GÜNDEM - 04 Nisan 2022 Pazartesi 10:36

Hayali olan mali müşavirlik için 55 yaşında yüksek lisans yaptı

A
A
A
Hayali olan mali müşavirlik için 55 yaşında yüksek lisans yaptı

Eskişehir’de yıllarca muhasebeci olarak çalışan Atilla Yakşi, okuma azmi ve hırsı sayesinde 50 yaşından sonra üniversiteyi bitirerek mali müşavir oldu ve kendi bürosunu açtı. Okumanın yaşı olmadığını söyleyen Yakşi, “Gençlerimiz bol bol okusunlar ki bu sayede memleket aydınlığa kavuşsun” dedi.

Eskişehir’de uzun yıllardır bir muhasebecinin yanında çalışan Atilla Yakşi, hayali olan mali müşavir olmak için 50 yaşından sonra üniversiteye başladı. Eğitim hayatına başarıyla devam eden Yakşi, 55 yaşında ise Osmangazi Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayarak tüm insanlara, çalışmanın ve okumanın yaşı yoktur mesajını verdi. Üniversite diploması sayesinde kendi bürosunu açarak mali müşavir olarak görev yapmaya başlayan Yakşi, okumanın ve kendini geliştirmenin yaşı olmadığını bir kez daha insanlara göstermiş oldu.

Hayali olan mali müşavirlik için 55 yaşında yüksek lisans yaptı

“Çalıştım ve başardım”

50 yaşından sonra bir şeyleri başarmanın kendisini çok daha iyi hissettirdiğini söyleyen Yakşi, bundan sonra da birçok hedefinin olduğundan bahsetti. Liseyi 25 yaşında bitirdiğinin altını çizen Yakşi, “Liseyi 4 farklı okulda okudum. Lise dönemim yaklaşık 15 yıl sürdü. Ardından 50 yaşında üniversiteyi bitirdim ve 55 yaşında ise yüksek lisansı tamamladım. 56 yaşında da muhasebeci oldum. Okumaktan asla vazgeçmedim. Şu anda yine sınavlara hazırlanıyorum. Ben asla okulu bırakmadım. Lise diplomasını aldıktan sonra üç tane üniversite okudum. En son iktisat fakültesinden mezun oldum. Daha önce okulları bitirmeden önce de muhasebe çıraklığı yapıyordum. 50 yaşından sonra da mali müşavir olayım dedim. Çalıştım ve başardım” dedi.

Hayali olan mali müşavirlik için 55 yaşında yüksek lisans yaptı

“Çocuğum yaşında biriyle okumaya devam ediyorum”

Yüksek lisans eğitimini mali müşavirlikte staj dönemini kısaltmak için yaptığını belirten Yakşi, şu an uluslararası belge alabilmek için yeni bir sınava gireceğini söyledi. Arkadaşlarının sürekli okulu bitiremeyeceğine dair imalarda bulunduğundan bahseden Yakşi, “Uluslararası muhasebe belgesi almak istiyorum. Şimdi ona hazırlanıyorum. Şimdi söylemeyeyim ama işin esprisi, o da 100 yaşında falan bitecek herhalde. Arkadaşlarım sürekli senden önce de biri 50 yaşında bitirmişti diyorlardı. Biraz da inat yaptım herhalde. Benim çocuğum yaşında bir arkadaşım var. Aynı stajı ve fakülteyi bitirdik. Aynı zamanda mali müşavir olduk. Şimdi onunla aynı sınava da gireceğiz. Çocuğum yaşında biriyle okumaya devam ediyorum. Yine işin şakası, okuduğum için biraz genç gösteriyorum. Gençliğin sebebi, genç arkadaşlarla okumaktan geçiyor. Osmangazi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparken, Nurullah diye bir hocamız vardı. Okulun en yaşlı profesörü oydu. Okulun en yaşlı öğrencisi de bendim. Bu yüzden profesörümle çok iyi anlaşıyorduk. Diğer öğrenciler bazen beni hocayla karıştırıyorlardı. Okumanın yaşı yoktur. Mimar Sinan yanlış hatırlamıyorsam 55 yaşından sonra Mimar Sinan oldu. Daha bunun gibi birçok örnek sayabiliriz. İnsanlar 50’sinden sonra bir yerlere gelebiliyor. Ben de 100 yaşına gelene kadar, büyük biri olacağıma inanıyorum. 25 yaşında gençler ‘neler yapacağız’ diye soruyorlar. Ben 56 yaşındayım. 30 sene boyunca denerlerse yine beni geçmiş olurlar. Kesinlikle okusunlar. Okumanın sonu yoktur. Bol bol okusunlar ki bu sayede memleket aydınlığa kavuşsun” diye konuştu.

Güvenç Açaroğlu - Erhan Can
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.