GÜNDEM - 25 Eylül 2020 Cuma 17:47

Gaziantep'te korona virüslü hastalar toplu taşıma araçlarına binemeyecek

A
A
A
Gaziantep'te korona virüslü hastalar toplu taşıma araçlarına binemeyecek

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’yle Sağlık Bakanlığı iş birliğinde yeni tip Koronavirüs’le (Kovid-19) mücadele kapsamında Türkiye’de bir ilke imza atılarak “HES (Hayat Eve Sığar) Kodu Uygulaması” protokolü imzalandı. Protokole göre korona virüs hastalarının veya temaslı vatandaşların şehir içi ulaşım araçlarına binmelerine engel olunacak.

Koronavirüs nedeniyle küresel ve ulusal çapta etkisi devam eden sağlık tehdidine karşı Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci emsal niteliği taşıyacak HES (Hayat Eve Sığar) Kodu Uygulaması” protokolünü şehirde hayata geçirdi. Bu kapsamda Gaziantep Kart kullanan 600 bin kişinin HES uygulamasında yer alan sağlık durumu hakkındaki bilgileri kontrol edilerek pozitif ya da temaslı kişilerin takibi yapılacak ve şehir içi toplu ulaşımı kullanmalarının önünegeçilecek. Ayrıca kısa süre içerisinde protokolün kapsamı genişletilerek; kamu kuruluşlarına giriş çıkışlarda da uygulanacak.

"Pozitif yada temaslı vatandaşlar toplu ulaşımı kullanamayacak"

Konu hakkında açıklamada bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Şehrin akıllı olabilmesi için karşılaşılan sorunları teknolojik altyapıyla çözmemiz gerekiyor. Valilik koordinatörlüğüyle çok güzel işlere imza atıyoruz, diğer şehirlerden pozitif ayrıştık. Salgındaki vaka oranında da her geçen gün düşüş meydana geliyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Gaziantep Valiliği koordinasyonunda, her alanda yerli yazılımımızı kullanmaya gayret göstereceğiz. Salgını bitirmek için her türlü hizmet anlayışını sergilemeyi sürdüreceğiz. Yaklaşık 4 yıl önce Türkiye’nin en iyi akıllı ulaşım altyapısını oluşturmuştuk. 600 bin kişi Gaziantep Kart uygulamasını indirdi.

Akıllı ulaşımda Gaziantep’te önemli bir evreye ulaştık. Bu doğrultudan hareketle de Sağlık Bakanlığı sistemi aracılığıyla yürütülen HES kodu taramasının Gaziantep’e entegre edilmesi için düğmeye bastık. Geçen hafta, Sağlık Bakanlığı’ndan ihtiyaçlar ve talepler kapsamında bir dizi istişarelerimiz oldu. TEKNOFEST için şehre gelen Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Güven ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi önemli bir protokol gerçekleştirdi.

Şu anda Türkiye’deki büyükşehirler içerisinde bu protokolü ilk hayata geçiren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi oldu. Artık, temaslı ya da pozitif vatandaşlar, eğer toplu taşımaya binmeye çalışıyorsa engellenecek. Dolayısıyla toplu taşımanın içinde dezenfektan ve maske kurallarına dikkat ederek ulaşımımızı sağlarken filyasyonda olması gereken bir temaslı veya pozitif vakanın toplu mecralara sirayet etmesi kötü bir sonuç doğuracağından bu protokol hayati bir önem taşıyor” dedi.

"Salgın riskini sıfırlayacağız"

Gaziantep Valisi Davut Gül ise temaslı ve pozitif kişilerin kendilerini izole etmeleri gerektiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Karantinada olup kendini iyi hisseden kişiler zaman zaman sokaklara çıkıyorlar. Başka ihtiyaçları için gidiyorlar. Bu nedenle bu protokolümüz bize büyük bir fayda getirip pozitif vakalarla temaslıların toplu taşıma araçlarına binmelerine engel olacak. 600 bin adet Gaziantep Kart kullanan vatandaşların sağlık durumları gözlemlenebilecek. Ulaşım için şehir içi otobüsleri kullananlar temaslı bir durumda ise ulaşımını gerçekleştiremeyecek. Başkasının da kartını kullanma durumu söz konusu olamayacak. Riski sıfırlayacağız" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.