hangi yenilerini getireceksiniz. Son yıllarda uğradığımız mali zararlar arasında neredeyse sistematik olarak gecikmeli yapılan yanlış transferler başı çekiyor. Takıma uyum sağlaması, yanlış transferler ya da suçu oyuncularda arama refleksiyle 2-3 yılda bir iskeleti değiştirilen takımımızda başarı yakalanamamaktadır. İlk 11’e aday oyuncularımızı zaten kendimiz yetiştirmek zorundayız. Özkaynağımızdan futbolcu yetiştirmek, sporcu fabrikası olmak zorundayız. Altyapıda en iyi imkanlarla 10 yaşından itibaren futbolu öğrenmiş, kanı sarı-lacivert akan sporcular yetiştirmeliyiz. Seçilirsek en büyük hedefimiz bu olacak. Son 20 yılda A takımımızda sürekli oynayan genç oyuncumuz hiç olmadı. Belki gençken İzmir’den gelen Semih’i sayabiliriz” diye konuştu. 

“Van Persie’ye neden hala maaş ödüyoruz” 

Barcelona’nın herkesin dünyanın en iyi takımlarından birisi olarak kabul edildiğini söyleyen Ali Koç, “Kaç yıl boyunca takımın kadrosunu ezbere saydık. Ana iskeleti koruyup her zaman üst düzey performans sergilediler. Biz ne yaptık? Terranao isimli takımı hiç tanımayan kişiye tüm yetkileri verdik. Ben sporcu satmaya geldiğini söyledim ama siz böyle olmadığını ifade ettiniz. Yanlış biliyorsam, özür dilerim. Bütün yetkiyi verdiğinizi söylediniz, takımın en ateşli futbolcularını 1 günde harcadı ve 8, 9 yen oyuncu aldı. Sportif başarısızlığın yanı sıra, tarihimizin en pahalı transferi olan Van Persie transferini gerçekleştirdi. Dünyanın parasının verildiği Van Persie sorulduğu zaman suçu Terranao’ya attınız. Hal böyleyken neden hala bu oyuncuya 78 bin Euro maaş ödüyoruz. Ben 2 senedir futbolla ilgilenmedim dediniz. O zaman ilgilenseydiniz başkanım. Bu kulübün amiral gemisi futbol değil mi? Şayet bu kutsal göreve bizleri layık gördüğünüz takdirde bu yönetim mantalitesinden çok daha farklı, ortak aklın hakim olduğu, şeffaf, tutarlı bir anlayış göstereceğiz. O yüzden en büyük transferimiz felsefe değişikliği diyoruz. Biz sürekliliği sağlayamadık. Taraftarların sevdiği oyuncuları, adeta infaz edercesine gönderip, ne takımda ne de teknik direktörde istikrarı yakalayamadık. Genç takımdan gelip, A takıma yükselip, kaptanlık yapıp yıllarca üst düzey anlamda hizmet eden Serkan Acar abinin anısı adına sizlerden alkış rica ediyorum” açıklamasında bulundu. 

“FETÖ’cü olanlar size yakın duruyor” 

Şeffaf bir yönetim olacaklarını söyleyen Ali Koç, “Bütün bu hatırlattığım çizgiler üzerinde size artık kendi içinde her zerresi barışçıl, kendi içinde huzurla yaşayan şeffaf bir kulüp vadediyoruz. 3 Temmuz, bizim kırmızı çizgimizdir. Ben Fenerbahçeli’yim diyen kimse bu durumu inkar edemez. Bundan sonraki süreçte arzulamadığımız bir sonuç çıktığı takdirde aynı refleksi sergileyeceğimizden zerre kadar şüpheniz olmasın. Ancak Yargıtay kararının çıkmamasını benim adaylığıma bağlamanız, yüce Türk adaletine saygısızlıktır. Bu kalleş saldırıyı Allah kimseye bir daha göstermesin. Ağızları sulanarak, büyük keyif alarak, zevk içinde televizyonlarda bizi linç eden insanlar hala aynı yerlerde, en büyük FETÖ düşmanı olarak görünüyor. Ama bazıları size yakın duruyor. Başkanım şu konuda içiniz rahat olsun, zerre şüpheniz olmasın, sizin başkanlık döneminde değil de, başkasının başkanlık döneminde tazminat savaşı verilmesi gerekiyorsa, başta sizin kılavuzluğunuzda, Fenerbahçe’deki herkes bu işe el atacaktır” dedi. 

