EKONOMİ - 26 Ocak 2021 Salı 09:31

Gübre tedarikini kesintisiz sürdüren GÜBRETAŞ, 2020'yi rekorla tamamladı

A
A
A
Gübre tedarikini kesintisiz sürdüren GÜBRETAŞ, 2020'yi rekorla tamamladı

Salgın döneminde gıda arz güvenliğinin sağlanması için Türkiye’de tarımsal üretiminin aksamadan yürütülmesi amacıyla operasyonel faaliyetlerini artan bir tempoyla sürdüren GÜBRETAŞ, Covid-19 salgınının Türkiye’nin gündemine girdiği Mart ayında çiftçilere gübre tedariki konusunda güven veren bir KAP açıklaması yapmıştı.

GÜBRETAŞ, tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde hem üretim hem de satışlarını artırarak, 2020 yılını şirket tarihinin yeni rekorlarıyla tamamladığını açıkladı. Verilen bilgiye göre, geçtiğimiz yıl boyunca Türkiye faaliyetlerinde toplam 687 bin ton katı, sıvı ve toz gübre üretimi gerçekleştiren şirket; tüm ürün gruplarında 2 milyon ton üzerindeki satışıyla pazar payını artırırken ülkemizdeki gübre tüketiminin 3’te 1’ini tek başına karşılama başarısına imza attı.

“Zorlu dönemde üstlendiğimiz sorumluluğu yerine getirdik”
Konuyu değerlendiren GÜBRETAŞ Genel Müdürü İbrahim Yumaklı, “2020 yılı, özellikle Covid-19 nedeniyle tüm dünya açısından farklı ve zorlu bir yıl oldu. Birçok alanda yeni normallerinin oluştuğu bu dönemde insan sağlığının korunması kadar, gıda güvenliğinin sağlanması ve beslenme ihtiyacının kesintisiz şekilde karşılanmaya devam edilmesi daha da önem kazandı. Bu süreç, tarımsal üretimdeki sürdürülebilirliğin ülkemiz ve insanlık için ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz de şirket olarak ana hissedarımız Tarım Kredi Kooperatifleri’yle oluşturduğumuz güçlü işbirliği sayesinde, bu zorlu dönemde üstlendiğimiz sorumluluğu başarıyla yerine getirdik ve yeni yılda da bunu sürdürüyoruz” dedi.

Pazar liderliğinin yanı sıra şirket olarak üreticilere sundukları bilinçli tarımı yaygınlaştırma ve tarımsal danışmanlık hizmetlerini salgın döneminde de aralıksız sürdürdüklerini hatırlatan Yumaklı, “Tarım sektöründeki üreticilerin hem bitki besleme ürünü hem de bilgi desteği ihtiyaçlarını artan tempoyla karşılamaya devam ettik. Bu sayede 2020 yılında kimyevi gübre satış miktarımızı bir önceki yıla oranla yüzde 21 artırarak ilk kez 2 milyon ton eşiğini aştık. Yurtiçi satışların yanı sıra geçen yıla oranla yüzde 40’ın üzerinde bir artışla ihracatta da şirket tarihi rekorunu kırarak, mili ekonomiye daha fazla döviz katkısı sağlamayı başardık. Diğer yandan tarımsal danışmanlık kanallarımıza üreticilerden gelen bilgi talepleri ise 3 kat artış gösterdi. Model alan çalışmalarımızı da bu dönem başarıyla sürdürdük” diye konuştu.

“Umutla başladığımız yeni yılda da sözümüzün arkasındayız”
Ülkemizde yıllık ortalama 6 milyon ton kimyevi gübre tüketildiğini vurgulayan Yumaklı, “Küresel salgın döneminde tarım sektörü üretimi aralıksız ve artan tempoyla sürdürerek, 2020 yılını verimli şekilde geçirdi. Sektör olarak yeni yıla da umutla başladık. Fakat tarım sektörü için en önemli faktörlerden olan iklim konusunda zorlu bir süreçten geçiyoruz. Son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşama ihtimali, tarımsal üretim için önemli bir risk. Bu nedenle son birkaç haftadaki yağışların devam etmesini ve yeni yılın çiftçilerimiz için bereketli bir yıl olmasını temenni ediyoruz” dedi.

Tarımsal üretimdeki 2021 ilkbahar sezonu için ihtiyaç duyulacak gübre tedarik hazırlıklarını aylar öncesinden yaptıklarını belirten İbrahim Yumaklı, “Geçtiğimiz yılların dönemsel gübre tüketim verileri ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin ilk 6 aylık siparişlerine göre oluşturulan satış bütçemiz için gerekli ürünlerin yüzde 80’ini tedarik ettik. Geriye kalan bölüm ise pazardaki gelişmeler, tüketimdeki gerçekleşmeler ve müşterilerimizin talepleri doğrultusunda pazar payımız çerçevesinde uygun zamanda tedarik edilmektedir” şeklinde konuştu.

Bu dönemde çiftçinin ihtiyaç duyduğu gübrelerin temini için kooperatif ve bayilerden gelen siparişlerin takvimine uygun şekilde sevkiyatların yoğun şekilde sürdüğünü belirten Yumaklı, “Müşterilerimizin ocak ayı taleplerinin yüzde 90’dan fazlası 24 Ocak itibariyle teslim edilmiştir. Ayrıca coğrafi şartlardan ve kamyon hareketlerinden dolayı teslimatta öncelik tanıdığımız müşterilerimizin şubat ayı siparişlerinin de yüzde 20’ye yakını sevk edilmiştir. Operasyonel faaliyetlerimiz 7 gün 24 saat esasıyla kesintisiz sürdürülmektedir. Çiftçiler, Türkiye genelindeki Tarım Kredi Kooperatifleri ve diğer bayilerimizden ürünlerimizi temin edip kullanmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Global ticaretteki risklere rağmen en kaliteli gübreyi en uygun fiyatla sunuyoruz”
Ülkemizde bu konuda gerekli yeraltı kaynağı bulunmadığı için kimyevi gübre sektörünün hammadde yönüyle ithalata dayalı olduğunu hatırlatan İbrahim Yumaklı, “Kimyevi gübre global bir sektör olup Türkiye bu pazarda sadece yüzde 1,5 civarı bir paya sahiptir. Yurtdışından ithal ettiğimiz gübre hammaddelerini dövizle satın alıp çiftçiye TL olarak ulaştırmak sektörün finansal zorluklarından biridir. Kimyevi gübre fiyatlarına, uluslararası piyasalardaki emtia ve hammadde fiyatlarının yanı sıra döviz kurlarındaki hareketler de doğrudan etki etmektedir” açıklamasında bulundu.

GÜBRETAŞ olarak bu iki unsurun maliyetler üzerindeki etkisini minimize edecek operasyonel tedbirleri alarak üreticilere en kaliteli gübreyi en uygun fiyata tedarik etme politikasını sürdürdüklerini belirten Yumaklı, “Buna bağlı olarak bazen dövizde artış yaşansa bile global hammadde fiyatlarında düşüşler olduğunda ülkemizdeki fiyatlar stabil kalabiliyor. Geçmiş yıllarda da bunun örnekleri yaşandı. Fakat son aylarda döviz kurundaki durağan seyre rağmen, uluslararası gübre hammadde fiyatlarında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 40’larıaşan artışlardan sektörümüz de etkilenmektedir. Kısacası, gübre fiyatlarını sadece döviz kurlarıyla açıklamak yeterli olmaz; bir yıllık dönemde döviz kurundaki değişimle birlikte salgın faktörünü, global hammadde fiyatları ile ülkemizde kredi faizlerindeki artışı da dikkate almak gerekir” dedi.

