KÜLTÜR SANAT - 22 Mayıs 2023 Pazartesi 13:28

Hasankeyf, 'Türkiye Yüzyılına' yeni vizyonuyla hazırlanıyor

A
A
A
Hasankeyf, 'Türkiye Yüzyılına' yeni vizyonuyla hazırlanıyor

Devlet Su İşleri(DSİ) tarafından yapılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 19 Mayıs 2020 tarihinde 2 bin metrelik kurdelenin kesilmesi ile faaliyete başlayan Veysel Eroğlu Barajı’ndan etkilenen tarihi Hasankeyf ilçesi, yeni vizyonuyla "Türkiye Yüzyılına" hazırlanıyor.

Barajın inşa süreciyle birlikte 98 iş yeri ve yaklaşık 800 konut inşa edilerek yeni Hasankeyf oluşturuldu. Konutların yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafında hükümet konağı, belediye, emniyet, jandarma binaları, devlet hastanesi, kütüphane, spor salonu, müze, yüksekokul, arıtma tesisi, cami ve okul gibi kamu hizmet birimlerinin de tamamlanarak hizmete alındı.

Bölge mimarisine uygun inşa edilen 160 metrekarelik evler ile eski Hasankeyf’te yaşayan insanlar 30-40 metrekarelik evlerden çıkarak daha rahat bir hayat yaşamaya başladı.

Baraj gölünde kalan Zeynel Bey Türbesi, İmam Abdullah Türbe ve Zaviyesi, Süleyman Han Cami minaresi, taş kapı ve çeşmesi, Kızlar Camisi, Artuklu Hamamı, Kale Kapısı ve Er-Rızk Camisi, tahrikli modüler sistem (SPMT) araçlarla bütünsel olarak arkeoparka taşındı.

Baraj gölü alanında gerçekleştirilen kazılardan çıkartılan eserler bölgenin en büyük müzesi olma özelliğini taşıyan Hasankeyf Müzesi’ne taşındı. Yapımı tamamlanan Müze Limanı, Kale Limanı ve Balıkçı Limanı ile vatandaşlara hizmet veriliyor. Böylece Müze Limanı’ndan kalkan turistler baraj gölündeki gezintinin ardından Kale Limanı’na ulaşarak tarihi Hasankeyf Kalesi’ni gezecek. Tarihi ilçe yeni yüzüyle "Sakin şehirler" olarak bilinen "Cittaslow" listesine de girmeye hak kazandı.

İlçeye gelen turistler su sporları, yamaç paraşütü, trekking yolları ile tarihsel yolculuklarına sportif faaliyetlerle devam ederken yapılan gençlik kamplarıyla da Türkiye’nin farklı bölgelerinden gençler ilçede ağırlanıyor.
İlçe kaymakamlığınca Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) ve İl Özel İdaresinin desteğiyle hayata geçirdiği “Üçyol Ekolojik Köy Projesi” kapsamında Kapadokya'daki butik mağara oteller örnek alınarak turizme kazandırılan mağara otel konuklarına konaklamanın yanı sıra hobi bahçesi, yürüyüş yolları ve organik tarım imkanı da sunacak.

12 bin yıllık tarihe sahip antik kent Hasankeyf

İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklama yapan Hasankeyf İlçe Kaymakamı Şenol Öztürk, ilçenin bu yeni vizyonuyla Türkiye Yüzyılına hazırlandığını söyledi.

Hasankeyf'in tarihi çok eskilere dayanan milattan önce 12 bin yıl kadar eskiye dayanan, çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış antik bir şehir olduğunu belirten Öztürk, tarihi ilçenin sahip olduğu tarihi eserlerle son on yılda ciddi bir hareketliliği de beraberinde getirdiğini anlattı.

Hasankeyf’in her geçen gün daha da güzelleşeceğinin altını çizen Öztürk, “Hasankeyf, çok daha hareketli, dinamik ve enerjik bir yüzyılın içine girdiği aşikar özellikle son yıllarda Ilısu Barajı'yla birlikte Hasankeyf içerisinde barındırdığı bütün tarihi eserleri çok özenle koruduğu ve yeni bulunduğumuz alana nakillerini gerçekleştirildi. Türkiye'de ve dünyada kullanılan en ince ayrıntılı, en teknik donanımlarla beraber bu taşıma başarılı bir şekilde yerine getirildi. Zeynel Bey Türbesi başta olmak üzere Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Türbesi, Kızlar Camisi, Koç Camisi ve Sultan Süleyman Camisi, Er-Rızk Camisi ve orta kapıyla beraber bu taşıma işlemini başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş oldu. Hemen arkasında çok büyük bir alanda müzemiz var. Aslında burası tam bir açık hava müzesi. Bugün Hasankeyf, Türkiye'nin en örnek, özlenen, hayal edilen bir şehri konumunda” dedi.

