GÜNDEM - 17 Ekim 2017 Salı 13:27

Havuza düşen ve kalbi iki kez duran Minik Mustafa, kalp masajıyla hayatta kaldı

A
A
A
Havuza düşen ve kalbi iki kez duran Minik Mustafa, kalp masajıyla hayatta kaldı

Elazığ’da 1,5 yaşındaki Mustafa havuza düştü, ölüm kalım savaşı verirken, bir evin 3'üncü katındaki dairede kalan işçi durumu fark ederek küçük çocuğu havuza atlayarak kurtardı. Olay yerinde ve ambulansta 2 kez kalbi duran ve 40 dakikalık kalp masajıyla hayata tutunan küçük Mustafa, sağlığına kavuştu.

Olay, 8 Ekim 2017 tarihinde Sürsürü Mahallesi Yeşil Sokakta meydana geldi. Nejla ve Ercan Saçsız çiftinin en küçük çocukları 1,5 yaşındaki Mustafa, teyzesinin içeride olduğu bir anda bahçede bulunan su dolu havuza düştü. Bir binanın 3’üncü katında kalan Bulgaristan uyruklu işçi Miroslav Todorov, çocuğu fark ederek, havuzdan çıkarıldı. Solunum ve kalbi durduğu fark edilen küçük Mustafa, o sırada olay yerinden geçen hastane e çalışan bir personel tarafından kalp masajı yapılırken, diğer kişilerde sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesi ile Mustafa hayata döndürüldü ancak, ambulansta bu kez ikinci defa kalbi durdu. 40 dakikalık kalp masajı ile tekrar hayata dönen Mustafa, Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı.

FÜ Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde yoğun bakımda tutulan Mustafa, hayati tehlikeyi atlattı. Küçük çocuğun bir kaç günlük tedavisinin ardından taburcu edileceği bildirildi.

"Oğlumu bir işçi görüyor, koşarak havuza atlıyor"
Yaşanan olayla ilgili bilgi veren Nejla Saçsız, “Teyzesi bahçeye götürmüştü. Gelmeden önce Mustafa’yı arabaya bindirmiş. Kendi ellerini yıkamak için bir anlığına içeri girmiş. Döndüğünde bakmış arabanın içinde yok. Sonra bahçede aramış. 3 katlı evin önünde bir havuz var. O da etrafına bakınıyor ama o heyecanla havuzun içine bakmak aklına gelmemiş. 3’üncü kattaki işçi Mustafa’yı görüyor ve koşarak gelip havuza atlıyor. Havuzdan oğlumu çıkartıyor. Orada bir akrabamız gelip kalp masajı yapıyor. O kalp masajından sonra ciğerindeki su biraz çıkıyor. Sonra ambulans geliyor” dedi.

İki kez kalbinin durup da iyileşmesinin kendileri için tarif edilemez bir duygu olduğunu dile getiren Anne Saçsız, “Rabbime şükürler olsun. Çok sevinçli ve mutluyum. Bir anne daha ne ister. Beyinde bir sıkıntı yok. Hafızası yerinde. Kalp masajından dolayı vücut direnci düşük. Onu da toparlarsa bir aya kadar iyi olur” ifadelerini kullandı.

Kahraman işçi Bulgaristanlı
Elazığ'da güneş santralindeki işi nedeniyle gelen işçinin Bulgaristanlı Miroslav Todorov olduğu öğrenildi. Olayı anlatan Todorov, "Telefonla konuşmak için balkona çıktım. Araçlardan birini bekliyordum. Çocuk havuzdaydı, ilk gördüğümde çocuk olduğuna inanamadım, ikinci defa baktım. Çocuk olduğuna emin oldum. O anda düşe kalka koşmaya başladım. Tereddüt etmeden havuza girdim, çocuğu çıkarttım. Çocuğun yakını gelerek ağlamaya başladı. Bu sırada komşumuz olan bir hastane çalışanı gelerek çocuğa ilk müdahaleyi yaptı. Ambulans çağırdılar. Ambulans hemen geldi ve çocuğu götürdü" diye konuştu.
Todorov'un mesai arkadaşı İsmail Şükrü ise o gün arkadaşı Todorov'un evde kaldığını ve balkona çıktığında havuzdaki çocuğu fark ederek kurtardığını kaydetti.

Doktor: "40 dakika canlandırma işlemi uygulanmıştı"
Mustafa'nın ilk geldiğinde genel durumunun kötü olduğunu ve solunumunun olmadığını aktaran Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yusuf Sarı, "Bilinci kapalı durumda geldi. Olay yerinde ve hastaneye gelene kadar yaklaşık 40 dakika yeniden canlandırma işlemi uygulanmıştı. Hasta geldiğinde solunum cihazına bağlıydı ve ciddi nöbetleri vardı. Beyin etkilenmesi ön plandaydı. Bununla birlikte kas yıkımı ve organ yetmezlikleri mevcuttu. Takiplerde organ yetmezlikleri geriledi. Bilinci yerine geldi. Solunum cihazından ayırdık. Herhangi bir nöbet gelişmeden hasta düzeldi" diye konuştu.

İlk olarak olay yerinde kalbi durduğunu, müdahale ile canlandırıldığını ve yine ambulansta ikinci kez kalbi durduğunu yine canlandırıldığını anımsatan Dr. Sarı, Mustafa'nın genel durumunun şu anda iyi olduğunu ve bir iki gün içinde taburcu etmeyi düşündüklerini kaydetti. 

Kamil Can Kılıç-Zafer Demirbaş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu Frank van den Broek kazandı 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu Dsm-Firmenich PostNL sporcusu Frank van den Broek kazandı ve 2024’ün şampiyonu olarak Turkuaz Mayo’nun ebedi sahibi oldu. TUR’un İstanbul etabına hava muhalefeti engel oldu. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Gençlik ve Spor Bakanlığının destekleriyle Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından bu yıl 59. kez gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu tamamlandı. Organizasyonun 8. ve son etabı olan İstanbul - İstanbul etabında yağmurlu hava etkili oldu. Yağış sonrası yolların kaygan olması sebebiyle 8. etap nötralize edildi. Bisikletçiler yarış dışı olarak İstanbul’da tur atıp etabı tamamladı. Yarışın genel şampiyonu, Yeşil Mayo, Kırmızı Mayo ve Beyaz Mayo sahipleri dünkü sonuçlar geçerli olmak üzere tescil edildi. Geçtiğimiz pazar günü Antalya - Antalya etabı ile start alan ve 8 gün boyunca 1.188 kilometre yol kat eden bisikletçilerin bu yoğun mücadelesi İstanbul’da noktalandı. Tur’u DSM-Firmenich Takımı’ndan Hollandalı Frank Van Den Broek kazandı ve 2024’ün şampiyonu olarak Turkuaz Mayo’nun ebedi sahibi oldu. İkinciliği Terengganu Takımı’ndan Kudus Merhavi, üçüncülüğü de Polti Kometa Takımı’ndan Paul Double kazandı. Beyaz ve Kırmızı Mayoları da Bike Aid sporcusu Vinzent Dorn elde etti. Sprint Mayo’sunu ise yine DSM-Firmenich Takımı’ndan Tobias Andresen elde etti. Takım halinde şampiyonluğu da Q36.5 Pro Cycling aldı. Son etap nötralize edildi Sporcuların güvenliği ön planda olduğu için herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması adına bugünkü yarış nötralize şekilde devam etti. Bisikletçiler, pelotonun önünde TUR’un mayolarını taşıyan liderlerin ardında, yine planlanan güzergahta, Caddebostan Sahili’nde 5 yerine 1 tur atarak Sultanahmet Meydanı’nda parkuru tamamladı. Bu etaptaki para ödülü bir hayır kurumuna bağışlanacak. Beşiktaş Meydanı’ndan saat 11.00’de yola çıkan bisikletçiler saat 13.10 civarında Sultanahmet Meydanı’nda olurken, finiş noktasını 4 formanın liderleri birlikte geçti.
Sivas Bu belirtiler varsa Lohusa Sendromu yaşıyor olabilirsiniz Doğum sonrası başlayıp ortalama 6 hafta devam eden lohusalık sürecinde anneler duygusal, biyolojik, fiziksel, toplumsal, psikolojik değişiklikler yaşıyor. Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kerime Nazlı Salihoğlu, “Anneler doğumun ardından kendilerini mutsuz, karamsar, üzgün hissedebilir. Hayattan zevk alamama, bebeğine yeterli sevgi hissedememe, dışarı çıkmak istememe, aşırı uyku hali ve aşırı iştah ya da tam tersi uykusuzluk ve iştahsızlık gibi durumlar yaşayabilir. Bu süreçte aile ve eşlerin anneye desteği çok önemlidir” dedi. Medicana Sivas Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kerime Nazlı Salihoğlu, doğum yapan her 100 kadından 10-15’inde lohusa sendromunun görebileceğini söyledi. Lohusa sendromu belirtilerini anlatan Op. Dr. Nazlı Salihoğlu, sendrom döneminde aile desteğinin önemli olduğunu söyledi. Lohusalık sürecinin önemli olduğunu söyleyen Salihoğlu, “Bazen hastalarımız, kadınlarımız bu durumu gizledikleri için ya da çok farkına varamadıkları için ortaya çıkması da gecikebilir. Toplumda her doğum yapan kadında lohusa sendromu görülme riski vardır. Her 100 doğum yapan kadının 10-15 ‘inde de görülebilir. Aslında bu oranlar daha fazla ama kadınlar paylaşmadıkları için oranlar biraz daha düşükmüş gibi algılanıyor. Doğumu zor olan hastalarımızda, travmatik bir doğum yaşamışsa, prematüre bir doğum yaşamışsa, daha önce gebelik döneminde depresyon şikayeti varsa, ailesi ile ve eşiyle problemi olan hastalarımızda lohusa sendromu risk altındadır. Daha önce gebelikte anksiyete ya da sosyo-ekonomik düzey olarak düşük seyreden hastalarımızda lohusa sendromunu daha fazla görüyoruz. Yapılan çalışmalarda; normal doğum yapanlarda, sezaryen doğuma oranla, daha fazla lohusalık sendromu görüldüğü belirtiliyor. Çalışan annelerde de çalışmayan annelere oranla daha fazla görülüyor’’ şeklinde konuştu. “Herkeste görülebilen ve tedavisi mümkün olan bir durum” Salihoğlu, bu süreçte annelerin bebeği reddetme, kötü davranma, beslememe durumunun olduğunu belirterek “Bazen lohusalık sendromunda, bebeğini kucağına aldığında yeterli sevgi hissedemediğini söyleyen anneler oluyor. Ya da ‘Anne olamadım mı?’ diye düşünenler oluyor. Bebeği reddetme durumu görülebiliyor. Bazen kötü davranma, emzirmeme, bakımını yapmama gibi tepkilerle karşılaşabiliyoruz. Bu süreçte anneler bebeğine gerçekten kötü davranma meyillin de olabiliyorlar. Bu süreçte mutlaka psikolojik ve psikiyatrik destek almalarını öneriyorum. Mutlaka eşiyle, hekimiyle, aile hekimiyle ya da kadın doğum hekimiyle mutlaka paylaşılmalı. Çünkü bunlar önlenemeyen şeyler değildir. Herkeste görülebilen bir durumdur. Tedavisi olmayan bir durum değildir. Genelde konuşarak ya da bazen psikolog desteği alarak da ortadan kaldırılabilir. Bazen psikoza kadar ilerleyebilir. O zamanda ilaç tedavisi ya da psikiyatrik destekte öneriyoruz mutlaka. Bu süreçte aileye ve eşe çok fazla destek düşüyor’’ ifadelerini kullandı. “Kendimizi yıpratmamızın bir anlamı yok’’ Op. Dr. Salihoğlu, Lohusalık Sendromuna yakalanan annelerin egzersiz yapmalarını, yürüyüş yapmalarını ve eşleriyle vakit geçirmelerini önerdiğini ifade ederek, “Bazen eve yeni bir bebek gelmenin heyecanıyla bütün ilgi bebeğe kayabiliyor. Anne burada kendini değersiz, sevilmediğini, artık ikinci planda olduğunu hissedebiliyor. Bazen bu hissiyatta annelerimizi lohusalık sendromuna sokabiliyor. O yüzden ailede bebeğe bakımı açısından destek olup, eşler yeri geldiğinde mutlaka annelerimizle birlikte ayrıntılı vakit geçirmeliler. Annemize bu süreçte en önemli tavsiyem mutlaka kendisine vakit ayırmasını öneriyorum. Bolca dinlenmesini, uyku düzenini oturtmasını, ailesinden bebek için yardım almasını, eşiyle birlikte yalnız olarak dışarı çıkıp birlikte vakit geçirmelerini öneriyorum. Ya da annemizin arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmesini öneriyorum. Bolca egzersiz yapabilir, yürüyüş yapabilir, televizyon izleyebilir, sosyal medyada anne bloklarını takip edebilir. Hayatta her şey rol olduğu gibi annelikte bir roldür ve oynadıkça, öğrendikçe bizler öğreneceğiz. O yüzden kendimizi yıpratmamızın bir anlamı yok. Mutlaka önemli olan sevgi temeline dayalı, bebeğiyle birlikte vakit geçirerek bu süreci birlikte atlatabileceklerini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Balıkesir Ayvalık turizm sezonuna hazırlanıyor Turizm alanında Kuzey Ege’nin incisi ve cazibe merkezi konumundaki Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, yaklaşan sezon öncesinde hazırlıkları sürüyor. Ayvalık Belediyesi Fen İşleri ve Temizlik İşleri müdürlüklerine bağlı ekiplerin ortak yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ta yeni yaz sezonu hazırlıkları tamamlanıyor. Sarımsaklı Badavut mevkisinde sahil boyunca yürütülen çalışmalarla Ayvalık’ın doğal güzellikleri titizlikle korunuyor. Sahilde, atıklardan arındırma, kumları temizleme işlemlerini hızlandıran ekipler, bölgenin temiz ve düzenli bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Badavut mevkiindeki çalışmalar, kumsalın hem estetik açıdan daha güzel bir görünüme kavuşmasını, hem de yerli ve yabancı turistlerin rahat ve keyifli vakit geçirebileceği bir ortama kavuşturmaya çalışıyor. Ekipler, titizlikle yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ın turizm potansiyeline değer katabilmek için mücadele ediyor. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, yapılan çalışmaların Ayvalık’ın çevre düzenlemesi ve turizme verilen değer açısından önemli olduğunu belirterek, Sarımsaklı Badavut mevkisi sahilindeki düzenlemelerin titizlikle yürütüldüğünü söyledi. Başkan Ergin, "Kentimize gelen her vatandaşımız temiz ve düzenli bir çevrede vakit geçirsinler. Kentimizden huzur içinde keyifli hatıralarla ayrılmalarını hedefliyoruz" dedi.