Yumaklı sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm bu finansal ve operasyonel zorluklara rağmen şirket olarak toprağa verdikleri emekleri her zaman minnetle andığımız çiftçilerimizin işini kolaylaştırmaya çalışıyor ve tarımsal üretimdeki devamlılığa büyük önem veriyoruz. Bu amaçla çiftçilerin ihtiyaç duyduğu gübreleri en kaliteli ve en uygun fiyatla sunmaktayız. Sektördeki son bir yıllık fiyatlar karşılaştırıldığında Tarım Kredi Kooperatifleri ile şirketimizin çiftçinin yanında duruşu görülecektir. Son yaptırdığımız saha araştırmasında da GÜBRETAŞ markasının yüzde 90’ın üstünde bir kalite algısına sahip olması, çiftçilerin ürünlerimize teveccühünü artırıyor. Bu nedenle 2020’de çok yoğun bir taleple karşılaştık ve salgının getirdiği zorluklara rağmen 69 yıllık şirket tarihinin satış sevkiyat rekorunu kırarak, 2 milyon tondan fazla gübreyi tek başımıza karşıladık. Bu çizgiyi koruyarak, tarımsal üretime katma değer sağlamaya devam edeceğiz”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç, Pınarbaşı esnafı ve ilçe sakinleriyle kucaklaştı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Pınarbaşı ile ziyaretleri kapsamında, esnaf ve vatandaşlarla kucaklaşırken, Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Pınarbaşı İlçe Başkanlığı’nı da ziyaret etti. Yeni hizmet döneminde de merkez ve kırsal ilçe ziyaretlerini hız kesmeden sürdüren Başkan Büyükkılıç Pınarbaşı ilçesi ziyaretinde MHP Pınarbaşı İlçe Teşkilatı üyeleri ile bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a MHP Pınarbaşı İlçe Başkanlığı ziyaretinde AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm, Cumhur İttifakı ortağı Pınarbaşı Belediye Başkanı Adayı Menduh Uzunluoğlu eşlik etti. Başkan Büyükkılıç’ı ve beraberindeki heyeti ilçe başkanlığı önünde MHP Pınarbaşı İlçe Başkanı Kadir Akbaş ve partililer karşılarken Büyükkılıç, teşkilatta partililerle sıcak ve samimi bir ortamda sohbet etti. Ziyareti değerlendiren Büyükkılıç, “AK Parti Kayseri İl Başkanımız Fatih Üzüm ve gerçek belediyecilik hizmeti için, sevdası olan Pınarbaşı’na büyük bir aşkla çalışan Cumhur İttifakı Pınarbaşı Belediye Başkan adayımız Menduh Uzunluoğlu ile birlikte MHP Pınarbaşı İlçe Başkanlığı’nı ziyaret ederek, teşkilatımıza kolaylıklar diledik” dedi. MHP Pınarbaşı İlçe Başkanı Kadir Akbaş da nazik ziyaretlerinin yanı sıra hizmetlerinden dolayı Başkan Büyükkılıç’a teşekkür etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, ilçe ziyareti kapsamında esnaf ve vatandaşla kucaklaştı. Esnaf ziyaretinde hayırlı ve bereketli işler temennisinde bulunan Başkan Büyükkılıç, vatandaşlarla da bir araya geldi. Esnaf dükkânlarını tek tek ziyaret eden Büyükkılıç, mahalle esnafına hayırlı işler temennisini ileterek taleplerini sordu. İlçe sakinlerinin talep ve önerilerini dinleyen Başkan Büyükkılıç, çocuklar ve gençler başta olmak üzere vatandaşlarla yakından ilgilenerek, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi. İlçe sakinleri ve esnafın sıcak ve samimi ilgisiyle karşılaşan Büyükkılıç, insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesiyle hizmetlerin süreceğini vurgulayarak, bir aile anlayışı ve dayanışma içinde çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Pınarbaşı ilçe sakinleri de ilgi, alakası ve hizmetlerinden dolayı Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ettiler.
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.