ASAYİŞ - 16 Mayıs 2019 Perşembe 03:45

Gezici hırsızlık şebekesi çökertildi

A
A
A
Gezici hırsızlık şebekesi çökertildi

Kahramanmaraş'ta evlerden yapılan hırsızlık olaylarını önlemek amacıyla yapılan uygulamada, gezici hırsızlık şebekesi çökertildi.

Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde meydana gelen ikametten hırsızlık olaylarını aydınlatmak ve önlemek amacıyla Göksun İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri tarafından ilçe giriş ve çıkışlarında, çevre illerden gelen dilenci ve bohçası görünümlü kadınlar üzerinde uygulama yapıldı. 

''Son hırsızlık olayında yakayı ele verdiler'' 

Uygulamada resmi ekipler ilçe giriş ve çıkışlarını alırken, sivil ekiplerde kamufle olarak ilçe merkezindeki apartmanların yoğun olduğu bölgelerde takip yaparak bir çalışma yürüttü. Yapılan çalışma neticesinde hırsızlık amacıyla Kayseri’den Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine geldiği öğrenilen S.Y. (26) K.Y. (24) ve Y.T. (17) yaptıkları son hırsızlık olayında, kamera görüntüleriyle birlikte Göksun İlçe Emniyet Müdürlüğü personelleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. 

''Suç dosyaları kabarık''
Özellikle evden hırsızlık suçlarından çok sayıda suç kaydı olan şüpheli kadınların üzerinde, ikametlerden hırsızlık yapmakta kullandıkları kapı açmaya yarayan özel plastik aparat yakalandığı öğrenildi. Yakalanan kadınlardan, 29 ayrı hırsızlık suçundan kaydı olan ve 12 ayrı hırsızlık suçundan aranması olan 26 yaşındaki S.Y., 21 ayrı hırsızlık suçundan kaydı olan 24 yaşındaki K.Y., hırsızlıktan kaydı olan 17 yaşındaki Y.T. Göksun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. 

"Kapıları çekip gitmeyin kilitleyin"
Hırsızlık şebekelerine karşı vatandaşlara uyarılarda bulunan Göksun İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, gezici hırsızlık şebekelerine yönelik önleyici, caydırıcı ve engelleyici uygulamalara devam edeceğini bildirdi. Vatandaşlara uyarılarda bulunan emniyet yetkilileri, bohçacı ve dilenci görünümlü şüpheli kadınların hırsızlık amaçlı eve girememesi için kapıların anahtar ile kilitlenmesinin gerektiğinin altını çizdi. Kapıların sadece çekilerek kilitlenmeden bırakılması halinde basit yöntemlerle kolayca açılabileceğini aktaran yetkililer, kapı ara boşluğundan kartı araya geçirerek, kapı dilini düşürüp birkaç saniyede hırsızların içeriye girdiklerini, en iyi yöntemin komşuya bile gidilse kapının kilitlenmesi olduğu ifade edildi.  

