EKONOMİ - 28 Şubat 2015 Cumartesi 10:36

Hava İş'te 1 milyon liralık çiçek krizi

A
A
A
Hava İş'te 1 milyon liralık çiçek krizi

Hava-İş Sendikası'nda görevi devralan yeni yönetim, 3 milyon TL'den fazla borç ödendiğini açıkladı.

 Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, eski yönetimin 4 yılda 1 milyon TL'lik çiçek parası ödediğini görünce şok yaşadığını belirterek, “Yılda 280 bin liralık çiçek masrafı yapmışlar. Biz geldik geleli ne düğün, ne doğum, ne hastalık, ne cenaze atlamaksızın herkese çelengini göndererek, biz 24 bin liraya erişebildik" dedi.

Ali Kemal Tatlıbal, yaklaşık 25 yıl görev yapan Atilay Ayçin’in ardından Hava-İş Sendikası Genel Başkanlığı görevine geldi. Tatlıbal, devraldıkları yönetimin son bir yılını değerlendirdi.
Hava-İş Sendikası'nda öncelikle anlayışın değiştiğini söyleyen Ali Kemal Tatlıbal, “İletişim değişti. Bakış, iletişim gücü değişti. Şu an artık zıtlaşan, çatışan değil, yöneticileriyle muhabbet içinde, sadece masada istişare ederek, doğru karara vararak çözüme ulaştıran bir yönetim anlayışı geldi” dedi.

“İŞTEN ÇIKARILAN PERSONELİ GERİ ALDIK”
Grev yaptıkları için işten çıkarılan 305 THY personelinden işe dönmek isteyenlerin tamamına yakınını işe aldırdıklarını söyleyen Kemal Tatlıbal, “Biz aldırmadık. Allah nasip etti. Biz ancak vesile oluruz. Vesile olduysak ne mutlu bize. Bu 305 kişi arasından 200 küsur kişi bize müracaat etti ben dönmek istiyorum diye. Onlar içinde 19 kişi hariç hepsini işine döndürdük. Şu anda hepsi çalışıyor. Eğitimlerinde de ziyaret ettik. Epey bir süre oldu. Artık uçuyorlar. Eski işlerine döndüler” diye konuştu.

“HAVA-İŞ SENDİKASI’NDA BİR MİLYON LİRA ÇİÇEK PARASI ÖDENMİŞ”
Yönetime geldikten sonra hesaplarda yaptıkları incelemelerde, Hava-İş Sendikası’nın 4 yılda sadece çiçek parası olarak 1 milyon 27 bin 136 lira ödediğini görünce çok şaşırdıklarını söyleyen Tatlıbal, “Yılda 280 bin liralık çiçek masrafı yapmışlar. Biz geldik geleli ne düğün, ne doğum, ne hastalık ne cenaze atlamaksızın herkese çelengini göndererek, biz 24 bin liraya erişebildik. Biz aslında eski yönetimlere karşı bugüne kadar hiç kötü konuşmadık. Yine konuşmayacağız. Yaptıkları iyi şeyler de vardı. Kötü şeyler de vardı. İşçilerimiz, üyelerimiz arasında sevenleri var, sevmeyenleri var. Tıpkı bizim sevenimiz ve sevmeyenimiz olduğu gibi. Biz geçmişi kapattık. Ayrıca 4 yıl içerisinde ödenen matbaa parası 2 milyon 995 bin 941 lira. Bizim dönemimizde yıllık matbaa gideri 85 bin 784 liraya düşürdük. Önümüze bakıyoruz. Şuan masrafların hepsini durdurduk. Borçları ödedik. Allah'a şükür kasamızda paramız var” şeklinde konuştu.

“GÖREVE GELDİĞİMİZDE 3 MİLYON 200 BİN LİRA BORÇ VARDI”
Göreve geldiklerinde sendikanın 3 milyon 200 bin lira borcu olduğunu ve bunları bir yıl içinde ödediklerini söyleyen Tatlıbal, “Tahmini 3 trilyon borç vardı. Şimdiki parayla 3 milyon 200 bin lira borç vardı. Bunları ödedik. Şu anda kasamızda paramız var. Şöyle bir şey de var tabi ki. Üzerimizde laftalar yapıştı. İşveren yanlısı, şirket yanlısı diye. Biz önce bunu anlatmaya çalıştık. Bu parayla borç ödedik. Eğitimler yaptık. Abant'ta eğitimler düzenledik. İş sağlığı, iş güvenliği eğitimleri, seminerler düzenledik. Otellerde konferanslar düzenledik. Dil tazminatı alabilsin diye tüm üyelerimiz İngilizce eğitimlerine başladık. Tüm üyelerimize ücretsiz olarak talep edene havacılık İngilizcesi, talep edene YDS'ye yönelik, talep edene de sadece gramer boyutunda İngilizce eğitimi ücretsiz şekilde veriyoruz. Biz burada olduğumuz sürece sonuna kadar devam edeceğiz bu uygulamaya. Yeni giren üyemiz dahi talep etmesi halinde bu eğitimleri alabilecek” ifadesini kullandı.