“Her geçen gün turist sayımızda çok ciddi ilerleme mevcut”

Yapılan yatırımlarla Hasankeyf’in ilgiyle karşılanmaya başladığını belirten Kaymakam Öztürk, şunları kaydetti:
“Tabii son yıllarda bu yapılan hizmetler vatandaşlarımız tarafından da büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Çok büyük bir yatırım söz konusu şehirde. Bu yatırımların karşılığını da almaya başladık. Yani her geçen gün turist sayımızda çok ciddi ilerleme mevcut. Özellikle Ramazan Bayramı'nda çok büyük bir kalabalığı ağırladı şehrimiz."

İlçenin en büyük eksiklerinden biri olan ağaçlandırmaya ağırlık verdiklerini belirten Kaymakam Öztürk, bu çerçevede 40 bin ağaç dikimi gerçekleştirdiklerini söyledi.

Yatırımcılara çağrı

İlçede konaklamalı turist sayısını artırmak istediklerini dile getiren Öztürk, ilçede otel ihtiyacı olduğunu kaydetti.

İHA aracılığıyla yatırımcılara çağrıda bulunan Öztürk, “Belki turizm anlamında Çok daha öteye götürecek olan kalıcı otellerimiz ihtiyacımız söz konusu belki. O noktada tüm yatırımcılarımıza sizlerin aracılığıyla bir davette bulunalım. Hasankeyf hakikaten kazan kazan anlayışının tam anlamıyla gerçekleştirecek bir şehir burada. Çok ciddi gelecek vaat eden potansiyel vaat eden sürdürülebilir bir şehir konumunda Hasankeyf. Dolayısıyla buraya yatırım yapan her vatandaşımızın da burada kazançla çıkacak olduğunu da hiç şüphemiz yok. Konaklama tesislerinin artışıyla beraber Hasankeyf'teki bu sıçrayış çok daha farklı noktalara gelecek” diye konuştu.

Mağara oteller için projeler hayata geçiriliyor

İlçenin doku ve mimarisine uygun mağara oteller de hayata geçirmek istediklerini aktaran Kaymakam Öztürk, "Mağara otel projeleri üzerinde çalıştık. Bizim tabi bölgeye has kaya otellerimizin de inşasıyla ilgili proje çalışmalarımız devam ediyor. Yine karşı tarafta mağara otellerimizin var olması gerektiğine inandığımız için bu doğrultuda bir çalışmamız söz konusu. Yine artık su burada bir önemli bir hazine. Suyun getirmiş olduğu imkanları da profesyonel bir şekilde kullanmak istiyoruz Bu noktada su sporları merkezi projesini gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Yine Gençlik Kampımız burada kuruluyor. Bütün bu projeleri gerçekleştirdiğimizde Hasankeyf'in hiç şüphemiz yok ki çok daha farklı noktalarda olacak, çok daha turist çekecek, çok daha esnafımız kazanacak ve bu yapılanların karşılığında verilen emek de çok daha fazla kendiliğinden karşılık bulmuş olacak” şeklinde konuştu.

Hasankeyf’in tüm çalışmaların tamamlanmasıyla yepyeni bir yüzle Türkiye Yüzyılına karşılayacağını dile getiren Öztürk, “Bu yaz beklentimiz de çok fazla 2023 yılında artık çalışmalarımızı tamamlıyoruz. 2023 yılının sonunda Hasankeyf'i tamamlamış olacağız. Şaab Vadisi'yle, Arkeopark'ıyla, müzesiyle, tekneleriyle, limanıyla, gezinti alanlarıyla müthiş bir destinasyon vatandaşlarımızla yerli ve yabancı turistlerimizle buluşacak” ifadelerini kullandı.

Kayseri’den gelerek tarihi ilçeyi gezen turistlerden Mehmet Akif Sezer, Hasankeyf’in yeni yüzü karşısında şaşırdıklarını ve hayran kaldıklarını anlattı.

Sezer, “Yani birtakım bir güzellikler yapılmış. Yalnız mesire alanlarının eksikliği var. O mesire alanlarının eksikleri de tamam olursa gelen vatandaş burada rahat eder. Kayseri'de mesire alanlarında bungalov ve benzer tipte evler yapılmış, mesire alanları yapılmış. Burada da o tür yerler olursa vatandaş hiç değilse sağda solda mangal yapıp da etrafı pisletmeksizin belediyenin yaptırmış olduğu yerlerde bu işler yapılırsa etraf hem temiz kalır hem yangını da bilmem neydi çıkmaz. Genel olarak gözümüze batarcasına değişiklikler var tabii” değerlendirmesinde bulundu.

Hasankeyf’e ilk defa geldiğini anlatan Ayşe Sezer ise “Hasankeyf’i ziyarete geldik. Güzelliklerini görmeye geldik. Yani çok beğendik çok mutluyuz burada. Geziyoruz, görmediğimiz yerleri görüyoruz. Son derece güzel bir yer. Hatıralarımızdan canlandırdığımızdan daha güzel. İyidir hoştur buralar. Gezilmeye değer yerlerdir, turistik yerlerdir” dedi.

Mehmet Barış Zerooğlu - Osman Arslan - Selman Tür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.