ASAYİŞ - 30 Ekim 2017 Pazartesi 13:16

Genelkurmay çatı davası, sanık savunmalarıyla devam ediyor

A
A
A
Genelkurmay çatı davası, sanık savunmalarıyla devam ediyor

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin aralarında sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı dava devam ediyor.

Sanık eski Kurmay Binbaşı Ali Gültekin, olay tarihine ilişkin kamera görüntülerinde silahın sol elinde bulunduğunu, ateş etmek istese sağ elini kullanacağını iddia etti. Sanık Ali Feyyaz Beydağ ise emirlerini yerine getirdiği komutanlarından şikayeti olmadığını ifade etti.

15 Temmuz darbe girişiminin kilit davası olan Genelkurmay çatı davasının 21. celsesi sanık savunmalarıyla devam ediyor. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülen davaya sanıklar, müşteki ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespiti ve gelen evrakların okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, 'Şapka' ve 'Kuzgun' adlı gizli tanıkların ifadelerinin de geldiği ve bugünkü duruşmada okunacağı bilgisini verdi. Başkan Dik, ayrıca olay günü güvenlik kameralarına yansıyan 70 terabaytlık görüntülerin, taramaların tamamlanmasının ardından avukatlara verileceğini söyledi.

"Kime güveneceğimi bilmiyordum"

Duruşma, sanık eski Kurmay Binbaşı Ali Gültekin’in savunmasının alınmasıyla başlandı. Kimseye ateş etmediğini ve halkla karşı karşıya gelmediğini söyleyen sanık Gültekin, olayın darbe teşebbüsü olduğunu sonradan öğrendiğini iddia etti. 16-17 Temmuz’da bayram için ailesini Ankara’ya getirmek üzere memlekete gitmeye karar verdiğini ifade eden Gültekin, buna ilişkin izin belgesinin de kayıtlarda olduğunu dile getirdi. 15 Temmuz Cuma günü sıradan geçen mesaisinin ardından henüz yola çıkmadığını ve eşine haber vermek üzere karargah bahçesine çıktığını belirten Gültekin, bahçede Özay Yılmaz’ı gördüğünü, kendisinin bir terör saldırısı olabileceğini söylediğini ifade etti. “Güney Nizamiyesi’ne ulaştığımda ışıkların kapalı olduğunu gördüm, saldırının başlamış olabileceğini düşündüm” diyen Gültekin, kendini koruyabileceğini düşündüğü Görüntü İzleme Merkezi'ne sığındığını, burada Gökhan Eski’yi gördüğünü, Eski’nin sığınmış olduğu binadan arada çıkıp geri girdiğini söyledi. Darbe teşebbüsünü odada bulunan televizyondan öğrendiğini iddia eden Gültekin, “Kime güveneceğimi bilmiyordum” dedi.

“Silahı kullanacak olsam sağ elimde olurdu”

İlerleyen saatlerde karargahın Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi’ne gittiğini, burada her şeyin normal seyrettiğini ifade eden Gültekin, daha sonrasında dışarı çıkarak polislere teslim olduğunu dile getirdi. Olay tarihinde kameralara yansıyan görüntülere ilişkin, “Görüldüğü üzere harekat merkezine girdiğim sırada silah sol elimde bulunuyor. Ancak ben o elimi kullanmıyorum, silahı kullanma kastım olsaydı, sağ elime alırdım” şeklinde kendini savundu.

Sanığın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili Hüseyin Aydın, "O gece kim kiminle çatışıyordu" diye sordu. Gültekin de, çatışma görmediğini sadece silah sesleri duyduğunu ifade etti. Bunun üzerine avukat Aydın neden silah seslerini duyduğunu herhangi birine iletmediğini sordu. Gültekin de bu konuda kendisinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, sorumlu olan makamların görevinin başında olduğunu belirterek "Müdahale etmenin bir anlamı yok. Benim vereceğim bilgilerin meşgul etmesinin bir anlamı yoktu" şeklinde yanıtladı.

"Emirlerini yerine getirdiğim komutanlarımdan şikayetçi değilim"

Duruşma bir diğer sanık eski Teğmen Ali Feyyaz Beydağ'ın savunmasıyla devam etti. Albay Murat Korkmaz'ın emriyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na tatbikat için geldiklerini, bu sırada Genelkurmay Kavşağında polislerin ateş ederek kendilerini durdurduklarını ifade eden Beydağ, yaklaşık yarım saat sonra polislerin bıraktıklarını ve Güney Nizamiyeden girdiklerini söyledi. Sabaha kadar nizamiyede dönüşümlü olarak nöbet tuttuğunu, olay günü kimseyi öldürmediğini iddia eden sanık, "Darbeyle ve darbecilerle uzaktan yakından alakam yok. Olay akşamı sadece nöbet tuttum" dedi.
Mahkeme Başkanı Dik sanığa kendisini kimin bu duruma düşürdüğünü ve düşürenlerden şikayetçi olup olmadığını sordu. Beydağ da komutanlarından aldığı emri yerine getirdiğini ve şikayetçi olmadığını belirtti.

"Ne olduğunu tank personeline sordum"

Savunmasına geçilen diğer sanık eski Astsubay Anıl Koç ise eski Tim Komutanı Mehmet Aytaç'ın sıradan bir koruma tatbikatı yapılacağını söylediğini ifade ederek, Akıncı Üssü'nde toplanılma emri verdiğini, bunun üzerine iki üç arkadaşıyla birlikte şahsi aracıyla Akıncı Üssü'ne gittiklerini söyledi. Üste eğitim kıyafetlerini giyerek teçhizatlarını aldıklarını ve Fırat Alakuş'un emriyle Genelkurmay Başkanlığı'na gittiklerini anlattı. Aytaç'ın yolda otobüsteyken kendisine koridorda güvenlik alma görevi verdiğini ifade den Koç, "Genelkurmay Başkanlığı'nda emir üzerine telefonlarını kapattık. Nizamiyede askerler bizi karşıladı ve içeri girdik. Bana gösterilen koridorda emniyet aldım. Gece boyunca alçak uçuş yapan uçak ve silah sesleri duydum. Güney Nizamiye'den gelen yoğun sesler üzerine o tarafa yöneldim ve tankların içeri girdiğini gördüm. Tank personeline ne olduğunu sordum, o da bilmediğini söyledi. Artık bir terör saldırısı olabileceğini anladım. Bilgi edinmek için Mehmet Aytaç'a bakındım ama göremedim. Daha sonrasında grupla birlikte karargaha gittik. Fırat Alakuş bir oyuna geldiğimizi söyledi" şeklinde konuştu.

Darbe girişimini karargahta bulunan televizyondan öğrendiğini, darbe girişimine gidilirken haberinin olmadığını iddia eden Koç, sonrasında polislere teslim olduğunu söyledi. Sanığın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Duruşmaya öğle arası verildi.  

Yağmur Yıldız - Abdullah Sarica - Mustafa Apaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.