“SADECE ALAN DEĞİL, VEREN SENDİKA OLACAĞIZ”
Sendika üyelerinden sadece aidat alan değil, bu aldığı paraların bir kısmını da üyelerine harcayan bir sendika olacaklarını söyleyen Ali Kemal Tatlıbal, “Gelen aidatları kuruşu kuruşuna nereye gidiyor diye hesabı hazır. Şeffaf bir sendikacılık sunuyoruz. Aldığımız paranın tamamını üyelerimiz yolunda harcayacağız. Sadece İngilizce boyutunda değil. En son 15-20 yıldır şirkette çalışıp da 4-5 çocuğu var. Çocuklarını okutmak için ev sahibi olamamış insanlar var. İnsanlarda bir algı var. THY'de çok iyi maaş kazanıyorlar. Herkes şükrediyor. Ama ev alamamış insanlar var. Evsiz birçok arkadaşımız var. Biz bunu da göz önünde bulundurarak kooperatif projesine de başladık. Allah nasip etti. Bir kooperatif ön ayak olduk. Onu da sadece denetlemesindeyiz. Sadece ön ayak olduk. Sırf algıda sıkıntı olmasın dedikodulara yer vermeyelim diye denetleme kurulundayız. Elimiz de sopayla beklemekteyiz. Arsasından inşaatına her şeyine kadar talip olan üyelerimiz karar verecek. Genel Kurullarına karışmayacağız. Sadece sahipleneceğiz” dedi.

“İŞÇİNİN HAKKINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ”
“Üyelerinin haklarını savunmak için gerekirse yönetimle ters düşebiliriz ama küfürleşmeyiz” diyen Ali Kemal Tatlıbal, “Göreve geldiğimizde kasada 10 bin lira, 12 bin lira gibi bir para vardı sanırım. Önümüzdeki 6 aya kesilmiş çekler vardı. Mayıs ayına kadar kesilmiş çekler vardı. Onları ödedik. 3 Milyon 200 bin civarında borçlar vardı. Çekleri ödedik çok şükür. Biz çek kullanmıyoruz. İade ettik çekleri. Biz nakit paramız kadar iş yaparız. Paramız olduğu sürece üyelerimize döndüreceğiz. Bizim bir senede uğraştığımız en büyük işlerden birisi gönle girmekti. Bizim gerçekten Allah rızası için yaptığımızı, bu işe hak rızası için çıktığımızı anlatmaya çalışmaktı. Bizi tanıyanlar buna inandı. İnşallah seçime daha 3 yıl var. Allah nasip ederse bu 3 yıl içerisinde bugün ne dediysek aynı şeyleri yaptığımızı göstereceğiz. Üyelerimizin hakkını da sonuna kadar savunacağız. Kimseye yedirmeyeceğiz. Şimdi sendikacılık elbette sonuna kadar işverenle kardeş muhabbetiyle geçecek diye bir kaide yok. Mutlaka işçi çıkarları doğrultusunda yönetimle ters düşeceğimiz durumlar olabilir. Ama bu demek değil ki küfürleşiriz, kavga ederiz, komple bağlantıları keseriz. Biz iki senedir her TİS döneminde masaya oturacağız. Yüz yüze bakacağız. İletişimiz seviyesini etik seviyede tutarak elbette ters düşme durumlarını göze alıyoruz. Ama etik çerçevede tutarak devam ettireceğiz. İşçilerin hakkı için gerekirse işçilerle de ters düşme olabilir. Neden aidat veriyorlar. Kul hakkı var. Biz Allah'tan korkuyoruz. İşte fark burada. Bizim korkumuz Allah'tan. Gelen aidatların kuruşuna zeval getirmeyiz. Ne kul hakkı yeriz ne yediririz” diye konuştu.

“Algı için derseniz, elbette bunu oturtmak zaman alacak” diyen Tatlıbal, “Bizim üzerimize bir yafta oluştu. Seçim döneminde kötü bir algıyla geldik. Biz bunu bir senede ben ve arkadaşlarım oldukça aştık. Sürekli arkadaşlarımızla beraberiz. Uçuşta mutfağa geçerim. Uçucu ekiplerle sohbet ederim. anlatırım. Her uçuş sonrasında helalleşirim. 'Ben artık maaşımı THY'den değil sizin aidatlarınızdan alıyorum. Hakkınızı helal edin' diye. Çünkü makam mevki gelir geçer. Çünkü bu koltuklarda bizde gelip geçeceğiz. Nasip işi bunlar. Arkamızdan bir 'Allah razı olsun' dedirtirsek daha bir şey istemiyoruz” ifadesini kullandı.

“HESAPLARDA BİR YOLSUZLUK GÖRÜRSEK DAVA AÇARIZ”
Eski yönetimin hesaplarını incelettiklerini, bir sıkıntı, yolsuzluk varsa dava açacaklarını söyleyen Ali Kemal Tatlıbal, “Biliyorsunuz seçimde eski yönetim ibra edilmedi. Dolayısıyla bu yönetimin üzerine bir hükümlülük oluştu. Nedir bu yükümlülük? Mali denetimi yaptırıp, varsa bir yolsuzluk gerekli davaları açmak. Böyle bir yük üstümüze aldık. Üyelerimizin emriyle. Şu anda incelemeler devam ediyor. Denetim son aşamasında. Bir sıkıntı çıkarsa ki dava açmak zorundayız. Açacağız. Üyelerimizin geçmişe yönelik paralarının nerelere harcandığını göstermek ve ibra etmeyen delegelerimize karşı vazifemizi yerine getirmek üzere. Biz bunu istediğimiz için değil. Seçimde ibra etmeyen delegelerimiz için yapmak zorundayız. Hala üyelerimiz soruyorlar, her gezdiğimiz, her ziyaret ettiğimiz noktada hani ibra etmedik niye dava açmıyorsunuz diye. Biz de anlatıyoruz denetleme yapıyoruz. Bir sıkıntı, yolsuzluk varsa dava açacağız diye söylüyoruz” şeklinde konuştu.