“Beni kaçmakla itham ettiniz” 

Kızmadığını ama çok kırıldığını söyleyen Ali Koç, “Beni kaçmakla itham ettiniz. Sonra yanımdaydı dediniz. Ama vicdanı olan, o günleri hatırlayan kimse beni bu şekilde suçlayamaz. Ben, her şey 3 Temmuz’a bağlanamaz derken neyi ifade ettiğimi söyleyeyim. Konuşmamın başından beri 3 Temmuz noktasına gelene kadar ki yönetim şeklinden bahsediyorum. Ben nasıl 3 Temmuz’u hafife alabilirim. Samimi olan kimse de bunlara inanmıyor. Şimdi, artık beyaz bir sayfa açmanın tam zamanı. Sizlere ve büyük Fenerbahçe taraftarına sonuna kadar güveniyorum. Ben size inanarak yola çıktım. Belki ilk başta inanmadınız. Kazanamaz ve beceremez dediler. Süre ilerledikçe sizler de bana inandınız. Güçlenerek, birbirimize inanarak yürüdük ve buraya kadar geldik. Sayenizde bir hayal gerçekleşmek üzere. Seçilip seçilmeme korkusunda olmadım. Adaylığımı koyarken de önce Allah’ın takdiri, sonra da sizlerin desteği demiştim. Ama en büyük korkum, ben ve arkadaşlarımın bu teveccühe layık olabilmek. Bize güvendiniz. Sizin bu kutsal görev için ben ve arkadaşlarıma güvenmenize layık olmak için elimizden geleni yapacağız. Hatalarımız olabilir, en büyük tecrübeler hata yaparak elde edilir. Ama sizin güveniniz hiçbir zaman suistimal edilmeyecektir. İnşallah hep beraber çok güzel günler göreceğiz. Belki yarın, belki yarından da yakın. Biz sizlere hayal vaat etmiyoruz. Ben bilmez miyim kulağınıza güzel gelecek cümleler kurmayı” ifadelerini kullandı. 

“Seçim öncesinde farklı, sonrasında farklı konuşuyorsunuz” 

Aziz Yıldırım’a hitaben sözlerini sürdüren Ali Koç, “Başkan belki birazdan 3 Temmuz başta olmak üzere, beni silmeye, itibarsızlaştırmaya çalışacaksınız. Ne yaparsanız yapın, bunu başaramayacağınızı düşünüyorum. Şunu bilmelisiniz ki artık herkes çok daha bilinçli, hiçbir şeyi unutmuyor, hiçbir şeyi yutmuyor, satır aralarını gayet iyi biliyor, seçim sonucu ne olursa olsun, taraftarla aramdaki gönül bağını hiçbir şekilde koparamayacaksınız. Ocak ayında yaptığım konuşmada kazanmak için her şeyin mubah olmadığı bir seçim olmasını, herkesin kıskanacağı bir seçim olmasını çok arzu ettim, çok uğraştım. Titizlikle davrandım. Her adımımı, her sözümü itinayla seçtim. En büyük tenkiti de burada gördüm. Üzülerek söylemek istiyorum, insan sevdiğinden, saydığından, sıkı sıkıya tutkulu olduğundan zarar gördüğü zaman inciniyor ve kırılıyor. Tanımadığı bir insan ne kadar zarar verebilir. Üzülerek söylüyorum, seçimi kazanmak için her türlü yola başvurdunuz, FETÖ’cü dediniz, etrafındaki bazıları aileme neler söylediniz. Siz seçim öncesi farklı, seçim zamanı farklı davranıyorsunuz. Açık ortamlarda farklı, kapalı ortamlarda farklı konuşuyorsunuz. Kırıldığımı, üzüldüğümü, kalbimin bir parçasının koptuğunu bilmenizi istiyorum. Çünkü Allah korusun bir gün size bir şey olursa, yanınızda ilk beni göreceksiniz. Sizin yanınızda bana bu süreçte kötülük yapmış insanlar var. Belki bilmediğiniz kişiler var. Bu noktaya geldiğimiz için üzülüyorum. Mecbur olduğum için açıklama yapmak istiyorum” diye konuştu. 

