ASAYİŞ - 26 Temmuz 2016 Salı 12:51

'Fethullah Gülen, çok tehlikeli' dedi. 45 yıl sonra haklı çıktı

A
A
A
'Fethullah Gülen, çok tehlikeli' dedi. 45 yıl sonra haklı çıktı

1971 yılında hazırladığı iddianame ile FETÖ/PDY elebaşı Fethullah Gülen’i sanık sandalyesine oturtan ve 7 ay kadar hapis cezası almasını sağlayan Savcı Nurettin Soyer’in, Seferehisar Belediye Başkanı olan oğlu Tunç Soyer, o dönem yaşadıklarını anlattı.

Babasının her fırsatta, Fethullah Gülen’in çok tehlikeli bir adam olduğunu söylediğini ifade eden Soyer; Gülen’in, babasına olan kininden dolayı “Kızıl Savcı” isimli bir de kitap yazdığını dile getirdi. 15 Temmuz’da gerçekleşen kanlı darbe girişimin ardındaki isim, FETÖ/PDY lideri Fethullah Gülen hakkında “Devlet düzenini bozmak ve anayasal düzeni etkisizleştirmek” suçundan 19 Ağustos 1971’de bir iddianame hazırlayan, Seferihisar’ın CHP’li Belediye Başkanı Tunç Soyer’in babası olan dönemin Sıkıyönetim Savcısı Nurettin Soyer, Gülen’in 3 yıl hapis cezası almasına neden olmuş.  Yaşanan kalkışmanın ardından FETÖ ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Soyer, kendisinin 13 yaşında olduğu dönemlerde yaşananları şöyle anlattı; “Fethullah Gülen’in ilk kez yargılandığı davaydı bu. Ama o dönemde bu davalar, davayı açanlar açısında riskliydi. Ben yatılı okulda okuyordum ama kardeşim okula polisle gidip geliyordu. Hissettiğimiz şey ciddi bir baskı olduğuydu” dedi.

HAKİMDEN YUMRUK
Dava sürecinde enteresan şeyler de yaşandığını anlatan Soyer, “Kıdemli Albay Hakim Kaya Alpkartal, duruşma arasında ‘gerekli gereksiz her şeyi delil diye getiriyorsun’ diye babama yumruk atmış. O yumruktan sonra 5 bin TL tazminat cezası aldı Kaya Alpkartal” diye konuştu. Fethullah Gülen’in Türkiye’de ilk kez o davada 3 yıl mahkumiyet aldığını ve bunun 7 ayını hapiste geçirdiğini ifade eden Soyer, 15 Temmuz gecesi babasının ne kadar doğru bir adım attığını anladığını söyledi.

“KIZIL SAVCI" DİYE KİTAP YAZMIŞ
“O gece babamla gurur duydum” diyen Tunç Soyer, 1998 yılında vefat eden babasının sık sık, “Gülen, çok tehlikeli bir insan. Çok tehlikeli bir organizasyon. Her şeyleri illegal” dediğini söyledi. Babasının 45 yıl sonra haklı çıktığını savunan Soyer, Gülen’in babası ile ilgili bir de kitap yazdığını anlattı. Fethullah Gülen’in babasına duyduğu öfke ve nefreti “Kızıl Savcı” isimli kitabına aktardığını anlatan Soyer, şöyle konuştu; “Bir kitapçıda bulup okumuştum. Çok ağır hakaretler vardı, babamdan komünist savcı diye bahsediyordu. O mücadele 1971’de başladı ve 2016’ya kadar devam etti. Bir Savcı dava açıyor ve size mahkumiyet kararı çıkıyor. Babama çok büyük öfke ve nefret duymuş, bunu da kitaba dökmüş.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Trafik tartışmasında eşi ve kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü Antalya’da trafikte tartışma yaşadığı servis şoförü tarafından eşi ve kızının gözü önünde bıçaklanan Önder Çakır hayatını kaybetti. Olay, gece saat 02.00 sıralarında Kepez ilçesi Kuzeyyaka Mahallesi Yeşilırmak Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Önder Çakır ile Neşet G. trafik ışıklarında tartıştı. Tartışmanın sürdürdüğü esnada Neşet G. aracından inerek yanında taşıdığı bıçakla Önder Çakır’ın sol göğüs altından 1 kez bıçakladı ve otobüsüyle olay yerinden kaçtı. Önder Çakır’ı kanlar içerisinde yerde gören eşi Meryem Çakır ile 8 yaşındaki kızı Zeynep Çakır durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbarla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibi ağır yaralı olan Önder Çakır’ı ambulansla özel bir hastaneye kaldırdı. Ameliyata alınan Çakır, yapılan tüm müdahalelere rağmen sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Cinayet büro ekipleri yakaladı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yerinden 07 YSL 38 otobüsüyle kaçan servis şoförü Neşet G.’yi yakalamak için çalışma başlattı. Ekipler, gözaltına alınan Güçlü’nün, ifadesini almak üzere karakola götürdü. Cinayet zanlısı Güçlü, ifadesinin ardından adliyeye sevk edilecek. Hayatını kaybeden Çakır’ın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Çakır’ın eşi Meryem ile kardeşi Öner Çakır ve yakınları morgda işlemleri tamamlanan Önder Çakır’ın cenazesini Burdur’da defnetmek için teslim aldı. "Sonrasında iniyor ve olduğu gibi bıçağı saplıyor" Cenazenin alınmasının ardından morg çıkışında konuşan Önder Çakır’ın kardeşi Öner Çakır, "Kardeşim akşam eşi ve çocuğuyla evine giden adam. Kırmızı ışıkta duruyor, yeşil yanar yanmaz arkasından duran araç kornaya basarak, selektör yapmış. Kardeşim de elini kaldırmış el işareti yapmış, karşı taraf ne dedi Allah bilir. Sonrasında iniyor ve olduğu gibi bıçağı saplıyor. Ne vurma var, ne bir şey var. Gidiyor bıçağı saplıyor ya, dövüşürsün kavga edersin, dersin ki bu adam gitti direkt olarak bıçağı sapladı. Bıçağı göğsünün olduğu yere kalbine saplamış" dedi.
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. İşyerinin her bir köşesine yerleştirdiği antikalar ise müşterilerin büyük ilgisini çekiyor. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.