SPOR - 20 Mayıs 2011 Cuma 09:41

Galatasaray'ın yeni transferi Elmander kimdir?

A
A
A
Galatasaray'ın yeni transferi Elmander kimdir?

Ünal Aysal'ın başkan seçilmesinin ardından Fatih Terim'i teknik direktörlük görevine getiren Galatasaray Kulübü transfere de hızlı başladı.

ERSİN ŞİYHAN
İSTANBUL

 

Sarı-kırmızılı kulüp Bolton Wanderers'ın İsveçli golcüsü Johan Elmander ile anlaşmaya varıldığını duyurdu.

ELMANDER KİMDİR?


Johan Erik Calvin Elmander, 27 Mayıs 1981'de İsveç'in güneybatısındaki şehrinde Alingsås doğdu.


İsveç'in çeşitli kulüplerinde futbol oynadıktan sonra, profesyonel olduğu Holmalund FC takımında santrfor mevkiinden orta saha oyuncusuna evrilen Elmander, daha sonra transfer olduğu Örgryte takımında da bu mevkide oynamaya devam etti ve bir orta saha oyuncusu olarak sivrilerek Hollanda'nın önemli kulüplerinden Feyenoord'a transfer olmayı başardı.
2000-2004 yılları arasında oyuncusu olduğu Feyenoord'da çok fazla forma şansı bulamayan genç oyuncu, buna karşın ilk iki sezonunda 2002 UEFA Kupası Finali'nin de dahil olduğu pek çok maçta sonradan oyuna dahil oldu.

 

21 yaşındayken takımıyla birlikte kazandığı bu Avrupa Kupası'nın ve Yunanistan'a karşı oynadığı ilk milli maçın ardından 2002-03 sezonunda ülkesinin öne çıkan takımlarından Djurgården'e, 2003-04 sezonunda ise Hollanda'nın NAC Breda takımına kiralandı. Özellikle İsveç ekibinde oynadığı 19 maçta attığı 12 golle yeteneklerini gözler önüne seren Elmander, burada kazandığı çifte kupa ve akabindeki bir senelik Hollanda macerasının ardından 2004 yılında rotayı bir başka İskandinav ülkesi Danimarka'ya çevirdi ve Brondby takımına transfer oldu.



2006 DÜNYA KUPASI KARİYERİNİ DEĞİŞTİRDİ


Danimarka ekibinin teknik patronu Michael Laudrup ile birlikte futbolunu olgunlaştırma fırsatı bulan Elmander, Laudrup'un 4-2-3-1 taktiğinde santrforun arkasındaki gezici forvet pozisyonunda oynarken, takımının hücum aksiyonlarında başrolü oynasa da bitirici vuruşu yapan isim çoğunlukla o değildi. Takımın en skorer iki ismi Thomas Kahlenberg (13) ve Morten Skoubo'ya (11) yaptığı servislerle ön plana çıkmıştı daha çok genç İsveçli. Attığı dokuz golle, skorer kimliğini de gerektiğinde sergilemişti tabii.


Nitekim sezon sonunda takımında yılın oyuncusu seçilerek de performansının karşılığını aldı. Kazanılan şampiyonluk kupası da cabası. Elmander, 2005-06 sezonunda performansını daha da yükseltti. O sezon çoğunlukla orta sahada hücuma yönelik, ihtiyaç durumunda ise ileri uçta görevlendirilen genç oyuncu, ligdeki 33 maçın 31'inde toplam 2690 dakika (yüzde 90) forma giyerken 13 gol kaydetti ve sezon sonunda İsveç Milli Takımı'nın 2006 Dünya Kupası kadrosuna dahil edildi. Kupa'da iki maçta sonradan oyuna dahil edilen Elmander, organizasyonun ardından 4,5 milyon avro karşılığında Fransa'nın Toulouse takımı tarafından transfer edildi.


Fransız ekibinde santrfor pozisyonunda görev alan İsveçli oyuncu, 32 maçta (2 bin 591 dakika) 11 gol attı ve ilk sezonunda takımının ligi üçüncü bitirerek Şampiyonlar Ligi vizesi almasında başrolü oynadı. Elmander, Ligue 1'deki ikinci sezonunda da aynı istatistiği tekrarlayarak 32 maçta 11 gol attı. Takımının galibiyetten uzak geçirdiği 12 haftadaki suskunluğu olmasa, bu rakamı daha da yükseğe çekebilirdi.


BOLTON WANDERERS'A REKOR TRANSFER ÜCRETİYLE GİTTİ


2007-08 sezonu sonunda da ismi Galatasaray ile de bolca anılan Johan Elmander, 11 milyon pound transfer ücreti ile Bolton Wanderers'a geçiş yaptı ve kulüp tarihinin en pahalı transferi oldu. İlk sezonunda ligde 30 maça çıkan ve attığı 5 gol ile skor üretme gücü beklentilerin altında kalan Elmander, ikinci sezonunda da yalnızca 3 gol kaydedebildi. O sezon yavaş yavaş takımdaki yerini de kaybeden İsveçli oyuncu, forma giydiği 25 maçın yalnızca 15'inde ilk 11'de yer aldı.

 

Geride bıraktığımız 2010-11 sezonu ise golcü oyuncu için İngiltere kariyerinin zirvesiydi. Bu sezon takımının oynadığı 37 maçın yalnızca sonuncusunda oynamayan ve diğer karşılaşmaların tamamında ilk 11'de sahaya çıkan Elmander, attığı 10 gol ve yaptığı 5 asist ile takımının attığı gollerin yaklaşık üçte birinde doğrudan pay sahibi oldu. Yıldız oyuncunun, forma giydiği 36 maçın 11'inde orta alanda görev yaptığını da not düşmek gerek. Johan Elmander, 2002 yılından bu yana taşıdığı milli forma ile de 52 maçta 14 golle oynuyor.



HAVA TOPLARINA HAKİM VE TAKIM OYUNUNA YATKIN


2007 yılında, lise yıllarından bu yana beraber olduğu Amanda Calvin ile hayatını birleştiren Johan Elmander'in 2008'de doğan ilk çocukları Alice'in ardından geçtiğimiz Kasım ayında da Lily adında bir kız çocuğu daha dünyaya geldi.


1.88 metre boyundaki Johan Elmander, hava toplarındaki hakimiyetinin yanı sıra uzun boyuna rağmen sahip olduğu top tekniği, istikrarı ve takım oyununa yatkınlığı ile biliniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.