GÜNDEM - 14 Ekim 2014 Salı 14:22

Haşim Kılıç’tan hukuk profesörüne dava

A
A
A
Haşim Kılıç’tan hukuk profesörüne dava

Yazdığı kitabında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üye Serdar Özgüldür’e hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıla kadar hapsi istenen Uludağ Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Gözler’in yargılanmasına başlandı.

Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, hem Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hem de Anayasa Mahkemesi Üyesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür’e yönelik “basın yoluyla hakarette bulunmak” suçundan 2 yıla kadar hapsi istenen Prof. Dr. Kemal Gözler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Davacı Haşim Kılıç ve Serdar Özgüldür’ün katılmadığı duruşmada avukatları Oğuz Büyüktanır hazır bulundu. Gözler’in öğrencileri duruşma salonunu doldurdu. TBB üyesi Rona Aybay ve eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Fazıl Sağlam ile Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz ise duruşmaya gözlemci olarak katıldı.

Yazdığı, ’Örnekleriyle Usulsüz Alıntı Sorunu’ isimli kitabındaki ifadelerden dolayı Kılıç’ın şikayeti üzerine hakkında dava açıldığını hatırlatan Gözler, “Benim kitabım Haşim Kılıç ile ilgili bir kitap değildir. Benim kitabımda, bir gazeteden olduğu gibi aktardığım iki haber dışında Haşim Kılıç’ın ismi de geçmemektedir. Kılıç, daha önce de kendisine hakaret ettiğim gerekçesiyle kitabımın internet versiyonunun yayından kaldırılması için mahkemeye başvurmuş fakat Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi bu talebi reddederek kitabımda kişi bazında bir bilginin bulunmadığına karar vermiştir. Ben bir gazetenin, ‘O da intihal ile başkan oldu’, ’Dava geri çekildi, Kılıç başkan oldu’ başlıklı iki ayrı haberi kopyalayıp kitabımın 454. sayfasına yapıştırmakla suçlanıyorum. Bana isnat edilen suç bundan ibarettir. Kitabıma aktararak suç işlediğim iddia olunan her iki haber de söz konusu gazetenin internet sitesinde hala yayınlanmaktadır. Bu haberler, basın hürriyeti çerçevesinde yayınlanmış ve haklarında bir mahkeme kararı bulunmayan ve hala da yayında olan haberlerdir. Söz konusu haberlerin suç oluşturduğu konusunda Türkiye’de verilmiş bir mahkeme kararı yoktur. Kendisi suç olmayan bir haberin aktarılması da suç olmaz. Üstelik bunlar benim iddiam değil, gazetenin iddiasıdır. Benim kitabımda bu iddianın doğru olduğuna ilişkin bir ifade yoktur. Ben bu iddianın ispatlanması mümkün olmayan bir iddia olduğunu çünkü Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçimlerinin gizli oyla yapıldığını belirttim. Ben kimseye hakaret etmedim. Beraatimi istiyorum” dedi.

Yaptığı araştırmada, Prof. Dr. Ömer Anayurt’un Serdar Özgüldür’e karşı açtığı intihal davasından feragat etmeye Haşim Kılıç tarafından ikna edilmiş olduğunu öğrendiğini kaydeden Prof. Dr. Gözler, “O dönemde Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili olan Kılıç, Anayurt’u ikna etmek için Ankara’dan Sakarya’ya gitmiş, Sakarya Üniversitesi’nde Anayurt ile görüşmüş ve onu davasından feragat etmeye ikna etmiştir. Bu davanın tek tanığı Kılıç ve Anayurt değildir. Bu olayın diğer şahitleri olan Sakarya Üniversitesi’nin o zamanki rektörü Mehmet Durman, Genel Sekreter Zafer Demir, eski İİBF Dekanı Engin Yıldırım’dır. Bu kişilerin şahit olarak dinlenmesini talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Mahkemeye 14 sayfalık yazılı bir savunma dilekçesi de veren Gözler, Kılıç ile ilgili davada Özgüldür’ün, Özgüldür ile ilgili davada ise Kılıç’ın şahit olarak dinlenmesi talebinde bulundu.

Hakim Mete Eser ise, birçok kişinin duruşma için sırada beklediğini belirterek, sanığın savunmasını özetleyip ve yazılı olarak yapmasını isteyerek, ”İddialarınızı da biliyoruz. Kitabınızı da okuduk. Çok faydalandık” dedi.

Kılıç ile ilgili davanın tamamlanmasının ardından Özgüldür’ün şikayetçi olduğu diğer hakaret davasına geçildi. İki yıldır intihalcilerle mücadele ettiğini kaydeden Prof. Dr. Gözler, bu konuda 3 ayrı eleştiri kitabı yazdığını hatırlatarak savunmasını şöyle sürdürdü:

“Kitabımın 9. bölümünde Anayasa Mahkemesi Üyesi Özgüldür’ün doktora tezinin intihal ürünü olduğunu iddia ettim ve Özgüldür’ün doktora tezinde yaptığı intihallere 90 sayfa boyunca 74 adet somut örnek verdim. Kendisini ayrıca YÖK’e ve doktora yaptığı kurum olan İstanbul Üniversitesi’ne şikayet ettim. Özgüldür’ün doktora unvanının intihal sebebiyle iptal edilmesini talep ettim. Özgüldür, bundan rahatsız olduğu için misilleme olarak bana bu davayı açtı.”

Dava, şahitlerin dinlenmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışında açıklama yapan ve davaya TBB adına gözlemci olarak eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Fazıl Sağlam ile birlikte katıldığını ifade eden TBB Üyesi Prof. Dr. Rona Aybay ise, “Gerek Fazıl Sağlam gerek ben, aynı zamanda yargıçlık tecrübesi olan insanlarız. Davayı izledik. Bu konuda gelişmeleri de takip edecek ve bir rapor halinde bizi görevlendiren Türkiye Barolar Birliğine takdim edeceğiz. Bu dava, bizim açımızdan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir davadır. 10’uncu madde de ifade ve anlatım özgürlüğünü koruyan bir maddedir. Bu konu ile ilgili Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi’nde de çalışmalarımız devam etmektedir. Bu aşamada görülmekte olan bir dava konusunun içeriği ile ilgili bir beyanda bulunmam uygun olmaz. Bunu sonunda bir rapor olarak açıklayacağız” diye konuştu.

OSMAN AKIN-SEFA BALABAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.