ASAYİŞ - 29 Haziran 2017 Perşembe 13:21

Hatay'da 'Bylock' operasyonu: 30 gözaltı

A
A
A
Hatay'da 'Bylock' operasyonu: 30 gözaltı

Hatay’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ’ByLock’ kullandıkları tespit edilen aralarında meslekten ihraç edilen, polis, asker, katip, büyükşehir belediyesi personellerinin de bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan şüphelilerin adreslerine eş zamanlı operasyon düzenledi.

Operasyonda, örgütün şifreli mesajlaşma programı "ByLock" kullandıkları belirlenen ve daha önce meslekten ihraç edilen polis, asker, katip, büyükşehir belediyesi personellerinin de bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı.
Şüpheliler, ifadeleri alınmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. 

Adem Karagöz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Memur-Sen ile Yeşilay arasında bağımlılıkla mücadele protokolü imzalandı: "Kapasitemizi birleştireceğiz" Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında bağımlılıkla mücadele alanında işbirliği protokolü imzalandı. İmza töreni sonrası konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Eğitim Bir-Sen’in insan kaynağı kapasitesi ile 430 bini aşkın eğitimcinin bulunduğu bir örgütleme olarak beraber bir çalışma yürütelim istiyoruz. Onun için Yeşilay‘la beraber Eğitim Bir-Sen’in bu konudaki ilgili birimleri bir araya gelecek ve bir sosyal sorumluluk açısından bu toplum, millet, neslimiz için nasıl bir çalışma yürütebileceği konusunda belli toplantılar sonrası projelendirme çalışmaları ortaya koyacak. Kapasitemizi birleştireceğiz" dedi. Memur -Sen ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında bağımlılıkla mücadele alanında işbirliği protokolü imzalandı. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Sepetçiler Kasrı’nda gerçekleşen programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Mehmet Dinç ve Yeşilay Genel Başkan Yardımcıları katıldı. Protokol çerçevesinde bağımlılığın sona erdirilmesiyle ilgili çalışmalar yapılmasının planladığı öğrenildi. "Toplumun tüm kesimlerine hitap eden eğitim örgütlenmesi var" İmza protokolünde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Yeşilay’ımız toplumun sağlığı için insanlarımızın zihin sağlığı ve gönül sağlığıyla alakalı, beden sağlığıyla alakalı çok kıymetli çalışmalar yürütüyor. Bunlar da bizim göğsümüzü kabartıyor. Burada kapasite artırımı konusunda Türkiye’nin en büyük memur konfederasyonuyla en büyük sendikalarıyla birlikte bazı çalışmalar yapabilmek konusundaki arayışımızda bugün geldiğimiz aşamada bir protokol gerçekleştirelim ve çalışma trafiğimizi birlikte artıralım istiyoruz. Çünkü Memur -Sen’in içerisinde 430 bini aşkın üyesiyle Eğitim Bir Sen gibi toplumun tüm kesimlerine hitap eden eğitim örgütlenmesi var" dedi. Sendika olarak kendilerini topluma karşı sorumlu hissettiklerini söyleyen Yalçın, "Öğretmenlerin, öğretim üyelerinin, eğitim çalışanlarının bulunduğu, Sağlık-Sen’imiz var sağlık alanındaki çalışmaları yürüten. Kültür alanındaki çalışmalarımızı yürüten, bütün alanlara ilişkin dokunuşları yapan sendikalarımız var. Türkiye’nin en büyük sendikaları. O yüzden bir sosyal sorumluluk olarak millete, insanlığa karşı yükümlülük olarak beraber güç birliği yapabilir miyiz, ortak çalışmalar yürütebilir miyiz? konusundaki arayışımız bugün bir protokolle pekişecek ve bundan sonra da hızlanacak" şeklinde konuştu. "Önleyici tedbirleri baştan ortaya koyabilmek gerekiyor" Zararlı alışkanlıklara ilişkin bağımlılık yaşının düştüğünü söyleyen Başkan Yalçın, "Yeşilay’ın bu köklü çalışmalarıyla bizdeki insan kaynağını bir araya getirebilmek için ve neslimize ilişkin, insanımıza, gençliğimize bu konuda beraber organize çalışmaları yürütebilmektir. Çünkü bağımlılıkla mücadele dendiği zaman en önemli meselelerimizden biri haline döndü. Çünkü zararlı alışkanlıklara ilişkin bağımlılık yaşı gittikçe düşmeye başladı. Bu toplum açısından son derece önemli bir tehdit. Bunu önceden görmek ve önleyici tedbirleri baştan ortaya koyabilmek gerekiyor" ifadelerini kullandı. "430 bini aşkın eğitimcinin bulunduğu bir örgütleme olarak beraber bir çalışma yürütelim istiyoruz" Konuşmasına devam eden Başkan Yalçın, "Geldiğimiz nokta itibari ile biz de Memur Sen ailesi olarak eğitimdeki en büyük örgütlenme, Eğitim Bir - Sen’in insan kaynağı kapasitesiyle 430 bini aşkın eğitimcinin bulunduğu bir örgütleme olarak beraber bir çalışma yürütelim istiyoruz. Onun için Yeşilay‘la beraber, Eğitim Bir - Sen’in ilgili birimleri bir araya gelecekler ve bir sosyal sorumluluk açısından bu