TUNCER CENGİZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak BİLSEM’den yıl sonu şenliği Zonguldak Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi’nin 2-4 Mayıs 2024 tarihleri arasında halka açık alanlarda düzenlediği etkinlikler, 2 Mayıs 2024’te Engelsiz Yaşam Merkezi’nde açılan resim sergisi ile başladı. Sürrealizm (gerçeküstücülük) akımı etkisiyle çocukların hayal dünyaları yansıttıkları resimlerden oluşan sergi büyük ilgi gördü. Resim yetenek alanı öğrencileri tarafından hazırlanan bu serginin açılışına Zonguldak İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç ve eşi Esin Yalınkılıç, Amele Birliği Başkanı Veli Köktürk, Zonguldak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Abdullah Turan, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Cemile Gül ve protokol üyeleri katıldı. Ayrıca aynı günün akşamı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Salonu’nda müzik yetenek alanı öğrencileri tarafından müzik konseri gerçekleştirildi. Öğrenci korosu tarafından çocuk şarkıları ve türküler seslendirildi. Etkinliğe Vali Yardımcısı Mehmet Türk ve ailesi, Gençlik ve Spor İl Müdürü Sayın Hakan Yüksel, okul müdürleri ve veliler katıldı. BİLSEM Marşı’nın hep bir ağızdan söylenmesiyle müzik dinletisi sona erdi. Alışveriş merkezinde düzenlenen sergide ise genel yetenek alanındaki tüm branşlarda, öğrenciler sene içerisinde hazırladıkları projelerini sergileyecekler. Patent/Faydalı Model/Tasarım Tescil Belgesi alan ürünler, TÜBİTAK yarışmalarında ödül alan projeler, TEKNOFEST yarışmalarına katılan elektrikli araç, otonom araç, dron, İHA-SİHA gibi çalışmaların ile yıl boyunca öğrenciler tarafından hazırlanan ürünler ziyaretçilere tanıtılacak.
Eskişehir Uzmanından öğrencilere sınavlara dair tavsiyeler Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere internet üzerinden özel ders alma imkanı sunan eğitimci ve tarih öğretmeni Bilal İbrahim Bacaksız, yaklaşan sınavlar öncesinde stres yapan aday ve ailelerine tavsiyelerde bulunarak, başarılı sonuçlar için neler yapılması gerektiğini anlattı. Eğitim-öğretim döneminin son aylarına girilmesiyle birlikte, genellikle yaz aylarında yapılan Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ve Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) tarihleri yaklaştı. Büyük umutlarla hazırlanılan sınavlara çok az bir süre kalmasıyla adayların heyecanları artarken, kaygı ve stres de arttı. Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere eğitim ve kurs alma imkanı sunan Bilal İbrahim Bacaksız, adaylara ve ailelerine tavsiyeler verdi. Çevrimiçi bir şekilde öğrencilere verdiği eğitimlerde sınavlara çalışmanın yanında sınav stresiyle nasıl başa çıkılması gerektiğini de öğretmeye gayret ettiğini belirten Bacaksız, zaman yönetimi, günlük aktiviteler ve sınava son hazırlık konularında neler yapılması gerektiğini anlattı. Zamanın iyi yönetilmesiyle birlikte başarılı sonuçlar geleceğinin altını çizen Bacaksız, “Önümüzdeki süreçte Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)var ve adaylarımız için kısa bir süre kaldı. Bize en yakın olan sınav haziran ayında yapılacak (YKS) ama temmuz ayında da Lisans KPSS ve sonrasında da Önlisans KPSSve Ortaöğretim KPSS sınavları da var. Bundan birkaç gün sonra da Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (EKPSS) olacağını göreceğiz. Açıkçası öğrencilerimizdeki stres durumu bu süreçte birazcık artıyor. Aslında sene başında aldığımız 17 yaşındaki çocuklar bir yılın ardından 70 yaşında gibi oluyorlar. Hal böyle olmasıyla birlikte hem öğrenciye hem de aile ve çevrelerine dayalı olarak çocuklarımızın stres durumu artıyor. Ögrencilerimiz bu stresle başa çıkmak için bu sınavdan korkmasınlar. Stres yapmaları çok normal, sonuçta bu yıl veya önümüzdeki yıl yapacakları tercih ömür boyu onlarla beraber olacak. Lakin şöyle bir gerçek var bu sadece bir sınav ve önümüzdeki süreçte eğer zamanı iyi yönetmeyi başarırlarsa eminiz ki çok güzel sonuçlar çıkacaktır” dedi. “Haftanın bir gününü kendilerine ayırsınlar” Sınav stresiyle başa çıkmanın yollarını anlatan eğitimci Bilal İbrahim Bacaksız, günlük ya da haftalık aktivitelerin değiştirilmemesi gerektiğininin altını çizdi. Sınavlara girecek adayların rutinlerini bozdukça kaygı ve stres yaptıklarını ifade eden Bacaksız, “Bana kalırsa ögrencilerimiz rutinlerinden kopmasınlar. Bu süreçte öğrencilerde ‘ona saldırayım, bu soruyu çözeyim, bu konuyu da halledeyim’ gibi yaklaşımlar oluyor. Artık çalışma süresi biraz geride kaldı, bana kalırsa ögrencilerimizin yapması gereken şey performans denemeleri çözmeleridir. Daha çok deneme üzerine. Örneğin sınav süresi 165 dakika ise bu süreçte öğrenciler lütfen deneme sınavları çözsünler. Deneme üzerine yönelsinler. ‘Ben 165 dakikalık sınav süresini nasıl yetiştirebilirim?’ sorusunun cevabını 160, 150, 130 dakikaya çekmeye çalışarak bulsunlar. Sınav saati kaçtaysa sabah o saatte otursunlar ve sınav sisteminde nasıl bir durumdalarsa o durumda bolca deneme çözsünler. Sadece ders çalışma rutini ile alakalı bir durum değil, öğrencimiz evladımız örneğin spora gidiyor ise, bu düzenini bozmasın. Naçizane tavsiyem haftanın bir gününü kendilerini ayırmalarından yönünde olacaktır” şeklinde konuştu. “Kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler” Sınavlara girecek olan adayların çevrelerinden ve yakınlarından çok fazla etkilendiklerini belirten Bilal İbrahim Bacaksız, ailelerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Sınavlar yaklaşırken yapılması gerekenleri yeniden hatırlatan Bacaksız, şöyle konuştu; “Aileler için de bir şeyler söylemek istiyorum, tabii ki evlatlar ailelerin en değerli varlıkları fakat ailelerimiz lütfen kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler. Bıraksınlar, çocuklar hiç değilse haftada bir nefes alsınlar. Şu da var, haftada bir gün kendilerine zaman ayırıp nefes alırken, geri kalan 6 günde gerçekten performanslı bir şekilde ders ya da kendi ödevleri ile geçirebilsinler. Geriye kalan süreçte ogrencilerimiz ne yapabilir? Önceki yılların soruları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından paylaşılıyor. Dediğim gibi deneme sınavlarının dışında mümkün olduğunca yıl yıl kendilerini deneme sınavlarına soksunlar. Yani 2023, 2022, 2021 gibi hiç değilse 10 yıllık soruların tamamını çözsünler. Ayrıca sayısal, eşit ağırlık ya da sözel ögrencilerimiz eğer kendi branş konularını ve derslerine hallettilerse geriye kalan 1 ayda diğer derslere yönülebilir. Çünkü sınavda çözeceğimiz her soru bizi öne taşıyacaktır. yapabildikleri kadar ve çözebilecekleri kadar soruyu çözerlerse onların yararına olacaktır.”