GÜNDEM - 28 Mart 2017 Salı 09:24

Hasta yerine motor taşıyor

A
A
A
Hasta yerine motor taşıyor

Motosikletiyle yolda kaldığında birçok sorunla karşılaşan Barış Çağlayan, tıpkı hastaları taşıyan ambulanslar gibi 'motobulans' hizmeti vermeye başladı. 'Motobulans'ın dizaynını görenlerin ambulansla karıştırdığını belirten Çağlayan, "Ben motosikletlerin ambulans şoförüyüm" dedi.

Motosiklet kullanıcılığına 1998 yılında başlayan 39 yaşındaki Barış Çağlayan’ın motosikleti arıza yapıp yolda kaldığı dönemler pek çok mağduriyetle karşılaşması, ona yeni bir iş kapısı açtı.

Tıpkı hasta taşıyan ambulanslar gibi dizayn ettiği motobulans aracı ile İstanbul, İzmir ve Bursa’da 7/24 hizmet veren Çağlayan, yolda kalan motosiklet ve sürücülerini güvenli bir şekilde istedikleri yere taşıyor. Dışarıdan bakıldığında ambulansla karıştırılan motobulans, görenleri şaşırtıyor.

Mağduriyetten iş kapısı doğdu

Kendisinin de birçok mağduriyet yaşadığını belirten Çağlayan, “Ben de mağduriyetler yaşadım. Lastiğim patladı, motosikletim bozuldu. Bu mağduriyeti çözmek için çeşitli araçlar aradım ama ‘arkadaşımın aracı, dostumun panelvanı’ derken mağduriyet devam etti.

Bu sistemi Amerika’da birçok firma yapıyor. Ben de ‘neden Türkiye’de olmasın?’ diye düşündüm. Başarılı olacağına inanıyordum çünkü ben de birçok kez mağdur olmuştum. 2012 yılının kasım ayında internet üzerinden çalışmaya başladık. Talep üzerine 2013 yılında İstanbul, İzmir ve Bursa’da 7/24 hizmet vermeye başladık” diye konuştu.

“Güvenli şekilde taşıyoruz”

Tek bir telefon üzerinden hizmet verdiklerini belirten Çağlayan, “İnsanlar akıllı telefonlarına ‘motosiklet yol yardım’ ya da ‘motosiklet taşıma’ yazdıklarında bizi görüyorlar. İzmir, İstanbul ve Bursa’da 7/24 müdahalede bulunabiliyoruz. Yolda kalanları motosikletleriyle birlikte güvenli bir şekilde istedikleri yere taşıyoruz. Antalya ile ilgili çalışmamız da bu ay sonu başlayacak. Diğer illerde sadece satın alınan bir motosikleti taşıma hizmeti veriyoruz” dedi.

Hasta almaya geldi sanıyorlar

Motobulans aracını yolda görenlerin çok şaşırdığını ifade eden Çağlayan, karşılaştığı tepkileri ise şöyle anlattı:
“İnsanlar bizi görünce ‘bu ne?’ diye soruyorlar. Bir müşterimizi eve bıraktığımızda apartman sakinleri ambulans geldi diye bakıyorlar. İçeriden motosiklet çıktığında ya da olay yerine motosikleti almaya gittiğimizde farklı tepkiler alabiliyoruz.

Örneğin İstanbul’da bir kaza olmuştu. Ben de bölgeye çok yakındım. Kaza yapan kişinin amcası beni aradı. Ben de çok yakın olduğum için ambulanstan önce gittim. Gittiğimde iki ekip otomobili, kazaya karışan taksi, bir motosiklet vardı. Kazaya karışan kişinin kız arkadaşı ise yerde yatıyordu. Ben yanaştığımda polis ekipleri ambulans zannetti. Ben arka kapıları açtım, rampaları indirdim. Bu sefer ‘bu nasıl ambulans?’ demeye başladılar. O sırada yerde yatan kadın da beni görünce incittiği ayağını göstermeye başladı. Oysa ki ben oraya sadece motosiklet için gelmiştim.”

"Arabayla yolda kalma ile motosikletle yolda kalma arasında fark var"

Motobulans hizmetinden yararlanan Özlem Sülüden isimli motosiklet kullanıcı ise şöyle konuştu:
“Arabayla yolda kalma ile motosikletle yolda kalma arasında çok büyük fark var. Çünkü arabanın içinde oturup yardım bekleyebilirsiniz ama motosiklette öyle değil. Her şeye maruz kalabilirsiniz. Bu hizmet bizim güvence kalitemizi de artırıyor. Böyle bir hizmet olmasa, motorunuzun ne şekilde gittiğini bilmeyeceksiniz ama burada içeriye güvenli bir şekilde yerleştirilip güvenle götürüyorlar.” 