toplum, millet, neslimiz için nasıl bir çalışma yürütebiliriz konusunda belli toplantılar sonrası projelendirme çalışmaları ortaya koymuş olacaklar. Beraber kapasitemizi birleştireceğiz" diye konuştu. "Bu noktada ciddi bir tehdidin hepimizin karşısında olduğunu hepimiz farkındayız" Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç ise yaptığı konuşmada, "Tüm Türkiye’de ve dünyada bağımlılık meselesi esasından bağımsızlık meselesi olarak görüyoruz. Bu noktada ciddi bir tehdidin hepimizin karşısında olduğunu farkındayız. Önceden rakam veriyorduk. Artık rakam vermeye gerek yok. Yanımıza, yamacımıza kadar gelmiş büyük bir tehdit söz konusu. Yeşilay Cemiyetimiz 5 bağımlılıkla çalışıyor" dedi. İmza protokolünün ardından Memur - Sen ile Merkezi İstanbul olan Uluslararası Emek Konfederasyonu ILC ve Afrika Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Yönetim Kurulları arasında toplantı gerçekleştirildi. Afrika Sendikalar Birliği Örgütü (OATUU) Başkanı Francis Atwoli de toplantıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yöneticisi olduğu belediyeyi arpalık olarak gören zihniyet, şehirlerimizin göz göre göre çürümesine, çökmesine, çoraklaşmasına seyirci kalıyor." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmekte olan C-130 askeri kargo uçağın Gürcistan Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendiklerini belirterek, "Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah Bu kazadan en az badireyle çıkarız. Rabbim Şehitlerimize rahmet eylesin. Dualarımızla onların yanında olalım" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Medeniyetimizde Şehir ve Mekan" Temalı Şehircilik Zirvesi ve "Kentkırım Sergisinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk şehircilik tarihine adını altın harflerle yazdıran ve "Bir yapı sadece sağlam olmakla yetinmez, aynı zamanda zarif olmalıdır" diyen büyük usta Mimar Sinan’ın şahsında; eserleri ve fikirleriyle bizlere yol gösteren ecdadımızı bir kez daha burada rahmetle yad ediyorum. Bugün de aynı tasavvurla şehirlerimizin imarına katkı yapan, ihyasına destek olan bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı, mühendislerimizi tebrik ediyorum.Şehircilik Zirvesini, gerek biz politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlarımız açısından çok kıymetli buluyoruz. Zirvede sunulacak bildirilerin, buradan çıkacak sonuçların şehirlerimize, ülkemize, milletimize yeni ufuklar kazandıracağına inanıyor, zirvemizin başarılı geçmesini can-ı gönülden temenni ediyorum" dedi.Millet olarak, insanın gönlünü "Beytullah" bilen, evle eşdeğer tutan, gönül yapmayı erdem ve fazilet, gönül yıkmayı ise zulüm ve felaket olarak gören bir anlayışa sahip olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," "Dostun evi gönüllerdir/gönüller yapmaya geldim" diyen Yunus Emre, aslında bizim mekân tasavvurumuzu da hülasa ediyor.İnancımız, medeniyet birikimimiz ve bunu ifade ettiğimiz dilimiz; yapmak, mamur kılmak, inşa ve ibda etmek merkezlidir. Bunun içindir ki; milletimiz tarih boyunca şehir yıkan bir millet olmamış; tam aksine şehir yapan, şehir kuran, fethettiği şehirlere zarar vermek şöyle dursun, onları eskisinden daha mamur hale getiren bir millet olmuştur" ifadelerini kullandı."Şehir, medeniyetinde, bir arada yaşanan mekân olmanın ötesinde, bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edilmektedir." Diyen Erdoğan, insanın şehre bir kimlik verdiği kadar, şehrin de insana bir kimlik bağışladığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılması "hemşerilik" refleksinden ziyade, şehrin insana kimlik kazandıran, işte bu yönünü vurgular" açıklamasını yaptı.Türkiye’nin geleneksel şehir mimarisinde insanın kalbinin şehrin kalbiyle, şehrin kalbinin, insanın kalbiyle birlikte attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Kentimiz kendimizdir" ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır. Türk-İslam şehir mimarisinde insanın hakkı gözetilirken; şehirde beraber yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.Türkiye’nin özellikle de Anadolu’nun dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahip olduğunu bildiren Erdoğan,"Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından bir laboratuvar gibidir.Milletçe; Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde, bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını alarak yeni terkipler oluştururken, diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak, coğrafyayı vatana dönüştük.Ecdat fethettiği her beldeyi öncelikle şehir mimarisi açısından ele almış, abat etmiş ve mamur kılmıştır. Batıya ilerleyişimiz, şairin dediği gibi ardında "çil çil kubbeler" serperek bir fetih hareketiyle birlikte bir imar ve inşa hareketi olarak gerçekleşmiştir" dedi.- Mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayızCumhurbaşkanı Erdoğan, Haçlı işgalinde taş üstünde taş bırakılmayan İstanbul’un yaralarının, fetihten sonra süratle sarıldığı gibi, dünya mimari mirasına, Yahya Kemal’in "Türk İstanbul" olarak adlandırdığı yeni bir İstanbul hediye edildiğini belirterek, "Bakın şurası da fevkalade önemlidir: Ecdat, medeniyet havzası özelliğine sahip, daha öncesinde bir şekilde hanlık merkezi olan başkent karakterli şehirlere şehzade göndermiş, ülke yönetme stajının bir şehri yönetmekten, ülke mamur etme stajının bir şehri mamur etmekten geçtiğini uygulamalı olarak göstermiştir.Nasıl Asya içlerinde kurduğumuz şehirler yerden bitmemişse, nasıl Ahlat birdenbire ortaya çıkmamışsaDünya mimarlık tarihine armağan ettiğimiz Mimar Sinan da hudayinabit değildir; kökleri tarihimiz kadar eski olan kolektif bir şuurun, bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Ev yaparken "Sırtını dağa yüzünü bağa ver" atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını, tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız.Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, dünya kültür tarihinde şiir, musiki ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer aldığımız sanatların biri de mimari ve şehircilik iken, maalesef bu mirastan bugün yeterince istifade edemiyoruz" diye konuştu.- "Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, Türkiye’de örnek gösterilen bir konuma getirdik"Bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren şehirleri sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla, başla çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, görev süremiz boyunca tüm Türkiye’de örnek gösterilen bir konuma getirdik. Dört buçuk yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı, kokudan yanına yaklaşılmayan İstanbul Boğazının incisi Haliç temizlendi, çöp dağları kaldırıldı, İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul’da yaktığımız bu meşaleyi, son 23 senede tüm Türkiye’ye taşıdık. Bir defa şunun bilinmesinde fayda görüyorumHem İstanbul’da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım’ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda, karşımızda on yılların birikmiş sorunları vardı" dedi.Bunların en başında da 1950’lilerde başlayıp 1970 ve 1980’lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık.Karşılaştığımız tüm engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık" ifadelerini kullandı.TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettiklerini kydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu, bu projelerde istihdam edildi.Eser ve hizmet siyasetimizle vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik.Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum: Biz, bu adımları atarken; "kentsel tasarım", "kentsel estetik" veya "kentsel dönüşüm" gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi. Zira o yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin şehirleri, henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyoruz .Bugün, şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye’ye kavuştuk. Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizleDağları delen tünellerimizleKıtaları birleştiren köprülerimizleDünya ölçeğinde havaalanlarımızlaYüksek standartlarda spor tesislerimizleDünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yerdeyiz" diye konuştu.Şehircilik vizyonlarını sürekli ileriye taşıdıklarını köklerden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projemizle 81 şehrimizde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırıyoruz. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz. Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul’da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamamızla enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz" açıklamasını yaptı."Hayatın akışı içinde, biz de kendimizi ve şehircilik anlayışımızı yeniliyor, geliştiriyor, güncelliyoruz." Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de köyden kente göç, hız kesmeden devam ediyor. Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek, hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak, bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin, iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı’nın şehirlerine hayat verecek "3 boyutlu kentsel tasarım" yaklaşımına geçmeye hazır olduğu görülüyor. Şehircilik Zirvesi boyunca, diğer başlıklar yanında, bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum. Şu gerçeği sizler de gayet iyi biliyorsunuz: Bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır" değerlendirmesini yaptı.Sağlıklı şehirleşmenin vizyon, emek, ve güçlü bir irade istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Sadece bina dikmekle bir kenti güzelleştiremeyiz, dönüştüremeyiz; içinde yaşayanlara huzuru getiremeyiz.O binaya nefes olacak yolu, parkı, meydanı yapmak; sosyal donatıları inşa etmek, yani o şehri yaşatacak hayat damarlarını açmak gerekir. Bugün, muhalefetin yönettiği birçok şehrimizde en temel sorun budur.İhm al, duyarsızlık ve vizyonsuzluk şehirlerimizin kaderi olmuş durumda. Yöneticisi olduğu belediyeyi arpalık olarak gören zihniyet, şehirlerimizin göz göre göre çürümesine, çökmesine, çoraklaşmasına seyirci kalıyor. "Ne kadar çok yol yaparsak, trafik o kadar sıkışır" diyerek trafik sorununu çözeceğini zannedenlerin elinde metropollerimiz, 6-7 yıldır kelimenin tam manasıyla yeni bir "fetret devri" yaşıyor. Rüşvet, irtikap, iltimas, usulsüzlük, yolsuzluk iddialarının ardı arkası, hiç kesilmiyor.Biz, "imar mantığından tasarım disiplinine" geçmekten bahsederken, ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz sabıkalı belediyecilik anlayışı, ne yazık ki, yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar, muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi" ifadelerini kullandı.Katılımcılara hitap eden Erdoğan," Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa, yönettikleri şehirleri 90’ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler. Atalarımız ne demiş: At binenin, kılıç kuşananın. Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil çözüm üreten, yara açan değil yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz" diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmekte olan askeri uçağın Gürcistan Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendiklerini belirterek," Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah Bu kazadan en az badireyle çıkarız. Rabbim Şehitlerimize rahmet eylesin.Dualarımızda onların yanında olalım.
Ankara Denetimli serbestlik yükümlüleri 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde fidanları toprakla buluşturdu Denetimli serbestlik ve yükümlüleri, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü dolayısıyla Atatürk Orman Çiftliği’nde fidan dikti. Denetimli serbestlik uygulamalarından biri olan kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma yükümlülüğü, diğer bir ifadeyle kamu hizmeti cezası, çevreye ve topluma katkı sağlamayı hedefleyen bir etkinlik gerçekleşti. Kamu hizmeti cezası yükümlülüğünü yerine getiren denetimli serbestlik ve yükümlüleri, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü dolayısıyla düzenlenen fidan dikim etkinliğinde, ‘Geleceğe nefes, insanlığa nefes’ sloganıyla yüzlerce fidanı toprakla buluşturdu. Çevreye katkı, topluma kazandırma Denetimli serbestlik müdürlüklerince yürütülen, kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma yükümlülüğü, kamu hizmeti cezası, birçok kurum ve kuruluşla iş birliği içinde etkin bir şekilde uygulanıyor. Özellikle fidan dikimi, ormanların bakımı ve hatıra ormanlarının oluşturulması gibi çevre odaklı faaliyetler, bu cezanın infaz sürecinde yer alıyor. Bu uygulamalar, cezanın sadece bir yaptırım olmaktan çıkıp, toplumsal fayda üreten, sürdürülebilir ve yapıcı bir sürece dönüşmesi sağlanıyor. Bu çalışmalar aracılığıyla, yükümlü ve hükümlülerin toplumsal sorumluluk ve çevre bilincinin geliştirilmesi, topluma yeniden entegrasyon süreçlerine aktif olarak katılmaları hedefleniyor. Protokol ve yükümlülerin katılımıyla tören Bu anlayış doğrultusunda, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü etkinlikleri çerçevesinde Ankara’nın simge mekanlarından Atatürk Orman Çiftliği Ağaçlandırma Sahası’nda büyük bir fidan dikim töreni gerçekleştirildi. Etkinliğe, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Vural Balcı, Ankara Cumhuriyet Savcısı Sema Sonay Gökşen ve Ankara Batı Cumhuriyet Savcısı Sabiha Gürsoy’un yanı sıra, denetimli serbestlik müdürlükleri, açık ceza infaz kurumu yetkilileri ve personeli de etkinliğe katıldı. Kamu hizmeti yükümlülüğünü yerine getiren yükümlü ve hükümlü vatandaşlar da etkinliğin merkezinde yer alarak fidanlarını bizzat dikti. Geleceğe umut olan fidanlar toprakla buluştu Katılımcılar, hep birlikte kürek sallayarak geleceğe umut olacak yüzlerce çam, meşe ve çeşitli türdeki fidanı dikti.
