SAĞLIK - 21 Mart 2018 Çarşamba 17:40

Gereğinden fazla su metabolizmayı bozuyor

A
A
A
Gereğinden fazla su metabolizmayı bozuyor

22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi VM MedicalPark Hastanesi’nden Uz. Dr. Ferit Arğun, su ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Birleşmiş Milletler 1993’te aldığı bir karar ile 22 Mart “Su Günü” kabul edildi. Su hayatın temel kaynağı, olmazsa olmaz içeceğimiz. Her hastalığa faydası var, vücudun doğal koruyucusu olan su hakkında bilinenin aksine belli bir miktardan fazla su içmenin zararlı olabileceğini ne kadar su tüketmeliyiz, fazla su tüketimi hangi sorunlara neden olur gibi sorulara Dâhiliye Uzmanı Ferit Arğun cevap verdi.

 “Bol bol su içmeyin”

Ferit Arğun, günde 1,5-2 litre civarında bir su tüketiminin önerildiğini söyledi ancak bazı durumlarda miktarın değişkenlik gösterebileceğine dikkat çekti; “Su tüketimi, hava sıcaklığı, kişi metabolizması, günlük alınan besin miktarı, vücut kitle endeksi, yaşadığı bölgenin iklimi ve yaşam koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Ama normal koşullarda, bol bol su için ve bunu 1,5-2 litre ile sınırlandırın deriz. Su tüketimini zorunluluk olarak algılamayın ama sudan da eksik kalmayın, su elinizde olsun, erişimi kolay olsun” dedi.

“Gereğinden fazla su metabolizmayı bozar”

“Vücudumuzda osmostat dediğimiz, vücutta olması gereken suyun seviyesini ayarlayan belirli reseptörler vardır. Bu reseptörler beyinde yer alıyor ve susama hissini oluşturuyor. Bu uyarılar olmadan yani susama hissi gelmeden su içtiğimizde vücudun bizi durduran bir mekanizması yok. Yani vücut susuzluğa karşı korunaklı ve su alınması uyarısı yapar ama fazla su tükettiğine dair bir uyarım yapmaz” diyen Arğun, fazla su tüketiminin psikolojik rahatsızlık belirtisi olabileceğine dikkat çekti, “ Alışkanlık halinde, sürekli 5-6 litre gibi su tüketildiğinde metabolizma bozulur, böbreği yorar ve böbreğin konsantrasyon yeteneğini bozabilir, fazla mineral kaybına neden olabilir. Fazla su tüketimi psikolojik rahatsızlık belirtisi olabilir “dedi.

“Su içmek bilinci beraklaştırır”

Uzman Doktor Arğun, “Su en başta bilinç durumunuzu etkiler, su içtikçe daha berrak bir bilinçle güne devam edersiniz, yüzünüzdeki kırışmaları engeller, bağırsak sistemini düzenler, metabolizmayı hızlandırır, fazla kilo alımını engeller, böbrek taşı, safra kesesi taşının oluşmasını önler. Uzun süre yetersiz su içen kişilerde, hastalıkları başka hastalıklar takip eder” dedi, “Yeterli su tüketimi, dolaşım sistemi için de önemlidir, dolaşım sistemi, gerekli malzemeyi, gerekli yere, gerekli hızda ulaştırır. Dokular arasındaki hareket kapasitesi, kan içindeki hareket kapasitesi artar, su bu kadar önemlidir. Su böbrek için önemlidir, karaciğerin detoksifikasyonu (Organizmanın, kendisi için zararlı olan toksik maddenlerden temizlenmesi) için önemlidir. Vücut için su yıkama fonksiyonu görür, durgun sudan korkun, su akıcı olmalı” ifadelerini kullandı.

“Çocuklar ve yaşlılar susamaz”

“Çocuklar sizden su istemez, çocukları susuz bırakmayın, iştah sorunu olan çocukta su eksikliği olabilir. Yaşlıların cildi yaşlandığı gibi beyni de yaşlanıyor, algı ve bilinci düşüyor, su seviyesini vücudun algılama seviyesi de düşer. Yaşlılar susamazlar muhakkak su içirin onlara. Yaşlılara ve çocuklara günde 2 litre su verin.”

“Şeker hastaları günde 5 lt su içebilir”

Şeker hastalarının, sık idrara çıktığını ve kaybı dengelemek için fazla su tükettiğini söyleyen Arğun,”Şeker hastaları, fazla suya ihtiyaç duyan hasta olarak değerlendirsin kendini. Örneğin acile gelen şekeri yüksek hastalara hemen su verilir. Şeker hastaları çok su içtiğini sanır oysa kan şekeri yüksek olduğundan idrara çıkar, idrara çıktığı için de su içer. Çok su içtiği için çok idrara çıktığını düşünmesin, tersi durum söz konusu. Şeker hastaları su tüketimini 2 litreden 5 litreye çıkarabilir, bunu anormal olarak algılamalı” dedi.

“Çok su içen kadınlar enfeksiyon iyileşti yanılgısına düşüyor”

Özellikle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonunun çok görüldüğünü belirten Arğun, “Kadınlar fazla su içerler ve idrar yolundaki yanma hissi azaldığı için enfeksiyonun tedavi olduğunu sanır oysa fazla su içtiğiniz için idrarı seyreltirsiniz bu yüzden de yanmanız azalır” ifadelerini kullandı.

“Ayran su yerine geçer, çay ve kahve susatır”

Çay ve kahvenin su yerine geçtiği yönündeki yanılgıya da dikkat çekti Arğun, “Çay ve kahve tüketimi fazla olanlar sık idrara çıkar ve su kaybeder. Çay, kahve, sigara, alkol gibi idrara çıkma aralığını sıklaştıran tüketimlerde su ile vücut desteklenmelidir. Çok çay kahve içenler çok da su içmeliler. Çay, kahve, enerji içecekleri su yerine geçmez aksine fazla su tüketimine yönlendirir. Ayran hem protein ile besler hem de su ihtiyacını karşılar. Ayran protein ve su bileşimidir, aldığınız suyu, vücut atmaz. Çay ile aldığınız suyun fazlasını ise idrar ile atarsınız.”

“Sebiller bakteri yuvası, plastik damacanaya dikkat”

Günlük hayatta kullandığımız pet şişeler, su sebilleri ve damacanalara da dikkat çeken Arğun, “Su sebillerinde bakteri çok kolay ürer, kullanılmamasını kesinlikle öneririm. Özellikle çocuklar için kullanılan suyun cam şişede olmasına özen gösterilmeli. Cam suya ulaşım maliyetlidir ama kesinlikle daha sağlıklıdır. Musluk suyu kullanılabilir, meyve-sebze yıkanabilir ama içilemez”dedi.

“Arıtma suyunu içebilirsiniz, pet şişelerden uzak durun”

“Güvendiğiniz bir markanın arıtma cihazını, gerekli bakımlar yapılmak koşuluyla kullanabilirsiniz. Çocuklar, hamileler ve yaşlılar için cam şişede korunan su daha sağlıklıdır. Pet şişelerdeki sular, uzun süre rafta kalmış olabilir, güneşe maruz kalmış olabilir çok mecbur kalmadıkça tüketmenizi önermem” dedi.

“Su ile hazırlanan detoks içecekleri günlük tüketin”

“Suya limon atarak, C vitamini tüketimini artırmış olursunuz ama suyun kalitesinde değişim sağlamaz, bakteri öldürmez. Limon, meyve-sebze, baharat koyarsanız günlük tüketmelisiniz, suyun kalitesini artırmaz aksine beklemesi halinde bakteri ürer”dedi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.