SPOR - 28 Eylül 2017 Perşembe 14:42

Fenerbahçe’de Neto ve Janssen imza attı

A
A
A
Fenerbahçe’de Neto ve Janssen imza attı

Fenerbahçe’de Luis Neto ve Vincent Janssen için imza töreni düzenlendi.

Fenerbahçe, bu sezon kadrosuna kattığı Luis Neto ve Vincent Janssen Ülker Stadyumu’nda imza töreni düzenledi. Törene Asbaşkan Ozan Balaban da katıldı. Sarı-lacivertli takıma transfer olduğu için mutlu olduğunu söyleyen Janssen, “Güzel bir fırsattı. Güzel bir kulüpte forma giyiyorum. Buranın büyük aile olduğu söylenmişti. Geldiğim ilk anda hazırdım. Gol atma fırsatı da buldum. Hedefler var, bu hedefler doğrultusunda ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

NETO: KARAR VERDİĞİMİ GÖRÜYORUM

Duygularının olumlu olduğunu belirten Neto, “Kendimi mutlu hissediyorum. Çok büyük bir ailenin parçasıyım. Çok büyük bir kulüp. Soyunma odasında çok iyi atmosfer var. Buraya gelerek, doğru karar verdiğimi görüyorum” diye konuştu.

JANSSEN: YÜZDE YÜZ DOĞRU KARAR VERMİŞİM

Fenerbahçe’ye gelmeden önce kulüp hakkında bilgi aldığını açıklayan Hollandalı futbolcu Janssen, “Bir karar alıyorsanız düşünmek gerekiyor. Fenerbahçe için fikrini sorduğum insanlar olumlu konuştu. Kulübün içindeki insanlarla da konuştum. Yüzde yüz doğru karar vermişim” dedi.

NETO: KENDİMİ GELİŞTİRMEYE ÇALIŞAN BİRİYİM

Ayaklarını kullanmayı sevdiğini ifade eden Neto, “Küçükken orta saha oynuyordum. Çocuk yaşlarda futbol oynarken, uzun boyluydum. Hocam beni stoperde denedi. Sonra tutku ile bağlandığım bir pozisyon oldu. Ben her zaman kendimi geliştirmeye çalışan biriyim. Bundan sonra da aynı durum geçerli olacak” açıklamasını yaptı.

JANSSEN: KARİYERİMDEKİ EN İYİ ATMOSFERDİ

Beşiktaş maçında Ülker Stadyumu’ndaki ortamın sorulması üzerine Janssen, “Çılgın bir atmosfer vardı. Kariyerimde en iyi ortamı gördüm. Birçok statta, birçok taraftarlara karşı oynadım. Ama Beşiktaş maçındaki atmosfer, kariyerimdeki en iyi atmosferdi” diye cevap verdi.

Kulüpte nasıl karşılandığı sorusuna Neto, “Takım arkadaşlarına uyum sağlamaktır. Kulüpte, tesislerde herkes beni iyi karşıladı. Herkes her zaman işlerin iyi gidip, gitmediği soruyor. Herkes yardım etmeye çalışıyor” dedi.

JANSSEN: BU KULÜPTE KUPA KAZANMAK İSTİYORUM

Kariyerinde kupa sevinci yaşamadığını belirten Janssen, “23 yaşındayım. Kendimi kariyerim ilk yıllarında görüyorum. Bu kulüpte kupa kazanmak istiyorum. Ben de takım arkadaşlarım da kupa kazanmak istiyor. Çok iyi bir takımız, hazırız. Hazır olduğumuzu göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.

NETO: BÖYLE ATMOSFER OYUNCULARI DEĞİL HAKEMLERİ DE ETKİLEYEBİLİR

Beşiktaş maçında hakem Ali Palabıyık’ın kararlarının sorulması üzerine Portekizli futbolcu Neto, “Hakemler saha içerisinde elinden geleni yapıyor. En iyisini yapmaya çalışıyor” dedi. Neto ise, “Normaldir bu konuşmalar. Hakemi de etki altında bırakacak atmosfer vardı. Böyle atmosfer oyuncuları değil hakemleri de etkileyebilir. Biz adil bir şekilde kazandık. Hakemlere bağlamayalım. Kırımızı kart gördüğümde de üzüldüm. O foulü yapmaya mecburdum. İki dakika önce rakibimiz 10 kişi kalmıştı. Kırmızı kart gördüğü an sadece beni ilgilendiren bir şey değil. Sahada her şey eşitledi. Kazanmayı çok istediğimiz bir maçtı” ifadelerini kullandı.

Oğuzhan Ort - Bora Akyol

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.