SPOR - 16 Temmuz 2020 Perşembe 14:00

'Futbolda şike' davası yeniden görüldü

A
A
A
'Futbolda şike' davası yeniden görüldü

'Futbolda şike' davası, Yargıtay’ın usulden bozma kararının ardından yeniden görüldü. Duruşmada Trabzonspor vekilinin itirafçı beyanları olduğuna ilişkin sözlerine sinirlenen Yıldırım, "Aynı FETÖ’cüler gibi konuşuyor" diyerek tepki gösterdi. Yargıtay’ın bozma kararının uyulmasına karar veren mahkeme, Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 5 sanığın dosyasının ayrılmasına karar vererek duruşmayı 6 Kasım 2020 tarihine erteledi.

Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, 'Futbolda şike' davasında, aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım'ın da olduğu 36 sanık hakkında verilen beraat kararını usul eksikliği nedeniyle bozmuştu. Yargıtay’ın bozma ilanının ardından 'futbolda şike' davasının ilk duruşması görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunda görülen duruşmaya tutuksuz sanık Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Eski Yöneticisi Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Ümit Karan ve Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz’ın da aralarında bulunduğu 19 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç da izleyici olarak yer aldı.

"Bu dava şike davası değildir"

15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyerek sözlerine başlayan Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım, "Bir yandan Cumhurbaşkanının önderliğinde, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlar doğrultusunda güvenlik güçleri, yargı teşkilatı mensupları başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar FETÖ/PDY örgütü ile mücadele ederken öbür yandan FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olmaları nedeniyle emniyet ve yargı teşkilatından ihraç edilen kişilerce hazırlanan fezlekeler, iddianameler ve usulsüz kararlar yüzünden bir kez daha huzurunuzdayız. Neredeyse 10 yılı bulan bu sürecin halen sonuçlandırılmamış olması vatandaş olarak adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Bu durumu adalet kavramıyla açıklamak ne yazık ki mümkün değildir. İlk ifadelerimde söylediğim gibi bu dava sadece kendi başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe davası değildir. Bu dava şike davası değildir. FETÖ terör örgütünün devleti ele geçirme projesinin ve düşüncesinin bir parçasıdır. Bu dava böyle görülmelidir" dedi.

"İddianamenin hukuk metni olarak kabulü mümkün değildir"

İddianameye ilişkin konuşan Yıldırım, “Yargılanmamıza dayanak gösterilen iddianame şekli olarak bir hukuk metni olarak kabul edilse de gerçek anlamda bir hukuk metni olarak kabulü mümkün değildir. Zira bu metnin hukuki bir metin olabilmesi için öncelikle bir Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenmiş olması gerekmektedir. Mahkemenizdeki davanın iddianamesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Genel Kurulu’nda ihraç edilen ve firari durumda olan Mehmet Berk isimli kişi tarafından hazırlanmıştır. Hakkımızda yürütülen kumpas sürecini kısaca özetlersek 03 Temmuz 2011 günü gözaltına alındıktan sonra 09 Aralık 2011 günü hakkımızda iddianame düzenlendi ve suç örgütü kurma, yönetme, dolandırıcılık yapma, şike yapma, teşvik primi verme suçlarından yaklaşık 156 yılla cezalandırılmam talep edildi. Henüz ifade bile vermemişken hastane raporlarına adresim Metris Cezaevi olarak yazıldı. Emniyet Müdürü tarafından 19 maçta şike yapıldığının tespit edildiğine dair kamuoyuna açıklama yapıldı. Tüm bunların birer örgüt propagandası olduğu, bu işlemleri yapanların FETÖ/PDY terör örgütüyle iltisaklı olduğu yargı kararlarıyla ortaya çıkmıştır" diye belirtti.

"Bir kumpas olduğu devlet kayıtlarına geçmiştir"

Kendilerinin dinlemeye alındığını belirten sanık Yıldırım, "14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı yasa öncesi şike/teşvik suçu diye bir suç henüz yokken 17 Şubat 2011 tarihinde şike ve teşvik suçu işlemek için örgüt kurduğumuz iddia edilerek ben ve arkadaşlarımı dinlemeye aldılar. Polis ve savcı, 'Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını dinleyelim nasılsa bir şey uydururuz' anlayışıyla hareket ettiler. Daha soruşturmanın en başında sonu belli olan bir yargılamanın hedefi haline getirilmiştik. Mahkemenizde görülmekte olan dava dosyasının FETÖ/PDY tarafından üretilen bir kumpas olduğu devlet kayıtlarına geçmiştir" diyerek beraatini talep etti.
Duruşmada söz alan diğer sanıklar ve avukatları ise, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulup uyulmamasına ilişki,

"Takdir mahkemenindir" dediler.

"Biz yapmadık Trabzon yaptı"

Duruşmada Trabzonspor vekilinin bazı sanıkların itirafçı beyanları olduğuna ilişkin sözleri üzerine tartışma çıktı. Trabzonspor vekilinin sözleri üzerine konuşan Aziz Yıldırım, "Aynı FETÖ’cüler gibi konuşuyor. Tapelerden söz ediyor. Avukatlarımız bize tapelerin delil olmayacağını söylediler, buna rağmen biz konuştuk. Biz yapmadık. Bizim kimseden korkumuz yok, biz yapsak söylerdik. Trabzon yaptı" dedi. Yıldırım’ın ardından söz alan Fenerbahçe Spor Kulübü avukatı ise, "Hain FETÖ kumpası sonucu maddi-manevi zarara uğradık. Ne acı ki bu zarara iştirak eden kulüpler de var. Tüm Fenerbahçe yöneticilerinin beraatini talep ederiz" dedi. Fenerbahçe A.Ş. avukatı ise İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘futbolda şike kumpası’ davasının dosyasının getirilerek, kumpas olgusunun tespit edilmesini istedi.

Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına karar veren mahkeme heyeti, sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl’ın dosyasının ayrılmasına karar verdi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ‘futbolda şike kumpası’ davasının dosyasını isteyen mahkeme, duruşmayı 6 Kasım 2020'ye erteledi.

Davanın geçmişi

Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı FETÖ firarisi Zekeriya Öz’ün talimatı ile Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye ilişkin 3 Temmuz 2011’de ‘futbolda şike’ soruşturması başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında, 1. Lig ve Süper Lig’de 2010-2011 sezonundaki maçlarda şike faaliyetlerinin gerçekleştirildiği iddia edilmiş ve çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.

Aziz Yıldırım, 2 Temmuz 2012’de mahkemece, 'spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde şike ve teşvik primi suçlarını işlemek suretiyle suç örgütü kurup yönettiği' gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi, İstanbul 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 85 sanık ile ilgili verdiği kararın temyiz incelemesini tamamlayarak 17 Ocak 2014’te Aziz Yıldırım ve Olgun Peker hakkındaki cezaları onamıştı.

Özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kaldırılması, ‘futbolda şike’ soruşturma ve kovuşturmasını yürüten hakimler, savcılar ve polis görevlilerine FETÖ nedeniyle soruşturmalar açılması nedeniyle Aziz Yıldırım, kendisine ve kulübüne kumpas kurulduğu iddiasıyla İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne 21 Nisan 2014’te başvurmuş, yeniden yargılanma yapılması ve infazın ertelenmesini talep etmişti.

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yapılan yargılamada, Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 36 sanık hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 5’nci Ağır Ceza Dairesi, 2 Ocak 2020 tarihinde Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın beraat kararını usul eksikliği sebebiyle bozmuştu.

İrem Demir - Ozan Buğra Koşar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.