Tribünler ve saha karıştı 

Ali Koç’un konuşması sırasında tribünlerden çok ses geldi. Bunun üzerine konuşan Ali Koç, “Lütfen arkadaşlar maçta değiliz. Şuradan şuraya gelirken özel güvenliğin arasından geçerek buraya geldim. İnsanın içini acıtıyor. Hepimiz Fenerbahçe için buradayız. Sapla samanı karıştırmayın lütfen. Yarın tarihi bir seçim var. Kime oy verirseniz verin, gelip oyunuzu kullanın. Ali Şen Başkanımız’ın dediği gibi, biz her anlamda farklıyız” diye konuştu. Ali Koç’un konuşması sırasında yaşanan gerginlik nedeniyle Ali Koç konuşmasına ara verip tribünlere uyarılarda bulundu. Bu sırada Aziz Yıldırım da gelerek saha içindeki kişilere müdahale etti. Yaşanan gerginliğin ardından Ali Koç tekrar kürsüye çıktı. “İnşallah yarın hayırlısı olur ve kazanan Fenerbahçe olur” diyerek sözlerini tamamladı. 

Aziz Yıldırım: “Ali, sen gel futbolu yönet ben amatör şubeleri yöneteyim”

Fenerbahçe başkanlık seçimini kim kazandı? Fenerbahçe'nin yeni başkanı kim oldu?

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, başkan adayı Ali Koç'a hitaben, “Sen futboldan çok iyi anladığını söylüyorsun. Gel futbolu sen al yönet. Ben amatör şubeleri yöneteyim. Gel ne sen ne kazan ne de ben. Kulüp kazansın” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe Ülker Stadı’nda yapılan seçimli genel kurulda kongre üyelerine hitap eden Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Muhalefetin en çok vurgu yaptığı şey bir değişim diye sözlerine başlayarak, “Elbette değişim kaçınılmazdır. Doğru zamanda doğru yönde yapılıp bir akılla yönetiliyorsa gerekir. Yöneticilerin değişmesi olsa gerek. Sanki ben ve arkadaşlarımız başkan ve yönetim kurulu değişirse sihirli bir dokunuş gerçekleşmiş olacak. Bunları sizlere bırakıyorum. Değişimden anlaşılması gereken Fenerbahçe için neyin değişeceği olmalıydı. Ben ve arkadaşlarımın yönetimi bırakmasıyla yararlı bir değişime inansam bir an bile tenezzül etmeden yerine getiririm. Ali beye ve bana yapılan saygısızlığı kabul etmiyorum. Bunu affetmem. Yeni kuşaklar Fenerbahçe’de görevi devralacak. Fenerbahçe’nin 3 temmuzdaki hukuki şeyi tescil edilmesinden sonra olacak. Şimdi uğradığımız haksızlığın durumu ortada. Hala Yargıtay Fenerbahçe sen masumsun demedi. Bize bu zulmü yapanların yakasına yapışamıyoruz. Yargı kararı olmaksızın yapacağımız her şey zorbalık olur. Bunun için Yargıtay meselesi önemli.

Ali Koç diyor ki Aziz başkan merak etmesin biz takipçisiyiz. Ali Koç yanlış anlamış. Benim korkum falan yok. Ali kardeşim bu davanın takipçisi olacağını söylüyor. 101 kişi bir dilekçeyle ali koçu şikayet etmiş ve kendisi ve ailesini töhmet altında bırakan şeyler varmış. Bunu her yerde gitti televizyonlarda anlattı. Şimdi ben Fenerbahçe Spor Kulübünün genel kurulu önünde soruyorum. Her gün o dilekçeden benim önüme binlercesi yazıyor. Ali Koç gerçekten bu durumun hesabını sorabilir mi” diye konuştu.

“Ali Koç bu hesaplaşmayı bu korkuyla yapabilir mi?”

"3 temmuz ile ilgili hesaplaşmayı Ali Koç bu korku ve endişelerle yapabilir mi?" diyen Yıldırım, “Sadece bir dilekçeyle korkan Ali Koç bunu yapabilir mi. Fenerbahçelilik duruşu bu mu olmalı. Son derece yakışıksız bir ima ile biz sorumlu tutulduk bu dilekçeden. Ne biz buna tenezzül ederiz ne de böyle bir itibar olmasına göz yumarız. Ali Koç'a gelecek her şeyde her zaman kale gibi dururuz” açıklamasında bulundu.

“3 Temmuz deprem etkisi oluşturdu”

"3 Temmuz bir deprem etkisi oluşturdu" diyen Aziz Yıldırım, “Şikeci damgası yediniz işyerlerinde. Çocuklar okula gitmek istemedi. Herkes bu davadan vazgeçse ben vazgeçemem. Bu masum çocukların hatırı için susamam. Her buluşmada biber gazı yediniz. Köprüye yürüdünüz. Üzerinize gerçek mermi attılar. Bugünlerde devam eden etkileri var bunları küçümseyemezsiniz. Real Madrid’i düşünelim. Bir operasyon yapılıyor başkanı yöneticileri içeri girip en iyi oyuncuları ayrılıyor ve prestijleri düşüyor. Kendilerine kumpas yapan polislerin saçma sapan iddialarıyla UEFA’dan ve Şampiyonlar Ligi’nden men edilip sezon gelirlerinden mahrum kalıyor. Ronaldo, Marcelo, Ramos gibi oyuncular olur muydu orada. Ya da bugün Şampiyonlar Ligi’ni alabilir miydi. Bizler camiamızın psikolojisini düzeltmek için bazı durumlarda hızlı ve radikal kararlar almak durumunda kaldık. Bazıları başarılı bazıları başarısız oldu. Bunlara bizi zorlayan 3 temmuzdur. Kim özür diledi Fenerbahçe’den. Fenerbahçe devlet eliyle mağdur edildi. Herkesle iyi geçinmek için biz mi özür dileyelim. Karşımızda medya vardı. Yalan yanlış propagandalar vardır karşımızda. Sadece hapiste geçen günlerin hesabını soruyorum. Ne öneriyorsunuz unutalım mı bunları” şeklinde konuştu.

“Hırsızın hiç mi suçu yok”

Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

“Aziz Yıldırım herkesle Fenerbahçe’yi kavgalı hale getirdi değil mi? Bunun sebebi hep Aziz Yıldırım. Hırsızın hiç mi suçu yok. Hiç birisiyle kavgamız benim şahsımla değildir. Maddi manevi bu kulüpten haklarını alan bu sporcular hak ettikleri muameleyi gördüler. Sezonun ortasında rakip kulüplerle sözleşme imzalayan adamlar var. Ben Fenerbahçe’nin hukukunun hakkını savundum. Başka kulüplerle kötü olmak için biz ne yaptık. Her zaman büyük taraftarıyla ezici bir gücüz. Bu gücü aşağı çekmek isteyenlerin olmasından daha doğal ne olabilir. Biz her zaman iyi niyetli rakiplerimize iyi niyetle karşılık verdik. Tam da bu neden hukuku sonuna kadar savunacak olduğumuzu düşündüğümüz için bu göreve talip oluyorum. Ali Koç defalarca televizyonlarda bu seçimde kazanamazsam bir daha aday olmayacağım. Bu durumun camiada ikilik oluşturacağını camiaya zarar vereceğini söyledi. Ben bu tutumuna saygı gösterebilirdim. Çünkü az önce söylediğiniz gibi camianın aynı hedefe odaklanması çok önemli. Sevgili kardeşim Ali neden bunları 19 ay önce dile getirmedin. Neden camianın odaklanmasını bozdun. Bu sene tribününde yaşadığımız isteksizliğin seçim yarışıyla hiç mi ilgisi yok. Aziz Yıldırım Fenerbahçe’ye, Fenerbahçe Türkiye’ye futbolu kurumsallıkla tanıştırdı. Bizimle yarışamadıkları her zaman devlete sığındılar. Asıl şike işte budur. Bize karşı haksız rekabet yaptılar. Fenerbahçe’ye yapılan 3 temmuz kumpası bütün hasetçilere yağ sürdü ve diğerleri hak etmedikleri ödülleri paylaştılar.”

“3 Temmuz'da maruz kaldığımız darbe bizi çizgiden uzaklaştırdı”

"3 Temmuz'da maruz kaldığımız darbe bizi çizgiden uzaklaştırdı" diye konuşan Yıldırım, “Maddi manevi büyük bedellere mal oldu. Bu dönemde hem kurumsallaşmaya hem profesyonelleşmeye verdiğimiz önem doğrultusunda çöken moralleri yükseltmek için ani kararlar verdik. Bazıları olumsuz oldu bunu kabul ediyorum. Ali Koç sen ne veriyorsan aynısını ben ve yönetimim koyacak. Sen futboldan çok iyi anladığını söylüyorsun gel futbolu sen al yönet gel ben amatör şubeleri yöneteyim. Gel ne sen ne kazan ne ben. Gel kulüp kazansın” ifadelerini kullandı.

“Fenerbahçe başkanlığını yapmaktan gurur duyuyorum”

Fenerbahçe başkanlığını 20 yıldır yapmaktan gurur duyduğunu belirten Yıldırım, “Madem böyle yarış başladı kazanan Fenerbahçe olsun. Ben bugüne kadar bu rakamları verdim. 1998 yılında 99 yılında verdim. Herhangi bir şey talep etmiyorum. Gelin sorunu çözelim. Siz futbolu kurumsallaştırın biz de hak hukuk mücadelesini sürdürelim. Kim Fenerbahçe için var görelim. Şimdi kim Fenerbahçeli kim kendisi için Fenerbahçeli görmek için son fırsat. 3 Temmuz'un yargılama süreci bitmedi. Ben ve arkadaşlarım hala sanık sıfatında yargılanıyoruz” şeklinde konuştu.

“Gidenlere neden müdahale etmedin”

"Neden Santos gitti, Lugano gitti müdahale etmedin" diyen Yıldırım, “Aranızda toplayıp para verseydiniz de 2011-2012’de Fenerbahçe şampiyon olsa olmaz mıydı. Ben Fenerbahçe’yi daha çok seviyorum. Unutmayın. Ben tek başıma kaldım herkese rağmen. Ben herkese rağmen alkışladım. Bugün olsa onun gibi birisi gene gönderirim. Ümit Özat Denizli maçında kırmızı kart gördü ve senin locana geldi. Siz oyuncuya kötü bir kelime söylediniz ve onu odanızdan attırdınız mı? Kardeşimle beraber oturup federasyona salladınız. Terrenao’yu direktör yaptığımda 7-8 sene önceden tanıyordum. Onu bilerek getirdim. Yabancı olsun o antrenörü seçsin olsun dedik ama başaramadı hatalı olduk. Ayrıca onun tazminatını ödüyoruz. Sana içeriden bilgi verenler yanlış söylüyor. Aylara böldük tazminat ödüyoruz” şeklinde belirtti.

“Aziz Yıldırım bilerek bunları yapmaz”

1 milyon üye projesi yaptıklarını hatırlatan Aziz Yıldırım, “Senin yerlerin yardımcı olsun dedik hiçbir şekilde yardımcı olmadın. Senin yönetimde 2 arkadaş bana sürekli sallıyor. Galatasaray ve Beşiktaşlıları bu kulübe ben üye yapıyorum diye. Aziz Yıldırım bilerek bunları ye yapmaz. Bilmeden yapmışımdır. Ama oda bir gün herkes Fenerbahçeli olacak diye. Ben 1998’de geldiğimde bir gün herkes Fenerbahçeli olacak diye sloganım vardı. Ondan sonra yıllar geçti 1 milyon üye projesini yaptık. Bunu Fenerbahçe halka insin diye 2006’da düşündüm. Bunları Şekip beylere verdik ve çalışmalar yaptık. Bir kişi ben Fenerbahçeliyim diyorsa zaten problem yok o üye olur. Ama ben onun geçmişini bilemem. Hatalar yapmış olabilirim” diye konuştu.  

Fenerbahçe'de renk seçimi yapıldı

Fenerbahçe'de gerçekleşen olağan kongrede renk seçimi yapıldı. Lacivert renk Divan Kurulu Başkanlığı tarafından alınırken, Aziz Yıldırım sarı, Ali Koç ise beyaz renkle seçime girecek.

Fenerbahçe'de yarın yapılacak olan oy verme işlemi öncesinde bugün kongrenin ilk günü gerçekleşiyor. Genel kurul üyeleri ve başkan adaylarının yapacakları açıklamalar devam ederken, başkan adayları renk seçimini de yaptılar. Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük, lacivert rengi Divan Kurulu'na ayırırken, Aziz Yıldırım sarı, Ali Koç ise beyaz rengi çekti. Aziz Yıldırım'ın listesinden Şekip Mosturoğlu, Ali Koç'un listesinden ise Semih Özsoy renk seçimlerini yaptı. Mosturoğlu, renk seçimi öncesinde, "Biz zaten daha önce Semih Bey'le renk konusunda anlaşmaya varmıştık. Biz sarı rengi alıyoruz" ifadelerini kullandı. Yarın yapılacak olan oy verme işlemlerinde Aziz Yıldırım sarı, Ali Koç ise beyaz oy pusulalarıyla seçime girecek.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Resmi Gazete’de Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdopan’ın imzası ile yayımlanan Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve ekonomik kullanımına ilişkin yeni tedbirler alındı. Genelge ile kamu idareleri ve bu idarelere bağlı ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları ile il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde tasarruf tedbirleri uygulanacak. Doğal afetlerde, salgın hastalıklarda ve orman yangınlarında acil olarak yapılması gereken mücadele ve müdahaleler, iç ve dış güvenlik ile istihbarat hizmetlerinin gerektirdiği zorunlu olan harcamalar ise genelge kapsamı dışında tutulacak. Kamu hizmetleri ve yatırım projeleri, bütçe sınırları içinde kalınarak yürütülecek. Yılı ve takip eden yılların bütçelerine ilave yük oluşturacak faaliyet genişlemesine ve iş artışına gidilmesine izin verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları kendi kuruluş mevzuatında belirtilen faaliyet alanları ile doğrudan ilgili olmayan herhangi bir harcama ve taahhütte bulunamayacak, ihale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgisi olmayan unsurları dahil edemeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları yapacakları alımlarda ihtiyaçların daha düşük maliyetle temini amacıyla ortak alım gerçekleştirecek. İdarelerin, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından karşılanabilecek mal hizmetlerinin DMO aracılığıyla temin edilmesi sağlanacak. 3 yıl boyunca yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak Kamu kurum ve kuruluşları tarafından 3 yıl boyunca yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak veya bu amaçla arazi satın alınmayacak ve kamulaştırılmayacak. Ancak deprem riski nedeniyle yıkım kararı verilmesi halinde o hizmet için tahsis edilebilecek hazineye ait taşınmazın bulunmadığının belgelenmesi halinde yeni inşaat yapılabilecek. Hizmet binaları standartlar esas alınarak ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. İhtiyaç fazlası bina ve bölümler ihtiyacı olan kurumlara tahsis edilecek. Hizmet binaları kiralamaları belli bir takvim içerisinde sonlandırılacak. Yeni lojman ve her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa veya arazi satın alınamayacak, kamulaştırılamayacak ve yeni kiralama yapılamayacak. Savunma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılanlar hariç mevcut lojman ve sosyal tesisler ise ekonomiye kazandırılacak. Lojman kiraları ve sosyal tesis ücretleri ise rayiç bedeller dikkate alınarak yeniden belirlenecek. Kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca yeni taşıt edinemeyecek Genelge ile birlikte kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca zorunlu hallerde savunma ve güvenlik hizmetleri için ihtiyaç duyulan taşıtlar ile ambulans ve itfaiye araçları hariç her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinemeyecek. Mevcut taşıtlar ile ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. Ekonomik ömrünü tamamlamış araçlar tasfiye edilecekken ihtiyaç fazlası araçlar ise tasfiye edilmek ya da ihtiyacı olan kurumlara devredilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığına bildirilecek. Kamu taşıtlarının yerli ve elektrikliye dönüştürülmesi amacıyla kullanımdaki araçların tasfiye edilmesi kaydıyla kamu alım garantisi kapsamında elektrikli taşıt alımı yapılabilecek. Kamuda hizmet alımı ile kullanılan taşıtlar sözleşme süresi sonunda izin alınmadan yeniden kiralanamayacak. İlgili mevzuatta belirtilen makam ve hizmetler hariç hibe dahil olmak üzere yabancı menşeli araç kullanılamayacak. Bakanlıklarda hizmet taşıtlarının en fazla 3 adedi bakanlar tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde makam hizmetlerinde kullanılabilecek. Kamuda şoför ihtiyacı ise kadrolu şoför veya hizmet alımı yerine öncelikli olarak kamu görevlilerinin görevlendirilmesi ile karşılanacak. Kamuda