EKONOMİ - 18 Haziran 2021 Cuma 12:37

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan: 'Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor'

A
A
A
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan: 'Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor'

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen ‘İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını BTSO Başkanı İbrahim Burkay yaptı. Burkay, pandemi döneminde yapılan desteklemelerin devam etmesi gerektiğini ifade ederek, “Pandeminin ortaya çıktığı ilk günden bu yana tüm gücümüz ve imkanımızı pandeminin üyelerimiz üzerindeki etkilerini azaltmaya yoğunlaştırdık. Tüm sektörlerimizle sürekli iletişim halinde olduk. Düzenlediğimiz istişare toplantılarıyla üyelerimizin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ettik. Komitelerimizin belirlediği sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm beklentilerini çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlara aktararak sektörlerimizin sorunlarının çözümünde önemli bir rol oynadık. Dünya ekonomilerinin zorlu sınavlardan geçtiği bir dönemdeyiz. Geçen yıl bir sağlık sorunu olarak başlayan korona virüs salgını, ekonomik sorunları ve belirsizlikleri de ortaya çıkardı. Salgınla birlikte küresel ekonomi hem arz hem de talep yönüyle büyük sınavlar verdi. İşletmelerimizin bir bölümü faaliyetlerine ara vermek zorunda kalırken, tedarik zincirlerinde de aksamalar meydana geldi. Diğer taraftan da büyümenin en önemli etkenlerinden birisi olan iç tüketim, salgından negatif etkilendi” dedi.

Bursa’da ve Türkiye’de çok ciddi bir yatırım iştahının bulunduğunu belirten Burkay, “Hükümetimiz tarafından sağlanan çok önemli destek mekanizmaları var. Ancak iş dünyamızın sahip olduğu bu potansiyeli ortaya çıkarabilmek için faiz ve enflasyon koşullar ile birlikte yatırım ortamını güçlendirici adımlar atılması önem arz etmektedir. Firmalarımız geçen yıl bu aylarda kredi destek paketleri kapsamında yüzde 7,5’a kadar düşen faizleri kullanmışken bugün kredi faiz oranları ise yüzde 22-24 aralığında bulunmaktadır. Yüksek enflasyonla mücadelede kararlı ve hızlı bir şekilde atılacak adımlar, işletmelerimizin maliyet ve sermaye yapısı açısından yaşadığı olumsuzlukların da önüne geçecektir” diye konuştu.

“Yerli otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması tesadüf değil”

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, salgının etkilerinin nispeten azalmasıyla, artık sahaya daha sık inecekleri, yerelin sesini yerinde duymak istedikleri için Anadolu turuna Bursa’dan başladıklarını ifade ederek, “Otomotivin ve tekstilin kalbi burada atıyor. Türkiye’nin otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması elbette tesadüf değil. Sahip olduğunuz kabiliyetler, güçlü tedarik zincirleri ve firma etkileşimini kolaylaştıran ekosistem, Bursa’nın taşıdığı avantajlardan sadece birkaçı. Çekim merkezi konumunda olan Bursa, bölgesel gelişme açısından da çevre illerin kalkınmasında bir kaldıraç görevi üstleniyor. Dolayısıyla taşıdığınız bu potansiyel, ülkemize de yüksek katma değer, üretim çeşitliliği ve istihdam olarak geri dönüyor. Bu etkileyici performans, sizleri bir rol model olarak da öne çıkartıyor” ifadelerini kullandı.

“Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz”

