ASAYİŞ - 12 Kasım 2016 Cumartesi 19:43

Hasretine dayanamadığı kızının mezarı başında kendini astı

A
A
A
Hasretine dayanamadığı kızının mezarı başında kendini astı

Gaziantep'te kanser hastası olan ve bir yıl önce vefat eden kızının hasretine dayanamayan baba, mezarı başında kendini ağaca asarak intihar etti.

Edinilen bilgiye göre, Gaziantep'te eşinden ayrı yaşayan Yusuf Kekeç, çalıştığı servis aracıyla bir yıl önce kanser hastalığına yenik düşen kızının bulunduğu Asri Mezarlık'a gitti. Kızının mezarı başında bir süre dua eden Yusuf Kekeç, yanında getirdiği ipi mezara en yakın bölgedeki çam ağacına bağlayarak intihar etti. Kekeç, mezarlık görevlileri tarafından ağaca asılı halde bulundu. Olayı yerine gelen polis ekipleri mezarlıkta güvenlik şeridi çekerek, olay yerinde inceleme yaptı.

Kızı kanserden öldü
Biri kız iki çocuğu bulunduğu öğrenilen Yusuf Kekeç'in, çok düşkün olduğu kızı İlkgül Esma Kekeç kanser rahatsızlığı nedeniyle 5 yaşında vefat etti. Yaklaşık 15 aydır mezarda yatan kızının sürekli kızını ziyaret eden Yusuf Kekeç, sosyal medya hesabından da kızının mezarının resimlerini paylaşarak hasretini dile getirdi.

Her gün yanındayım canım kızım"
Kızından geriye kalan fotoğraflarını da paylaşan Baba Yusuf Kekeç, paylaşımlarında ise "Allah kimseye kız acısını vermesin. Allah verdi Allah aldı. Her gün yanındayım canım kızım. Nur içinde yat" yorumlarını yaptı.
Son kez annesine uğradı

Hasretine dayanamadığı kızının mezarı başında kendini astı

Kekeç, kendisini ağaca astığı mezarlığa gitmeden yaklaşık bir saat önce ise annesi Yüksel Kekeç'in yanına uğradı. Yusuf Kekeç'in annesine "Anne yeni kazak aldım traş da oldum. Nasıl yakışmış mı" diye sorduğunu öğrenildi. Yusuf Kekeç'in annnesine bir miktar para vererek, borçları da ödemesini istediği ve bir süre sonra evden ayrıldığı ortaya çıktı.

Acı haberi alan anne Yüksel Kekeç ise oğlunun ağaçta asılı bulunduğu, torunun ise toprak altında yattığı mezarlığa gelerek, göz yaşlarını tutamadı. Ölüm nedeni henüz kesin olarak belirlenemeyen Yusuf Kekeç'in cenazesi, otopsi işlemleri için Gaziantep Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.