EKONOMİ - 14 Nisan 2022 Perşembe 14:22

Getir 2022’de derinleşmeye odaklanıyor

A
A
A
Getir 2022’de derinleşmeye odaklanıyor

11,8 milyar dolar değerleme ile hızlı market ürünleri teslimatı sektöründe decacorn olan Getir, son bir yılda yaklaşık 2 milyar dolar yatırım aldı ve yurt dışında 8 ülkeye ulaştı. 90 farklı uyruktan çalışanıyla global şirket haline gelen Getir, bu yıl bulunduğu ülkelerde büyümeye odaklanacak.

Ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturan Getir, son bir yılda aldığı yatırım ve yurt dışında büyüme hızı ile bir rekora imza attı. Getir, geçen yıl mart ayında Türkiye’nin unicorn’u unvanını almasının ardından bir yıl içinde 10 milyar dolar barajını aşarak hızlı market ürünleri teslimatı sektöründe Avrupa’nın ilk decacorn’u oldu. Bu değerleme ile Getir, dünyadaki unicorn şirketlerinin listelendiği CB Insights’ın yayınladığı verilere göre dünyadaki bin 52 unicorn şirket arasında 36. sıraya yükseldi ve aynı zamanda Avrupa’daki unicorn şirketler listesine dördüncü sıradan giriş yaptı. Getir, iş modelini Türkiye dışında 8 ülkeye daha götürerek dünyaya örnek olacak bir büyümeye imza attı.

“Dünyada bir ilki temsil ediyor”

2015 yılında faaliyete geçen Getir’in dünyada bir ilki temsil eden 10 dakikada market ürünleri teslimat modelini anlatan Getir Kurucu Ortağı Tuncay Tütek, “Biz Getir’i kurarken hikâyeyi sondan başa yazdık. Kurulduğumuz ilk günden bu yana hedefimiz global bir marka olmaktı. Son yatırım turunda ulaştığımız değerlemeyle Avrupa’da hızlı market ürünleri teslimatı sektörünün ilk decacorn’u olduk” diye konuştu.

Yaklaşık 2 milyar dolar yatırım çekti

Şirket, aldığı yatırımlarla Türkiye girişim ekosistemine de ilham verdi. 2020 yılının ocak ayında Silikon Vadisi’nin önemli yatırımcısı Michael Moritz liderliğindeki bir grup yatırımcının Seri A turunda 38 milyon dolarlık yatırım yapmasıyla başlayan Getir’in yatırım hikayesi, 2021 yılının ocak ayında ikinci yatırım turunda 128 milyon dolarlık yeni bir yatırım almasıyla devam etti. Geçen yıl mart ayında tamamlanan üçüncü yatırım turunda 2,6 milyar dolar değerlemeye ulaşan Getir, Türkiye’nin unicorn’u oldu. Hemen ardından da Getir, 2021 yılının haziran ayında dördüncü yatırım turu sonrası 7,5 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaştı. Geçtiğimiz ay son yatırım turunu 768 milyon dolar yatırımla tamamlayan şirket, 11,8 milyar dolar değerlemeye ulaştı. Tütek, “Türkiye Girişimci ekosisteminin önünü açtık. Çıktığımız yatırım turlarında daha önce Türkiye’de olmayan yatırım fonlarını getirdik. Bizimle birlikte girişimci ekosistemi büyüdü. Toplamda 2 milyar dolardan fazla yatırım aldık” dedi.

9 ülkede faaliyet gösteriyor

Şirket, aldığı yatırımlarla yurt dışında hızlı büyüme sağladı. 40 milyona yakın indirme sayısı ile şirket, bugün itibarıyla 3 kıtada, 9 ülkede kullanıcılarına hizmet veriyor. Şu anda Türkiye’de 81 ilde, 760’tan fazla Getir, GetirBüyük ve GetirSu deposu ile hizmet veren şirket, yurt dışına ilk adımı 2021’in başında Londra ile attı. Şirket, bir taraftan İngiltere’de şehir sayısını artırırken diğer taraftan Kıta Avrupası’nda büyümesini sürdürdü.
Şirketin global marka olma hedefine emin adımlarla ilerlediğini belirten Tütek, “Geçen yıl ocak ayında Londra ile girdiğimiz İngiltere pazarında, bir yıl içinde liderlik koltuğuna oturduk. Geçtiğimiz kasım ayının sonunda İngiltere’de hizmet veren Weezy’nin tamamını satın alarak Avrupa pazarındaki konumumuzu güçlendirdik. Kıta Avrupası’nda ilk durağımız ise Nisan 2021’de Hollanda’da Amsterdam oldu. Hollanda’nın ardından Almanya ve Fransa’ya açıldık. Geçen yıl temmuz ayında Güney Avrupa pazarında faaliyet gösteren Blok’u satın alarak bölgedeki konumumuzu güçlendirdik. Bu satın alma sonrası İspanya’da Barselona ve Madrid’de, İtalya’da Milano’da hizmete başladık. Daha sonra da Portekiz’de Lizbon’u hizmet ağımıza ekledik. Getir’in global yolculuğu Kasım 2021’de Amerika’ya ulaştı. ABD pazarına Chicago’dan giriş yaptık, devamında New York’ta ve Boston’da hizmet vermeye başladık. Şu anda yurt dışında toplamda 56 şehirde hizmet veriyoruz” dedi.