Zorlu 2020 yılının geride kaldığını, yaşanan küresel salgının sosyolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok sorunu da beraberinde getirdiğinin altını çizen Elvan, “Bakın biz bu dönemde, sorunsuz işleyen bir düzenin aniden durabileceğini, deyim yerindeyse tüm şalterlerin bir anda kapanabileceğini gördük. Küresel ekonomi, belki de son 100 yılın en şiddetli daralmasını yaşadı. Dünya ticareti ve uluslararası sermaye hareketleri derin yaralar aldı. Küresel çapta işsizlik, bütçe açıkları, borçluluk oranları ve enflasyon artış eğilimine girdi. Oluşan bu hasarın giderilmesi maalesef zaman alacak. Türkiye, işte böylesine zorlu bir mücadeleyi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hızlı koordine olabilme yeteneği sayesinde başarıyla yürüttü. Emekçiler, işverenler ve vatandaşlarımız için tüm imkânlarımızı seferber ettik. Salgından etkilenen işletmelerimize; Çeşitli hibe destekleri sunduk, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler getirdik, KDV ve kira stopajlarında indirimler yaptık. Üretimde sürdürebilirliği sağlamak için benzersiz adımlar attık. Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği gibi mekanizmalar, Türk sanayisini bu zorlu dönemde ayakta tuttu. Bahsettiğim bu dört uygulamayla, 9 buçuk milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sunduk. Bütçeden ve çeşitli fonlardan sunduğumuz desteklerin tutarı 141 milyar lirayı aştı. Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz” dedi.

“Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum”

Şunu da çok net ifade edeyim; bundan sonraki süreçte de ihtiyaç duyan her kesimin yanında olmaya devam edeceklerini işaret eden Bakan Elvan, “Biliyorsunuz aşılamada da önemli bir ivme artışı söz konusu. Günde 1 milyon dozun üzerinde aşı yapılıyor, bakınız bu muazzam bir başarıdır. İnşallah bu durumun olumlu etkisini de önümüzdeki dönemde, hem ekonomide hem de sosyal hayatın normalleşmesinde göreceğiz. Atılan adımların katkısıyla, 2020 yılını büyümeyle kapattık. Ekonomik aktivite 2021’in ilk çeyreğinde canlı bir performans gösterdi. İlk çeyrekteki yüzde 7’lik büyümenin yüzde 30’unu imalat sanayimiz tek başına sırtladı. Yine bu dönemde; dış talebin ve yatırım harcamalarının da büyümeye önemli bir katkı sağladığını görüyoruz. İhracat tarafı çok güçlü gidiyor, bu sene tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bursa’nın ihracat rakamları da, yılın ilk 5 ayında, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 38’in üzerinde arttı. Sizlerin de desteği ile yıl sonu hedefimize ulaşacağımızdan hiç kuşkum yok. Makroekonomik politikalarımızda 3 temel önceliğimiz var. Birincisi; ekonomide dengesizlik ve kırılganlık oluşturmayacak, kaliteli ve istikrarlı bir büyümeyi temin etmek. Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır. İstihdam oluşturan, gelir dağılımını iyileştiren, verimliliği artıran ve rekabeti teşvik eden politikalarla büyüme patikamızı şekillendirmek istiyoruz. Bu büyümeden de, tüm vatandaşlarımızın en iyi şekilde faydalanmasını arzuluyoruz. İkinci politika önceliğimiz; Cari açığın kontrol altına alınması, hatta orta vadede cari fazla veren bir ekonomik yapının hakim kılınmasıdır. Cari açıkla mücadelenin hem dönemsel hem de yapısal unsurlarının olduğunun farkındayız. İhracat pazarlarımızın toparlanıyor oluşu, dönemsel açıdan işimizi kolaylaştırıyor. Benzer şekilde, altın ithalatını azaltmak için uyguladığımız tedbirlerin de müspet etkilerini görmeye başladık. Yılın ilk 5 ayında altın ithalatı, geçen seneye göre yüzde 47 azaldı. Yapısal tarafta da bir dizi tedbir hayata geçecek. Örneğin; imalat sanayimizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu daha da artırmak için özel programlar uygulayacağız. İhracatı öncelikleyen yatırımlara ağırlık vereceğiz. Yurtdışı lojistik merkezleri açarak ihracatçıların potansiyel pazarlara erişimini hızlandıracağız. Üçüncü ve en önemli politika önceliğimiz ise; fiyat istikrarının sağlanmasıdır” şeklinde konuştu.

“Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor”

“Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en temel engeldir. Yüksek enflasyonun olduğu bir ortamda, sanayici de önünü göremez, sağlıklı karar alamaz, uzun vadeli yatırım yapmaya da cesaret edemez” diyerek sözlerini sürdüren Bakan Elvan, “İşte bu yüzden, enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Biz bu sorunu bir bütün olarak ele alıyoruz. Para, maliye, finansal sektör ve yapısal politikalarımız uyum içinde hareket ediyor. Kısa vadeli kazanımlar uğruna, asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız. Enflasyonla mücadelede, beklentiler kanalının ne denli kritik bir rol oynadığını biliyoruz. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte; ülkemizin risk primi de düşecek, sermaye girişi hızlanacak, Türk Lirası varlıklara talep artacak, ve oluşan güven ortamı istikrarlı büyümeyi de beraberinde getirecek. Biliyorsunuz geçmişte de yüksek enflasyon sorununu yaşadık ve attığımız adımlar sayesinde enflasyonu gayet başarılı bir biçimde tek hanelere indirdik. Yine benzer bir başarı hikayesi yazacağız, ancak bunun için sizlerin de sabrınıza ve desteğinize ihtiyacımız var. Biz Hükümet olarak sizlerin yükünü alacak ve işlerinizi hızlandıracak düzenlemeleri yapmakta kararlıyız. Reform paketinde de yer verdiğimiz üzere; sanayimiz için finansman, beşeri sermaye, vergilendirme ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda somut politikaları hayata geçireceğiz” dedi.

“Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız”

Finansa erişimin sizler için ne denli kritik bir önem taşıdığını dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Buradan hareketle; bankacılık sektörünün yanı sıra, faizsiz finans sistemi ve sermaye piyasalarını daha da derinleştirecek politikalara hız vereceğiz. Katma değer üreten firmaların hayatta kalmasını da çok önemsiyoruz. Bunun için bankacılık sektörümüzde; firma rehabilitasyonları için yeniden yapılandırma birimleri kurulmasını teşvik ediyoruz. Sanayicilerimizin ara eleman bulma noktasında karşılaştıkları zorlukların da farkındayız. Bu sorunu çözmek üzere, çok önemli bir adım atıyoruz, hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız. Kalfalık döneminde alınan ücretlerde iyileşme sağlayacak, bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu tarafı olarak biz karşılayacağız. Böylece sizlerin üzerindeki yükleri kaldırmayı hedefliyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve sizlerin yapabileceklerine çok büyük bir güven duyuyoruz. Türkiye, küresel ekonominin sayılı üretim ve inovasyon merkezlerinden biri olabilir. İnanın bunun önünde hiçbir engel yok. Pandemide Türk sanayisi kendini ispatladı, en zor durumlarda bile müdahale kapasitesiyle gücünü gösterdi” diye konuştu.

