GÜNDEM - 04 Temmuz 2017 Salı 11:44

Gayrimenkul sektöründen yeni Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ne tepki

A
A
A
Gayrimenkul sektöründen yeni Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ne tepki

Gayrimenkul sektörünü temsil eden dernekler Gyoder, İnder ve Konutder, yeni Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ne tepki gösterdi. 1 Ekim 2017 tarihi itibariyle geçerli olacak Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği birçok değişikliği içeriyor.

Gyoder, İnder ve Konutder tarafından yapılan açıklamada, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği konusundaki görüşlerinin yönetmeliğe yansıtılmadığına dikkat çekilerek, "Söz konusu yönetmeliğin bu haliyle yürürlüğe girmiş olması nedeniyle gayrimenkul sektörünün, yapı inşa ve mimarlık mesleğinin önemli ölçüde sorunlar yaşayacağı kanaatindeyiz. Her şeyden önce şehirlerimizin ve medeniyet inşa hedefimizin en önemli unsurlarından biri mimaridir. Mimari; yüzyılların getirdiği birikim, tecrübe, mesleki deneyim ve ahlakı ile birlikte gelecek vizyonu ile şekillenen, mimarlarımız elinde ete kemiğe bürünen, yapımcılarımız tarafından inşa edilerek hayat bulan imar faaliyetimizdir. Yüzyıllar boyu yazılı kurallardan çok, yazılı olmayan değerler ile gelişmiş, her hususu bir yönetmelik maddesine ve matematiksel hesaba sığdırılamayacak kadar geniş bir olgudur ve her bir mimari eser bir telif eserdir. Genel anlamda 1 Haziran 2013 tarihli yönetmelik 4 yıl önce vizyoner bir anlayışla ve tüm sektörün görüşleri ile harmanlanarak hazırlanmıştı. Yayınlandığı günden itibaren ise bürokratik bir anlayış söz konusu yönetmeliği değiştirmeye ve daraltmaya çalışmaktadır. Tüm bu gayretlerin sonucu olarak yayımlanan yeni yönetmelik öncelikli olarak mimarlık mesleğini uygulanamaz hale getirmiştir. Şehirlerimizin bundan sonra tektipleştirici bir bakış açısıyla, gelecek vizyonundan uzaklaşarak inşa edileceğini görüyoruz. Mevcut düzenleme kültürel ve mimari mirasımızın geleceğe aktarılmasından ve şehirlerimizi ileriyle taşımaktan uzak, adeta mimarların elini kolunu bağlayan, telif eser ortaya koymasının önünü kesen bir düzenlemedir" denildi.

Diğer önemli bir konunun inşaat ruhsatının müktesep hak olmaktan çıkarılması olduğu belirtilen açıklamada, "Son anda yönetmeliğe ilave edilen bu düzenlemeyle gerek yerli ve yabancı yatırımcılar gerekse de tüketiciler büyük bir riskle karşı karşıyadır. İmar Kanunu’na tamamen aykırı olan bu düzenleme ile gayrimenkul sektörü en temel dayanağından yoksun hale getirilmiş ve yatırımların önü kesilmiştir. Mevzuata uygun olarak alınan inşaat ruhsatı ile yapılan projelerin imar planı iptalleri ile akamete uğraması hem yatırımcı hem tüketici hem de ülke ekonomisinin zarar görmesine sebep olacaktır. Gayrisafi yurt içi hasıladaki payı yüzde 8 olan ve ekonomik büyümeye önemli ölçüde destek veren, ayrıca toplam istihdamdaki payı yüzde 7,3 olan gayrimenkul sektörü geçmişte bu hususla ilgili birçok kez büyük sorunlar yaşamıştır. Yeni yönetmeliğin birçok sorunu beraberinde getireceğini, bundan en çok geniş halk kesimlerinin mağdur olacağını ve çıkacak olumsuzlukların zamanla kavranacağını düşünüyoruz" denildi.

Açıklamada, yönetmelikte bulunan kısıtlayıcı maddeler de şöyle sıralandı:

"Önceden maksimum 3.000 metrekare olan sosyal tesis alanlarının daire sayısı ve proje büyüklüğü gözetilmeden maksimum 500 metrekareye indirilmesinin;
Mescitlerin, kreş ve çocuk oyun alanlarının toplam 750 metrekareden konutlar için 100, konut dışı kullanımlar için 200 metrekareye düşürülmesinin;
Otopark yapımının teşvik edilmesi gerekirken, otopark alanlarının en az otopark alanının 2 katını geçmeyecek şekilde sınırlandırılmasının;
Kullanıcı konforu açısından önemli olan asansör, bina giriş holü ve kat holünün asgari alanlar ile sınırlandırılmasının;
Bodrum katlarda yer alan ortak sığınakların asgari olması gereken alandan 1 metrekare dahi büyük yapılamamasının;
Ortak alan depolarının kaldırılmasının;
Yangın yönetmeliği gereği yapılması zorunlu olan mahallerin (yangın merdiven evi, yangın güvenlik holü, yangın güvenlik koridoru ve yangın asansörü) sadece yangın merdiven evi ile sınırlı tutulmasının;
Daha önce herhangi bir sınırlandırma bulunmayan ve peyzaja zenginlik katan pergola, kameriye, açık yüzme havuzu ve süs havuzlarının bahçe alanının yüzde 10’u ile kısıtlanması".
Açıklama, "Bütün bunlara rağmen yönetmeliğe 3 aylık bir geçiş süreci konmuştur. Bu sürede, gayrimenkul sektöründe ve ülke ekonomisinde derin yaralar açılmadan, yönetmeliğin kısıtlayıcı maddelerinin, çelişkili ve olumsuz yönlerinin düzeltileceği yönündeki ümidimizi muhafaza ediyoruz" temennisiyle sona erdi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.