Ceren Atmaca - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde kültür söyleşilerine Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu Eskişehir’de ‘Kültür Söyleşileri’ kapsamında düzenlenen ’Tarih ve İdeoloji’ başlıklı söyleşi Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Şener Şen Salonu’nda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin’in moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu. Söyleşiye İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin başta olmak üzere çok sayıda akademisyen ve öğrenci de katılım gösterdi. “Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir” Tarihçinin özelliklerinden ve tarihi ideolojilerden kurtarmanın mümkün olup olmadığına değinen İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuşmasında şunlara yer verdi: “Bilimde objektiflik apriori değildir aposteoridir. İyi bilim insanı ise sadece yanıldığını kabul etmekle kalmaz, yanıldığının düzeltilmesinden sevinç duyar. Kendisini aşağılanmış hissetmez gerçeğe daha fazla yaklaşmak uğruna hatasının düzeltilmesinden sevinç duyar. Sadece gerçeği bilmek söz konusu değildir. Tarihte niyet ve bağlayıcı meslek etiği önemlidir. Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir; geçmişin nötr bir şekilde incelenmesi yerine bugün ile geçmiş arasında sürekli diyalogdur ve bu ilişki bugünden kurulur. Günümüz olayları, ideolojik politik cereyanları tarihi belirli bir ortamla kuşatır ve ona bazı fikirleri, konuları, temaları ilham eder. Duyarlılıklar doğrultusunda her nesil kendi tarihine ilişkin sorular sorar. 1960-1968 Paris Vietnam savaşı ve protestoları birer dalgalanma örnekleri. 1950’lerin sonundan itibaren birçok İlkçağ Tarihine yönelen genç araştırmacılar, kölelik ve köle isyanını çalışıyor çünkü 1960’ların, o dönemin solcu terminolojisi, aşağıdan yukarı patlak veren isyanları, özellikle klasik Atina’nın ve Roma’nın kölelik düzeni ve köleleri ile zihinsel ve duygusal bir bağlantı kuruyorlar. Böylelikle İlkçağ Tarihçiliğinde yoksulluk, sınıflar, sınıfsallaşma, köylü isyanları gibi konular öne çıkar. Sovyetler Birliği çökünce ve bütün Doğu Avrupa’daki komünist tek partili rejimleri de transformasyona uğratınca demokrasiye geri dönüş gerçekleşti. Bunun sonucunda İlkçağ Tarihçiliğinde, ilkçağ demokrasisi yeniden değer kazandı.” ‘Tarih ve İdeoloji’ söyleşisi soru-cevap kısmının ardından İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin’in Prof. Dr. Halil Berktay’a teşekkür belgesi ve hediye takdim etmesiyle sona erdi.
Ankara Bakan Tunç’tan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan’a "Gazze çağrısı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a, "Acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır" çağrısında bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, X hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin çağrıda bulundu. Bakan Tunç, "Khan’ın Filistin’de işlenen insanlık suçları karşısında soruşturmayı tamamlayarak davayı açmaması Gazze’deki dramın giderek artmasına, çocuk katliamının devamına neden olmaktadır. Davanın gecikmesi İsrailli saldırganları cesaretlendirmekte, Uluslararası Hukuka olan güveni ortadan kaldırmakta, UCM’yi etkisizleştirmektedir" ifadelerini kullandı. "Lütfen çocuklar öldürülmesin, suçlular adalet önünde hesap versin" "15 bini çocuk 37 bin sivilin öldürüldüğü 77 bin masum insanın yaralandığı" ifadesini kullanan Tunç, paylaşımında şunları aktardı: "Milyonlarca insanın açlık ve susuzluğa maruz bırakıldığı, hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı saldırılarda harekete geçilmeyecekse ne zaman geçilecektir. Tüm suç delilleri ortada iken davayı açmamakta direnmek, katliama sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmak anlamına gelecektir. Artık tahammül kalmamıştır, insanlık vicdanı dünyanın her yerinde, üniversitelere, sokaklara, meydanlara taşmaktadır. Çocukların katlini önlemek UCM’nin elindedir, soykırım suçunu önlemek UCM’nin varlık sebebidir, UCM bunun için kurulmuştur, bu yetkisi vardır. Suçlular da bellidir, acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır. Bir gün bile gecikmek, yüzlerce çocuğun hayattan koparılması demektir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan, beklemeniz için hiçbir neden yok, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak değil; insan haklarını ve adaleti savunan biri olarak geçmek istiyorsanız bir dakika bile beklememeniz gerekir. Lütfen çocuklar öldürülmesin. Suçlular adalet önünde hesap versin."