Sanayicilerinden 4 temel beklenti

Sanayiyi daha ileri taşımak adına, 4 temel beklentilerinin olduğunu söyleyen Elvan, “Birincisi; yüksek katma değer üreten, dijitalleşmeyi teşvik eden ve rekabet gücünüzü artıracak yatırımlara öncelik vermenizi arzu ediyoruz. Bursa, sahip olduğu avantajlarla yerli yabancı pek çok yatırımcının hedef noktası da olabilir. Dolayısıyla sizlerin pro-aktif olmanızda, uluslararası işbirliği imkânlarını zorlamanızda büyük faydalar bulunuyor. İkincisi; borç-özkaynak dengenizin daha dikkatli ayarlanması hususu. Ben katıldığım tüm toplantılarda, bu hususun özellikle altını çiziyorum. Ödeyebileceğiniz kadar borç alın, büyük yüklerin altına lütfen girmeyin. Şirketleriniz sermaye piyasalarına açmak gibi, farklı finansman imkanlarını da gündeminize alın. Hammadde ve emtia fiyatlarının dünya genelinde arttığı, gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentilerinin yükseldiği bir döneme giriyoruz. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikalarında değişikliğe gidebileceği bir ortamda, yurtdışı piyasalarda oynaklığın artabileceğini öngörmek gerekiyor. Bu nedenle, bilanço yapımızı bu yeni döneme göre ayarlamamız önem arz ediyor. Üçüncüsü; istihdam ve teknoloji dengesini çok iyi kurmaya özen göstermeliyiz. İşgücümüze yeni iş imkanları oluşturmak kadar, mevcut işgücü kabiliyetlerinin geliştirilmesi de kritik öneme sahip. Bu noktada Bursa, diğer illerimize göre avantajlı bir konumda. İlimizdeki Model fabrikanın gerek yalın üretim, gerekse dijitalleşme konusunda dönüştürücü bir fonksiyon üstleneceğini düşünüyorum. Sizlerin burada alacağı eğitimler, verimlilik ve rekabet artışı olarak işinize geri dönecek, bundan emin olabilirsiniz. Dördüncü ve son olarak; Sanayinin yeşil dönüşümü konusunu da odaklı bir şekilde ele almamız şart. Yeşil teknolojiler, küresel çapta yeni ürünler ve piyasalar oluşturmak için ciddi bir büyüme potansiyeli sunuyor. Küresel iklim değişikliği, tarım başta olmak üzere hayatımızın pek çok alanını etkilemeye başladı. Ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da bu konudaki hassasiyeti günden güne artıyor. Önümüzdeki dönemde, dış kaynaklara ve dış finansmana erişim şartlarından birisi de yeşil dönüşüm olacak. Dolayısıyla, bu konuyu asla ıskalamamız gerekiyor. Türkiye, yeşil devrimin öncülerinden biri olabilir. Ben bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Türkiye’nin Otomobili Projesi, aslında tam da bu bağlamda değerlendirilmesi gereken bir iş. Biliyorsunuz otomobiller artık ulaşım aracı olmanın da ötesinde; yüksek teknolojili, elektrikli, otonom ve ağa bağlı akıllı bir cihaza dönüşüyor. Tabi buna ek olarak; çevre ve emisyon alanında getirilen yeni düzenlemeler de sektörde reformu zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, sektörde hem ana sanayinin hem de tedarik sanayinin hızla uyum sağlamasını gerektirecek bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu bakış açısına sahip olup harekete geçenler, otomotiv endüstrisinin yarınlarını da şekillendirecekler. İşte TOGG, bu sektörün yarınlarını bugünden şekillendirme iddiasını ortaya koyuyor. Burada geliştirilecek teknolojiler; çevreyi kirletmeyen, elektrikli ve bağlantılı bir mobilite ekosistemini de hayata geçirecek. Daha da önemlisi, ülkemiz tedarik sanayisi de bu dönüşüme ayak uyduracak. Bir sonraki adımda da, geliştirdiğimiz teknolojileri yurtdışına ihraç edeceğiz. Bir ülke sanayisi için, bundan daha ilham verici bir örnek olabilir mi? Bursa’nın bu benzersiz dönüşüme öncülük edecek olması da hakikaten heyecan verici” diyerek sözlerini noktaladı.