Kayseri ‘Şahidimiz Toprak, İmzamız Fidan, Sevdamız Yeşil Vatan’ Yahyalı’da hayat buldu 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında, ülke genelinde olduğu gibi Yahyalı’da da ‘Şahidimiz Toprak, İmzamız Fidan, Sevdamız Yeşil Vatan’ etkinliği gerçekleştirildi. Cumhuriyetimizin 101. yılı etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen programda Yahyalı Kaymakamı İbrahim Gültekin, Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, ilçe protokolü, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş bir araya gelerek fidan dikti. Etkinlikte konuşan Belediye Başkanı Esat Öztürk, doğaya sahip çıkmanın bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı; "Bugün burada bir aradayız çünkü geleceğimiz için, çocuklarımız için, torunlarımız için yeşil bir vatan bırakmak istiyoruz. Fidan dikmek sadece bir çevre etkinliği değildir; bu aynı zamanda bir medeniyet göstergesidir, bir gönül işidir. Yahyalı, doğasıyla, su kaynaklarıyla, ormanlarıyla, yaylalarıyla Kayseri’nin en güzel ilçelerinden biridir. Bizler de bu güzelliği korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere emanet etmek zorundayız. Her diktiğimiz fidan, nefes aldığımız havayı temizler, toprağımıza bereket katar, çocuklarımızın yarınlarına umut olur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan ‘Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes’ kampanyası bizler için çok anlamlıdır. Biz de Yahyalı Belediyesi olarak her zaman doğayı koruyan, çevreye duyarlı projeler üretmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle, bugün burada emek veren herkese, öğrencilerimize, kurumlarımıza ve vatandaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Allah, diktiğimiz bu fidanları büyütsün, yeşertsin, memleketimize bereket getirsin." Yahyalı Kaymakamı İbrahim Gültekin de yaptığı konuşmada çevre bilincinin önemine dikkat çekerek; "Her fidan, geleceğe dikilen bir umuttur. Bu bilinçle hareket eden tüm katılımcılara teşekkür ediyorum" dedi. Programın ardından ‘Yeşil Vatan’ seferberliği kapsamında Yahyalı Belediyesi personelleri de ilçenin farklı bölgelerinde ağaç dikim çalışmalarına katıldı. Belediye çalışanları, Başkan Öztürk’ün öncülüğünde fidanları toprakla buluşturdu. Etkinlik boyunca personellerin doğaya olan sevgisi ve özverisi dikkat çekti. Başkan Öztürk, personellerin katılımını büyük bir memnuniyetle karşıladığını belirterek; "Belediye olarak sadece hizmet üretmekle kalmıyoruz, doğamıza da sahip çıkıyoruz. Bugün mesai arkadaşlarımızın kendi elleriyle fidan dikmesi bizim için çok kıymetli. Çünkü biz, ‘Yeşil Yahyalı’ idealine inanmış bir ekibiz. İnşallah her yıl bu kampanyayı daha da büyüterek sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. Yahyalı’da doğa dostu etkinlik, fidanların toprakla buluşturulmasının ardından çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu.