GÜNDEM - 16 Mayıs 2018 Çarşamba 10:42

Güneşi görünce organlarını bir bir kaybediyor

A
A
A
Güneşi görünce organlarını bir bir kaybediyor

Antalya’da 8 yaşında yakalandığı deri hastalığının nadir görülen ve tedavisi bulunmayan bir cilt kanserine dönüşmesi sonrası hayatı kararan 43 yaşındaki Sibel Oflas, kulağı ve yüzünün bir parçasından sonra sağ elini de kaybetti.

 Güneş ışınlarına maruz kaldıkça daha da hızlı yayılan hastalığının son zamanlarda tüm vücudunu sardığını ifade eden Oflas, "Organlarım sürekli kesiliyor ve tüm organlarımı kaybetme riskiyle karşı karşıyayım. Yarım insan bile değilim. Buna bir çözüm olmalı, tıp bu kadar çaresiz olmamalı" dedi. 

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde dünyaya gelen Sibel Oflas'ın vücudunun bazı bölgelerinde 8 yaşındayken siğiller çıkmaya başladı. İlerleyen süre içerisinde de çıkan siğilleri olağan gören Oflas'ın, 30 yaşına geldiğinde ise başında yaralar çıkmaya başladı. Sağlık güvencesi olmadığı için hastaneye gidemeyen Oflas, birkaç yıl sonrasında yaraların vücuduna yayılmasıyla soluğu hastanede aldı. Burada muayene olan Oflas'a testlerin ardından ‘epidermodisplazya verrüsiformis’ adı verilen deri hastalığına yakalandığı bildirildi. Nadir görülen hastalık sonrası Oflas'ın yaraları ise güneş ışığının etkisiyle de kansere dönüştü. Yüzü neredeyse tamamen yarayla kaplanan talihsiz kadının 1,5 yıl önce kulağının ve yanağının bir bölümü operasyonla alındı.

Yüzü ve kulağının ardından elini de kaybetti 

Geçen süre içerisinde kanser hücreleri Oflas’ın vücudunda hızla yayılmaya başladı. Son olarak sağ eline yayılan kanser hücreleri ilk etapta 2 parmağını, ardından tüm elini sardı. Acılara dayanamayan Oflas, 5 gün önce gittiği hastanede elinin kesilmesi gerektiğini, aksi takdirde kanserin iç organları da tehdit edilebileceği bilgisini aldı. Acilen ameliyat masasına yatırılan Oflas’ın eli, bilek bölümünden kesilerek ampute edildi. Şuanda vücudunun büyük bir bölümünü kaplayan hücreler, gün gittikçe yayılmaya devam ediyor. Talihsiz kadının tek dileği ise başka organ ve uzuvlarını kaybetmeden hastalığına son verecek bir tedavinin bulunması.

"Tüm organlarımı kaybetme riskiyle karşı karşıyayım" 

Kanserin gün ilerledikçe hızlandığını ifade eden Sibel Oflas, tüm organlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Oflas, "Bu hastalık benim bütün vücudumda bulunduğu için ve bunlar kansere dönüştüğü için benim bütün organlarımı kaybetme riskim çok yüksek. Hastalığım çok hızlandı. Tüm organlarımı kaybetme riskiyle karşı karşıyayım. Daha önce yavaş ilerliyordu ama son 1-2 yıldır ciddi anlamda hızlandı. Bütün organlarımı kaybetmemek için gen tedavisi görmem gerekiyor" dedi.

"Doktorlar, ‘senin gibisini görmedik’ diyorlar" 

Kanser türünün Türkiye’de 15-16 kişide bulunduğunu belirten Oflas, "Türkiye’de de 15-16 kişide bulunuyor ama bütün doktorların söylediği, benim gibi kanserleşme evresine gelmiş bir hasta görmedikleri. Sanırım onların gördükleri benim 20 yıl önceki halim. Benim gibi olan bir hastanın Türkiye’de olmadığını tahmin ediyorum" ifadelerini kaydetti.

Yurt dışı umudu 

Kendi araştırması sonucu, İtalya’da hastalığının tedavi edilme olasılığı olduğunu dile getiren Oflas, bu konuda yetkililerden yardım beklediğini söyledi. Oflas, "İnternetten araştırmalarıma göre kelebek hastası bir Alman çocuk, İtalya’daki bir üniversite hastanesinde kendi hücrelerinden deri üretilmiş ve 2 yıl içerisinde çocuk tamamen sağlığına kavuşmuş. Eğer burası benim için de uygunsa, devletimizin bana sahip çıkmasını istiyorum. Beni de oraya göndermesini ya da daha da başka yerler varsa oralarda beni tedavi ettirmesini istiyorum. Cumhurbaşkanımız, beni duysun istiyorum. Biliyorum ki o, mazlumların, çaresizlerin yanındadır, beni duyarsa eminim ki bana da kucak açacaktır" diye konuştu.

"Tıp bu kadar çaresiz olmamalı" 

Son olarak başka organlarını kaybetmek istemediğini ifade eden Oflas, "Kirpik uçlarım, göz kapaklarımın içerisine girdi. Doktora bunu söylediğimde, ‘göz kapağını almamız gerekir’ dedi. Benim her yerim alınacak. Ben organlarım alınarak bu şekilde nasıl yaşayacağım. İntihar mı edeyim? Nasıl yaşayacağım bilmiyorum. Organlarım kesiliyor sürekli. Yarım bir insan bile değilim. Buna bir çözüm olmalı, tıp bu kadar çaresiz olmamalı" diyerek uzun süre gözyaşı döktü.

En büyük düşmanı güneş ışınları 

Öte yandan Oflas’ın yakalandığı hastalık, dünyada çok nadir görülüyor. Yaklaşık 500-600 kişide var olduğu tahmin edilen hastalık Epidermodisplazya Verrüsiformis "Lewandowsky-Lutz Sendromu" olarak da biliniyor. Oflas'ın yakalanıp, cilt kanseri evresine dönüşen hastalığında, güneş ışınları hastalık sürecini daha da fazla hızlandırıyor.
Kesin bir tedavisinin olmadığı belirtilen hastalık hakkında şu bilgiler yer alıyor: Epidermodisplazya Verrüsiformis, cilt lezyonlarının farklı türleriyle ortaya çıkan bir dermatolojik hastalık türüdür. HPV - insan papilloma virüsünün - (esas olarak 5, 8 ve 14 serotipleri) bu durumdan sorumlu olduğuna inanılmaktadır. Genetik yatkınlığa sahip kişilerde, 17 numaralı kromozomun mutasyonuyla EVER2 veya EVER1 olmak üzere iki gen içerisinde meydana gelir. Gerçekten de, bu yatkınlığa genetik olarak ve otozomal resesif bir şekilde kalıtıldığı belirlenmiştir. İnsanlardaki genetik bozukluk, derinin immünolojik potansiyelini düşürür; virüsün derin tabakalara nüfuz etmesi ve klinik semptomların ortaya çıkması söz konusudur. Virüs (uygun genetik koşullarda) bağışıklık sistemi tarafından tolere edilebilir.
Hastalık iyileştirilemez ve çocukluk döneminden beri meydana gelen değişimler hayat boyunca kötüleşir. Farmakoterapide retinoidler (A vitamini ve türevleri - virüs genlerinin transkripsiyonunu engeller) bu hastalığın ilerlemesini geçici olarak önler veya geçici olarak iyileştirir. Cerrahi tedavi veya lazer tedavileri, hastalık kontrolünde etkili değildir. Silinen değişiklikler sıklıkla tekrarlanır, c. spinosellulare veya c. basicellulare türünde cilt kanserine dönüşebilir. UV ışınlar (Güneş ışınları), hastalık sürecini hızlandırdığı için hastalığın ilk yıllarında yüksek faktörlü güneş kremleri kullanılmalıdır.  

Suat Metin - Figen Acar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Yerde yuvarlanması tepki çeken AK Partili meclis üyesi görevinden istifa etti İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları arasında çıkan kargaşada bir kişinin ittirmesi sonucu yere düşen AK Parti İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe, yerde yuvarlanmasının abartılı bulunması ve tepki görmesi sonrasında görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Şehir hastanesinin çevresinde yapılan düzenlemeler sırasında 25 Mayıs tarihinde İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları karşı karşıya gelmişti. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir hastanesi yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları arasında kavga çıktı. Olay sebebiyle İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet de bölgeye gitti. İzmit Belediyesi ekibi ile gelen grupta yer alan bir kişi, İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen Efe’nin yuvarlanması abartılı bulunup tepki çekti. İstifa etti AK’ Parti Kocaeli İl Başkanlığı, dün İbrahim Efe hakkında disiplin süreci başlattığını duyurmuştu. Bugün ise AK Parti İzmit Belediye Meclis Üyesi İbrahim Efe, görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Efe sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, "Herkes sonuca baktı. Sebebi kimse sormadı olsun varsın sormasınlar. Arsızlık etmedim, yüzsüzlük etmedim, hırsızlık yapmadım. Sevgili dostlarımızın yüzünü yere düşürecek hiçbir işin içinde olmadım. Bölge parti etnik köken gözetmeksizin herkesin iyi ve kötü gününde her haline ve her şeyine rağmen zaman mefhumu gözetmeden her şartta hizmet ettim. Her zaman olduğu gibi vatandaşımıza hizmet adına gelişen bir olayda anlık öfke kontrolüne yenik düştüm, düşürüldüm. Sonrasında gelişen olaylar şahsıma özellikle ailemi hakikaten çok etkiledi. Bizimde insan olduğumuzu unutulduğu, hislerimiz duygularımızı hiçe sayıldığı, kamuoyunda bu denli linç girişiminin yapılması bizi derinden yaraladı. Yaşanan olaylar bizleri asla Yolumuzdan döndüremez kimseye kırgın ya da kızgın değilim ama süreçte duruş gösteren dost ve arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ederim. Ne kadar gariptir başka başka videoların yayınlandığı konular bile bu kadar gündem olmadı. Bu sebeple ailemin ve partimin daha fazla zarar görmemesi adına İzmit Belediyesi meclis üyeliğinden ve gönül verdiğim partimden istifa ediyorum" dedi.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Parti Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.