Samet Doğru - Abdullah Çibir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep HKÜ’de 19 Mayıs coşkusu 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında milli mücadele döneminin tarihi arka planını ve bu dönemde yaşanan önemli olayların ele alındığı “Milli Mücadele’nin İlk Adımı 19 Mayıs 1919” konulu konferans Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) gerçekleştirildi. Konferans sonunda, HKÜ Spor Topluluğu tarafından düzenlenen 2024 Spor Turnuvalarında dereceye giren takımlara ödülleri törenle verildi. Şehitler için saygı duruşun bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, TRT tarafından hazırlanan “19 Mayıs” adlı belgeselin gösterimi ile HKÜ Cine Amfi’de başlayan programa HKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Gül Rengin Küçükerdoğan ve Prof. Dr. Mehmet Lütfi Yola, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, Öğrenci Dekanı Dr. Öğr. Üyesi Özgür Osman Demir, HKÜ Genel Sekreteri Ümit Şahnaoğlu, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan HKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Lütfi Yola, “19 Mayıs 1919, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından milli mücadelemizin ilk tohumlarının atıldığı, milletimizin bağımsızlık ve özgürlük yolunda attığı ilk adımın tarihidir. Bugün, bu anlamlı günde gençlerimizle birlikte olmanın gururunu yaşıyoruz. HKÜ’nün üretken gençlerinin spor, bilim, sanat, edebiyat ve her türlü alanda öncülük edeceğine ve vizyonlarını daha ileriye taşıyacaklarına inanıyorum. Bir arada olduğumuz bu özel günde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum” dedi. HKÜ Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Murat Erkoç’un konuşmacı olarak yer aldığı “Milli Mücadele’nin İlk Adımı 19 Mayıs 1919” konulu konferansta 19 Mayıs 1919’un Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki önemi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadele’nin detayları paylaşıldı. Konferansın ardından, danışmanlığını yaptığı HKÜ Spor Topluluğu tarafından düzenlenen 2024 Spor Turnuvaları Ödül Töreni’nde konuşan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, "Çok yönlü bir aktiviteydi. Başta rektörlüğümüz ve mütevelli heyetimiz olmak üzere destek veren herkese teşekkür ederiz. Turnuvaya katılan tüm öğrencilerimizi tebrik ederim" ifadelerini kullandı. Ödül töreninde madalyalar sahiplerini ve kupalar sahiplerini buldu Futbol turnuvasında birinciliği Sağlık Bilimleri Fakültesi Futbol Takımı, ikinciliği Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden ‘Fizyo United’ takımı ve üçüncülüğü Meslek Yüksekokulu2ndan ‘SHK Air’ takımı kazandı. Basketbol turnuvasında ise Meslek Yüksekokulu’ndan ‘İHA Basketbol’ takımı birinci, Mühendislik Fakültesi basketbol takımı ikinci ve İletişim Fakültesi basketbol takımı üçüncü oldu. Voleybol turnuvasının birincisi Mühendislik Fakültesi ‘Mashup’ voleybol takımı, ikincisi Mühendislik Fakültesi voleybol takımı ve üçüncüsü Eğitim Fakültesi voleybol takımı oldu. Masa Tenisi Turnuvası’nda ise birinciliği Mühendislik Fakültesi’nden Enes Cıkcık, ikinciliği İletişim Fakültesi’nden Arş. Gör. Mahmut Ceran ve üçüncülüğü yine Mühendislik Fakültesi’nden Esat Efe Karalar elde etti. Tüm branşlarda ödül alan Mühendislik Fakültesi 2024 Yılı Rektörlük Kupasının sahibi oldu.
Bursa Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’ndan Bursa’ya yeni otoyol müjdesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, İstanbul İzmir otoyolunun artık Bursa’nın şehir merkezinde kalan çevreyolundan geçmeyeceğini belirterek, “40 kilometre civarında yeni bir otoyol yapacağız. Bursa geçişini kapsayacak bir otoyol olacak. İstanbul’dan gelip Osmangazi Köprüsü’nü geçip Bursa’ya girişte mevcut çevre yoluna gelmeden Kuzeyden ayrılıp Bursa’yı kucaklayıp Susurluk istikametine doğru gidecek. Buna başladık ve bitireceğiz” dedi. TGRT Haber’de gündem özel programına konuk olan Bakan Uraloğlu, Osmangazi Köprüsü’nün ve İstanbul İzmir Otobanı’nın trafiğe çok önemli katkılar sunduğunu daha önceleri 8,5 saat süren yolculuğun 3,5 saate düştüğünü kaydetti. Osmangazi Köprüsü’nün günlük geçiş garantisinin 40 bin araç olduğunu, bugün ortalama 60 bin aracın köprüyü kullandığını hatırlatan Bakan Uraloğlu, otobanda da 4-14 Nisan bayram tatili süresince 2 milyon 857 bin 657 aracın geçtiğini ve rekor kırıldığını hatırlattı. Osmangazi Köprüsü’nün 2016 yılında açıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Eskiden İstanbul’dan İzmir’e 8,5 saat süren yolculuktan bahsediyoruz. Bayramlar hariç. Şu anda 3 saat hatta 3,5 saatte biten yolculuk. Bu köprü ve otoyolu yapmamış olsaydık 12 saat süren yolculuk yaşanacaktı. Kamu yatırımlarının yapılmasıyla ilgili birkaç yöntem var. Ankara İzmir otoyolunu dış kredi ile yapıyoruz. Çalışmalarımız devam eden Kapıkule Çerkezköy arasında milli bütçeden yapılan bölüm ve dış kredi ile yapılanı var. Yap işlet devret üçüncü alternatif. Burada projeyi yaparken oraya koyduğumuz sayıları geçmiş durumdayız. Öngörülen trafikle beraber, kaç lira geçiş ücreti olursa finanse edilir, bunu dikkate alarak afaki olmadan yapıyoruz. Osmangazi köprüsünde garanti edilen geçiş sayısı 40 bindir. Şu andaki ortalama günlük 60 bindir. Sayının 1,5 katına geldik. Bayramda 13 Nisanda 117 bin araç geçti ve rekor kırıldı. Ücret noktasında henüz karşılamıyor. Vatandaşımız daha rahat geçsin diye ücretleri indirim yaparak firmaya uygulatıyoruz. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kendi işlettiği otoyolları fiyat güncelmesine dahil edelim. Osmangazi Köprüsü’nü açtığımızda geçiş ücreti 35 dolardı, 15 dolara indirip açmıştık. Aynı zamanda o dönemde 20 litre akaryakıta karşılık geliyordu. Bugün 900 lira gibi bir rakam yapar. Ancak güncelleme ile yarısına geldik. Vatandaşlarımızı ve nakliyecileri rahatlatacak bir durumda olduğumuzu söyleyebilirim” dedi İstanbul İzmir otobanında en yoğun bölgenin Bursa olduğuna dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Bursa’da mevcut çevre yolu aynı zamanda şehir içi gibi kaldı. Günlük araç geçişleri 100 binleri geçti. Orada daha kuzeyden ikinci bir otoyol projesine başlandı. Orayı çözeceğiz. 40 kilometre civarında yeni bir otoyol yapacağız. Bursa geçişini kapsayacak bir otoyol olacak. İstanbul’dan gelip Osmangazi Köprüsü’nü geçip Bursa’ya girişte yani Ovakça yakınlarında mevcut çevre yoluna gelmeden kuzeyden ayrılıp Bursa’yı kucaklayıp Susurluk istikametine doğru gidip bağlayacak olan bir yeni yol yapıyoruz. Başladık. Burayı rahatlatmış olacağız.” İfadelerini kullandı Demiryolu ulaşımının rahatlamasıyla Bursa’nın daha da önem kazanacağına vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Eskişehir üzerinden Bursa’ya bağlanacak projemiz var. İstanbul’dan bir anda yüksek hızlı trenle İzmir’e gelecek bir bağlantı yapmış olacağız” diyerek Ankara Bursa hızlı tren projesine dikkat çekti.
Bilecik Zabıta özel bireylerle voleybol ve yakar top oynadı Bilecik Belediyesi +1 Mutluluk Kafe’de çalışanları ziyaret eden zabıtalar, özel bireylerle sokak oyunları oynadı ve çay içerek sohbet etti. Dünya Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında Bilecik Belediyesi Zabıta Müdürlüğü görevlileri +1 Mutluluk Kafe’de çalışan özel çalışanları ziyaret etti. Tümü özel bireylerden oluşan kafe çalışanları tarafından karşılanan Zabıta Müdürlüğü görevlileri özel bireylerin talep ve görüşlerini dinledi. Bilecik Belediyesi Zabıta Müdürü Mücahit Öndersev, yaptıkları etkinlik dolayısıyla büyük mutluluk yaşadıklarını belirterek, "Zabıta Müdürlüğü çalışanları olarak kutlanan Engelliler Haftası kapsamında Bilecik Belediyesi +1 Mutluluk Kafe çalışanlarını ziyaret ettik. Biz sürekli Zabıta Müdürlüğü olarak buradaki arkadaşlarımızla diyalog halindeyiz. Çünkü onlar bizden kalplerinin güzelliğiyle artı bir konumundalar. Hayatın, onlar için ne kadar güzel olursa bizler için de güzel olacağının farkındayız ve farkında olmalıyız. Çünkü bizler de her an o kategoriye girebiliriz. Buradaki arkadaşlarımızı çok seviyoruz, iyi ki varlar" ifadelerini kullandı. +1 Mutluluk Kafe çalışanları da yapılan sürpriz ziyaret dolayısıyla duydukları memnuniyeti belirterek, zabıta görevlilerine teşekkür etti. Etkinlikte +1 Mutluluk Kafe çalışanları, Zabıta Müdürlüğü görevlileriyle voleybol ve yakar top oynadıktan sonra çay içerek, sohbet etti.