Tütek, “Son bir yılda yurt dışında 8 ülkede faaliyete başladık. Bu yıl ise bulunduğumuz ülkelerde büyümeye odaklanacağız. Bu ülkelerde operasyonel ağımızı genişletecek ve şehir sayımızı artıracağız. Önümüzdeki dönemde de konumumuzu güçlendirerek, hızlı teslimat sektöründeki en iyi kullanıcı deneyimini sunmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

90 farklı uyruktan çalışanı var

Hem Türkiye’de hem de yurt dışında büyürken, çalışanlarına yatırım yapmaya ve bünyesine yeni yetenekleri katmaya devam eden şirkette 90 farklı uyruktan çalışan bulunuyor. Norveç’ten Avustralya’ya, Belarus’tan Uganda’ya kadar birçok farklı ülkeden çalışanı bulunan şirket, global şirket pozisyonunu güçlendiriyor.
Yurt içi ve yurt dışında hızla ekiplerini büyütmeye devam ettiklerini söyleyen Tütek, “Yurtiçi ve yurt dışında bayilerimize bağlı saha çalışanlarımızla birlikte 30 binin üzerinde bir ekibiz. Tersine beyin göçünün önünü açtık. Globalde ayda 15 bin iş başvurusu geliyor. Yılda 180 bin CV arasından yaklaşık 1-2 bin kişi aramıza katılıyor. Yurt dışında bizimle çalışmak isteyenlerin çok fazla olması ayrıca gurur veriyor. Getir isminin bulunduğumuz ülkelerde toplumun her kesimi tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Yatırımcılar da insan gücümüze, sahip olduğumuz deneyime ve teknolojiye yani yazılıma yatırım yapıyor. En büyük yatırımı yazılım ekibine ve data ekibine yapıyoruz” diye konuştu.

Kuryeler için güvenlik öncelik

Şirketin sahip olduğu en büyük kıymetlerin başında gelen bayilere bağlı kuryeler için pek çok çalışma hayata geçirdiklerinin altını çizen Tütek, “Kurye güvenliğini her zaman ilk sıraya koyuyoruz. Kurye arkadaşlarımız, Getir’de çalışmaya başladıkları gün itibariyle Türkiye genelindeki birçok özel hastane ve eczanede geçerli olan özel sağlık sigortaları başlatılıyor. Kask, mont, eldiven gibi güvenlik ekipmanlarımızın tamamını olması gereken kriterlerin üzerinde olan, A sınıfı ekipmanlardan seçiyoruz. Hem kuryelerin hem de araçtan yayaya trafiğe çıkan herkesin güvenliğini sağlayabilmek için kuryelere güvenli sürüş eğitimleri aldırıyoruz. Topluma ve sosyal hayata olan sorumluluğumuz doğrultusunda, kuryelerin cihazlarına kurulan uygulama ile sürüş performansları anbean gözlemliyoruz. Ayrıca tüm bu süreçleri yöneten bir Saha Güvenlik Departmanımız bulunuyor. Getir bayilerine bağlı görev yapan kuryelerin güvenliği için pek çok kural bulunuyor. Tüm bu önlemlerimiz ile kuryelerin ve halkın güvenliğini sağlayabilmenin yanında kuryeliğin gerçek, kalıcı ve profesyonellik gerektiren bir meslek olarak kabul görmesi adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Getir hizmetinde yalnızca motorlarla hizmet verirken GetirBüyük’te hem araç hem de motorlarla teslimat yapılıyor. Motosikletlerle teslimatlarda kilogram ve hacim limitleri bulunuyor. Yüksek kilo ya da hacimli bir sipariş oluşturulması halinde sistem kullanıcıdan otomatik olarak siparişini azaltmasını istiyor. GetirBüyük’te ise bu limitleri aşan bir sipariş olması durumunda direkt araçlarla teslimat sağlanıyor.

Ağır, hacimli ve kolay denge bozabilecek yapılarından dolayı iki tekerlekli araçlarla damacana teslimatı yapmıyoruz. 19 Litrelik Kuzeyden Su damacanalarını dört ve üç tekerlekli araçlarla teslim ediyoruz. Sürüşe elverişli olmayan havalarda, özellikle kar, aşırı yağmur, rüzgâr fark etmeksizin risk teşkil edecek bir durum olması halinde sistem geçici süreliğine, kullanıcıların anlayışına sığınarak durduruluyor.

İngiltere’de en çok satılan 10 Türk ürünü

Getir’in şu anda yurt dışında en yaygın bulunduğu ülke İngiltere’de en çok satılan ürünlerin başında ayran geliyor. İngiltere’de en fazla satılan ürünler şöyle sıralanıyor: Ayran, Çubuk Kraker, Ülker Çikolatalı Gofret, Susamlı Çubuk Kraker, Biskrem, Tadım Ay Çekirdeği, Halley Mini, Baklava, Dondurulmuş Simit.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.