kullanılan binek ve station wagon cinsi taşıtlarda bin 600 cc ve altındaki motor hacimli araçlar tercih edilecek. Ayrıca hizmet alımı ise edinilecek araçlarda model yılı yeni araçlar yerine ekonomik olması durumda binek ve station wagon araçlarda 10 diğer araçlarda ise 15 yaşını doldurmamış taşıtlar tercih edilecek. Taşıtların masraf ve giderleri kaydedilecek ve kamuda taşıt edinimi, kullanımı ve tasfiyesi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından geliştirilen Kamu Filo Yönetim Sistemine kaydedilecek. Kamuda cep telefonu tahsisine sınırlama getirilecek. Cep telefonu tahsis edilen makamlar bakanlıklarda ve idarelerde Cumhurbaşkanlığına, belediyelerde ise Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığına bildirilecek. Kamuda elektronik tebligat yaygınlaştırılacak ve kurum arşivleri elektronik ortama taşınarak fiziki arşiv tutulmayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet içi eğitim, konferans, seminer ve çalıştay gibi organizasyonlar uzaktan erişim yoluyla gerçekleştirilecek. Bu faaliyetlerin yüz yüze gerçekleştirilmesi gerektiği durumlarda ise kamu tesisler kullanılacak. Kamuda idareyi ve faaliyetleri tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi ve bülten benzeri yayınlar basılmayacak. Kamu kurum kuruluşları hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapmayacak ve görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olamayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında zorunlu haller dışında 3 yıl süreyle büro malzemesi, makine ve teçhizat, bilgisayar donanımı benzeri demirbaş alımı yapılmayacak. Fiziki olarak birbirine yakın makam ve birimler fotokopi, faks ve benzeri büro malzemelerini ortaklaşa kullanacak. Uluslararası toplantılar ve milli bayramlar harici konferans, seminer, yıl dönümü ve benzeri etkinlikler düzenlenmeyecek, hediye verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşlarınca ajanda, takvim, plaket, hatıra ve hediye benzeri alım, basım ve dağıtımı yapılamayacak. Zorunlu tanıtım giderleri harici basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilemeyecek. Mevcut personelin verimli çalışması için önlemler alınacak ve atıl personel oluşmasına izin verilmeyecek. Kamuda emeklilik, istifa ve ölüm gibi durumlarda yeni kadro talebinde bulunulabilecek. Kamu personelleri zorunlu haller dışında fazla çalışma ücreti ve nöbet ücreti alacak şekilde çalıştırılmayacak. Kamu personellerinin yıl içerisinde hak kazandıkları yıllık ücretli izin süreleri ilgili yıl içerisinde kullandırılacak. Ayrıca personelin önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri aksamaya sebep olmayacak şekilde azami 3 sene içerisinde kullandırılacak. Kamu kurum kuruluşlarında enerji tasarrufu amacıyla genel aydınlatmada LED dönüşümü uygulanacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılacak. Su israfını önleme amacıyla ise yeşil alanların sulanmasına mümkün olduğunda şebeke suyu kullanılmayacak. Savunma ve güvenlik hizmetleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında toplu taşıma olan yerlerde personel servisi hizmeti sonlandırılacak. Hizmet alımı suretiyle sağlanan personel servisi hizmeti sözleşme süresi bitimine kadar devam edebilecek. Genelge hükümleri bakanlıklarda bakan veya bu konuda görevlendirilen bakan yardımcısı, kurumlarda üst yöneticiler, il özel idarelerinde ve illerde valiler, belediyelerde ise belediye başkanları tarafından denetlenecek. Bu yöneticiler genelgenin uygulanmasından öncelikle sorumlu olacak. Bu genelgede belirtilen hükümlere karşı çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi veya izin gerektiren durumlar için bakanlıklar Cumhurbaşkanlığından, il özel idareleri İçişleri Bakanlığından, belediyeler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alacak. Bugünden itibaren kamuda sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihaleleri gözden geçirilecek ve genelgeye uygun olmayanlar iptal edilecek.
Ankara 28 Şubat davası sanıkları affedildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile aralarında 28 Şubat sanıkları da olan 14 kişi affedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlanan cezanın kaldırılması ile ilgili kararlar ile aralarında 28 Şubat sanıklarının da olduğu 14 kişi affedildi. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli kararı ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Cevat Temel Özkaynak, Çevik Bir, Çetin Doğan ve Aydan Erol kocama hali nedeniyle, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak ise sürekli hastalık hali sebebiyle Anayasanın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince affedildi. Karar ile birlikte, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli kararıyla 2 kez müebbet hapis cezası, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırmasına karar verilen Haci Sülük, sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında affedildi. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli kararı ile 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Avni Yılmaz ve aynı suçtan Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli kararı ile 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gülbey Sarıoğlu ise sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belirlenerek cezası kaldırıldı. Kasten öldürme suçundan Bakırköy 11’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Sevda Yüksel’in cezası sürekli hastalık halinden dolayı kaldırıldı. Kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli kararı ile 11 yıl 8 ay hapis cezası alan Süleyman Tuna sürekli hastalık hali nedeniyle affedildi. Tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürme suçundan Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli kararı ile 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 18 yıl hapis cezası ve yine farklı mağdurlara karşı yönelik tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 13 yıl hapis cezası, Van 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararı ile zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Abdulhekim Yılmaz’ın kalan cezası da sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında olduğu değerlendirilerek kaldırıldı.
İzmir İzmir’de silahla vurulan hastane personeli hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde sokakta bulunduğu esnada tartıştığı kişiler tarafından tabancayla vurulan üç çocuk babası hastane personeli, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili kimliği tespit edilen 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Emir Sultan Mahallesi 1192 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Yücel Ecelioğlu (37), sokakta tartıştığı iki kişi tarafından tabanca ile vuruldu. Ecelioğlu göğsüne isabet eden kurşunla yaralanırken şüpheliler olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemleri alırken ağır yaralandığı belirlenen Yücel Ecelioğlu, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Evli ve üç çocuk babası olduğu öğrenilen talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ecelioğlu’nun cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Şüpheliler belirlendi, polis peşine düştü Olayın ardından şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olayı gerçekleştiren şüphelilerin B.E. (19) ve R.A. (22) olduğunu tespit etti. 2 şüpheliyi yakalamak için başlatılan çalışma sürüyor.
İzmir İzmir’de 4 gün eylem ve gösteri yasak Kobani Davası olarak da bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın sonuçlanmasının ardından İzmir Valiliği tarafından yapılan duyuruda, kentte 19 Mayıs’a kadar kentte toplantı, yürüyüş gibi eylemlerin yasaklandığı bildirildi. 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın 83’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada açıklanan kararlara göre Selahattin Demirtaş’ın da içinde bulunduğu birçok isme hapis cezası verildi. İzmir Valiliğinin resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, kentte bu konu ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı bildirildi. Duyuruda 16 Mayıs itibariyle başlayan yasaklama kararının 19 Mayıs saat 23.59’a kadar süreceği de aktarıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İlimiz farklı noktalarında terör örgütüne müzahir şahıs veya şahıslarca toplanılarak, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü mahiyette eylemlerde bulunulabileceği, vatandaşların can ve mal güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek fiillerin meydana gelebileceği, kanuna aykırı süreç işletileceği ve karşıt görüşlü grupların bir araya gelerek istenmeyen olaylara sebebiyet verilebileceği değerlendirilmektedir. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla ve kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hususu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının amacıyla; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11. maddesi hükümleri gereğince; ’Demokratik Siyasette Israrcıyız! Halkların Dayanışması ve Birleşik Mücadele İle Kumpasları Aşacağız, 6-8 Ekim Terör Olaylı davası’ ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin İzmir il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere, tüm il sınırları içerisinde (Coğrafi Alan-İl Merkezi, İlçeler/Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 16.05.2024 günü saat 17.30’dan 19.05.2024 günü saat 23.59’a kadar 4 (dört) gün süreyle yasaklama kararı alınmıştır."