Ömer Faruk Salman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersinliler ’Hello Mersin’ ile dil öğreniyor Mersin’de yabancı dil alanında kendini geliştirmek isteyenler, Mersin Büyükşehir Belediyesince hayata geçirilen ’Hello Mersin’ ile dil öğreniyor. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde 12 ayrı grubun İngilizce dersi aldığı ’Hello Mersin’de 316 öğrenci, yabancı dile karşı tabuları yıkıyor ve kendilerini dünyaya açıyor. Ücretsiz kulübe katılmak isteyen vatandaşlar, ’mercek.mersin.bel.tr’ adresinden ya da ’Alo 185’ hattından başvurularını yapabiliyor. Drama, dil oyunları, sunumlar ve grup çalışması gibi birçok etkinlik sayesinde hem eğlenip hem öğrenmeyi amaçlayan kulüpte, vatandaşlar daha akıcı ve özgüvenli bir iletişimin kapılarını aralıyor. Dil öğrenmenin yanı sıra, dil kulüplerine de ev sahipliği yapan ‘Hello Mersin’, dil alanında kendini geliştirmek isteyen Mersinlileri buluşturuyor. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesindeki kulübe katılmak isteyen vatandaşlar, ’mercek.mersin.bel.tr’ adresinden ya da ’Alo 185’ hattından başvurularını yapabiliyor. “Dil öğrenmek isteyenlerin karşısında bir bariyer var ve bunların yıkılmasını istiyoruz” Açıldığı günden bu yana çok keyifli bir kurs süreci geçirdiklerini belirten ’Hello Mersin’de İngilizce Öğretmeni Başak Çelik, eğitimlerin 10 aydır sürdüğünü kaydetti. Toplamda 12 grubun eğitim aldığını kaydeden Çelik, 316 katılımcı olduğunu belirtti. Konuşma becerilerinin geliştirilmesi için dil oyunları, aktiviteler, drama, tiyatro gibi pek çok metodu kullandıklarını söyleyen Çelik, “Sıkıcı bir ders ortamından çok uzaktayız. O yüzden burada katılımcıların daha hevesli bir şekilde dil öğrenmelerini geliştiriyoruz” dedi. ’Hello Mersin’ kurslarının tamamen ücretsiz olduğunu belirten Çelik, “Burada öğrencilerimizi daha özgüvenli kılarak, yabancı dili doğru ve akıcı konuşmalarını amaçlıyoruz. Dil öğrenmek isteyenlerin karşısında bir bariyer var ve biz bunların yıkılmasını istiyoruz. O yüzden bu imkanı sunuyoruz. Eğlenerek, gülerek, sohbet ederek, her hafta farklı konularda konuşarak, dünya gündeminden bahsederek dil ve konuşma becerilerini geliştiriyoruz” diye konuştu. “İnsanlara bir şeyler katmak büyük bir mutluluk” Kursa gelmek isteyen kişilere mülakat yaptıklarını söyleyen İngilizce ve Almanca Öğretmeni Figen Kundak, “Gelen öğrencilerimiz ya da yetişkinlerimiz, ‘Anlayabiliyorum ama konuşamıyorum’ diyor. Biz onları özgüvenle yetiştirmeye çalışıyoruz. Sohbet ediyor, soru cevap yapıyor, oyun etkinlikleri hazırlıyor ve daha birçok aktivite yapıyoruz. Kendilerini ders ortamında değil de daha çok sohbet ortamında hissediyorlar. Onlara bir şeyler katmak ayrıca bir mutluluk. Öğrencilerimizden istikrar istiyoruz ki en önemli nokta bu” ifadelerine yer verdi. “Özgüvenim yoktu ama burada açılmaya başladım” Kursun çok eğlenceli geçtiğini söyleyen lise öğrencisi Senanur Döldöş, İngilizce oyunlar oynayarak kendilerini hızla geliştirdiklerini belirtti. Okuldan çok daha farklı bir ortam olduğunu belirten Döldöş, “Burası İngilizce için çok iyi, bana çok şey şey kattı. Konuşurken çok özgüvenim yoktu ama burada açılmaya başladım. Çünkü insanlarla konuşmam gerekiyor. Konuşma kulübü olduğu için de kendimi ifade etmem gelişti. Buraya geldikçe hem sosyalleşmiş oldum hem de kendi kariyerime çok şey kattım” şeklinde konuştu.