Ankara CHP lideri Özel: (Kılıçdaroğlu ile görüşmesi) "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim, detayların önemli bir kısmını paylaştım" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeye ilişkin, "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ı 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından ilk kez ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Özel ve Yavaş, Belediye Meclis Salonunda CHP’nin Ankara ilçe belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile bir toplantı yaptı. Toplantının çıkışında ise Özel ve Yavaş basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Özel’in seçimlerin ardından hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu ve kendisine belediye olarak yaptıkları çalışmalar ile finansal raporlara ilişkin bilgiler verdiğini kaydetti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise ziyarette Yavaş’ın kendisine Ankara’nın 5 Beyazı’nı temsil eden Ankara tavşanı, Ankara balı, Ankara keçisi, Ankara kedisi ve Ankara güvercinini simgeleyen bir plaket takdim ettiğini, kendisinin ise Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yaptığı bağışın sertifikasını hediye ettiğini bildirdi. "Ben de olumlu buluyorum" Açıklamaların ardından Özel ve Yavaş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Mansur Yavaş, Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşme hatırlatılarak, "Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeniz gerçekleşecek mi?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Kamuoyu gibi ben de olumlu buluyorum. Genel Başkanımızın yaptığı konuşmada belediyelerimizin sorunları da Cumhurbaşkanımıza anlatıldı. Önümüzdeki günlerde bizim de bakanlıklarla ilgili bazı bekleyen yazılarımız var. Onlarla ilgili eğer görüşmenin sonucu olumlu olursa biz de olumlu sonuç bekliyoruz. Olumlu sonuçlanmazsa ondan sonra tekrar bir randevu istemeyi düşünebilirim. Görüşmenin sonucu inşallah olumlu olur iki taraftan da diye bekliyorum eğer hükümet kanadından olumlu bir yaklaşım olursa zaten problemlerimiz çözülecek o zaman görüşmeye gerek kalmayacak." "Yargı talimatı kendi vicdanından alsın" Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde Gezi Parkı Davası tutuklularının gündeme gelip gelmediği ve atılacak olumlu bir adım konusunda umutlu olup olmadığı sorulan Özel, "Bu konuda en yoğun beklenti, iş adamlarından tutun Türkiye’nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Gezi Davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye’de hukukun üstünlüğü olmadığını, hukuki öngörülebilirlik olmadığını, insanların önünü göremediğini böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini, verilen kredinin riskinin yüksek olduğunu ve doğrudan ekonomiye dahi olumsuz etkisi olan bir durum olduğunu bir kere bu yönüyle hatırlatalım. Yargı talimatı kendi vicdanından alsın. Yeniden yargılama mı? yargılamanın yenilenmesi mi? En doğrusunu hukukçular bilir ama bu bir yol bulunsun, Türkiye bu cendereden kurtulsun" dedi. "Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez" Erdoğan ile görüşmesinde hasta tutuklular konusunun gündeme gelip gelmediği sorusunu yanıtlayan Özel, "Ben tabii kamuoyuna mal olmuş konularda kendi düşüncelerini söyleyebilirim ancak Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez bu sorunun muhatabı kendisi. Ben büyük dramı anlattım ve bu konuda kendisinin gerekeni yapmasının çok yerinde olacağını nezaketli bir dille kendisinden talep ettim. Ancak kendisinin değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmaya ben yetkili değilim" ifadelerini kullandı. "Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik" Dün Ahlatlıbel’de CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart’taki seçimleri ve Erdoğan’la görüşmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Özel, şunları aktardı: "Genel Başkanımızla hem çok faydalı hem de bugüne kadar en rahat ve en keyifli yemeğimizi yedik. İki taraf da kazanan tarafta sonuçta. CHP kazanınca mevcut genel başkanı da bir önceki genel başkanı da keyifleniyor. Çok keyifli bir sohbet oldu. Hem Sayın Meclis Başkanı ile hem de Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım. O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım almamakla doğru yapmışım. Sayın Genel Başkanı telefonla aradığımda görüşmeyle ilgili zaten bunu önerilerde bulundu. ’Şu söylenebilir, şunu söylerlerse bunu hatırlatmayı unutmazsak iyi olur’ dediğine göre, görüşmeyi yanlış bulmuyor. Yoksa ’benim söyleyecek bir sözüm yok ne gidiyorsunuz?’ derdi. Genel Başkanlar her tweeti üstüne almazlar. İkincisi, dün de kendisiyle yaptığım görüşmenin değerlendirmesinde kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı, verici geleceğe dönük ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. O yüzden böyle bir sorun alanımız yok. Bundan sonra partiyle ilgili, partinin geleceğiyle ilgili partinin iktidara gelmesi ile ilgili umutlarımız var. Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik."