SAĞLIK - 16 Ocak 2020 Perşembe 12:25

'Her 6 erkekten birinde prostat kanseri gelişme riski var'

A
A
A
'Her 6 erkekten birinde prostat kanseri gelişme riski var'

Prof. Dr. Rahim Horuz, "Prostat en sinsi ilerleyen ve ölümcül olabilen kanser türlerinden biri. Erkekler arasında ikinci en sık görülen kanser türüdür ve ömür boyu risk açısından altı erkekten birinde prostat kanseri tespit etme ihtimali söz konusudur. Genetik mirasta sadece baba tarafı değil anne tarafı da sorgulanmalı, teşhiste geç kalınmamalıdır." dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Üroloji Bölümünden Prof. Dr. Rahim Horuz, halk arasında doğru kabul edilen birçok kanı yüzünden erkeklerde prostat kanserinin tedavisinde geç kalındığını açıkladı. Prostat büyümesi ve kanserinin farklı hastalıklar olduğunu belirten üroloji uzmanı Prof. Dr. Rahim Horuz, yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi: "Prostat, mesanenin çıkışında kestane büyüklüğünde bir bez. Büyüdüğü zaman içinden geçen idrar yollarını sıkıştırmaya başlayıp işeme şikâyetlerine yol açıyor. Bazen hiç yolu tıkamadan ve büyümeden de kanser odağı barındırabiliyor. Dolayısıyla prostat hastalıkları deyince akla ilk kanser gelmemeli. Toplumda çok sık gördüğümüz prostat büyümesi iyi huylu bir hastalıktır, ölümcül değildir, ancak kişiyi rahatsız eder. Prostat kanserini ise çok geniş bir yelpazede değerlendirmek lazım. Çok masum türü de, yıllar içinde gelişip ölümcül risk oluşturanı da, ya da vakit kaybedilmesi durumunda çaresiz bırakacak aşırı uçları da var."

"Genetik geçişte anne tarafı da önemli"
Prof. Dr. Rahim Horuz, halk arasında ayakta idrar yapmanın prostata neden olduğu yönündeki inanışa da açıklık getirdi. Prof. Dr. Horuz, "Ayakta idrar yapmanın prostatın kanserine de büyümesine de yol açtığını söyleyemeyiz. Fakat ayakta acele ile idrar yapılması mesanenin tam boşalmasına engel oluyor ise kişinin prostat ile ilgili yakınmalarını artırabilir. Araştırmalar erkekler arasında prostat kanserine yakalanma riskinin tüm ömür boyunca yüzde 15 oranında olduğunu söylüyor. Yani yaklaşık 6-7 erkekten birinin ömür boyu prostat kanserine yakalanma ihtimali var. Bunlar arasında daha ılımlı olanları veya ölümcül olanları bulunabilir; fakat risk her erkek için söz konusudur. Bununla beraber ailesinde kanser olanlarda, yani genetik yatkınlığa sahip olanlarda prostat kanserine yakalanma ihtimali daha yüksektir. Bu kişilerde kanser hem daha erken yaşlarda görülebilir hem de daha saldırgan olma eğilimindedir. Erkekler ‘baba tarafımda prostat kanseri yok, bende de çıkmaz’ dememeli. Çünkü anne tarafının akrabalarından da genetik geçiş görülüyor. Dolayısıyla anne ve baba tarafında kanser öyküsü olanlar 40-45’li yaşlardan itibaren tetkiklerini ihmal etmemeli." dedi.

"Bir damla kanla bir saatte teşhis"
Prostat kanserinin teşhisinin son derece basit ve güvenli bir şekilde yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Rahim Horuz, "Taramada kullanılan iki yöntem var. İlki PSA dediğimiz basit kan testi, ikincisi rektal muayene. İki yöntemi birbirinden ayırmak doğru değil, birlikte düşünmek lazım. Ancak, erkeklerin bir bölümü rektal muayeneden çekiniyor. Bu açıdan PSA özellikle muayeneyi reddeden hastalarda ilk bulguları öğrenmemiz açısından hayati öneme sahip. Rektal muayeneden önce yapılan kan testinin sonucu bir saatte alınıyor." bilgisini verdi.

"Gece uyanmalarını ciddiye alın"
Prostat büyümesinin 50 yaş üzeri çoğu erkeğin ortak şikayeti olduğunu bildiren Horuz, açıklamalarına şöyle devam etti: "50 yaşından sonra yaklaşık her üç erkekten biri gece ve gündüz sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma gibi şikayetleri yaşar. Kimileri bunu yaşa bağlayıp doktora gitmeyi erteler, kimi ise şikâyeti için bize başvurur. Bu şikâyetlerin çoğu iyi huylu prostat büyümesine bağlı olsa da, bu hastaların bir bölümünde prostat kanserini de erken aşamada yakalama imkânı buluruz. Sinsi bir kanser türü olan prostat kanseri, normalde erken dönemlerde hiçbir belirti vermeden gelişir. Belirti verdiğinde ise maalesef ilerlemiş ve civardaki organları sarmış hale gelir. Tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi burada da erken teşhis hayati önem taşıyor. Çünkü hastalığın en etkili ve en yüz güldürücü şekilde tedavi edilebileceği safhası erken dönemdir."

"Erken belirti yok"
Prof. Dr. Rahim Horuz, prostat kanserinin erken belirti vermediğini, ilk belirtilerin hastalık ilerlediği zaman görüldüğünü belirtti.

Prof. Dr. Horuz, ileri aşamada görülen belirtileri açıklayarak sözlerini şöyle noktaladı: "İdrar kanalları tıkanan hasta idrar yapamıyor, idrarda kanamalar başlıyor, böbrekler tıkandığı için şişerek zarar görüyor ve kemik ağrıları oluyor. Tüm bu şikâyetler genellikle ilerlemiş evrede yaşanırken, hastalığı yakalayıp tedavi edebileceğimiz erken safhada ise özel bir belirti görülmüyor. Bu nedenle PSA taraması çok önemli. Riskli yaşlara ulaşmış erkeklerin hiçbir şikayeti olmasa da kanser taşıyabileceğini ve erken teşhisle tedavi edilebileceğini unutmaması gerekiyor. Aile öyküsünde risk olanlar 40-45, diğerleri ise 50 yaşından itibaren prostat kanseri taramalarını ihmal etmemeli."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da minik eller temiz bir çevre için boya tuttu Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi, çevre bilincini artırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla çocuklar ve gönüllü gençlerle "Temiz Çevre, Temiz Dünya" temalı bir resim çalışması gerçekleştirdi. Etkinlikte çevre dostu su bazlı boyalar kullanılarak çocuklar, geri dönüşüm atölyesi kapsamında yapılan kağıtlara çevre konusundaki düşüncelerini resmetti. Gün boyunca devam eden duvar boyama etkinliği sırasında Erasmus programı kapsamında Sırbistan, Macaristan, Polonya, Estonya ve Yunanistan’dan gelen gönüllü gençler de çocuklara eşlik etti. Gençlik merkezi bünyesindeki eğitmenler ve gençlik çalışanları, çocuklara yönelik çevre bilinci temalı bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirdi. Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi Çalışanı Mehmet Deveci, "5 Haziran Çevre Günü etkinlikleri kapsamında bir faaliyet gerçekleştirdik. Bir çevre temalı resim çalışması yaptık. Sonrasında çocuklarımız ile birlikte çiçek ve ağaç dikimi gerçekleştirdik. Şimdi de bir sanat atölye çalışmamız var. Bu çalışma kapsamında çocuklarımızın hayal gücünü geliştirebileceği, kendini ifade edebileceği resimlerle dolu bir atölye yapacağız. Eğlenceli ve keyifli bir zaman geçiriyoruz. Katılımda bulunan gönüllü gençlerimize ve bizi her zaman destekleyen İl Müdürümüz Musa Kazım Açıkbaş’a teşekkür ederiz" dedi.
Ankara Bakan Kacır: “Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar dünya tarafından dikkatle takip ediliyor” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar dünya tarafından dikkatle takip ediliyor” dedi. AX-3 Uzay Misyonu Mürettebatı Karşılama Töreni Ankara’da gerçekleşti. ODTÜ Kültür ve Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Kurdaş Salonu’nda düzenlenen törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ve diğer mürettebattan Walter Villadei, Marcus Wandt Michael Lopez-Alegria katıldı. Törende konuşan Bakan Kacır, “Teknoloji ve bilim yarışında insanlık yararına geliştirilecek tüm alanlarda dünyada en önde olan ülkelerden biri olalım. Bunu başarabiliriz. Adım adım neleri başardığımızı görüyoruz. Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar bütün dünya tarafından dikkatle takip ediliyor artık. Ve bu kazanımları, bu başarıyı uzay bilim ve teknolojilerine daha hızlı şekilde transfer etme ve aktarmak istiyoruz. Ve bu alanda da benzer bir başarı hikayesi gerçekleştirmek istiyoruz. Çünkü bu alan bizim için hem çok stratejik hem de ekonomik değeri çok kıymetli bir alan” dedi. Küresel uzay ekonomisinin yıllık 600 milyar doları aştığını belirten Kacır, 10 yıl içerisinde 1,5 trilyon dolara yaklaşacağının tahmin edildiğini söyledi. Küresel uzay ekonomisi pastasından daha fazla pay alınabileceğini ifade eden Kacır, “Bunu yapabilecek imkan ve kabiliyete sahibiz. Seksenli yıllarda Türkiye, gelecekte sahip olmayı hedeflediği uyduları için yörünge haklarını almaya başladığında aynı zamanda bu uyduları geliştirecek araştırma çalışmaları da başlatmak istedi. Ve o yıllarda uzay araştırmaları alanında çalışacak ilk merkez bu kampüste 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi çatısı altında kuruldu. Fakat maalesef 80’ler ve 90’lar Türkiye’nin bütün bu alanlarda çalışma yapmasını mümkün kılacak bir siyasi ve ekonomik istikrarı yakalamasına el vermedi. Ancak 2000’li yıllarda milli uydu projelerinde adım atmaya başladık. Önce Türksat uydusunun o ortak üretim faaliyetlerine dahil olduk. Sonra RASAT ve GÖKTÜRK görüntüleme uydularını yerli olarak geliştirdik” diye konuştu. Metre altı çözünürlüklü elektro optik kamerası dahil olmak üzere tüm kritik alt sistemleri ve bileşenlerin Türkiye’de geliştirildiğini hatırlatan Kacır, şu anda üretilmiş olan İmece Gözlem Uydusunu Türkiye’de ürettiklerini kaydetti. İmece Gözlem Uydusunu Cumhuriyet’in 100’üncü yılının Nisan ayında uzaya göndermeyi başardıklarını aktaran Kacır, “Bu Türk mühendislerinin, Türk bilim insanlarının, Türk araştırmacılarının bir zaferidir. Ama her zaman hedefi bir adım öteye taşıyoruz. Bizim için haberleşme uydularını yerli ve milli olarak geliştirmek de çok önemli bir alan. Bunu yapabilen ülkelerin sayısı ancak iki elin parmağı kadar” şeklinde konuştu.
Tokat Nesli tükenmekte olan 19 hayvanın atıklardan heykeli yapıldı Tokat Belediyesi öncülüğünde Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, çevre bilincini sanatla buluşturdu. Öğrenciler topladıkları atıklardan nesli tükenme altında olan 19 hayvanın heykelini yaptı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutlamak adına Tokat Belediyesi öncülüğünde Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, çevre bilincini sanatla buluşturan etkileyici bir projeye imza attı. 8 ay önce kolları sıvayan öğrenciler, giymedikleri kazakları ve kullanılmayan eşyaları okullarına getirerek geri dönüşüme katkı sağladı. Aynı zamanda öğrenciler, okul çevresindeki atıkları toplayarak çevre temizliğine de önemli bir destek verdi. Görsel Sanatlar Öğretmenleri Derya Kara ve Sevilay Asan Özkiraz koordinasyonunda gerçekleştirilen proje kapsamında, nesli tükenme tehlikesi altındaki hayvanları konu alan heykeller yapılmasına karar verildi. Tokat Belediyesi’nin de destekleriyle başlatılan “Sıfır Atık” projesi, atıkların öğrencilerin ellerinde sanata dönüşmesini sağladı. Geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılan 19 heykel, sanatseverlerin beğenisine sunulacak. "Atıktan Sanata Sürdürülebilir Nesiller" adını taşıyan heykel sergisi, çevre bilinci ve korunmasının yanı sıra nesli tükenmekte olan hayvanlara da dikkat çekmeyi hedefliyor. Öğrenciler, el becerileriyle hayal güçlerini birleştirerek ortaya çıkardıkları heykellerle ziyaretçilere çevre konusunda önemli bir mesaj iletecek. Heykeller, öğrencilerin ellerinde hayat bulduktan sonra yarın kentteki bir otelde sergilenecek. Proje sayesinde kullanmadıkları kazakları geri dönüşümle sanata dönüştürdüklerini söyleyen öğrenciler, bu sayede de hayal dünyalarını el becerileri ile perçinlediklerini belirtti.
Ankara Maher Holding, 280 avukatla buluştu Maher Holding, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde iş birliği yaptığı 280 avukatla 31 Mayıs tarihinde Quick Tower’da bir araya geldi. Genel strateji değerlendirme ve bilgilendirme toplantısıyla başlayan buluşma, akşam saatlerinde Heybeliada’da düzenlenen akşam yemeğiyle sona erdi. Başarılarla dolu geçmişinden başarılarla dolu bir geleceğe doğru yürüyen Maher Holding Sigorta Grubu, bu önemli buluşmayla durum değerlendirmesi yaparken bir yandan da tüm çalışanlarına, acentelerine, iş ortaklarına ve avukatlarına teşekkür etme fırsatı yakaladı. “Ekibiniz iyiyse başarı kendiliğinden geliyor” Maher Holding CEO’su Levent Uluçeçen, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, şirketin kuruluşundan bu yana verdikleri mücadelelere ve elde ettikleri başarılara değindi. Uluçeçen, "Siz hep bu süreçlerin içindeydiniz çünkü bizim yaptığımız işin temelinde sözleşmeler yani hukuk var. Önemli olan ekip! Ekibiniz iyiyse, iyi bir ekiple çalışıyorsanız başarı kendiliğinden geliyor. Sizler de bu ekibin bir parçasısınız" diyerek avukatların şirket için önemini vurguladı. Uluçeçen aynı zamanda holdingin şeffaf yönetimine dikkat çekerek sadece sigortalılar için değil tüm paydaşlar ve çalışanlar için de güven veren bir şirket olmaya çalıştıklarını belirtti. “İş birliğimizi daha da güçlendirdik” Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ise organizasyonun ilk saatlerinde gündem değerlendirmesi yaptı. Geleceğe dair hedefler üzerine açıklamalarda bulunan Yaşar, “Bu özel etkinlikte, avukatlarımızla bilgi alışverişinde bulunarak iş birliğimizi daha da güçlendirdik. Henüz yedi yıl önce Quick Sigorta ile kurulmuş genç bir yapıyız. Zaman içinde bu yapı gelişti ve artık ülkenin önemli holdingi haline geldi. Bugün yedinci yaşını da kutlayacağımız Quick Sigorta, 2018’de aramıza katılan Corpus Sigorta ve ruhsat aşamasında olan Quick Hayat Sigorta Şirketinden oluşan sigorta grubu ve diğer şirketleri ile bir finansal grup olarak hep birlikte, elbette sizlerin değerli katkılarıyla büyümeye devam ediyor” dedi. Maher Holding Hukuk Müşaviri Şenol Küni de etkinlikte yaptığı konuşmada, "Hukukun şirketimizin temeli olduğunu unutmadan, birlikte çalıştığımız avukatların katkıları sayesinde başarımızı sürdürüyoruz. Bu tür toplantılar, bizleri daha da yakınlaştırarak iş birliğimizi kuvvetlendiriyor" ifadelerini kullandı. Etkinliğin ikinci bölümünde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen avukatlarla sektörel gelişmeler değerlendirildi ve hukuksal süreçlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu. Quick Art Space ve Kaan Kemal Öner Sergisi Toplantının ardından, Quick Art Space’te Kaan Kemal Öner’in “Gökyüzünün Karnında(n)” adlı sergisini ziyaret eden katılımcılar, 19’uncu yüzyıl fotoğraf baskı tekniklerinin modern yorumlarına eşlik etti. Quick Sigorta’nın 7’nci yaşı hep birlikte kutlandı Toplantı sonrası Quick Sigorta’nın 7’nci yılını kutlamak amacıyla düzenlenen etkinlikte, şirketin geçmiş başarıları ve gelecekteki hedefleri konuşuldu. Organizasyonun sonunda, avukatlar Heybeliada’da düzenlenen akşam yemeğinde bir araya gelerek denizin huzur verici manzarası eşliğinde keyifli sohbetlerle günü noktaladılar.