Konya Türkiye’de her 5 kişiden 1’i obezite ile savaşıyor Obezite, dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu olarak öne çıkarken, TÜİK verilerine göre, ülkemizde her 5 kişiden 1’i obezite sorunu yaşıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, “Obezite, birçok hastalığa davetiye çıkarabilir. Obezite tedavisinde ilk seçenek her zaman diyet ve egzersizle desteklenen bir yaşam tarzı değişikliği olmalıdır. Diyet ve egzersizle yeterli kilo kaybı sağlayamayan hastalarda ilaçlar, endoskopik ve cerrahi tedaviler uygulanabilir” dedi. Obezite, vücut ağırlığı ve özellikle yağ oranının, sağlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturacak derecede fazla olması durumu olarak tanımlanırken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde her 5 kişiden 1’inin obez olduğu görülüyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, obezitenin artmasının sebebini sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı ve beslenmede hazır gıdaların çok fazla tüketilmesi olarak açıkladı. Obezitenin sadece fiziki olarak değil, sağlık açısından da birçok zararı bulunuyor. "Alınan kalori ile harcanan kalori dengede olmalı" Anne karnında başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreç olan beslenme büyük önem arz ediyor. Çocuklarda büyüme ve gelişmenin sağlıklı olabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmenin olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Bilal Toka, yetişkinlerde ise; yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik özelliklere ve sağlık durumuna göre değişen günlük kalori miktarının aşılmaması gerektiğini ifade etti. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan kalori ile harcanan kalorinin dengede tutulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, “Aşırı kalori alımının yanı sıra düşük kalori tüketimi de, artan enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasına ve obezitenin oluşmasına yol açar. Özellikle santral ya da elma tipi obezite, kronik sağlık sorunlarının oluşması açısından daha yüksek risk barındırmaktadır” şeklinde konuştu. "Kalp hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon riskini artırır" Obezitenin etkili bir şekilde yönetilmesi ve tedavi edilmesi birey ve toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Obezitenin başka hastalıklara da davetiye çıkardığını söyleyen Doç. Dr. Bilal Toka, “Obez hastalarda uyku bozuklukları, aşırı terleme, nefes almada zorluklar, horlama, çabuk yorulma, ayaklarda ödem, adet düzensizlikleri, cinsel işlev bozuklukları, sırt ağrıları, reflü, şişkinlik ve kabızlık gibi birçok şikayet görülebilir. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, hipertansiyon, depresyon, karaciğer yağlanması ve siroz gibi birçok ciddi hastalığın oluşmasında da obezite ciddi bir faktördür. Kısacası fazla kalori alımı kronik hastalıkları da beraberinde getirir” diye konuştu. Türkiye, obezitede ilk sıralarda Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 verilerine göre, Türkiye, yüzde 66.8’lik oranla Avrupa’nın en obez ülkesi konumunda bulunuyor. Sağlıklı bir toplum olabilmek için bu verilerin değişmesi gerektiğine dikkat çeken Gastroentroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, “Obezitenin tedavisinde ilk seçenek her zaman diyet ve egzersizle desteklenen bir yaşam tarzı değişikliği olması gerekir. Diyet ve egzersizle yeterli kilo kaybı sağlayamayan hastalarda ilaçlar, endoskopik ve cerrahi tedaviler uygulanabilir” ifadelerini kullandı. "Mide balonu, cerrahi bir işlem değildir" Son yıllarda teknolojideki gelişmeler sayesinde endoskopik olarak obezitenin yönetimi ve tedavisinde büyük kolaylıklar sağlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Bilal Toka, “Endoskopik tedaviler, daha az invazif olmaları ve daha az risk taşımaları nedeniyle giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Başlıca mide botoksu, mide balonu ve endoskopik sütürlerle uygulanan gastroplasti yöntemlerini içermektedir. En yaygın uygulanan endoskopik tedavi yöntemi ise mide balonu yöntemidir. Bu işlemde, bir endoskop aracılığıyla mideye yerleştirilen şişirilebilir bir balon, mide hacmini artırarak tokluk hissini artırır. Bu sayede, kişiler daha az yemek yemekte ve kilo vermeye başlamaktadır. Mide balonu tedavisi, cerrahi bir işlem olmaması nedeniyle bazı avantajlar sunmaktadır. Hastalar, mide balonu çıkartılana kadar normal günlük aktivitelerine devam edebilir. Ayrıca mide balonu, obeziteye bağlı diyabet gibi bazı sağlık sorunlarını da iyileştirebilir veya kontrol altına alabilir. Endoskopik gastroplastiler ise cerrahi tedavilere önemli bir alternatif olarak öne çıkmakta, ameliyatsız olarak mide hacminin endoskopik sütürlerle küçültülmesi esasına dayanmaktadır. Cerrahi tedavi seçenekleri gastrik by-pass ve sleeve gastrektomi gibi çeşitli mide ve barsak ameliyatlarını içermektedir. Sindirim sisteminde kalıcı değişiklikler oluşturması nedeniyle ancak ileri derecede obez olan hastalarda tercih edilmektedir. Sonuç olarak her hasta için en uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi gerekir ve deneyimli bir hekim kontrolünde detaylı bir incelemeyle kişiye özel tedavi seçimleri büyük önem taşır” dedi.
İstanbul İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Gastronomi Şenliği düzenlenecek İstanbul Gelişim Üniversitesi, 15 Mayıs 2024 tarihinde ilk kez İGÜ Kule Bahçe’de gerçekleştireceği Gastronomi Şenliği’nde 30’dan fazla firma ve Onur Konuğu olarak Şef Mehmet Yalçınkaya başta olmak üzere alanında uzman şefleri ağırlayacak. Gastronomi Şenliği, akademi ve sektör öncüleriyle gerçekleştirilecek olan GastroTalks söyleşileri, panayır alanında müzik eşliğinde sunulacak yiyecek ve içecek ikramlarıyla kampüse şenlik havasını taşıyacak. Yaklaşık 1300 Gastronomi öğrencisiyle İstanbul’da en fazla ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenciye sahip olan İGÜ, düzenlenen şenlikte gastronomi dünyasının öncü firmalarını ağırlayacak. Gerçekleşecek şenlikte gastronomi sektöründeki başarı hikayeleri ile birlikte yapay zeka kullanımı, güncel yatırım trendi kahve ve fırın işletmeleri, yenilikçi teknolojiler, sektörün büyüme eğilimi, ikonik restoranlar ve restoran sıralamaları değerlendirilecek. İki oturumdan oluşacak şenliğin ilk oturumunda Karaköy Güllüoğlu Baklavaları’ndan Nadir Güllüoğlu, Öztiryakiler’den Tahsin Öztiryaki, Koza Gıda’dan Osman Sekban ve Ekol Food’tan Önder Bilen firmalarının başarı hikayelerini anlatacak. Şeflerden başarı hikayeleri Şenliğin ikinci oturumunda gençlere ışık olacak başarılı şefler hikayelerini anlatacak. Sheraton İstanbul Levent’ten Şef Muhittin Fidan, Rönesans Polat İstanbul’dan Şef Arif Madakbaş, Hilton Otel’den Şef Gökhan Özcan, Raffles Otel’den Şef Okan Aydemir, Swiss Otel’den Şef Soner Kesgin, Marriott Marmara Sea Otel’den Şef Mehmet Faruk Yardımcı, Big Chef’ten Şef Şenol Demirtaş, Harmony Green Village’dan Şef Emre Karakafa sektöre dair deneyimlerini paylaşacak. Hem sektörel hem de akademik deneyimi bir araya getirmeyi amaçlayan Gastronomi Şenliği’nde öğrenciler, bir yandan eğlenirken bir yandan da sektörün önde gelen şefleri ve firmalarıyla bir araya gelerek kariyer planlaması yapabilecek. Öğrenciler, şenlik boyunca firmalarla görüşmeler yaparak geleceğini şekillendirecek staj ve iş imkânları bulabilecek. “Gastronomi alanında kendini geliştirmek isteyen her öğrenci davetli” İstanbul Gelişim Üniversitesi Gastronomi Bölümleri Koordinatörü Doç. Dr. Serdar Egeli, sürdürülebilirlik çalışmalarıyla öne çıkan İGÜ’nün gastronomi bölümlerine verdiği önemi vurgulayarak gerçekleştirilecek şenliğin kurum öğrencilerinin yanı sıra gastronomi alanında kendini geliştirmek isteyen gençlere de fayda sağlayacağını belirtti. Doç. Dr. Serdar Egeli, “Kurumumuzda öğrenim gören öğrencilerimiz başta olmak üzere kurum dışından lise, ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görmekte olan öğrencilere de kapılarını açacak olan şenlik; katılımcılara kendini keşfetme, farkındalık oluşturma ve sektör öncüleriyle tanışma imkânı sunacaktır.” dedi.