SAĞLIK - 13 Mart 2018 Salı 05:35

Hasta yaşamının son günleri daha kaliteli olabilir

A
A
A
Hasta yaşamının son günleri daha kaliteli olabilir

Tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktan muzdarip olan kişilere ve ailelerine destek ve bakım veren multidisipliner tıp anlayışları için “Uluslararası Katılımlı Palyatif Bakım ve Hospis Kongresi” düzenlendi.

Palyatif bakım, hasta ve hasta yakınlarının fizyolojik, psikolojik, sosyal ve manevi gereksinimlerinin karşılanmasını kapsayan bir süreçtir. Amacı gerek hastanın gerekse ailesinin fiziksel, ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaktır. Hospis ise yaşamının son döneminde bulunan hastaların ya da terminal dönem kanser hastalarının ölüm sürecini huzur ve yüksek bir yaşam kalitesiyle yaşamaları için açılan özel merkez ya da ev şeklinde adlandırılır. Bu kurumlarda terminal dönem hastasının yaşadığı fiziksel, psikososyal veya dinsel kökenli sıkıntıların giderilmesine yönelik bakım verilir. 2010 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından son dönem hastalar için palyatif bakım merkezleri açılmaya başlandı. Fakat hospis toplum tarafından batı ülkelerindeki gibi benimsenemediğinden dolayı Türkiye’de ilerleme kaydedemedi. Yani Türk insanı son dönem yakınlarının ölüm sürecinin evde ve sevdikleri ile birlikte geçirmesi taraftarı.

Bu anlamda Bezmialem Vakıf Üniversitesinin öncülüğünde, Hekim Hakları Derneğinin katkılarıyla Türkiye’de palyatif bakım ve hospis yapılanması, palyatif bakım ünitelerinde beslenme, palyatif bakımda ağrı ve semptom yönetimi, palyatif bakımda fitoterapi, pediatrik palyatif bakım, ölüm ve yas gibi güncel konuların ele alındığı uluslararası katılımlı kongre düzenlendi. Radisson Blu Otel’de gerçekleştirilen 3 gün süren etkinliğe akademisyenler, hekimler, hemşireler, eczacılar, sağlık profesyonelleri, manevi destek vericiler, sosyal çalışmacılar ve gönüllüler katıldı.

Hasta yaşamının son günleri daha kaliteli olabilir

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Genel Cerrrahi Öğretim Üyesi ve Tıp Fakültesi Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adem Akçakaya düzenlenen kongre ile bilgilendirmelerde bulunarak, “Ülkemizde palyatif bakım son zamnalarda yoğun bir şekilde ilgi gördü ve kurumlarımız oluşmaya başladı. Fakat maalesef hospis konusunda eksiklerimiz var. O da bizim kültürümüzden kaynaklanan hastanın son anına kadar eşlik etme durumundan kaynaklanıyor. Fakat bunun yanısıra ailesel yönden sıkıntı çeken, mağdur olan kimsesiz hastaların, bu hospis yapılanmasına ihtiyacı var. Ayrıca bu son dönem hastalarla birlikte ölüm kavramı nedir felsefi olarak bunları tartışabilmek gerekiyordu. Bu amaçla kongreyi düzenleyip dünyanın en iyilerini buraya getirdik.” dedi.

“Ölüm var ama hastanın sıkıntıları da var”

Prof. Dr. Adem Akçakaya, aynı zamanda insanların bu tarz bakım merkezlerine önyargılı davranmamaları ve son dönem hastaların da profesyonel anlamda destek görmesi gerektiğinin altını çizerek, “Palyatif bakım son dönem insanların mağdur olduğu, evine gidemediği olgularda var. Ölüm var ama hastanın sıkıntıları da var. Hastanın yaşadığı bazı problemler oluyor ve bu tip sıkıntılarını gidermeyi hasta yakınları bilemiyor. Onun çözümü ise iyi eğitilmiş ve etkin bir ekiple mümkün. Gerçi bu alanda ülkemizde sağlık çalışanlarının da eğitime çok fazla ihtiyacı var. Çünkü yaptığımız araştırmalar ve anketler doğrultusunda son dönem hastaların bakımında sağlık çalışanlarımızın eksik olduğunu tespit ettik. Hastalarımızın son dönemeleri için empati, özveri, sabır ve gönüllülük gerekiyor. İnanan insanlar için bir farz, inanmayan insanlar içinse bir insanlık görevidir. Mağdur olmuş, son dönemine gelmiş insanların nasıl bakılacağını ve nasıl ağrısının dindirileceğini bilmemiz gerekiyor. Bunu hastane ortamında yaptıktan sonra evlerine göndermelerini amaçlıyoruz. Çünkü kişilerin ölüm esnasında yakınlarıyla, eşleriyle, dostlarıyla yakınlaşarak bu dünyadan ayrılmasını sağlamamız gerekiyor. Biz buna güzel ölüm diyoruz. Bütün sorumluluklarını yerine getirmiş, etrafındaki sevdikleriyle vedalaşmış, yapılabileceklerini vasiyet etmiş, ağrılarından kurtumuş bir vaziyette güzel ölüm gerçekleşmiş olur ve huzur içinde ölüm beklenir. Bu yüzden bizim kültürümüzde olan vakıf anlayışının bu alana eğilip, gönüllülerden oluşan bir hareketle palyatif alanında gerçekleştirilen ilerlemelerin hospis alanında da gelişmesini ümit ediyorum.” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı.

Kongreye yurtdışından ve yurtiçinden geniş katılım sağlandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da mandıra çöktü: 750 küçükbaş hayvan göçük altında kaldı Aksaray’da şiddetli yağış nedeniyle mandıra çöktü. 750 küçükbaş hayvanın göçük altında kaldığı mandıra enkazında kurtarma çalışması başlatıldı. Aksaray’da 3 gündür aralıklarla devam eden şiddetli yağış birçok olumsuzlukları da beraberinde getirirken, sel ve su baskınlarının ardından bugün de içerisinde 750 küçükbaş hayvanın bulunduğu bir mandıra çöktü. Aksaray’ın merkeze bağlı Yeşilova beldesinde yaşanan göçük nedeniyle vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezine haber vermesi üzerine olay yerine İl Afet Acil Durum (AFAD), Aksaray Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine intikal eden ekipler iş makinelerinin de desteğiyle kurtarma çalışması başlattı. Mandıra enkazında kurtarma çalışmaları halen devam ederken İl Afet Acil Durum Müdürü Kadir Çelik, “Yeşilova beldemizde aşırı yağışlar sonucu bir ahırın çöktüğü ihbarı üzerine iki ekiple olay yerine geldik. Şu anda telef olan hayvanlar var. Toplam hayvan sayısının 750 olduğu söyleniyor. Kurtarma çalışmaları devam ediyor. Kurtarma operasyonumuz bittikten sonra net sayı belli olacak” dedi. Yeşilova Köseli Mahalle Muhtarı Kemal İlgün ise “Bölgede 3 gündür yağış devam etmekte. Bizim burada mandıramızın çökmesinden dolayı 750’ye yakın küçükbaş hayvanımız göçük altında kaldı. Ağıl altında kalan hayvanlardan ne kadar zayiat verdiğini bilmiyoruz. Zayiat sabah sayımında çıkacak. Allah izin verirse burayı kurtarmaya çalışıyoruz. Yağışlardan dolayı mandıra çöktü” diye konuştu.